Yemeğini yedikten sonra Luo Feng savaş üniformasını giydi, kalkanını, kılıcını arkasına yerleştirdi, sekiz adet 6. seri ve iki adet 9. seri fırlatma bıçağını kılıflarına koydu. Bundan sonra Luo Feng dövüşçü ikmal tesisini terk etti.

Bugün karanlık bir gündü.

“Hava biraz serin gibi” Bıçağını kullanmadan Luo Feng vahşi doğaya ilerledi. Önündeki vahşi doğa parçası muhtemelen geçmişte bir tarlaydı. Diğer yandan, geçen onlarca yıldan sonra her yeri otla kaplanmıştı. Luo Feng devam edebilmek için otların kısa olduğu bir yer baktı.

Bu kısmı geçtikten sonra ve geçen yarım saat boyunca yürüdükten sonra, harap olmuş kara yolundan #0231 kırsal seviyede şehre varmıştı.

“PU!”

Luo Feng bir Mastiff aslanının kuyruğunu kesti, tendonunu çıkardı ve sonra tendonu çantasına koydu. İkmal üssünden kırsal şehre kısa yoldan 100 mil vardı, Luo Feng çoktan düzinelerce asker seviye canavar öldürmüştü.

“Her gün yaptığım bedava eğitimlerimden para da kazanıyorum. Bunun gibisini başka nerede bulabilirim ki?” Luo Feng hafifçe gülümsedi ve konut bölgesine doğru yoluna devam etti. Orada etraftaki çöl bölgesinde gizlenmiş bir miktar canavar vardı. Luo Feng başını kaldırdı ve canavarların gölgelerinden onların  önündeki konut apartmanının üçüncü katında olduklarını saptadı.

“Resmi olarak eğitim başlasın!”

Luo Feng vahşice zeminde adımladı, adımları gümbürtülere sebep oluyordu ve çatlak zemini parçalıyordu. Üçüncü katın balkonuna top güllesi gibi fırladı.

Katliam günleri, başlamıştı!

…

Birkaç gün sonra Luo Feng #0231 kırsal şehrinde gezinmeye başladıktan sonra şehirdeki canavarların çoğu mahvolmuştu. Diğer dövüşçülerin aksine Luo Feng onları hemen öldürmüyordu. Onlarla biraz pratik yapmak için dövüşüyordu ve sonra aksiyon başlıyordu! Luo Feng her zaman canavarlardan topladığı en önemli materyallerin bulunduğu şişkin bir çantayla ikmal üssüne dönüyordu.

İkmal üssünden Wang Wei de Luo Feng’in verimi karşısında hayrete düşmüştü.

Luo Feng’in eğitiminin 3. günü.

“Hm, görünen o ki bugün 198 canavar öldürmüşsün, dünden düzinelerce daha az. Ve çoğu yüksek seviye askerler. Senin için bunu 1,5 milyona yuvarlayacağım, kulağa nasıl geliyor?

Luo Feng’in eğitiminde 7. gün.

“Kahretsin, Luo Feng, sen çıldırmışsın. Bugün de 210 canavar mı öldürdün? Hm, sana 1,6 milyon gibi bir fiyat vereceğim! Sadece bir veya iki kez takas yapmadık, bu yüzden sana şimdi söylüyorum dostum: asker seviye canavarları öldürmek bu kadar kolay değildir! Onların çoğu sürüler halinde gezer, bu yüzden her zaman başarılı olamazsın. Etrafının çevrilmediğinden emin ol.”

Luo Feng’in eğitiminin 16. günü.

“Çılgın*,182 canavar, bugün ortalama civarında mı? Diğer yandan materyallerin kalitesi oldukça iyi ve yılan türü canavarlar bile var. Hm, sana 1,5 milyon vereceğim”

Ç.N: Çılgın Luo Feng’in takma adı gibi bir şey.

Luo Feng’in eğitiminde 21. gün.

“Çılgın söyle bana, asker canavarların bağımsız dolaştığı gizli bir yer mi keşfettin? Ve onları öldürdüğünde başkaları çabucak ortaya mı çıkıyor?”

......

Dövüşçü ikmal üssü büyük değildi, bu yüzden gizlenmek imkansızdı.  Luo Feng hakkında söylentiler hızlı bir şekilde tüm ikmal üssüne yayılmıştı, her gün para için asker canavarları öldüren çılgın kişiydi artık! Sürümden kazanmak. Bir düşük seviye kumandan seviye canavarın değeri 10 milyon civarıydı, fakat bu fiyatı çabucak bin yüksek seviye asker canavar öldürerek kazanabilirdin.

Ancak---

Bin tane yüksek seviye asker canavar öldürmek bir düşük seviye kumandan öldürmekten çok daha zordu!

Çoğu asker seviye canavar sürülerle takılıyordu bu yüzden onları bağımsız yakalamak son derece nadir görülürdü.

“Bu Çılgın Luo Feng deliler gibi asker seviye canavar öldürüyor. Bunu nasıl yapıyor? Bir günde nasıl bu kadar fazla öldürebiliyor?”

“Kim bilir. Ve eğer biri sırrı bilse bile, kim anlatırdı ki. Diğer yandan her gün bir milyon civarı kazanabildiğini duydum, iki milyona yaklaşıyormuş. Bu devam ederse, bir ay içinde 50-60 milyon civarı para yapar! Yılda bu 500-600 milyon yapar ve bu da güçlü kumandan seviye dövüşçülerin geliriyle karşılaştırılabilir.”

“Bir yılda 365 gün, her gün çılgınlar gibi asker canavar avlamak da nesi? Hiçbir insan bunu kaldıramaz.”

“Bilinmez ama bu Çılgın bu şekilde bir aydır devam ediyor”

İkmal üssünde Luo Feng hakkında tartışan tonla insan vardı.

Savaşçı seviye dövüşçüler Luo Feng’e hayranlık duyuyordu. Savaşçı seviye dövüşçüler bu kadar kolay para yapamıyordu. Zhang Ze Hu ve Wei Jia kardeşler gibi ileri düzey savaşçılar bile senede 50-60 milyon kazanıyordu. Acemi ve orta seviyeler için yılda 10 milyon oldukça iyiydi. Ve Luo Feng sadece bir ay içinde 50-60 milyon kazanıyordu!

Çılgın!

Tabii ki, kumandan dövüşçüler sadece biraz şaşırmışlardı. Onlar zamanlarını bu tür şeyler için harcamıyorlardı.

Sık sık ikmal üssüne giren savaş tanrısı dövüşçüler ise sadece iç geçiriyordu: “Bu çocuk oldukça çılgın. İlginç.”

���

11.29.2056, hava karanlıktı ve rüzgar sertçe esiyordu.

Bir şehir marketinin birinci katında 10 devasa Boynuzlu Domuz bir genç üzerine sürekli yüklenerek uluyordu. Uğuldamalar şehrin içerisinde gümbürdüyordu ve birkaç rafı çoktan parçalara ayırmıştı. Boynuzlu domuzlar tamamen öfkeliydi ve çılgınlar gibi saldırdılar!

Delikanlının bir elinde altıgen kalkanı ve diğer elinde de hayalet bıçağı vardı. Hareketleri arkasından siluetler oluştururken bir kelebek gibi salınıyordu.

Tek kelimeyle, hızlıydı!

“Saldır!”

Luo Feng savuşturmaya devam ederken aniden hayalet bıçağını eline aldı. Aynı anda yıldırım gibi bir dizi kesiş sesi duyuldu. Ah, aslında bıçağı belli bir seviyeye yükseldiğinde etraftaki havanın bu sesi çıkardığını söylemişlerdi. Bıçak rakipsiz bir keskinlikle her bir domuzun boyunlarını çizmişti. Bunu ayak hareketleriyle birleştirmek gücün daha da inanılmaz görünmesine neden olmuştu.

Orada birçok boynuzlu domuz olmasına rağmen sadece 2-3 tanesi aynı anda Luo Feng’e saldırabiliyordu.

Luo Feng her bir iki canavar öldürdüğünde cesetleri kendine bir açıklık bırakmak için kullanıyordu ve böylece canavar sürüsü tarafından ezilmekten kaçınıyordu. Çoğu kumandan seviye dövüşçü bile etrafını bu doğrulukta idare edemezdi.

“PU!”

Boynuzlu domuzun taze kanı çeşme gibi fışkırdı. Bir anda birkaç düzine boynuzlu domuzun yarısı ölmüştü ve diğer on boynuzlu domuz işlerin kötüleştiğini görünce topuğu koymuştu.

“Bu iyi değil. Eğer yüksek seviye asker olmazsa, pek para etmiyorlar” Luo Feng boynuzlu domuzlardan 19 yüksek seviye askerin cesedini ayıkladı. Boynuzlarını kesti ve çantasına koydu, “Yüksek seviye askerlerin boynuzları eğer yeraltı birliğine satarsam 8.000 dolar civarı ediyor.”

Boynuzlu domuzların diğer cesetleri açısından Luo Feng onlarla uğraşmak için fazla tembeldi.

Diğer yandan Luo Feng boynuzlu domuzların boynuzlarını toplamayı gerçekten sevmiyordu. Sadece ağır değillerdi ayrıca fiyatları da ortalamaydı. Çantası sınırına gelene kadar, etraftaki canavarların sadece %75ini toplayabiliyordu. Öldürdüğü gerçek canavar sayısı 300ün üzerindeydi.

Dn: Duysalar kafayı yerler herhalde :D

Domuz türü ve köpek türü canavarların üreme oranlarının çok yüksek olmasının bu yüzden pek de yararı olmuyordu.

Kana bulanmış şehirden ayrıldıktan sonra Luo Feng normal, altı katlı bir konut apartmanının çatısına geldi.

“Geçen 50 gündeki eğitimimden sonra tekniğim neredeyse ‘Ru Wei Sınıfı’na ulaştı.” Luo Feng tüm eğitimini öldürmek için harcamıyordu. Her dövüştüğünde karşısında küçük bir canavar topluluğu oluyordu, Luo Feng ilk olarak tekniğini eğitiyor ve sonra onları öldürüyordu.

Bu yolla, Luo Feng’in verimi çok yüksek oluyordu.

Tabii ki… Geçen 50 günde Luo Feng 20 hatta daha fazla kez tehlikede kalmıştı. Ölen canavarların uğuldamalarından dolayı daha da çok canavar çekiliyordu. Yüz hatta binin üzerinde canavarla yüz yüze geldiğinde Luo Feng panikten kaçabilmek için sadece ruhsal gücünü kullanabilirdi!

Ruhsal gücü olmadan Luo Feng’in çoktan 20 kez öldüğünü söyleyebilirsiniz!

Fakat  zaten onun ruhsal gücü olduğu için Luo Feng böylesine çılgın bir eğitim metodunu kullanmaya cesaret edebiliyordu. Her gün günde 8 saatin üzerinde büyük öfkeli canavarlarla sarılı oluyordu! Luo Feng’in eğitimi ortalama bir dövüşçünün bir aylık vahşi doğa eğitimine eşit oluyordu. Ve ortalama bir dövüşçü vahşi doğaya yılda sadece birkaç kez girebiliyordu.

Eğitimin 50 günüyle, Dokuz Aşama Yıldırım Bıçağının  Liu Guang tekniğiyle birlikte Luo Feng sonunda neredeyse Ru Wei Sınıfına adım atmak üzereydi.

“Tekniğim Ru Wei Sınıfına ulaşıyor.”

“Diğer yandan bıçağım hala yıldırım bıçağının ilk seviyesinde” Luo Feng sürekli ikinci seviyeye geçirmeyi deniyordu, fakat beklenmedik biçimde yapamıyordu! Hâlbuki Luo Feng’in gücü üzerinde kim bilir ne kadar kontrolü vardı. Bunu bilmek…

Geçen 50 günde Luo Feng on binin üzerinde canavar öldürdü!

On bin canavar. Çoğu canavar bu kadar canavarı hayatları boyunca öldüremiyordu. Böylesine yüksek bir miktar Luo Feng’in kesin, temiz ve keskin bıçak tekniğini beraberinde getiriyordu!

Geçen 50 günde Luo Feng’in kazandığı en büyük şey tecrübeydi. Yaşam ve ölümün kıyısında kazanılan tecrübe, sakin kalmak ve kararlar vermekti! Şimdi o savaşta ölüme karşı sakince bir şans bulabiliyordu ve saldırıyordu! Her dövüşçü Ru Wei Sınıfı eğitiminde bu yeteneğe hâkim olurdu.

“Çoktan saat 17.00 olmuş, geri gitme vakti.”

Luo Feng taktiksel iletişim saatine bir baktı ve direkt olarak arkasındaki sırt çantasıyla çatıdan zıpladı…

Bir süre sonra.

Luo Feng’in keyfi kara yolu boyunca yürürken oldukça yerindeydi. Aniden bir titreme hissetti ve elinde olmadan kafasını çevirdi. Gördüğü şey üç gölgenin kara yolunun ötesinden panikle koştuğuydu. Bazen hızlıca koşuyorlar bazen on metre uzağa atlıyorlardı; bu gölgeler son derece hızlıydı!

“Önde koşan… Wan Dong mu?”

Bir bakışla Luo Feng koşanların üçünden birini tanımıştı. Bu kesinlikle mücadele dövüşü sınavında onunla karşılaşabilen tek kişi Wan Dong’du!

Ve arkalarında karanlık bir canavar kitlesi vardı. Canavarların her biri 30 cm genişliğindeydi, sadece insan avuç içinden biraz büyüklerdi. Ancak, bu küçük canavarlar deniz canavarlarından oluşuyordu, Wang Dong ve diğer ikisinin bıçaklarını kalkanlarını v.b bırakarak hayatları için koşmasına sebep olmuşlardı!

“Bir sıçan gelgiti mi?” Luo Feng şok olmuştu. Bir savaş tanrısı seviyesinde dövüşçünün bile sonsuz sıçan gelgiti tarafından sarıldığında hayatta kalma şansı kalmıyordu, ayrıca sıçan afeti olarak da bilinirlerdi.