Luo Feng kimi zaman süratle koştu kimi zaman bir duvarın arkasına saklanıp aç canavarların geçmesini bekledi. Sadece onlar geçtiğinde Luo Feng tekrar ilerlemeye devam etti!

Bölgeyi tarayan ruhsal gücüyle Luo Feng tehlike olup olmadığına doğru bir şekilde karar verebiliyordu.

“Bu ev o halde!” bir top güllesi gibi Luo Feng direkt olarak üç katlı villanın üçüncü katından uçtu.

Düzinelerce yıldır kimse yaşamadığından oda tozla doluydu. Diğer yandan  birkaç elektronik ev aleti bakıldığında ayırt edilebiliyordu. Yine de çoğu parçalarına ayrılmış ve kırılmıştı. Luo Feng çabucak Simmons yatağı çevirdi, diğer yanı daha temizdi. Biraz temizledikten sonra üzerinde uyuyabilirdi.

Çantasını yere bıraktıktan sonra Luo Feng dürbününü çıkardı ve kuzey penceresine gitti.

Pencerenin üzerinde tonla toz olduğundan şeffaf pencere siyah gibi görünüyordu. Pencereyi yarıya kadar açtıktan sonra Luo Feng dürbününü kaldırdı ve kuzeye doğru baktı. Şuan ki pozisyonu Wan-Ke hayal şehrinin iç kısmındaydı. Buradan kuzeydeki JJ içki zinciri mağazasını açıkça görebiliyordu.

Ayrıca içki mağazasının önündeki caddeyi de görebiliyordu. Cadde ile villası arasında sadece iki mil fark olduğundan Luo Feng çıplak gözle ile sokakta neler olup bittiğini görmek için dürbüne ihtiyaç duymuyordu. Fakat dürbünle daha net şekilde görebiliyordu.

“JJ” Luo Feng pencerenin önünde durdu ve sessizce izledi.

5 dakika sonra.

“Hm?” Luo Feng’in yüzüne bir mutluluk yerleşti, “O gerçekten bu bina!” Dürbünden Luo Feng 2 mil ötedeki altı katlı içki mağazasının  çatı katındaki iki kişiyi görebiliyordu. İkisi de dürbün tutuyordu, bu ikisi Zhang Ze Hu ve bir Li Xiao ismindeki bir nişancıydı.

“Fırsatımın doğmasını beklemeliyim.” Luo Feng dürbününü bıraktı ve günlük gözlemlerine başladı.

Bu sırada JJ içki mağazasının içerisinde.

Kaplan Dişi kaptanı soğukça söyledi: “Kaplan, Xiao ikiniz bana iyi bakın! Ateş Çekici takımının nerede saklandığını bulmak zorundayız! Takımlarındaki Chen Gu nişancı tüfeği kullandığından yüksek bir yerde olmalılar! Bu yüzden uzun binaların yüksek seviyelerine bakın ve onları arayın.”

“Evet kaptan” Zhang Ze Hu ve Xiao çatıda durdular. Dürbünlerinden sürekli olarak Wan-Ke rüya şehrinin uzun binalarını tarıyorlardı.

“Pan Ya, Ateş Çekici takımı hakkında bana söylediğin bilgi doğruydu değil mi?” saçları gri yaşlı emektar somurttu.

Kaplan Dişi kaptanı takip etti: “Kesinlikle bir problem yok. Altı kişi hakkındaki bilgiler son derece kesin… sadece Luo Feng’in bilgileri değişiyor. O Sınırların Dojo’su tarafından takip edilmişti ve son derece yetenekli. Onun gücü çoktan acemi kumandan seviyesine ulaştı.”

“Tamam.”

Liu adındaki yaşlı emektar başıyla onayladı, “Eğer öyleyse Pan Ya Ateş Çekici takımının yerini belirledikten sonra beni bul.”

“Tamam” Kaplan Dişi kaptanı gülerek cevapladı.

Beklenmedik biçimde Kaplan Dişi takımı Ateş Çekici takımının gölgesini bile bulamıyordu. Diğer günün şafağında.

“Genç usta, plana göre genç ustanın bugünkü şafak hedefi düşük seviye kumandan canavar. Bu canavarların gücü fazladır fakat hızları yavaştır. Bu arada Ka Long ve ben yarım edemeyiz.” yaşlı emektar Liu gülümsedi. Melez delikanlı güldü: “Tamam, sen ve Ka Long kenardan izleyin. Bunu kendim halledeceğim.”

Beyaz yabani de gülümsedi.

“Pan Ya” Liu adındaki yaşlı emektar başını çevirdi ve komut verdi, “Kaplan Dişi takımının gece nöbet tutan iki üyesi bugün dinlenebilir, üyelerin kalanı bizimle geliyor.”

“Anlaşıldı” Kaplan Dişi takımı kaptanı Pan Ya gülümsedi.

Şimdi olduğu gibi Kaplan Dişi takımında iki ileri düzey ve dört acemi düzey kumandan vardı!

“Demir kafa, Dong. Siz ikiniz dün gece nöbetteydiniz bu yüzden bugün burada dinlenin.” Pan Ya komut verdi. Genç ustayı korumak birinci öncelikleriydi bu yüzden doğal olarak arkada bıraktıkları üyeler en zayıf ikisiydi… Ve tabii ki ikili dört acemi kumandandan seçilmişti.

Bugün bu demir kafa ve Dong’du. Yarın kaplan ve Xiao olacaktı. Sıraylaydı.

“Anlaşıldı” kel yabani ve Dong silahlarını temizlerken gülümsedi.

“Hadi gidelim” Liu adındaki yaşlı emektar komut verdi.

Melez delikanlı, emektar Liu, beyaz yabani ve Kaplan Dişi takımının dört üyesi. Yedisi içki mağazasından ayrıldı, arkalarındaki geniş odada kel yabani ve Dong’u bırakmışlardı.

“Kahretsin güçlü bir babaya sahip olmak harika” kel yabani elinde olmadan söyledi,” Canavarlara karşı dövüşürken tecrübe edinmek için iki ileri düzey kumandan koruma olarak çağırılabiliyor. Hatta bütün takımımız da onu koruyor. Hmhm… diğer yıl vahşi doğaya geldiğimde, hayatım boyunca sahip olduğum her şeyi sınırda bırakmıştım.”

Dong güldü: “Onunla nasıl karşılaştırılabiliriz? Onu duymadın mı….senyör Liu ya da her neyse. O bile tonla uşaklık etti-- ‘Genç ustanın bugünkü hedefi güçleri yüksek ve hızları zayıf olan düşük seviye kumandan canavarlar.’ Siktir ordan, o eğitim dönemini bile planlamış! İlk hangi canavar öldürülecek ve sonra hangisi öldürülecek!”

Vahşi doğa gibi tehlikeli bir yerdelerdi.

Savaşçının ne zaman herhangi bir şeye karar verme şansı vardı!

Eğer güçlü bir canavarla karşılaşırsan hemen ‘bu canavarla dövüşmek istemiyorum’ diye bağırabilir miydin? Eğer dövüşmezsen o vakit canavar seni kovalayacak ve dövüşmeye zorlayacaktır.

“Fakat bu genç usta farklı. Eğer güçlü bir canavarla karşılaşırsa o zaman bu senyör Liu onunla ilgilenir. Onlar özellikle genç ustanın üzerinde pratik yapabileceği türden düşük seviyede bir kumandan canavar arıyorlar” kel yabani gülerken başını salladı.

Luo Feng sabahın erken saatlerinde kalkmıştı ve çoktan çömelerek bekliyordu, çabucak Yıldırım Topu takımının yedi üyesinin içki dükkanından çıktığını fark etti.

“Yedi mi? Toplamda dokuz kişi yok muydu?”

Luo Feng hemen düşündü, “O halde diğer ikisi hala içki dükkanının içinde olmalılar!”

Dn: Zekaya bak hammı….

Luo Feng gücünü iyi anladı.

Luo Feng orta düzey kumandanlarla kesinlikle yerleri silebilirdi. Diğer yandan ileri düzey kumandanla dövüşürse ne olacağını söylemek zordu. Örneğin rakibini aniden sürpriz bir saldırıyla öldürebilirdi fakat eğer başarısız olursa… O zaman sıkıntı olurdu. Karşılıklı dövüşte ileri düzey bir kumandan keskin nişancı tüfeği mermilerini anında savuşturabiliyordu.

Bir ileri düzey kumandan’ın tepki hızı Luo Feng’in kendi hızından çok daha hızlıydı.

“Yıldırım Topu takımının dokuz üyesi içerisinde büyük olasılıkla beyaz yabani ve Liu adındaki yaşlı emektar ileri düzey kumandandır. Yoksa o kadar kibirli olmazlardı ve çift başlı siyah çizgili yılanın cesedini çalmaya çalışırlardı.”

“Diyelim ki gidip tek başıma dokuzuyla birden yüzleşiyorum! Sürpriz bir saldırı ve biraz şansla belki başarılı olabilirim. Diğer yandan… Sadece bir tanesi katil olduğum sözcüğünü  iletişim saatleri vasıtasıyla dünyaya yayarsa bu olduğunda büyük bir sıkıntıya düşerim.” Luo Feng bunu Liu adındaki yaşlı emektarın melez delikanlıya olan dikkatinden ve onu ‘Genç Usta’ olarak çağırmalarından anlamıştı…

Bu melez delikanlının arkası son derece korkutucuydu!

Bu kişi ileri düzey kumandanları koruma olarak alabildiğinden o zaman melez delikanlının arkasındaki büyük kişi en azından bir savaş tanrısıydı! Ya da belki savaş tanrısından daha yüksek bir pozisyondaydı!

“Tam şuanda, içki mağazası içerisinde sadece iki kişi var, onları öldürmeli miyim?”

Luo Feng tereddüt etti ve sonra üzerine gitmeye karar verdi.

“Onları öldüremem. Eğer ikisini öldürürsem o zaman diğer yedisi korumada olacak. Öyle olursa o zaman Kaplan Dişi kaptanını ve Zhang Ze Hu’yu öldürmek daha sıkıntılı bir hal alacak.”

“Fırsatımın gelmediğine inanamıyorum!”

Günler günleri kovaladı ve Yıldırım Topu takımı Ateş Çekici takımını bulamadı. Ve Luo Feng de saldırmak için hiç fırsat bulamadı! Yıldırım Topu takımı içki mağazasından her ayrıldığında sadece gece nöbetindeki iki kişi orada kalıyordu. Birincisi demir kafa ve Dong, sonrakiler ise Kaplan ve Xiao idi.

Ve onlar değişiyorlardı…

Luo Feng dokuz koca gün boyunca bekledi!

“Sikicem artık!”

“Bunlar çok sistematik!” Luo Feng’in acı dolu bir ifadesi vardı, “Bu Yıldırım Topu takımı sadece genç ustanın dadısı takımı!” Luo Feng sadece içki mağazasını izlememiş ayrıca geçen birkaç gündür avlanmaya giden yedi kişiyi de takip etmişti. Kaplan Dişi takımının yaşlı emektar Liu’dan ve yabani beyazdan ayrıldığı bir zaman bulmayı denemişti.

Fakat öyle bir an yoktu!

Yıldırım Topu takımı her daim melez delikanlıyı koruyordu ve asla çok uzaklaşmıyorlardı, Luo Feng’e hiç şans bırakmıyorlardı.

Onuncu gün!

“Eğer böyle beklemeye devam edersem o vakit muhtemelen onlar merkezi şehre dönene kadar asla bir şans elde edemeyeceğim! Daha fazla bekleyemem!” Luo Feng dişlerini sıktı ve gözlerinden soğuk bir ışık parladı, “Bugün onuncu gün öyleyse Zhang Ze Hu ve nişancı Li Xiao içki mağazasını koruyor olmalı... Zhang Ze Hu, hmph, bugün ikinizi de yok edeceğim!”

JJ içki zincirleri mağazasında.

“Kaplan, Xiao, bütün gece boyunca ayaktaydınız bu yüzden şimdi güzelce dinlenin” dedi Kaplan Dişi kaptanı ve gülümsedi.

“Anlaşıldı, kaptan”

Zhang Ze Hu ve Li Xiao ikisi de gülerek cevapladı.

“Hadi gidelim.”

Liu adındaki yaşlı emektarın komutuyla Kaplan Dişi takımı ve diğerleri onu takip etti. Toplamda yedi kişi içki mağazasından ayrıldı. Ve Luo Feng ayrılan yedi kişinin kim olduğunu gördükten sonra sessizce kendi konumunu terk ederek içki mağazasına giden diğer yol boyunca ilerlemeye başladı.