Duygularında devasa bir değişiklik yaşadıktan sonra, şu andaki akıl durumu, en azından şimdilik berraktı

Bir saniye bile düşünmeden tüm bedeni ve aklı bıçağı üzerinde odaklandı.

“Hm?” bir süre alıştırma yaptıktan sonra Luo Feng somurttu ve birkaç sallama testi yaparken kendi kendine düşündü. Sonrasında tekrar alıştırmaya döndü, durdu ve bir miktar düşündü, sonrasında tekrar alıştırma…

Bunun verdiği genel his Luo Feng’in okulda matematik problemlerini çözerken soruda kaybolduğu zamanlar gibiydi.

Matematik probleminin çözümü gerçekten zordu, denemeniz gereken birkaç farklı yolu vardı. Bildiğiniz bilgilerle denediğiniz yolları birleştirmeniz gerekiyordu… Çözene kadar. Lise sınavındaki büyük matematik problemleri süper zordu. Bazı zamanlar 1-2 saat boyunca onları çözemiyordunuz.

madshy notu: lise terk Luo Feng kardeşim lütfen çalışmadan çözmeye çalıştığın sorular hakkında yorum yapma…

Ve şimdi Luo Feng bıçak tekniğine matematik problemi çözer gibi çalışıyordu! Diğer yandan genelde olduğunun dışında Luo Feng'in şu andaki akıl durumu, beyninin eskisinden çok daha hızlı çalışmasına ve vücudunun en belirsiz kısımlarını bile açıkça kontrol etmesine neden oluyordu.

//Öhööhööm... Ne gibi  belirsiz kısımlar mesela?

Bir gecelik sıkı çalışma. İkinci günün sabahı da sıkı bir çalışmayla doluydu.

İkinci günün öğleninde Luo Feng hayalet bıçağını tutarken ve balkonda otururken derin düşünceler içerisindeydi. Orada oturmaya 3 saat kadar devam etti.

Luo Feng bıçak tekniğine çalışmaya devam etti ve sonuç olarak, yemeyi, astronomik ödül hakkındaki şeyleri ve şüpheleri hakkındaki her şeyi unutmuştu.

İkinci gün gecenin geç saatlerinde Luo Feng bıçağını konut apartmanının 8inci katındaki karanlık oturma odasında sallamaya devam etti! Bıçağının soğuk ışığı birinin kalbini tamamıyla dondurabilirdi.

Hu! Şuana kadar bıçağını kaç defa savurduğunu kimse bilemezdi fakat bu sefer, hayalet bıçağın hafif bir hareketi tüm oturma odasında gümüş bir parıltının ışıldamasına sebep olmuştu. Parıltının altına gizlenmiş hafif tek bir titreşim vardı. Yıldırımın parlaması gibi etraftaki tüm hava sonik patlamaya benzer bir şok dalgası sesine neden oldu, “PU-PU~”.

“Hm?” Luo Feng’in gözleri şaşkınlıkla açıldı.

“Oldu mu?”

“Gerçekten tamamladım! Sonunda Dokuz Aşama Yıldırım Bıçağı’nın üçüncü aşamasını tamamladım!” Luo Feng heyecan ve mutluluk dolu haykırışına engel olamadı.

Yıldırım bıçağının üçüncü aşaması! Astronomik ödül duyurusundan çok uzun bir zaman geçmeden tamamlanmıştı.

“Dokuz Aşama Yıldırım Bıçağı’nın her aşaması daha da zorlaşıyor ve ikinci aşamayı çok da uzun olmayan bir süre önce başarmıştım. Üçüncü aşamayı bu kadar yakın bir zamanda bitireceğimi kim düşünürdü ki!” Eğer Li Wei’nin annesi Venina Paulinus bunun olduğunu bilseydi muhtemelen öfkeden kan kusardı.

Dokuz Aşama Yıldırım Bıçağı devamlı olarak zorlaşıyordu! Dokuz aşamayı da dünya üzerinde tamamlayabilecek tek kişi sadece ‘Yıldırım Tanrısı’ idi.

Nihai teknik son derece uğraştırıcıydı.

Üç aşama gücünü 28 kez katlıyordu! Luo Feng’in şu anki form seviyesi onu ileri düzey savaşçı seviyesinde gösteriyordu. Bunu 28 katına çıkardığında, saldırı gücü orta düzey kumandan seviyesiyle rekabet edebilirdi! 28 kat! Bir düzeyin sadece iki katından farksız olmadığını da unutmamak gerekir.

“Bir bıçağım dört güç zorlamasıyla orta düzey kumandan seviyesine rakip oluyor. Eğer ruhsal gücüm hayalet bıçağımı desteklerse ve beşinci hatta altıncı güç zorlaması da eklenirse… Bıçağım ileri düzey kumandana rakip olabilir!” Luo Feng ruhsal gücünün gücünü açıkça anlıyordu. Eğer ruhsal gücünü saldırılarla kombine edersen daha fazla güç açığa çıkıyordu.

Sürpriz! Astronomik ödülle birlikte beklenmedik bir sürpriz gerçekleşti! Astronomik ödül Luo Feng’i büyük bir stresin içine sürükledi. Bazı insanlar bu baskı altında çöküşe gidebiliyordu. Fakat bazı insanlar bu stres altında daha da fazla çalışıyor ve şaşırtıcı derecede gelişiyordu.

Ve Luo Feng bir gelişme kaydetti! “Li Wei’nin ebeveynlerine teşekkür etmeliyim.” Luo Feng’in yüzü mutlulukla doluydu, “Bu astronomik ödül gerçekten kalbimin derinlerinde korkuya neden oldu ve herhangi birinin bana ihanet edeceğini düşünmemi sağladı. Şükürler olsun ki Xu Xin ile sohbet ettikten sonra mutlu oldum… Bu devasa değişim beni olağanüstü bir şekilde sakinleştirdi.”

Kalbi su gibiydi, diğer bir deyişle içerisinde en ufak bir dikkat dağıtıcı varlık yoktu!  Bu aşırı derecede sakinliği uzun bir zaman sürecinde koruyabilmek çok zordu.

Genellikle sıradan biri hayatının tehlikeye girdiği acil bir durumda sık sık bu duruma girerdi. Bu zaman süresince yetenekleri olağan limitlerini aşardı! Örneğin Luo Feng aile pazarındaki süper markette kesin bir sükunet ve tereddütsüzlük içerisinde 12 saniye gibi kısa bir süre içerisinde yüzlerce kumandan seviye canavarın arasından kaçmayı başarmıştı.

Ancak bu durum genellikle 1 ya da 2 dakika sürebiliyordu.

Diğer yandan dikkatte bu devasa değişim 20 saatin üzerinde de kalabiliyordu! Bu 20 saatlik bıçak eğitimiyle Dokuz Aşama Yıldırım Bıçağı’nın üçüncü aşamasını tamamlama yolunda başarılı olmuştu! Sonunda, onun yoğun sevinci içinde olduğu durumdan çıkmasını sağlamıştı.

“Astronomik ödül… Kesinlikle beni etkiledi. Tarih kitaplarına göre çoğu eski imparator bakanlarından şüphelenmişler dolayısıyla bu şüpheleri onları hasta etmiş ve bu da ölümlerini getirmişti.” Luo Feng’in akli durumu da başka bir seviyeye gitmişti.

Astronomik ödülün üzerinde çok az bir etkisi vardı şu anda.

“Kaptan ve diğerlerinin kanıtı yok. Kanıtsız, doğal olarak ödülü alamayacaklar. Eğer ödülü alamayacaklarsa o zaman bir şeyi neden ihbar etsinler?” Luo Feng’in kulakları hafifçe hareket etti ve sonra balkona koşarak aşağı baktı. Konut apartmanının altında düzinelerce canavar binaya doğru toplanıyordu.

Luo Feng dondu ve sonra güldü: “Görünen o ki üçüncü aşamayı tamamlarken ki uğultum bir miktar canavarın dikkatini çekmiş.”

“Şimdi, merkezi şehre dönme zamanı!” Luo Feng çantası, bıçağı ve kalkanını aldığı gibi direkt olarak 8inci katın balkonundan şimşeğimsi bir sıçrama ile atlayarak yakınlardaki üç katlı bir apartmanın çatısına düştü. Bundan sonra bedeninin bir sallanışı ile gözden kayboldu.

���

Tren istasyonunda.

Tren istasyonu her daim en kalabalık yerdi, kalabalık saçma noktalara kadar varıyordu. Bölgede sonsuz sohbetler yayılıyordu. Uzun tren yavaşça tren istasyonuna girdi ve trenin kulak tırmalayan fren sesi raylardan geldi, trenin kapıları açıldı. Büyük miktarda yolcu sardalye konservesinden çıkar gibi indiler.

“Merkezi şehir, şimdi evdeyim” Luo Feng trenin kapısından inerken etrafa bakarak gülümsedi.

“Ben döndüm!”

Sınırların Dojo’sunun özel bir aracına bindikten sonra Luo Feng Ming Yue sektörüne güneş henüz doğduktan sonra dönmüştü.

“Bu küçük sektör her zaman olduğu gibi sessiz.” Pencereden Luo Feng büyük miktarlarda sakinin konuştuğunu ve sektörde rahatladığını izliyordu.

“Biiip!” araba Sınır Salonu önünde durdu.

Luo Feng arabanın kapısını açarak dışarı çıktı. Sınır Salonu girişinde duran büyük bir grup görülebiliyordu: Orada aileleriyle birlikte bazı dövüşçüler ve Ateş Çekici takımından bazı kişiler bile vardı. Tabii ki kardeşi ve anne babası da buradaydı.

“Feng” Luo Hong Guo ve Gong Xin Lan bağırmaktan kendilerini alıkoyamadılar.

“Kardo” Luo Hua’nın ifadesi mutluluk doluydu.

“Baba Feng”

“Kaptan Çılgın”

Bir miktar dövüşçü de tutkuyla bağırdı.

“Kaptan siz çocuklar da burada mısınız?” Luo Feng güldü ve şaşkınlık dolu bir sesle söyledi. Kaptan Gao Feng, Wei Tie ve Wei Qing de güldü, Gao Feng konuştu: “İki gün içinde döneceğini söylememiş miydin. Her halükarda canavar materyallerini bölüşmemiz gerekiyor. Dahası yaşlı Zhang’ı bir süredir görmedik bu yüzden biz kardeşler buluşup sohbet etmeliyiz”

Luo Feng gülümseyerek onayladı: “Kaptan, siz çocuklarla gecenin geç saatine kadar muhabbet edeceğim, önce geri dönmeliyim.”

“Pekala” Gao Feng gülümseyerek onayladı ve Luo Feng’in ayrılışını izledi. Kendi kendine kalbinde düşünüyordu: “Hm? Luo Feng’in yüzü, tutumu hiçbir baskı altında değil gibi mutlu ve rahat görünüyor. Suçlu aslında o olmayabilir.” Gao Feng bile şuan kendi düşüncelerinin ne olduğunu bilmiyordu.

Elinde olmadan araştırmak istiyordu ve Luo Feng suçlu olsun ya da olmasın bulmak istiyordu, çünkü 100 milyarın çekiciliği muazzamdı. Luo Feng’in suçlu olmasını istemiyordu böylece kalbi rahat olabilirdi. Dünya üzerinde kim astronomik bir ödülün baskısı altında endişesiz üstüne üstlük mutlu olabilirdi ki? En azından henüz 20 yaşına ulaşmamış biri için böylesine bir şey zor olurdu.

Gao Feng başını salladı, “Ne olursa olsun bunun hakkında daha fazla düşünmeyeceğim.” Gao Feng büyük miktarda bir parayı atmış olsa bile kabul etmek zorunda kalmıştı.

“Hadi gidelim, kardeşlerim içmemiz lazım” Gao Feng bağırdı.

“Hadi”

“Haha, hadi birlikte gidelim”

Ateş Çekici takımı üyeleri, Zhang Ke de dâhil olmak üzere Sınır Salonuna girdi. Sadece Luo Feng evine gitmişti.

���

Luo Feng’in evi ikinci kat.

Eve döndükten sonra Luo Feng değerli bıçak, savaş üniforması ve ejderha yumurtasını içeren çantasını kendi odasında güvenli bir yere bıraktı. Aslında onu yere bile bıraksaydı kimse onu çalmazdı. Burası Sınırların Dojo’su dövüşçü sektörüydü; kimse buraya gelip bir şey çalmaya cüret edemezdi.

“Şüphesiz Li Wei’nin ebeveynleri bölgedeki dövüşçüleri bulma hakkına sahiplerdi. #003 şehrinin sınırında bir araya gelen savaşçılar muhtemelen binlerce savaşçıyı araştırdılar. Ben onlardan biri olduğumdan şüpheli olma şansım düşük.”

“Li Wei’nin anne babası çoktan ruh okuyuculardan şüpheleniyor bu yüzden şüphelendikleri dövüşçülerin profillerine ve banka hesaplarına bakabilirler.”

“Bu nedenle şu andan itibaren!”

“Gerçek ismim üzerinden banka hesabıma büyük miktarda para toplayamam. Paramın hepsini isimsiz bir hesaba koymalıyım” an itibariyle dünyadaki çoğu banka isimsiz hesapları destekliyordu. Bu hesaplar kişinin kimliğini umursamıyordu: sadece bir dizi şifre kurduğunuzda hesap tamamdı!

“Birincisi, gerçek banka hesabıma büyük miktarda para gidemez.”

“İkincisi, doğru zamana kadar ruh okuyucu olarak kimliğim açığa çıkamaz.”

“Üçüncüsü, Li Wei’yi öldürdüğüm gerçeğini kimseye anlatamam.”

“Dördüncüsü, ailem dahil kimseye ejderha yumurtası ve savaş tanrısı savaş ekipmanları hakkında bir şey söyleyemem” Luo Feng netti en ufak bir olay her şeyi mahvedebilirdi. Bu yüzden Akbaba Akrep çiftine açıkça yeterince güçlü bir konuma ulaşmadan önce o kesinlikle hiçbir şeyi açık edemezdi! Kumandan bir dövüşçü için yüzlerce milyon sahip olmak hatta bir milyara sahip olmak bile çok fazla değildi.

Fakat eğer banka hesapları 10 milyarın üzerine çıkarsa Akbaba ‘Li Yao’ ve Akrep ‘Venina Paulinus’ nasıl şüphelenmezdi? HR ittifakının dünya ekonomisinin yarısının üzerinde kontrol sahibi olduğunu unutmamak gerekirdi. Çoğu büyük banka HR ittifakı bayrağının altındaydı: onların yetkileriyle Luo Feng’in global banka ağındaki servetini kolayca bulabilirlerdi.

Sadece isimsiz bir hesap en güvenlisiydi.

Banka bile hesap sahibinin kim olduğunu bilmiyorsa o zaman araştırma hakkında konuşulmazdı.

“Benim için şuan en önemli şey güç! Bu yüzden biraz daha ileri Dokuz Aşama Yıldırım Bıçağı aşamalarını almam iyi olacak.” Luo Feng hafifçe onayladı. Bu sırada, cep telefonu çalmaya başladı.

“Merhaba Luo Feng, hala hazır değil misin?”

“Hazırım, şimdi geliyorum” dedi Luo Feng gülerek.

“Sınır Salonu barındayız, buraya gel”

Kapattıktan sonra Luo Feng küçük sektördeki Sınır Salonuna doğru ilerledi.