Yıl 2056, 7 Ekim, Cumartesi, Ateş Çekici takımının beş üyesinin HR ittifakı marketinde buluşacağı gün.

Akşam vakti.

Bir spor araba virajları güzelce alırken zarif bir hava savurarak HR ittifakı market plazasına sürdü ve direkt olarak HR gökdeleninin lobisi kapısının önünde durdu. Luo Feng gündelik bir gömlek giyiyordu, arabadan Chen Gu ile indi. Kapıcı onları karşıladı ve binanın zemin katına giriş yaptılar.

“Pekala, lütfen bekleyin efendim.”

Luo Feng lobiye adımını attığı gibi dikkatli bir bakışla Müdür Xu Xin’i ileride beyaz gömleğini giymiş bazı dövüşçülerle gülümseyerek sohbet ederken gördü. Kız elinde olmadan bara yaklaşan bir gölgenin farkına vardı, yakından bir baktığındaysa Xu Xin’in gözleri neşeyle doldu.

“Luo Feng” gülerek bağırdı Xu Xin.

“Xu Xin” Luo Feng barın kenarından gülümsedi, “Bana bir fincan Pu-er çayı ver. Ah evet, vaktin var mı? Bizim gibi eski öğrencilerle sohbet eder misin?”

Xu Xin bir miktar tereddüt ettikten sonra güldü ve başka bir garsona yerine bakmasını söyledi. O vakit gülerek bardan çıktı: “Bugün çok fazla ziyaretçi var. Luo Feng, gel şurada konuşalım” Bu sırada, koltukta oturmakta olan Chen Gu Luo Feng’e başparmağıyla işaret ederek göz kırptı.

Barın sessiz bir köşesinde, Luo Feng ve Xu Xin yüz yüze oturdu.

“Luo Feng, vahşi doğadan ne zaman döndün? Daha yeni mi döndünüz?” Xu Xin sessizce otururken çay fincanını tutuyordu. Saydam fincanın içerisindeki yeşil çay yeşil bir ışık yayıyordu etrafa.

“Bir süre önce döndüm” diye cevapladı Luo Feng.

Xu Xin gülümsedi ve elinde olmadan söylerken güldü: “Çok uzun süredir dönmüştün ve eski sınıf arkadaşını görmeye bile gelmedin. Veya… Benimle ilgilenmiyor olabiliri misin? Üst sınıfımdan dövüşçü olan tek kişi sensin, bu yüzden bir gün meşhur olduğunda seninle övünmek istiyorum.”

“Haha, Xu Xin, şuan hangi kolejdesin?” Luo Feng sordu.

Luo Feng ve Xu Xin, ikisi orada oturdu ve özgürce sohbet ettiler. Şuan ki devam eden hayatları hakkında bazı şeyler konuştular. Luo Feng Xu Xin konusunda başarısız olmasına rağmen Xu Xin hissetmişti… İkisinin de açamadığı konuyu. Bu sebeple sadece oturdular normal ve sessiz bir şekilde sohbetlerine devam ettiler.

Bu sırada, siyah gömlek ve pantolon giyen genç bir delikanlı asansörden indi. Barın köşesine dik dik baktı, Xu Xin ve Luo Feng’i gördü.

“Xin’in konuştuğu kim?” delikanlı dikkatle bakarak somurttu, “Görünen o ki… Bu Luo Feng,  Xu Xin’in lisesinden seçkin bir öğrenci mi?” Xu Xin’in lisesi hakkında çok şey biliyordu bu yüzden ünlü olan Luo Feng ve Zhang Hao Bai gibilerin verilerine baktı.

Delikanlı soğuk bir gülümseme bıraktı: “Xin Luo Feng’i daha önce bizim eve yemeğe getirmişti. Görünen o ki bir tür ilişkileri var.”

Delikanlı sessizce barın diğer kenarına oturdu.

Luo Feng Xu Xin ile sohbet ederken iyi vakit geçiriyordu fakat görünen oydu ki biri Xu Xin’in ismini sesleniyordu. Xu Xin ayağa kalktı ve özür diledi: “Üzgünüm, Luo Feng, işe dönmeliyim.”

“Beni boş ver” diyerek güldü Luo Feng.

“Xin bu arkadaşın mı?” bu sırada, bir adamın sesi çalındı. Luo Feng başını çevirdi ve Xu Xin ile çok benzer görünen yakışıklı genç bir delikanlı gördü. Delikanlı kenarda dururken Xu Xin’e gülümsedi ve sonra Luo Feng’e. Xu Xin neşeyle şok olmuştu: “Kardeşim, bu gün de markete gelmişsin. Evet, bu benim eski sınıf arkadaşım, Luo Feng. Kardeşim şimdi çalışmalıyım, yani Luo Feng ile sohbet edebilirsin.”

“Pekala devam et” delikanlı başıyla onaylayarak güldü ve sonra başını Luo Feng’e çevirdi, “Merhaba, Luo Feng. Kendimi tanıtmama izin ver. Ben Xu Xin’in kardeşi, Xu Gang”

Kardeşi mi?

Xu Xin’i alabilirse, bu çocuk yasal kardeşi olmayacak mıydı?

“Merhaba” Luo Feng ayağa kalktı ve diğer kişinin elini sıktı.

“Merhaba, Luo Feng” Xu Gang otururken güldü, “Senin ismini çok uzun zaman önce kız kardeşimin lisesinde duymuştum, orada üç seçkin üye vardı ve sen de onlardan biriydin! Ve ayrıca kardeşimden duyduğuma göre şuan resmi bir dövüşçüymüşsün?”

Luo Feng gülerek onayladı.

“Ah, ne muhteşem, 18 yaşında bir dövüşçü” Xu Gang takdir etti ve sonra güldü, “Kız kardeşim okulda kapalı kutu değil miydi?”

Ç.N: Şimdi “parlatılmış” bir kapalı kutu.

“Evet, hiç kimse ailesinin süper zengin olduğunu söyleyemezdi” diyerek güldü Luo Feng. Xu Xin aslında o zamanlar oldukça sade ve sessizdi.

Xu Gang’ın yüzünde bir gülümseme parladı: “Haha, iyi, büyük babam aileden bir bayanın şımarık olmasından endişe duyar. Bu yüzden elit bir okul yerine normal bir okula gitmesini istedi, böylece genel nüfusla bir araya gelebilir ve onlarla yaşayabilirdi! Şuan gördüğüm, kız kardeşim gerçekten de iyi bir performans sergilemiş.”

Luo Feng bir miktar somurttu, aileden bir bayan mı? Çoktan Xu Xin’in Xu ailesinden bir bayan olduğunu biliyordu.

“Kız kardeşim sana aile durumlarından bahsetmedi mi?” diye sordu Xu Gang şaşkın bir tonla.

“Bahsetmedi, fakat biliyorum. Xu ailesi” Luo Feng sakince gülümsedi, “HR ittifakının ülkedeki 12 ailesinden biri” Luo Feng Xu Gang’ın sözleri arkasında neden bahsettiğini anladı. Xu Gang’ın kendisi söylememişti, fakat konuşmayı buraya getirmek için bu konudan bahsetmişti.

Xu Xin aslında Xu ailesinin bayanıydı!

“Ah, yani biliyorsun” dedi Xu Gang şükrederek, “Aslında, bizim gibi büyük bir ailenin de haliyle büyük sorunları oluyor. Örneğin bazı zamanlar istediğimiz kişiyle evlenemiyoruz. Şimdilerde, yetenekli genç adamların bazısı kız kardeşimi istiyor. Kyoto şehrinden Wang Xing Ping ve Jiang-Nan şehrinden 21 yaşındaki ileri seviye kumandan dövüşçü ‘Gua Hai’ gibi.”

Luo Feng şaşırmıştı.

Başkaları Xu Xin’e mi yürüyordu?

Ç.N:Hoo, hoo, pursst, sakin ol oğluum, sakin oooll, şhhht…

“Bu Guo Hai oldukça küstahtır”  Xu Gang başını sallayarak hakaret etti, “Kumandan sınıfı dövüşçü değil mi? Ne ile oynadığını düşünüyor ki. Xu ailemiz uluslararası bir pozisyonda. Ailemizden bir bayanın umutsuz bir dövüşçüyle evlenmesine nasıl müsaade edebiliriz? Belki de bu dövüşçü vahşi doğada bir gün ölecek.”

Luo Feng somurttu.

“Luo Feng, katılmıyor musun? Dövüşçüler ölüm ile yaşam arasındaki sınırda yaşar, bu yüzden ölme şansları çok yüksek. Ailemizden bir bayanın bir dövüşçüyle evlenmesine nasıl izin veririz, değil mi?” sorarken güldü Xu Gang. Luo Feng’in ifadesini gördükten sonra, gülerek söyledi, “Ah, yanlış bir fikre kapılma. Senin hakkında konuşmuyorum”

Luo Feng son derece kötü bir moddaydı.

Benim hakkımda konuşmuyor muydu?

Xu Gang sadece bu belli konuyu üste çıkarmıştı, açık bir mesaj veriyordu--- Xu ailesinin bayanı herhangi bir şeye karşı ölebilecek bir dövüşçüyle evlenemezdi. Bu yüzden Luo Feng kendini tutsan iyi edersin.

“Aslında” dedi Xu Gang şükrederek, “Bununla karşılaştırıldığında, Wang Xin Ping’i daha çok tercih ederim. Wang Xing Ping Wang ailesinin Kyoto’daki genç ustası. Wang ailesi ayrıca büyük bir serveti kontrol ediyor. Sadece evinde oturup komut verse, bir miktar dövüşçü onun için çalışır, bu yüzden kendi hayatını riske atmaz.”

“Erkek kardeş olarak, kız kardeşimin istikrarlı bir hayat yaşamasını isterim” diye iç geçirdi Xu Gang “Dövüşçüyle karşılaştırıldığında, genç ustalar büyük servetlerinden ötürü kız kardeşim için en iyi eşleşme.”

“Dövüşçüler mi?”

“Örneğin, benim ailem Xu ailesi ve Wang ailesi gibi ailelerin hangisinin emri altında büyük bir kumandan seviye dövüşçü topluluğu tutmaz ki? Ve emrimizdeki savaşçı seviyesi dövüşçülerin sayısını söylemiyorum bile.” Xu Gang başını sallayarak güldü. Xu Gang açıkça dövüşçüleri pek takmıyordu. Savaşçı seviyedeki dövüşçüleri umursamıyordu bile.

O bir başkent inşaa edebilirdi.

HR ittifakının 12 ailesinden biri olarak, gerçekten çok büyük miktarda bir kumandan sınıfı savaşçı toplulukları ve son derece inanılmaz miktarda savaşçı seviye dövüşçüleri vardı.

“Luo Feng” uzaklardan bir ses duyuldu.

Luo Feng başını çevirdi ve baktı. Kaptan Gao Feng ve Wei Jia kardeşler varmıştı ve Chen Gu’nun yanında oturuyorlardı. Luo Feng bağırırken güldü: “Kaptan, şimdi geliyorum”

“Genç usta Xu Gang” Luo Feng Xu Gang’a bakarak güldü.

Ç.N: Bu ‘genç usta’ muhabbeti uzak doğuda zengin ailelerin varislerine verilen lakap tarzında bir ekleme. Bu tür insanlar bir gün ailenin başına geçeceklerinden dolayı doğduklarından itibaren çok çeşitli eğitimlerden geçirilerek üst düzey eğitim alıyorlar.

“Hm?” Xu Gang şöyle bir gülümsedi.

Aslında, bu kadar konuştuktan sonra, Xu Gang mesajının açıkça diğer kişiye ulaştığından emindi. Onun ailesi 21 yaşında ileri düzey kumandan seviyesi bir dövüşçüyü bile küçük görmüyordu. Bu yüzden sen, Luo Feng, bir çaylak dövüşçü yerini bil ve kız kardeşimi rahatsız etme.

“Genç usta Xu Gang, Xu ailen tabii harika, kalabalık bir kumandan seviye dövüşçü kontrol edebilirken…” Luo Feng gülümsedi, “Diğer yandan merak ediyorum da Xu aileniz bir savaş tanrısından istekte bulunabilir mi?”

Ç.N: Savaş tanrılarının genel özelliği kendilerini geliştirmek için çok üstün bir zekâya ve dirayete sahip olabilmeleridir. Yani bu seviyeye gelebilmiş biri ömrü hayatı boyunca kimseye boyun eğmeyerek özgürce yaşamıştır. O yüzden servet sahibi aileler ne kadar zenginlik koysalar da bir savaş tanrısının varlığını tümüyle ellerinde tutamazlardı.

Xu Gang buz kesildi.

Savaş tanrısı mı? Jiang-Nan şehrinde onlardan kaç tane vardı? Xu ailesi bir savaş tanrısı  dövüşçüsü vardı, fakat bu sadece Xu ailesinin tatlı görünmek için büyük miktarda para ödediği birisiydi.

“Merak ediyorum da Xu aileniz savaş tanrısını aşabilen bir varlıkla karşılaştı mı?” diyerek ekledi Luo Feng.

Xu Gang’ın ifadesi daha da batmıştı.

Savaş tanrısı seviyesini aşan varlık, en güçlü dövüşçü ‘Hong’ gibiydi. Böyle bir varoluş tüm bir ordunun gücüne denkti. Ailesi dünyadaki en güçlü dövüşçüyle tanışmak istemesine rağmen buna hakları yoktu. Ve onlarla eşit tutulmaktan bahsedemezlerdi bile.

“Hong” ve “Yıldırım Tanrısı” ile karşılaştırıldığında Xu ailesi sadece bir karıncaydı!

“Genç usta Xu Gang, arkadaş sayılırız, bu yüzden hatırlatayım… Dövüşçüleri küçümseme” Luo Feng Xu Gang’a doğru baktı. Xu Gang ona saygısızca davranmıştı, öyleyse neden Luo Feng saygılı davransın ki?

Bunu söyledikten sonra Luo Feng başını çevirdi ve yürüdü.

Lobinin klimalarından gelen soğuk hava nehir gibi akan yumuşak müzik ile sakinleştiriyordu. Diğer yandan Luo Feng’in kalbi alev alev yanıyordu,“Örneğin, benim ailem Xu ailesi ve Wang ailesi gibi ailelerin hangisinin emri altında büyük bir kumandan seviye dövüşçü topluluğu tutmaz ki? Ve savaşçı seviyesi dövüşçülerin sayısından söz etmiyorum bile.” Xu Gang’ın sözleri tekrar tekrar Luo Feng’in kafasında çalındı.

“Xu Gang!”

“Bunların hepsini geri çekilmem için ve kız kardeşini bırakmam için söylemedin mi?” Luo Feng’in bakışları buz gibiydi, “Endişelenme, Ben, Luo Feng, kesinlikle dövüşçülerin zirvesine ulaşacağım! Öyle bir dövüşçü ki bir hükümetin ordusuna eşit! Aynı zamanda, senin Xu ailen beni gülümseyen suratlarla kabul edecek!”

Tabii ki de, Xu Xin’in arkasından gidecekti…

//Delikanlı dediğin de  öyle yapar.

Diğer yandan Xu ailesine onu gülümseyen suratlarla karşılatacak ve oldukları gibi alçak değerleriyle onu kabul edeceklerdi!

“Dövüşçüler, dünyanın nihai gücüdür!”

“En güçlü dövüşçülerin önündeki sözde süper aileler, sadece pisliklerden ibaret !”

Şu anda!

2056 yılı 7 Eylül akşamında!

Luo Feng’in Xu Gang ile ilk ilişkisi hırsının başlangıcı olmuştu!