Swallowed Star - SS 189: Harabenin Ödülleri

---

 

 

Çeviri ve Düzenleme: madShy

 

Bir yıl üç ay kadar sıkı çalışmanın sonucunda kristal evi kırarak çıkmıştı.

 

Kristal ev CHİCHİ sesi çıkarttı ve duvarında devasa bir delik açıldı. Kısa süre sonra tamamen hayali bir ışığa dönüştü ve sonra koyu kahverengi dallar yere daldı.

 

“adhgjkfkgkhl……” benzer bir ses labirentin içerisinde duyuldu.

 

“Bir yıl üç ay kadar sonra sonunda bu sesi tekrar duyabildim.” Luo Feng başını eğerek taktiksel iletişim saatine baktı , hızlıca tercüme edildi---

 

“Tebrikler. Ölüm Misyonu sınavını geçtiniz!”

 

“Lütfen önünüzdeki tünel boyunca ilerleyin. Görevi tamamlama ödülünüzü almak için benimle görüşün.”

 

Ses hala aksolurken Luo Feng’in önündeki koyu kahverengi ağaç dallarından duvar açılmaya başladı. Üç dört metre genişliğinde bir tünel oluşmuştu. Tünel karanlıktı ve sonunda hayali bir ışık bulunuyordu, kristal duvarın yaydığıyla aynı türde bir ışıktı.

 

“Sonunda başardım. Öyleyse ödülümü alma zamanı?” Luo Feng etrafında döndü ve çantasını aldı. Sonra yüce mekik uçtu.

 

“Git!”

 

Bir atlayışta yüce mekiğin üzerine kondu.

 

Vııııınnnn! Yüce mekik hızlıca tünel boyunca uçtu ve hızlıca ışıklarla parlayan bir saraya ulaştı! Meleklerin yaşadığı mükemmel bir saray gibiydi, hayali ışık hiç kaybolmuyordu. Sarayın kendisi birkaç düzine metre genişliğindeydi, bir spor salonu boyutundaydı.

 

“Onunla buluşmak mı? Nerede?” Luo Feng etrafına bakındı.

 

Tamamen boştu!

 

Aniden---

 

Devasa miktarda ışık bir araya gelerek hızlıca bulanık uzun bir kişiyi meydana getirdi. Odaklandı ve kel kafalı kristal bir kişi haline büründü.

 

“Işık birini mi meydana getirdi?” Luo Feng biraz gerilmişti.Arkeolojik harabede olan her şey insan kapasitesini çok aşıyordu! En güçlü dövüşçü bile arkeolojik harabede hiçbir şey yapamazdı! Doğal olarak….Luo Feng doğal olarak bu kristal kişinin önünde biraz geriliyordu.

 

“dkfkdflflgmvngh…..” kel kristal kişi gülümseyerek konuştu. Yüzü son derece detaylıydı. Eğer gerçek biri olsaydı kesinlikle epey güzel olurdu.

 

Luo Feng’in taktiksel iletişim saati hemen tercüme etti: “Merhaba Luo Feng.”

 

Kel kristal adam taktiksel iletişim saatine bir bakış attı. Sonrasında saraydaki akan ışıklardan birisi aniden taktiksel iletişim saatine ateşlendi. Luo Feng kendini şaşırmaktan alıkoyamadı, taktiksel iletişim saatinin ekranından arkeolojik harabedeki bu kel kristal kişinin şuan masif miktarda bilgiyi sildiğini söyleyebilirdi.

 

“Rahatla.” hafifçe metalik bir ses kristal kişinin ağzından yayıldı.

 

Çince mi?

 

Luo Feng önündeki kişiye şok içerisinde baktı.

 

“Şaşırmana gerek yok. Bu dünyadaki insanları ne kadar geliştiklerini inceledim. Dilinin, kültürünün, tarihin, her şeyin gelişimine baktım. Tabii ki sizin kelimelerinizi ve dilinizi de anlıyorum.” kel kristal kişi hafifçe gülümsedi, “Beni kabul etmene yardımcı olması için bir kişinin biçimine bürünüyorum.”

 

Luo Feng sakinleşti.

 

Evet, kim bilirdi bu arkeolojik harabe ne kadar zamandır bulunuyordu. Tam olarak dünyadaki sürecin nasıl işlediğini bilmeleri garip değildi.

 

“İnsanlığın teknolojileri hala ilkel düzeyde.” kel kristal adam devam etti, “Siz çocuklar hakkındaki her şeyi biliyorum. Bu nedenle adın olan Luo Feng’i buraya girmeden önce bir zamanlar sana seslendim.”

 

Luo Feng donup kaldı.

 

Evet bir yıl üç ay kadar önce  ölüm misyonu başladığında seçkin öğrenci Luo Feng diye çağrılmıştı.  Bu sırada çeviri yazılımının bunu eklediğini düşünmüştü. Şuan görünen o ki arkeolojik harabe gerçekten ismini biliyordu.

 

“Ölüm misyonunu harekete geçirdiğinden seni direkt olarak isminle çağırdım.” dedi kel kristal kişi, “Eğer sınavda başarısız olsaydın ölecektin. Bu yolla haberler yayılmayacaktı. Ve eğer testi geçersen Yun Mo gezegenine girme hakkın olacaktı ve Yun Mo gezegeninin bir üyesi olacaktın. Ayrıca bu gezegeni gözetiğimi de öğrenecektin.”

 

“Yun Mo gezegeni?” Luo Feng donup kaldı.

 

Kel kristal kişi hafifçe onayladı: “ Bilmekle bilmemek aynı şeydir.”

 

“Ve şimdi sana sınavı geçme ödülünü vereceğim.”

 

Kristal kişi elini salladı.Bir anda sarayın derinliklerinden renkli birkaç obje taşınarak geldi. Toplamda dört obje bulunuyordu: siyah bir yelek, bir gümüş kolluk, biraz yıldız ışığıyla parlıyor gibi görünen bir kitap ve altıgen şeklinde bir metal kart. Bu dört obje kel kristal adamın önünde süzüldü.

 

“İlk şey siz insanların kara tanrı seti dediği şey.” kel kristal kişi siyah yeleği işaret etti.

 

“İkincisi gümüş kolluk şeklindeki şey mini bir kuantum bilgisayarı!”

 

“Üçüncüsü, Yükselen Gökyüzünün teknik kontrolleri.”

 

“Dördüncüsü Yun Mo gezegenine girmeni sağlayan bir kart.”

 

Kel kristal kişi en son altıgen şeklindeki metal karta dokundu. Üzerinde iki karmaşık kelime bulunuyordu. İç geçirdi: “Ustamın kurduğu programı takip edeceğim fakat ne yazık ki bu kartı alsan da Yun Mo gezegeninden seni gelip alması için birini ayarlayamazsın. Bunun anlamı Yun Mo gezegenine giremezsin.”

 

“Neden?” Luo Feng’in kafası şuan fena karışmıştı, “Ve şu Yun Mo gezegeni de ne?”

 

“Yun Mo gezegeni geniş evrendeki gizemli bir yerdir.” kel kristal kişi Luo Feng’e doğru baktı, “Ne yazık ki ben Yun Mo gezegeni ile bağlantı kuramıyorum ve sen de kart aracılığıyla Yun Mo gezegeniyle bağlantı kuramazsın. Bu üsteki programa göre sana kartı vermek zorundayım. Diğer yandan onu kullanamazsın.”

 

Luo Feng şok olmuştu…..

 

// Boş ver dayı sar sen yine de lazım olur…

 

Yun Mo gezegeni evrenin gizemli ve güçlü bir organizasyonuymuş gibi görünüyordu! Uzun uzun zaman önce arkeolojik harabeyi kurmuşlardı ve burada olan her şeyi incelemişlerdi. Seçkinleri seçecek ve onların Yun Mo gezegenine götüreceklerdi. Diğer yandan arkeolojik harabe Yun Mo gezegeniyle bağlantıya geçemiyor gibi görünüyordu.

 

Yun Mo gezegeni muhtemelen sıkıntıdaydı! Belki de çoktan yok edilmişti!

 

Hiçbir şey ebedi değildi. Ne kadar güçlü veya gizemli organizasyon olduğunun bir önemi olmaksızın sonsuza kadar varlığını sürdüremezdi. Bu arkeolojik harabede koşullar mükemmel işliyordu bu yüzden eğer bağlantı kurulamıyorsa muhtemelen sıkıntı Yun Mo gezegenindeydi.

 

“Bu Yun Mo kartını kullanamazsın ve zaten kara tanrı setinin kullanımını biliyorsun.”

 

“Ve şu mini kuantum bilgisayarı her genetik dövüşçünün ve ruh okuyucunun istediği bir şey. Son derece kullanışlıdır.” dedi kel kristal kişi, “Taktiksel iletişim saatinin her işlevinin yerine getirmekle kalmıyor ayrıca çeşitli diğer fonksiyonları da bulunuyor. En önemli kısmı ise hedefin gücünü saptayabilmesi.”

 

“Güç saptama mı?” Luo Feng şok olmuştu.

 

“Üzerine koy.” dedi kel kristal kişi, “Ve üzerine ruhsal gücünü akıt.” bunu söylediği gibi gümüş kolluk Luo Feng’e doğru uçtu.

 

“Tamam.”

 

Luo Feng önceden sol kolunda olan kolluğu çıkarttı ve sonrasında gümüş kolluğu üstüne geçirdi. Tam biraz ruhsal güç ona gittiğinde gümüş kolluk hızlıca kendini derisine bağladı. Gümüş kolluğun yüzeyinde devasa miktarda resim ve kelime belirdi, hepsi Çince idi.

 

“Mini kuantum bilgisayarının ayrıca çeviri fonksiyonu da bulunuyor.” dedi kel kristal kişi, “Taktiksel iletişim saatinin içerisindeki çeviri yazılımına harabelerin sırlarından çok fazla sızdı bu yüzden harabe hakkındaki bilgilerin çoğunu taktiksel iletişim saatinden sildim, denetleyicilerin Temel 312 Hareketi de buna dahil.”

 

Luo Feng onayladı.

 

Silinse de kim takardı? Kim bilir bu 312 temel hareketi bir yıl üç aydır kim bilir kaç defa çalışmıştı. 312 temel hareketin ötesini ve berisini hafızasına almıştı.

 

“Mini kuantum bilgisayarının en sol altındaki düğmeye bas ve sonra mini kuantum bilgisayarını gücünü belirlemek istediğin hedefe doğrult.” dedi kel kristal kişi, “Ayrıca onu sesinle de kontrol edebilirsin”

 

Luo Feng başını eğdi ve baktı. En sol alttaki diye tabir edilen düğme birkaç işaretten oluşuyordu, ne de olsa mini kuantum bilgisayarının tüm yüzeyi pürüzsüz ve düzdü. Luo Feng hafifçe en sol alttaki düğmeye baktı ve sonra mini kuantum bilgisayarını kendine doğrulttu. Anlık olarak mini kuantum bilgisayarın üzerinde birkaç kelime göründü-- “Savaş gücü: Ruhsal güç (Öğrenci seviye 9). Genetik Enerji (Öğrenci seviye 9)”

 

“Öğrenci Seviye 9’un anlamı nedir?” Luo Feng kel kristal kişiye baktı.

 

“Zaten Yun Mo gezegeninin bir parçası olduğundan bunu bilmeye hakkın var.” dedi kel kristal kişi, “Bu geniş engin evrende sonsuz miktarda yaşam formu bulunuyor. Yaşam formlarının çoğunun gücü öğrenci seviyesinde. Öğrenci seviyesi olarak anılan düzey senin dünyanın terminolojisi esas alınarak belirleniyor. Hemen hemen ortalama bir sivil.”

 

Luo Feng donup kalmıştı.

 

Ortalama bir sivil….. o sadece sıradan biri miydi? Sadece bir sivil?

 

“Öğrenci seviyesi dokuz farklı düzeye ayrılır. Birinci seviye en düşüğü, dokuz ise en yükseğidir. Seviye bir sizin acemi düzey savaşçı seviyenize eştir ve seviye dokuz ileri düzey savaş tanrısı seviyenize eşittir.” kel kristal adam gülümsedi, “Dünyanızdaki en güçlü dövüşçü olan Hong birkaç arkeolojik harabeden epeyce miras aldı. Bu dokuz seviye hakkında o kadar bilgisi olmasının nedeni de budur. Belki dokuz seviyenin kulağa hoş gelmediğini düşünerek savaşçı, kumandan, savaş tanrısı olarak ayırmıştır. Diğer yandan engin evrende bu seviye öğrenci olarak etiketlenmiştir.”

 

Luo Feng derin bir nefes aldı.

 

“Öğrenci seviyesinin üzerinde yıldız gezgini seviyesi bulunur! Ancak yıldız gezgini seviyesine ulaştığında genetik dövüşçü ruh okuyucu olarak çağrılabilirsin. Yıldız gezgini seviyesinden önce genetik dövüşçü ruh okuyucu olarak çağrılmaya hakkın olmadığı gibi sadece bir öğrencisin.” kel kristal adam bunu söylediği gibi Luo Feng’in dili tutuldu.

 

Yenilmez savaş tanrısı olarak çağrılıyordu fakat bu ruh okuyucu bile olarak çağrılmasına hakkı olmayan bir duruma dönmüştü.

 

“Yıldız gezgini seviyesi de dokuz düzeye ayrılır!”

 

“Gezegeninizde savaş tanrısı seviyesini aşan varlıklar yıldız gezgini seviyesinde dövüşçülerdir!” dedi kel kristal kişi.

 

madShy notu: Sonunda ‘savaş tanrısı seviyesini aşan varlıklar’ diye yazmaktan kurtuluyorum sanırım hhahahaha…

 

Luo Feng bir şeyin farkına varmıştı: öyleyse kudretli ve muazzam temsilciler yıldız gezgini dövüşçülerdi.

 

“Yıldız gezgini dövüşçü olduktan sonra uzay boşluğunda seyahat edebilirsin ve karnını dolu tutabilirsin. Hayatta kalmak için temel bilgileriniz var.”  kel kristal adam gülümsedi, “Fakat gezegeninizin uzayda gezebilecek teknolojileri bulunmuyor.”

 

“Güce ne dersin?” Luo Feng sordu, “Onlar ne kadar güçlüler?”

 

Luo Feng savaş tanrısı seviyesini aşan varlıklar olan Hong ve Yıldırım Tanrısının gücünü merak etmişti.

 

“Çoğu yıldız gezgini birinci seviyede, sadece birkaçı yıldız gezgini ikinci seviyesinde! İkisi yıldız gezgini üçüncü seviyesinde.” dedi kel kristal kişi, “En güçlü dövüşçü Hong yıldız gezgini altıncı aşamada. Ve Yıldırım Tanrısı yıldız gezgini yedinci aşamada. İkisi kalanından çok daha güçlü.”

 

Luo Feng donup kaldı.

 

Hong yıldız gezgini altıncı seviye miydi? Ve Yıldırım Tanrısı yıldız gezgini yedinci aşamadaydı?

 

“Bekle Hong Yıldırım Tanrı’sından daha güçlü olmalı.” Luo Feng elinde olmadan söyledi.

 

“Seviyeye göre konuşuyorum, bedenlerindeki güç, genetik enerji ve ruhsal gücü kapsıyor bu da. Bu gerçek savaş güçleri değil.” dedi kel kristal kişi, “Hong’un form seviyesi ve genetik enerjisi gerçekten de Yıldırım Tanrısından daha zayıf. Diğer yandan gerçek savaş gücünde sadece form seviyesine veya genetik enerjiye güvenemezsin.”

 

“Senin gibi!”

 

Kel kristal adam Luo Feng’e doğru baktı, “Ruhsal gücün öğrenci seviyesi 9’uncu seviyede! Fakat savaş yeteneği katlayıcın 16! Genetik enerjin öğrenci seviye dokuzuncu aşamadayken savaş yeteneği katlayıcın 3.5!”

 

Şuan Luo Feng eş zamanlı bir şekilde 16 fırlatma bıçağını maksimum güçte kontrol edebiliyordu.

 

“İkisi de öğrenci dokuzuncu seviyede fakat savaş yeteneği katlayıcı iki ve on aynı şey mi?” kel kristal adam Luo Feng’e baktı.

 

Luo Feng donup kalmıştı.

 

Evet…..

 

Mini kuantum bilgisayar sadece bedenin temel verilerine bakıyordu. Buraya ilk gelişinde ruhsal gücü altı fırlatma bıçağını kontrol edebiliyordu fakat şimdi 16 fırlatma bıçağı kontrol edebiliyordu. Güç farkı devasaydı fakat test yine de ona öğrenci dokuzuncu seviye etiketini veriyordu.

 

“Öğrenci dokuzuncu seviye, savaş yeteneği katlayıcısı 16.”

 

“Yıldız gezgini seviye 1 savaş yeteneği katlayıcısı 4 e eşit.” dedi kel kristal adam, “Çoğu yıldız gezgini seviye dövüşçülerin savaş yeteneği katlayıcısı üç ya da dört bu yüzden şu anki savaş gücün yıldız gezgini birinci seviyesindeki birçok dövüşçüyle karşılaştırılabilir, yani savaş tanrısı seviyesini aşan varlıklardan sayılırsın!”

 

Kel kristal adam üzerinde yıldızımsı bir ışık parlayan süzülen kitabı işaret etti: “Ayrıca denetçilerin saldırı yöntemlerini öğreten Yükselen Gökyüzü eğitim kılavuzuna sahipsin. Bu Yükselen Gökyüzü denetçilerin silahlarını nasıl kontrol edeceğini öğretir, yüce mekik gibi. Geçmişte yüce mekiği nasıl kullanacağını bile bilmiyordun ve gerçekten de onu sıradan fırlatma bıçakları gibi kullandın. Bu denetçiler için dövülmüş bir silaha hakarettir.”

 

“Denetçi nedir?” Luo Feng sordu.

 

“Evrendeki dövüşçüler genetik dövüşçüler ve ruh okuyucular olarak ikiye ayrılır. Bunlar iki büyük kategoridir. Genetik dövüşçüler daha küçük kategorilere ayrılırlar keza ruh okuyucular da öyledir. Sen denetleyici kategorisinde bir ruh okuyucusun. Senin gezegeninin kelimelerini kullanırsak basitçe telekinezi.”

 

Luo Feng şaşkına dönmüştü. Görünen o ki evrende uzun süredir eğitim konusunda mükemmel bir sistem kurulmuştu.

 

“ Yıldız gezgini seviyesindeki ruh okuyucuların bütün istediği ruh okuyucular için bir silahtır! Kim bilirdi ki senin çoktan bir tane elde ettiğini.” dedi kel kristal kişi, “Bu yüzden epey şanslısın. Hong bu hazine hakkındaki gerçeği biliyor olmasına rağmen o bir ruh okuyucu değil ve ikincisi yüce mekiği kullanmasını öğretecek bir kılavuza sahip değil. Bunu sana vermesinin nedeni de bu.”

 

Luo Feng neşelenmişti. Hong’un biraz isteksiz görünmesine ve kasıtlı olarak onu 30 yıldıza düşürmesine şaşmamak lazımdı.

 

Yıldız gezgini seviyesindeki ruh okuyucular bile bunun gibi bir silahı istiyordu ve o gerçekten elde etmişti.

 

“Eğer onlar için kullanabilecekleri silah yapmazsan güçlerinin gerçekten ne kadarını kullanabilirler ki.”

 

“Ve şimdi yüce mekiğin eğitim kılavuzu Yükselen Gökyüzüne de sahipsin, yüce mekiğin gerçek potansiyelini ortaya çıkartabilirsin.”

 

“Yüce mekik ve eğitim kılavuzu olmadan zaten yıldız gezgini birinci aşama savaş gücüne sahipsin.”

 

“Fakat onlarla birlikte, sana bir kaplanın kanatları verilmiş gibi. Gücün trajik bir şekilde artacaktır. Ne kadar artacağı meselesinde ise yüce mekiği ne kadar ustalıkla kullandığına bağlı!” dedi kel kristal kişi.

 

Luo Feng’in kalp atışları hızlandı.

 

Henüz yıldız gezgini seviyesine geçmiş olmasa da savaş yeteneği katlayıcısı, yüce mekik ve Yükselen Gökyüzü eğitim kılavuzu ile olağan savaş tanrısı seviyesini aşan varlıklar onun rakibi değildi.

 

“Genellikle yıldız gezgini seviyesini yarıp geçmen için 12 fırlatma bıçağını maksimum gücünde kullanman gerekir.”

 

“Fakat yeteneklisin ve beyin gücün 12. Bu yüzden cepheyi yarıp geçiş gerekliliğin normal bir kişininkinden daha yüksek. Yarıp geçebilme şansını elde edebilmek için 16 fırlatma bıçağına ulaşabilmen gerekiyor.” dedi kel kristal adam, “Şuan her an yarıp geçebilirsin. Yarıp geçme yöntemini mini kuantum bilgisayarına bıraktım. Geri döndüğünde yakından bir incele derim.”

 

Luo Feng heyecanlanmıştı.Kristal evin sertliğinin 16 fırlatma bıçağının kırıp geçeceği şekilde ayarlanmasına şaşmamak lazımdı. Yıldız gezgini seviyesine yarıp geçebilmesi için 16 fırlatma bıçağına ulaşmak zorundaydı.

 

“Geçen beş bin yılda dünya gezegeninden Yun Mo gezegeninin bir üyesi olan ilk kişisin.” dedi kel kristal kişi, “Fakat gururlanamazsın. Savaş gücüne göre Hong senden çok daha güçlü. O çoktan kendi alanına sahip! Yıldız gezgini seviyesinde yenilmez olduğunu varsayabilirsin.”

 

“Beş bin yıl sonra Yun Mo gezegeninin üyesi olan ilk kişi olarak Yun Mo gezegenine artık giremesen bile hala onları aşıp en güçlü dövüşçü olman konusunda umutluyum.” dedi kel kristal adam Luo Feng’e bakarak.

Çevirmen Notu: Beyler burada ‘Hong’un alanı’ diye bahsettiği şeyi açıklayayım. Seçkin eğitim kampına ilk geldiğinde herkes güneşin kaybolduğunu falan düşünmüşlerdi ya … İşte onun gibi Hong etrafında bir alan oluşturarak, etrafındaki herkesin ondan önce güçsüz olduğunu ve karanlığa gömüldüğünü düşünmesini sağlıyor. Bu da daha önce Hong’un ortaya çıktığı her yerde gösteriliyor. Kesin bilmemekle birlikte ileriki bölümlerde muhtemelen açıklayacaktır, yine de bilgi vereyim dedim. Keyifli okumalar.

 

 Çevirmen Notu: Seriye editör arıyoruz arkadaşlar.İşini temiz ve hızlı yapabilecek kişiler tercihimiz.