İçki mağazasından etrafa yayılan kan kokusu Kaplan Dişi kaptanı Pan Ya’nın kalbini doldurdu, kaygıyla: “Onların ölümüne canavarlar sebep olmuş olamaz. Bunun arkasında daha çok bir dövüşçü var gibi duruyor! Ve ne tür sıradan bir dövüşçü genç usta Li Wei’ye karşı gelmeye cüret edebilir? Daha çok da Kaplan Dişi takımıma kin tutuyorlar gibi görünüyor!”

O genç ustanın kimliği konusunda netti. Melez bir delikanlı olmasına rağmen onun babası Çinliydi.

Genç ustanın babasının gücüne ve arka planına gelirsek… Sadece birkaç dövüşçü genç usta Li Wei’yi kızdırmaya cüret edebilirdi.

“Gerek yok” yaşlı emektar Liu elini salladı, “Ben ve Kang Lo burada olduğu sürece genç ustanın güvenliği emin ellerde.”

Beyaz yabani de Kaplan Dişi takımının birkaç üyesine baktı ve soğukça güldü.

“Genç Usta Li” Pan Ya elinde olmadan melez delikanlıya baktı.

“Eğitim takvimim henüz bitmedi” melez delikanlı hoş karşılamadı.

Senyör Liu hafifçe somurtarak söyledi, “Dövüşçüler her daim yaşam ve ölüm arasındaki sınırda yürür. Bazı belirsizlikler hakkında nasıl bu kadar korkabiliyorsunuz? Her zaman bu kadar korkaksanız gelecekte nasıl bir şeyi başaracaksınız?”

Pan Ya ve diğerleri ses etmedi.

“Siz çocuklar bizi takip etmeye devam edebilir. Bu iş görmez mi?” senyör Liu bunu dediğinde Pan Ya ve diğer Kaplan Dişi takımı üyeleri bakıştılar. Hepsi merkezi şehre dönme düşüncesini bırakmıştı. Onlar çok açıktı… İki ileri düzey kumandanı takip etmek gerçekten çok güvenliydi.

“Senyör Liu haklı. Eğer bu kadar korkarsak dövüşçü sayılır mıyız? Eğer biri gerçekten arkamızdaysa onu bulduğumuz anda direkt olarak öldüreceğiz.” soğuk ışık Pan Ya’nın gözlerinden parladı.

“Senyör Liu’yu dinleyeceğiz” tek gözlü orta yaşlı adam gülerek söyledi.

Kaplan Dişi takımının tümü senyör Liu’yu dinleyeceklerini işaret ettiler.

“Burası tamamen kan kokusuyla dolu, hadi yerimizi değiştirelim.” dedi senyör Liu.

Hemen Yıldırım Topu takımının yedi üyesi JJ içki zinciri mağazasından ayrıldı.

���

Luo Feng orijinal konumundan dürbünüyle onları izledi.

“Gerçekten JJ içki zinciri mağazasından ayrıldılar” yıldırım takımının yedi üyesi mağazadan ayrılmış ve cadde boyunca bir miktar gitmişlerdi. Sonrasına Luo Feng’in görüş alanından kayboldular.

“Kahretsin, bu villa yeterince yüksek değil, o kadar uzağı göremiyorum.”

Luo Feng hızlıca sırt çantasını, kalkanını ve bıçağını alarak villadan jaguar gibi süzülerek çıktı. Hayret verici bir hızda süratle koştu ve direkt olarak caddenin karşısındaki uzun apartman yapıya girdi. Apartman 18 kat yüksekliğindeydi. Luo Feng’in kalkanı ve kılıcı ruhsal gücünden etkilenmesiyle Luo Feng’in hızı şok ediciydi.

Bir gölge sürekli merdivenlerden hamle yaparak yukarı çıkıyordu.

Whoosh! Whoosh! Whoosh!

Birkaç saniyede birinci kattan 18inci kata çıkmıştı! 18inci katın odalarından birinde Luo Feng kuzey penceresinin yanında durdu ve dürbününden aşağıya baktı. Böylesine yüksek bir konumda daha uzağı görebiliyordu. Cadde boyunca yürüyen Yıldırım Topu takımı üyelerini çabucak buldu. Yedi kişi bir süre daha yürüdükten sonra sonunda harap olmuş altı katlı bir konut apartmanına girdi.

“Merak ediyorum da hazırladığım sahnenin bir etkisi oldu mu?” Luo Feng gözlerini yana devirdi, “İster çalışsın ister çalışmasın göklere kadar yolu vardı.”

“Şansım için beklemeyi sürdüreceğim!”

Luo Feng gözleme günlerine tekrar başladı.

Bir dövüşçü olarak ilk ihtiyacınız olan sabır ve kararlılıktır! İkisi de olmadan nasıl hayret edici bir güce kavuşabilirsiniz ki? Doğal olarak Luo Feng tek başına gözlemekte iyiydi.

Birinci gün Yıldırım Topu takımı öğle sularında avlanmaya gitti. Bu sefer, tüm yedi üye birlikte ayrıldı.

İkinci gün Yıldırım Topu takımı sabah ile öğle arasında melez delikanlı genç ustanın eğitimini sürdürmek için yola çıktı. Önceki gibi yedisi birlikte ayrıldılar, Luo Feng’e hiç şans vermediler.

Üçüncü gün hala sabah ile öğle arasında çıkıyorlardı ve yedi üye birlikte ayrılıyordu.

“Kaplan Dişi takımı gerçekten şüphelenmiş gibi görünüyor” Luo Feng çoktan hafifçe temizlediği yatağa oturdu ve sessizce pencereden dışarı baktı. Şu an itibariyle, gökyüzü karanlıktı ve yıldızlarla doluydu. Yıldız ışığı pencereden odanın içerisine süzülüyordu. Havada hafif bir kan kokusu duyuluyordu.

“Ding~~”

Luo Feng bileğindeki taktiksel iletişim saatinin hafifçe titrediğini hissetti. Baktığında kardeşinden gelen bir telefon araması olduğunu gördü.

“Geri ara” Luo Feng komut verdi.

“Biip--biiip--biiip-- Hey, kardo!” Luo Hua’nın sesi saatten duyuldu.

“Luo Hua, nasıl beni arar oldun?” Luo Feng’in ifadesi gülümsemeyle kaplandı, son derece mutluydu. Tek başına vahşi doğada diğer insanları avlarken yapayalnızdı... Ailesiyle muhabbet edebilmek, tüm kalbini ısıtıyordu.

“Bunca zaman senin hakkında düşünüyordum kardo” Luo Hua belirgin şekilde rahatladı ve mutlu oldu, “Kardo, şu sıralarda hisselerimden tekrar tonla para yaptım, harika hissettiriyor.”

“Ah? Parayı nasıl kazandın?” Luo Feng sorarken güldü.

Luo Hua heyecanla söyledi: “Sekiz hissenin altısı uğraştığım kaliteli hisselerdi, diğer ikisi yatırım tarzındaydı. Kaliteli hisseler harikalar ve her yıl bana çok para kazandırıyorlar. Fakat altı hissenin içerisinde birinin değeri hıphızlı değer kaybetmeye başladı! Çok korktum ve şirkette bir şeylerin yanlış gittiğini düşündüm. Ona baktıktan sonra, şirketle ilgili yanlış bir şey bulamadım! Adamım, eğer bu yatırım hisselerime olmuş olsaydı o zaman muhtemelen biletini keserdim.”

“Fakat bu kalitede hisseler için inancım var ve onları uzun bir zaman periyodunda elimde tutmayı yeğlerim. Ve şirketle ilgili yanlış bir şey bulmadığımdan korkmamı gerektirecek hiçbir şey olamaz.”

“Eğer fiyat düşerse, onu alırım!”

“Hissenin değeri sürekli düşmeye devam ettiği, geçmişine yandığım sadece bir düzine gün sonra fiyatı değeri %50 oranında düştü. Gerçekteki paramın %80’inin hepsini bu hisseye yatırdım. Geçen birkaç günde değerinin tekrar uçuşa geçeceğini kim bilirdi. 20 gün içerisinde sadece orijinal fiyatına dönmekle kalmadı üstüne daha da yükseldi! Dostum sadece bundan basitçe paramı ikiye katladım. Haha, harika hissettiriyor.”

Luo Feng kardeşinin heyecanını saatten gelen ses tonundan hissediyordu.

“Kardeşinden daha iyi olman harika” Luo Feng gülerek iltifat etti. “Şu anda 100 milyon civarı paran yok mu?”

Kardeşine son seferde 50 milyon vermişti bu yüzden Luo Hua’da 80 milyon civarı olmalıydı.

“Evet, şuan 170 milyon civarında” Luo Hua güldü, “Kardo, tüm bunlar senin bana verdiğin para sayesinde. Anaparam yeterince büyük olmasaydı nasıl bu kadar fazla para kazanabilirdim ki?”

Parayı ikiye katladığından.

Eğer sadece 10 bini olsaydı toplamda sadece 20 bini olacaktı.

Fakat 80-90 milyon civarında olduğu için bunu 170-180 milyon yapabilmişti. Ayrıca bu insanların ilk 100 milyonunu kazanmanın en zoru olduğunu söylemesinin nedeniydi, ikinci 100 milyonu kazanmak bir tık daha kolaydı.

“İyisin be. Kardeşin 2 aydır vahşi doğada avlanıyor fakat sadece 100 milyon civarı kazandım” dedi Luo Feng fakat kalbinde heyecan doluydu… Hisselerle oynayarak tonla para kazanmak. Parayla para yapıyordun; daha fazla paran oldukça daha fazla para kazanıyordun! Tabii ki potansiyelde çok para da kaybedebilirdin.

“Diğer yandan kardo böyle şanslar sık sık gelmiyor.” Luo Hua güldü.

Luo Hua hisselerle yıllardır oynuyordu bu yüzden bu kadar kısa sürede bu kadar fazla para yapmak oldukça nadirdi.

“Hmm”

Luo Feng kendi kendine düşünerek taktiksel iletişim saatini kullandı. Banka hesabına girdi ve kardeşinin hesabına 180 milyon daha transfer etti.

“Ah!” Luo Hua şaşırmış bir tonla haykırdı, ”Kardo, hesabıma…”

“Kardeşin şu sıralarda tonla para yaptı bu yüzden bu senin için. Sıkı çalış ve onları hisse marketinde kullan. Eğer bir gün 15 milyara ulaşırsan kardeşin sana dev bir sürpriz verecek!” dedi Luo Feng gülerek. Luo Feng ‘Hayat İksiri’nden kardeşine hiç bahsetmemişti.

Bu şey çok pahalı olduğundandı. Fakat Luo Feng’in planına göre eğer o ve kardeşi ikisi birden para kazanırsa…

Parasının bir kısmını kardeşine verebilirdi ve kardeşi parayı daha çok para yapmak için kullanabilirdi. Eğer paradan para yapmayı sürdürürlerse o zaman belki 30 milyara ulaşmaları imkansız olmazdı!

“15 milyar” Luo Hua haykırdı.

“Endişelenme, sana para desteği vermeye devam edeceğim” Luo Feng güldü. Belki o zaman onun parası ve Luo Hua’nın parası birleşerek 30 milyar ederdi.

Parayı aldıktan sonra ‘Hayat İksiri’ni satın almak için bir yol düşünürdü böylece kardeşi tekrar ayağa kalkabilirdi!

“Tamam, kardo, sıkı çalışacağım” Luo Hua güven dolu bir ses tonuyla söyledi.

“Tamam” Luo Feng güldü, “peki, erkenden dinlenmelisin.”

“Tamam, kardo vahşi doğada dikkatli ol.”

İki kardeş hemen aramayı kapattı.

......

Ming-Yue sektöründe Luo Feng’in evinde. Birinci kattaki kardeşinin odasında Luo Hua heyecanla telefonunu kapattı ve bilgisayarından sohbet etmeye başladı.

“Hua, görünen o ki baya eğleniyorsun” ekrandaki genç bir kız gülümsedi.

“Hehe, tabii ki mutluyum” Luo Hua heyecanla ekrandaki genç kızla konuşuyordu. Bu genç kızın yanakları bir bebeğinki gibiydi, ufak kulakları ve kısa saçları vardı. O çok parlak ve körpe bir kız gibiydi. O Luo Hua’nın kız arkadaşı, ‘Xiao Nan’ idi.

madshy notu: biz sadece arkadaşız tmm mı .s.s

......

Xiao Nan’ın üniversitesi burada olduğu halde üniversite öğrencisi olmasına rağmen hala kendi evinde kalıyordu.

Xiao Nan şuanda yatak odasında Luo Hua ile bilgisayarından sohbet ediyordu.

Ve odasının dışında oturma odası vardı.

Orta yaşlı bir çift oturma odasının kanepelerinde oturuyordu. TV izliyor olmalarına rağmen ona odaklanmamışlardı.

“Ne yapmalıyız?” orta yaşlı kadın telaşla söyledi, “Xiao Nan’ın öfkesini biliyorsun, onları birbirinden zorla ayırırsak, o kesinlikle bizden nefret edecek.”

madshy notu: aynen öyle ağır derecede bir ergenseniz ve aileniz size zorla bir şey yaptırıyorsa onlardan büyüyüp kocaman olana kadar nefret ediyorsunuz hahaha

“Eğer nefret etmek istiyorsa o zaman etsin. Bu onun kendi iyiliği için!”

Orta yaşlı adam elinde olmadan öfkeyle söyledi, “O genç olduğundan şimdiye kadar hiç zorlanmadı. Hala peri masalında yaşadığını mı düşünüyor? Biz son derece zengin değiliz fakat yine de iyi bir hayatımız var. Kızımız iyi görünüyor öyleyse neden sakat birine gönül veriyor? Kardeşi bir dövüşçü olan sakat birisi! Kardeşi dövüşçüyse ne olmuş? Onun kızımızla kardeşi gibi bir ilişkisi yok.”

“Ne olduğu fark etmez kızımız ateşli çukura kendini atarken oturup izleyemeyeceğim!”

“Eğer yaşlı Li olmasaydı kızımızın arkamızdan Ming-Yue sektöründe sakat biriyle randevulaştığını hiç bilmeyecektim. Şuan çıldırıyorum.” orta yaşlı adamın yüzü mosmordu.

Çevirmen notu: Beyler bundan sonra sevmediğimiz karakterlerin adamlığını yorumda tartışacaz. Evet ilk oylamamız şöyle : Kaç yaşına gelmiş adamsın ufacık veledin bezini topluyorsun bence sen zerre adam değilsin ama yine de okuyucularıma sormak istiyorum:

Senyör Liu = A)Adamdır  B)Madamdır C)Adamlığı tartışmaya açıktırD)Banane ulan tanımam etmem..