SS 164: Yüce Mekik

avatar
8628 28

Swallowed Star - SS 164: Yüce Mekik


 

 

Çeviri ve Düzenleme: madShy

 

Luo Feng’in parmakları bir çizgi çektiğinde kilitli kasa otomatik bir şekilde açıldı.

 

En üstünde bir kılavuz vardı. Luo Feng onu açtı ve elinde olmadan gülümsedi: “Bu kılavuz epeyce detaylı. Kara Tanrı seti, yüce mekik, eğitim kılavuzu ve doğa ruhunun hepsinin açıklaması detaylandırılmış. Hm? Burada sadece eşyaların üçü var. Ruh Okuyucu Temelleri burada değil.”

 

Luo Feng başını eğerek kasadaki eşyalara baktı.

 

Gerçekten de-- sadece üç paket halinde ürün vardı: yüce mekik, Kara Tanrı seti ve doğa ruhu. Ruh Okuyucu Temelleri eğitim kılavuzu burada değildi.

 

“Nasıl olur da eğitim kılavuzu olmaz?” Luo Feng dikkatlice kılavuzu okudu. Kılavuz Ruh Okuyucu Temelleri eğitim kılavuzunun çok gizli olduğunu açıklıyordu bu yüzden fiziksel eğitim kılavuzu görünmeyecekti. Eğer öğrenmek istiyorsan tek bir yolu vardı-- sanal boşluğa girmek ve eğitim kılavuzunu orada okumaktı!



Tanrım!

 

Kendi eğitim kılavuzunu okuması için sanal boşluğa girmesi gerekiyordu bu çok aşırı ihtiyatlıydı.

 

“Son derece önemli olmalı yoksa reis böylesine bir şey yapmak durumunda kalmazdı.” diyerek düşündü Luo Feng. Bundan sonra havaya bağırdı: “Hong Ning merkezi şehri haritası.”

 

Luo Feng konuştuktan sonra bir hologram aniden önünde belirdi, Hong Ning merkezi şehrinin detaylı haritası bulunuyordu. Haritanın boyutu Luo Feng tarafından özgürce kontrol edilebiliyordu. Kısa süre sonra harita üzerinde bir nokta buldu. Haritadan konumu doğruladıktan sonra sesini kullandığı sürece…. Al sistemi konumu doğrulayabilirdi.

 

“Varış noktası, seçkin eğitim kampı.” Luo Feng parmağıyla bastı.

 

Vıııııınnn!!

 

Koyu mavi renkte üçgen dövüşçü jeti hızlıca yükselerek Sınırların Dojosu karargahındaki epeyce kişinin dikkatini çekti. Epeyce kişi jetlere hayranlık duyuyordu. Diğer yandan sadece oto jetlerin görünüşleri açısından olduğunu söyleyemezlerdi.Aslında dünyadaki çoğu insan oto jetleri bilmiyordu bile. Oto jet ile sıradan dövüşçü jetleri arasındaki fiyat uçurumu devasaydı.

 

���

 

Gökyüzü karanlıktı ve seçkin eğitim kampı epeyce sessizdi. Seçkin eğitim kampındaki tüm savaş tanrısı öğretmenlerin yapacak fazla bir şeyi yoktu, tüm öğrenciler yaşam ve ölüm macerasında olduklarından durum bundan ibaretti. Çoğu savaş tanrısı öğretmen seçkin eğitim kampını terk etmiş ya evine gitmiş ya da bilimsel alanların yanında rahatlıyorlardı. Sadece birkaçı burada kalmıştı.

 

Öğrencilerin yaşam ve ölüm macerasında oldukları ay savaş tanrısı öğretmenlerin dinlenme vaktiydi.

 

Sessizlik.

 

Vııııınnnn!

 

Derin mavi bir üçgen dövüşçü jeti hayalet gibi alçaldı. Alçalırken kapak açıldı ve Luo Feng şimşek gibi gümüş kasayı yanına alarak atladı. Üçgen dövüşçü jetiyse yavaşça alçaldı ve sonrasında kapağını kapattı. Bundan sonra tekrar hareket etmedi.

 

“Eh, nasıl orada bir dövüşçü jeti olur?”

 

“Hiçbir fikrim yok nereden geldi?”

 

Seçkin eğitim kampındaki iki çalışan şok içinde üçgen dövüşçü jetine bakıyordu.

 

“Seçkin eğitim kampına girebilmesi için özel hakları olan biri olmalı ya da ileri düzey savaş tanrısı hatta savaş tanrısı seviyesini aşan bir varlık.” iki işçi bunu anlayamadı ve dövüşçü jetini bir süre incelemeye başladılar. Savaş tanrısı öğretmenlerin eğitim kampında kalan aileleri bile hala bu dövüşçü jetinin farkına varmışlardı.

 

Fakat kimse kimin jeti olduğunu bilmiyordu.

 

Dövüşçü jeti fazla aniden iniş yaptığı için ve Luo Feng seri bir şekilde dışarı atıldığı için. Sadece ön kapıdaki devriye takımı zar zor bir gölgenin uçaktan çıktığını görmüştü.

 

.....

 

Jiang Nan pagodası ikinci katında çalışma odasında.

 

Gümüş kasa çoktan açılmış ve içerisinde paketlenmiş Kara Tanrı seti, Yüce Mekik ortaya çıkartılmıştı. Doğa ruhunu ise Luo Feng oto jetin içerisinde bırakmıştı,ne de olsa yakında Jiang Nan merkezi şehrine yakında dönüyordu. Oto jet doğa ruhunu bırakması için çok güvenli bir yerdi.

 

“Kara Tanrı setini kullanmak kesinlikle basit.” Luo Feng kılavuza baktı.

 

Bir insan Kara Tanrı setini giydikten sonra otomatik olarak derinin altına giriyordu ve taze kanın bir miktarını absorbe ediyordu. Biraz taze kan absorbe ettikten sonra Kara Tanrı seti dönüşüm geçirerek Kara Tanrı setinin insan bedeniyle senkronizasyonu sağlanıyordu. Bedenin üzerindeki bir ten gibi her düşünceyi takip ediyordu.

 

Kara Tanrı seti sadece 20 cm uzunluğunda saf beyaz plastik bir materyalin içine konulmuştu.

 

“SÖK!” Luo Feng plastiği yırttı. Kasanın içerisinde epeyce sert siyah bir eldiven vardı.

 

“Eğer kılavuzu okumasaydım muhtemelen Kara Tanrı setinin neye benzediğini hayal edemezdim.” Luo Feng şöyle bir gülümsedi. Kara Tanrı seti tüm formlarda görünürdü. Eldiven, Yelek, Şapka, Pantolon hatta bir yüzük şeklinde bile görünebilirdi.

 

Diğer yandan nasıl göründüğünün bir fark etmeden hiçbir farklılığı yoktu!

 

Giydikten sonra özgürce dönüştürebiliyordun.

 

“Kara Tanrı seti.” Luo Feng siyah eldiveni aldı,derin bir nefes çekti ve sonrasında….sol eline soktu.

 

Luo Feng sessizce bekledi.

 

İlk olarak hiçbir şey hissetmedi. Tam 30 saniye kadar sonra sol baş parmağı bir iğne tarafından delinmiş gibi göründü. CHİ~~ tüm siyah eldiven su gibi fokurdamaya başladı. Siyah damlacıkları sallanıyordu. Aynı sırada Luo Feng’in beş parmağı, avucu ve elinin arkası acı içindeydi.

 

Şükürler olsun ki acı dayanılmaz değildi.

 

Çıplak gözle görülebiliyordu…..kırmızı renkli sıvı siyah damlaların içerisine sızıyordu. Sayısız siyah damlacık Luo Feng’in sol elini sardı. Kırmızı renk siyah damlacıkların içerisine aktığında siyah damlalar dönüşmeye başlıyor gibi göründü. Tüm süreç bitene kadar 15 dakika kadar sürdü.

 

“Hm? Ne kadar büyüsel.”

 

Luo Feng sol elinde esip geçen rüzgarı hissedebiliyordu!

 

Evet!

 

Bu siyah eldiven onun bir parçası gibi bedeninin teniydi artık.

 

“Değiş,değiş,değiş.”



Luo Feng siyah eldivene baktı. Aniden siyah akan bir ışık hızlı ve hafifçe Luo Feng’i sol kolu boyunca sardı. Aynı zamanda siyah akan ışık biterek direk olarak sağ kolunu sardı. Ve ayrıca tüm iki ayağı, bacakları, boynu ve hatta yüzünün her parçasını sarmıştı.

 

“Fazla inanılmaz.” Luo Feng aynanın karşısına yürüdü ve kendisine baktı.

 

Elbiselerinin altında tüm bedeni siyah bir deri katmanı ile kaplanmıştı. Yüzü bile siyaha dönmüştü. Sadece gözleri,burnu ve ağzı açıktaydı. “ Fırlatma bıçağı” Luo Feng SS derece bir fırlatma bıçağı aldı ve kendi kolunu kesti! Ancak olağanüstü sert bir deri parçasını kesmiş gibi hiçbir etki bırakmamıştı.

 

“Değiş!” Luo Feng’in bir düşüncesiyle.

 

Bedeni üzerinde siyah bir pelerin meydana geldi ve sonra siyah bir takım elbise.

 

“Değiş.”

 

Kafasının üzerinde siyah bir şapka belirdi ve sonra bir kaska dönüştürdü ve hatta siyah bir kravata.

 

�������

 

Gece sırasında…

 

Vahşi doğada Hong Ning merkezi şehrinden 300 km uzakta gece rüzgarı esiyordu ve siyah akan ışık gökyüzünü parçalıyordu.

 

“İyi hissettiriyor!”

 

Luo Feng havadaydı ve bir mekik şeklinde bir objenin üzerinde duruyordu. Bu gümüş renkliydi ve iki uçlu şerit şeklindeydi. Ortası hafifçe daha geniş ve kalıncaydı.Uzunluğu 82 cm idi ve iki uçlu kenarları son derece keskindi. Merkezdeki genişliği 27 cm genişliğindeydi. Tüm obje biraz inceydi ve üzerinde son derece yoğun işaretler vardı.

 

“Vııınnnn Vıııınnn~”

 

//Yeni oyuncak almış çocuklar gibi hahaha...

 

Hızla uçarken, havada korkunç akımlar yoğun işaretler boyunca giderek hava akımı oluşturdu. Hava akımı sayısız işaretin tuhaf bir şekilde bir araya gelmesiyle oluşuyordu. Luo Feng’in bedeni boyunca giderek gözle görülebilir aerodinamik bir kalkan oluşturuyordu. Bu tamamen havadan yapılmış bir kalkandı.

 

Uçarken hızlandıkça karşılaştığınız hava direnci daha çok artıyordu.

 

Fakat Luo Feng’in sürdüğü yüce mekik mükemmel bir aerodinamik kalkan oluşturarak direnci şaşırtıcı derecede azaltıyordu.

 

Vııınnnnn!

 

Parlayan siyah şimşek misali Luo Feng vahşi doğanın üzerinde hiçbir endişesi olmadan uçuyordu.

 

“Bu yüce mekik gerçekten muazzam bir hazine.” Luo Feng son derece heyecanlanmıştı, “Yüce mekiği sürdükten sonra hızım iki katından fazlasına çıktı!” Luo Feng aynı mesafeyi kalkanı ve yüce mekik ile katettiği süreyi karşılaştırdı. Kalkanı üzerindeyken 2 dakika 32 saniyede gidiyordu fakat yüce mekik ile sadece 1 dakika 12 saniyede gidiyordu.

 

Sonrasında Luo Feng yolunun dışında hızını test etmek için 10 km uzunluğunda bir yer buldu.

 

“Test sonuçlarıma göre.”

 

“Maksimum depar hızım 720 m/s civarında.”

 

“Eğer hiçbir ruhsal güç kullanırsam ve sadece iki bacağıma güvenirsem 561 m/s hızında depar atabilirim.”

 

“Ve eğer kalkanım üzerinde uçarsam hızım 618 m/s civarında.”

 

Ruh okuyucular veya savaş tanrısını aşan varlıklar genellikle uçtuklarından daha hızlı depar atarlardı! Koşarken birincisi ruhsal gücünü yine sana destek olması için kullanabiliyordun ve ikincisi iki bacağının gücünü kullanıyordun! Uçan savaş tanrısı seviyesinin üzerindeki varlıklar özel yeteneklerini kullanıyordu. Yerde yine özel güçlerini kullanabiliyor ve bunun üzerinde iki bacaklarını da kullanıyorlardı.

 

“Eğer yüce mekik ile uçarsam hızım hayret verici miktarda artıyor ve 1300 m/s’e ulaşıyor.”

 

Bu gece Luo Feng vahşi doğaya gelmiş, birincisi yüksek seviye sürü lideri canavar avlamıştı. Önceden zaten altın maymunu avlamıştı bu yüzden şuan sadece bir tane daha yüksek seviye sürü lideri canavar daha avlamak zorundaydı.Bu yolla….iki yüksek seviye canavarın materyalleri ile İleri Düzey savaş tanrısı unvanını alabilecekti.

 

Ve yüce mekiğin gücünü vahşi doğada test ettiği ikinci bir konu da vardı.

 

Çoktan yüce mekiğin bir kısmını denemişti--hız!

 

“Kalkanım üzerinde uçsam bile bazı savaş tanrısı seviyesini aşan varlıklar beni yakalayamıyor, temsilci Farr gibi.” Luo Feng yükselmişti, “Ve benim yüce mekiğim, hızımı hayret verici şekilde 1300 m/s yapıyor. Birinin hızını bu denli yükseltebilmesi son derece zordur.”

 

Bacaklarıyla 561 m/s’e çıkabiliyordu. Ruhsal gücünü kalkanı üzerinde kullanarak 618 m/s ile uçuyordu. Fakat ikisini de kombine ettiğinde ancak 720 m/s olabiliyordu.

 

Açıkça hızlandıkça karşılaşılan hava direnci daha da artıyordu.

 

Ve şuan Luo Feng’in hızı bir anda 1300 m/s’e ulaşmıştı! Savaş tanrısı seviyesini aşan varlıklar bile bu hıza ancak yerdeyken ulaşabiliyorlardı. Bir defa uçtuklarında öncelikle 1300 m/s’in lafı bile olmadan, sadece 1000 m/s hızına bile ulaşabilirler miydi? Muhtemelen--zordu! zordu! zordu!

 

Şükürler olsun ki Hong bir ruh okuyucu değildi ve ayrıca bulut öpen asmaları almıştı. Aksi takdirde o muhtemelen bu tür bir hazineyi Luo Feng’e vermek istemeyecekti.

 

“Şimdi saldırı gücünü test etme zamanı.”

 

Luo Feng alçaldı ve sonrasında yere kondu. Uçan mekik önünde süzüldü. Bir düşüncesiyle-

 

Vıııınnn!

 

Altı bıçak parçası yüce mekikten ayrıldı. Her bir bıçak parçası eğriliydi ve son derece inceydi.

 

“Kılavuza göre her bir bıçak parçası epeyce güçlü ve ruh okuyucuların kullanımı için son derece uygun. Ah evet…. kılavuzda da tüm yüce mekiğin parçalara ayrılabildiği söyleniyordu.” bir düşüncesiyle Luo Feng öyle yapmayı denedi. Aniden…..vııııınnn tüm yüce mekik anında parçalara ayrıldı.

 

Yoğun biçimde paketlenmiş ince ve küçük bıçak parçaları havadaydı.

 

Toplamda 365 bıçak parçası vardı.

 

Tüm yüce mekik özel materyallerden yapılmıştı. Yüce mekik bu 365 bıçak parçası kullanılarak özenle dövülmüştü!



 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr