Swallowed Star - SS 161: Ödül

---

 

 

Çeviri ve Düzenleme: madShy

 

Hong Ning merkezi şehri seçkin eğitim kampı Jiang Nan pagodasında...

 

Günün şafağı parlaktı. Luo Feng balkonda duruyor ve Doğuya dönmüştü.

 

“Birkaç gün önce, Avustralya kıtasındaki engin arazilerde Li Yao tarafından kovalanıyordum. Şuan ben burada bir başıma reisin çağrısını bekliyorum.” Luo Feng bir gülümseme bıraktı. Luo Feng araştırmacı Liu ile geri döndükten sonra araştırmacı Liu Luo Feng’in seçkin eğitim kampında yaşaması için ayarlamaları yapmıştı.

 

Seçkin eğitim kampındaki diğer tüm öğrenciler Yaşam ve Ölüm macerasındaydı, bu yüzden Luo Feng seçkin eğitim kampında kalan tek resmi öğrenciydi.

 

Luo Feng’in şuan yapması gereken….

 

…reisin çağrısını ve alacağı ödülü beklemekti.

 

Sınırların Dojosu bu sefer çok şaşırtıcı bir hasat sağlamıştı. Araştırmacı bile %5 aldığı için epeyce heyecanlanmıştı dolayısıyla birisi Luo Feng’in alacağı zenginliğin ne kadar şaşırtıcı miktarda olduğunu hayal edebilirdi.

 

“Güneşe doğru…” Luo Feng doğuya baktı.

 

Şu anda gökyüzündeki bulutlar ateşli bir kırmızıya bulanmışlardı. Güneş henüz kendini göstermese de güneşin butlar üzerine ışıyan ışık hüzmeleri kalp titreten güzellikteydi.

 

“Burada iki ya da üç yıl yaşayabileceğimi düşünüyordum, belki de daha uzun.” Luo Feng balkonun korkuluğuna yaslanarak iç geçirdi, “Görünen o ki ayrılacağım.”

 

.....

 

Akşamleyin.

 

Siyahlar içerisindeki bir adam ve bir kadın hızlıca Jiang Nan pagodasının avlusuna vardı.

 

“TAK, TAK, TAK!” toklattılar.

 

“Kim o ?” Luo Feng odasından çıktı ve kapıyı açtı.

 

Dışarıdaki siyahlar içindeki adam ve kadın 30 yaşlarında görünüyordu. İkisinin gözleri de hayat doluydu ve kat kat saçı olan hafifçe kısa olan kadın gülümsedi: “Öğrenci Luo Feng, reis tarafından çağrıldın. Lütfen bizi takip et.” Yanındaki adam merakla önündeki gence baktı.

 

Reisin kişisel çağrısı oldukça nadirdi.

 

“Reis mi?” Luo Feng neşelenmişti. Çok hızlıydı, bir gündür buradaydı ve reis çoktan onu görmek istiyordu. Görünen o ki ödülünü alma vaktiydi.

 

“Tamam, hadi gidelim.” Luo Feng onayladı ve ikisini takip etti.

 

Hızlıca seçkin eğitim kampının ana girişine tanıdık yollar boyunca yürüyerek geldiler. Siyah altı metre uzunluğunda zarif bir limuzin oraya park etmişti. Siyahlar içindeki bir adam ileri gitti ve arabanın kapısını açtı: “Öğrenci Luo Feng lütfen binin.”

 

Luo Feng arabaya bindi. Arabanın içi uzay mekiği kadar ferahtı, son derece zarif ve rahat idi.

 

Araba yavaşça harekete geçti.

 

Arabadaki birisi her hangi bir sarsıntı hissetmiyordu. Siyahlar içindeki adam şöfor mahalinin yanındaki yere otururken siyah üniformalı kadın Luo Feng’in yanına oturdu.

 

20 dakika sonra.

 

“CHI!” araba durdu.

 

“Öğrenci Luo Feng merkeze vardık.” Siyah üniformadaki kadın gülümsedi. Luo Feng arabadan indi fakat önündeki binaya bakarken nefes almaktan kendini alamadı.

 

Tanrım!

 

Önündeki en azından 10 bin metre uzunluğunda devasa uzay gemisi şeklinde bir yapıydı. Yüksekliği 100 metre yüksekliğindeydi ve insanların içeriye girmesi için düzinelerce metre genişlikte devasa bir kapısı vardı. Ve bu devasa uzay gemisi şeklindeki yapının etrafında….büyük miktarda askeri güç bulunuyordu. Güvenlik net bir şekilde hat safhadaydı.

 

“Bu Sınırların Dojosu gerçek karargahı mı?” Luo Feng zorlukla soluyarak önündeki uzay gemisine baktı.Çok az insan Sınırların Dojosu merkezini görmüştü ve internette herhangi bir ilgili fotoğrafı da yoktu.

 

Mavi bir ışık uzay gemisinden ateşlendi ve Luo Feng’in etrafını sardı.

 

“BİİİİPP!”

 

“Öğrenci Luo Feng lütfen girin.” elektronik ses duyuldu.

 

Luo Feng’in yanındaki siyah üniformalı kadın söyledi: “Öğrenci Luo Feng, sadece devasa miktarda yetkiye sahip üst kademelerin girmeye izinleri var. Eğer izniniz yoksa defans sistemi tarafından öldürülürsünüz. Öğrenci Luo Feng çabuk olup girmelisiniz.”

 

Luo feng onaylayarak yürüdü!

 

Uzay gemisinin kapısı düzinelerce metre uzunluğundaydı ve gümüşümsü beyazdı.

 

“Nasıl oluyor da uzay gemisindeki yapı gerçekten uzay gemisindeymişim gibi hissetmemi sağlıyor?” Luo Feng kendi kendine düşündü, “Fakat 10 bin metre uzunluğunda bir uzay gemisi ha? Gerçekten daha önce böyle bir şeyi duymamıştım.” Daha ilerisini düşünmeden hızlıca kapıdan geçti ve merkezin iç kısımlarına girdi.

 

Holde ikisi de mavi kaftanlar giymiş bir adam ve bir kadın gülümseyerek karşıladılar: “Öğrenci Luo Feng lütfen bizi takip edin.”

 

Merkezdeki hemen hemen herkes mavi kaftanlar giyiyorken nadiren bazıları kırmızı kaftan giyiyordu.

 

“Burası dinlenme alanı. Öğrenci Luo Feng lütfen şimdilik burada istirahat edin. Reis sizi sonradan çağıracak.” akıcı bir Çince konuşan mavi kaftan içerisindeki beyaz kadın gülümsedi. Bundan sonra itaatkar bir şekilde ayrıldı.

 

Dinlenme alanında çoktan iki kişi vardı.

 

“Araştırmacı Liu’ya selam olsun.” Luo Feng hafifçe eğildi, “Bay Buz Dağı.”

 

“Haha, Luo Feng otur.” Araştırmacı Liu gülümsedi.

 

Kraliyet muhafızı Buz Dağı Luo Feng’e baktı. Buz gibiydi ve bir şey söylemedi.

 

“Reis sisli adadan döndü ve hemen üçümüzü çağırdı. Muhtemelen sisli adanın karını bölüşme hakkında olacak.” araştırmacı Liu gülümsedi, “Luo Feng görünen o ki bu seferki ödülün küçük olmayacak.” Ödüller açısından araştırmacı Liu muhtemelen Luo Feng kadar fazla almayacaktı.

 

“Şans, sadece sisli adaya doğru geldiğimde oldu.” Luo Feng ekledi.

 

“Şans da yeteneğin bir parçasıdır.” araştırmacı Liu gülümsedi.

 

Kraliyet muhafızı Buz Dağı sessizce kenarda bekledi.

 

Aniden--

 

“Buz Dağı reis çağırıyor.” kapının önünde duran kırmızı kaftanlı siyah bir adamın sesi duyuldu.

 

“Çağrılmalar başladı.”

 

Luo Feng’in ve araştırmacı Liu’nun ruhları canlanmıştı.

 

“Tamam.” Buz Dağı kalktı. Yüzünde hala altın maskesi vardı ve önündeki kırmızı kaftanlı siyah adamı takip etti.

 

“Buz Dağı kesinlikle bu sefer tonla kazanacak.” araştırmacı Liu elinde olmadan iç geçirdi. Bundan sonra Luo Feng’e baktı, “Luo Feng senin ödülün de bu sefer küçük olmayacak. Bu sırada….reis muhtemelen sana bazı hazinelerle değişim yapma şansı tanıyacak. Bu şansı değerlendirsen ve ihtiyacın olan bazı hazineler karşılığında değişim yapsan iyi olur.”

 

“Hazineler için değişim mi?” Luo Feng donup kaldı.

 

“Aynen.”

 

Araştırmacı Liu gülümseyerek onayladı, “Bu sefer çok fazla doğa ruhu hasat edildi. Teknik olarak bazı doğa ruhları sana verilecektir. Fakat kim çok fazla doğa ruhuna ihtiyaç duyar ki? En iyi hazine sana en çok uyan hazinedir. Doğa ruhlarını reisten bazı nadir hazinelerle değiştirebilirsin. Bu hazineler parayla alınamaz.”

 

“Oh?” Luo Feng’in gözleri parladı.

 

“O halde biliyorsun.” araştırmacı Liu hafifçe gülümsedi, “Fakat kim bilir…..reisin gerçekten değerli hazineleri ortaya koymayı isteyip istemeyeceğini.”

 

Bunu söyledikten sonra araştırmacı Liu başka söz söylemedi.

 

Bir anda---

 

“Araştırmacı Liu, reis çağırıyor.” bu aynı kırmızı cübbeli siyah adamdı.

 

“Luo Feng önce ben gidiyorum.” araştırmacı Liu kırmızı cübbeli siyahi adamı takip ederken gülümsedi. Luo Feng dinlenme alnında kalan tek kişiydi.

 

Luo Feng sessizce bekledi.

 

10 dakika sonra kırmızı kaftanlı siyah adam kapıya geri geldi: “Luo Feng reis çağırıyor.”

 

“Sonunda benim sıram.”

 

Luo Feng derin bir nefes alarak ayağa kalktı. Kırmızı kaftanlı adamı hol boyunca yürürken takip etti. Kısa süre sonra sessiz bir odanın dışına vardı. Kırmızı kaftanlı siyahi adam hafifçe eğildi ve sonra ayrıldı.

 

“Luo Feng içeri gel.” soğuk bir ses çalındı.

 

“Evet reis.” Luo Feng Hong ile daha önce denk gelmişti bu yüzden sesini biliyordu.

 

Ziyaretçi odası boş ve siyahtı. Sadece iki tane minder vardı.

 

Bağdaş kurarak mindere oturmuş siyah saçlı adam önündeki minderi işaret etti: “Otur!”

 

“Evet.”

 

Luo Feng ileri gitti ve mindere oturdu. Önündeki Hong’un biçimsiz baskısı daha düşük olanın bilincinin kapanmasına sebep oluyordu, en hafif bir direnç düşüncesi kafasına getiremiyordu! Bu muhtemelen efsanevi bir ejderhanın karşısındaki bir karıncaya benzerdi. Güçte farklı biriyle karşılaştığında başını eğmekten başka bir şey yapamıyordun.

 

Siyah saçlı adamın Luo Feng’e olan bakışlarında biraz samimiyet vardı ve konuştu: “Sen sisli adanın konumunu rapor ederek büyük rol oynadın. Bilgiyi rapor etmek sana doğa ruhlarının %10unu veriyor. Ve hasat ederken de rol oynadın bu yüzden diğer bir %5 alabilirsin. Diğer bir deyişle… toplamda %15 alabilirsin.”

 

“Gerçekten %15.” Luo Feng kendi kendine düşündü.

 

Şunu unutmamak gerekirdi ki 92 doğa ruhunun tamamını altın maskeli adam hasat etmişti. Luo Feng’in on bin yıllık söğüt kalbi ve 2 bin yıllık söğüt kalbiyle toplamda 95 doğa ruhu vardı. %15 sayısı kesinlikle inanılmaz miktarda bir zenginlikti.

 

Bin yıllık söğüt kalbi bu grupta sadece ortalama sayılabilirdi.

 

Ve bir tane bin yıllık söğüt kalbi bir porsiyon ejderha kanından daha değerliydi. Tümüyle %15in ne kadar çok para ettiği hayal edilebilirdi.

 

“Yani--”

 

Siyah saçlı adam elini salladı.

 

CHİCİHİH!

 

Bir 3B hologram aniden siyah ziyaretçi odasında belirdi. Bu 3B hologram 12 doğa ruhunun görüntüsünü gösterdi.

 

“Bu 12 doğa ruhundan bazıları diğerlerinden daha değerli fakat toplamda 95 doğa ruhunun %15i.” siyah saçlı adamın sesi her zamanki gibi buz gibiydi, “Bu 12 doğa ruhu senindir.”

 

“12?” Luo Feng 3B holograma baktı.

 

12 tanesinin içerisinde Luo Feng’in tanıyabildiği bir tane bin yıllık söğüt kalbi vardı. 11 tanesinin ise gerçekten tek bir tanesini bile tanıyamamıştı.

 

“Bu 12 doğa ruhunun değerlerini dikkatlice inceleyebilirsin.” tam siyah saçlı adamın sesi kesildiğinde her bir doğa ruhunun yanında devasa miktarda kelimeler belirdi, doğa ruhlarının kullanımlarını açıklıyorlardı. Luo Feng’in son derece iyi bir görüşü vardı bu yüzden onlar net bir şekilde okuyabiliyordu.

 

Bin yıllık kara karga kökü, 3 kg ilacın içerisinde kaynatın ve 100 gram her gün için. İçtikten sonra vücut form seviyeniz yükselecek ve teniniz son derece sertleşecek….

Yüz damla çimeni. Ne tür bir yara ya da zehir aldığınız fark etmeksizin çiğneyip tükettiğinizde hemen iyileşebilirsiniz.

 

.....

 

Her bir doğa ruhunun özel bir fonksiyonu vardı. 12 tane doğa ruhunun arasında gerçekten en absürd olanı birinin vücut form seviyesini 6-10 kat arasında arttırandı.(ileri düzey savaş tanrısı seviyesi zirvesi sınır olmak kaydıyla).

 

Bazıları Luo Feng’i sersemletti.

 

Fakat Luo Feng de oldukça meraklıydı. Reis nasıl kolayca kullanımlarını ve her doğa ruhunun etkilerini bilebiliyordu? Ve hepsinin bir çeşit adı da vardı.

 

“Reis, bin yıllık kara karga kökü gerçekten bin yılda mı büyüyor?” Luo Feng merakını gidermekten kendini alamadı.

 

“Aptal.”

 

Siyah saçlı adam biraz gülümsemekten kendini alamadı, “Onlara sadece rastgele isim verdim. Ben Çinliyim bu yüzden Çinli insanların seveceği şekilde isimlendirdim. Büyük Nirvana periyodundan beri ne kadar zaman geçti? Bu kadar uzun bile yaşamadım bu yüzden bin yıllık ve on bin yıllık gibi isimler sadece abartı, sadece insanların doğa ruhlarının etkilerinin ne kadar inanılmaz olduğunu bilmesi için.”

 

Luo Feng onayladı.

 

“Doğa ruhu senin gibi ileri düzey savaş tanrısı seviyesinin zirvesine ulaşmış biri için o kadar etkili değildir.” dedi siyah saçlı adam, “Bu yüzden sana bir şans vereceğim…...bu doğa ruhlarını ihtiyacın olan hazinelerle takas edebilmen için.”

 

//ch4 depo arkası gel takası orda yapacaz….