Gümüş ay kurdu güçsüzce havadan düştü ve gözleri yavaşça rengini kaybetti. Ölmek üzere olduğundan hayatı boyunca yaşadığı anıları düşündü. Gümüş ay kurdu, kurtların kralı küçüklüğünden beri bir sürü lideri olmayı umut ediyordu. Her şey güzel gidiyorken ve sürü lideri olmaktan bir adım uzaktayken!

Her nasılsa…

Savaş tanrısı seviyesinde bir dövüşçü takımı tarafından pusuya düşürülmüş ve ağır bir şekilde yaralanmıştı. Şükürler olsun ki hızı sayesinde kaçabilmişti. Diğer yandan kaçtıkça kumandan seviye dövüşçü takımla karşılaştı. Eğer yaralı olmasaydı, onları kolayca tuzla buz edebilirdi!

Fakat ağır yaralıydı.

Ve kumandan seviye dövüşçü takımı onu avlamaya, arkasından kovalamaya devam ettiler. Nereye koştuğu önemli değildi, bu takım her zaman onu kovalıyordu.

“Şu hasta insan piçleri!”

“En azından o piçler yerine bir ruh okuyucunun ellerinde ölüyorum.” gümüş ay kurdu son derece zekiydi. Yüksek seviye bir kumandan kurtların kralı zekada sürü liderleriyle yarışabilirdi. Ve sürü lideri seviyesinde canavarlar genellikle insanlar kadar zekiydiler.

Eğer ölecekse, güçlü biri tarafından öldürülmeliydi.

“BENG!”

Gümüş ay kurdunun koca bedeni yere çakıldı, etraftaki duvarlar yalpalayarak devrildi. Luo Feng onun ardından çabucak aşağıya indi.

“Ufff, uff, gümüş ay kurdunu öldürdüğüme inanamıyorum.” Luo Feng gümüş ay kurdunun cesedinin yanında durdu ve uzun bir iç geçirdi. Bundan sonra Luo Feng’in etrafında dönen dört fırlatma bıçağı kılıfına geri döndü,” Hm? Orada iki fırlatma bıçağı daha olmalıydı” Luo Feng bölgeyi taradı.

Dikkatli bir bakışla, ikisinin beton zeminde önünde durduğunu fark etti. Beton zemin sarsılmadan dolayı iki yerden bölünmüştü ve iki 6. seri fırlatma bıçağı tam da bu iki çukurdaydı!

Bu sahneden sonra Luo Feng elinde olmadan derin bir nefes aldı.

Gümüş ay kurdunun hızı ve gücü inanılmaz derecede harikaydı.

“Başka bir ekip bulursa diye, önce bedenini parçalayacağım. Bu gümüş ay kurdunun fiyatı bir şehir kadar ediyordur.” Luo Feng daha fazla düşünmedi ve çabucak elindeki fırlatma bıçağıyla onu ayırmaya başladı. Hayalet bıçağı orta seviye kumandanlarla dövüşebilen 5. seri olanlardandı.

Fırlatma bıçakları 6. seriydi ve yüksek seviye kumandanlara karşı dövüşebilirdi !

Luo Feng vahşice gümüş ay kurdunun yarasını ikiye ayırdı, fırlatma bıçağıyla karnını ayırdı.

“Hm?”

Luo Feng gözlerini dikti. Kürk uzun süredir açıktı ve henüz tüm gücüyle bile yarıya kadar açamıyordu. Bu fazla çılgındı. Yaralanmamış bir canavarı parçalamak son derece zordu, fakat bir kez büyük bir yara aldığında bu çok daha kolay olurdu. Üzüntüyle… Luo Feng’in gücü yüksek seviye kumandanların cesedini parçalamaya yetmiyordu!

“Siktir, canavarı parçalamak bile zor gibi görünüyor” diyerek güldü Luo Feng. O vakit çabucak ruhsal gücünü fırlatma bıçaklarından birinde kullandı.

Ruhsal gücü kollarının gücünden çok daha güçlüydü.

“FUÇİHU!” bıçak kürk boyunca kayarak kesti. Bir “CİHİU” “CHU” sesi duyuldu ve yara genişledi.

“Ruhsal gücümü bıçağım üzerinde kullanıyor olsam da, hala bu kadar yorucu mu?” Luo Feng şaşırmıştı. Kalbinin atışı ile fırlatma bıçağını kontrol ederek ince bir kürk noktasına doğru deldi. Gümüş ay kurdunun arkası biraz bükülmüştü fakat kürk hiçbir yara almamıştı.

Luo Feng dik dik baktı: “Bu çok çılgınca”

“Bu sefer cidden saçma bir şansım var” Luo Feng’in elinde olmadan nefesi kesilmişti.” Hızı ışık hızına ulaştı ve çok güçlüydü. Pahalı kürkün savunması bile şaşılacak kadar yüksekti. Mükemmel durumda olsaydı kazanma şansım muhtemelen %20-30 kadar olurdu !” Eğer Luo Feng onunla zirve koşullarında dövüşseydi, o zaman fırlatma bıçaklarını sadece gözlerine, kulaklarına, burnuna ve kürkün zayıf noktalarına vurabilirdi.

Diğer yandan gümüş ay kurdunun çevikliğiyle Luo Feng’in zafer şansı gerçekten çok düşüktü; %20-30 şansa sahip olmak bile oldukça iyi olurdu.

“HUA-LA!”

“HUA-LA”

Luo Feng hafifçe parçaladı. İlk olarak gizemli ve pahalı postunu yüzdü ve ondan sonra gümüş ay kurdunun sert pençelerini kesti. Bu pençeler yüksek seviye ke-luo alaşımı yapmakta kullanılıyordu, bu yüzden onlar da pahalıydı. Ayrıca gümüş ay kurdunun son derece sert kafa tası, dişleri ve özel iki gözü vardı.

Değeri olan ne varsa Luo Feng parçalayarak çantasına koydu.

İnsanların yaptığı önemli buluşların çoğu canavarlardan gelen materyaller temel alınarak yapılıyordu.

“Hepsini al.”

Luo Feng uzun derin bir nefes aldı. Gümüş ay kurdunun büyük cesedi üzerinde sadece bir parça et kalmıştı. Luo Feng fırlatma bıçağını kılıfına soktu ve iç geçirdi. Gümüş ay kurduyla dövüşürken çok fazla ruhsal güç kullanmıştı fakat cesedini parçalarken on kat daha fazla güç kullanmıştı!

“Ne olursa olsun bu büyük bir vurgun.”

“Bu sefer, ben de bir miktar para alabilirim” Luo Feng gülümsedi. Ateş çekici takımı parayı her üyenin savaştaki katkısına göre bölüşüyordu. Güçlü olsan bile, eğer bir canavarı öldürmeye yardım etmiyorsan, dövüşçü takımı doğal olarak sana hiç para vermiyordu.

Ve Luo Feng gümüş ay kurdunu tek başına öldürmüştü.

Bu yüzden Luo Feng gerçekten çok fazla para alacaktı.

“Eğer birisi beni bu gümüş ay kurdu cesedinin yanında görecek olursa, sıkıntıya düşebilirim.” diyerek güldü Luo Feng, “İleri düzey kumandan bile muhtemelen gümüş ay kurdunu ağır yaralayamaz. Muhtemelen savaş tanrısı seviyesinde dövüşçü olmalıydılar. Ve kürkün üzerinde bir takip cihazı bile vardı, ondan kurtulduğum iyi oldu.” Luo Feng gümüş ay kurdunu ağır yaralayan dövüşçülerle düşman kesilmek istemiyordu.

Bu yüzden koş.!

Luo Feng yavaşça ayrıldı ve sadece bir et parçası bırakmıştı.

…...

Karanlık gecenin altında, kaplan dişi takımı şehirdeki canavar bölgesinde dikkatle ilerliyordu.

“Böyle aşkın ızdırabını… bu avcı kırsal seviye şehrin etrafında koşmaya devam ediyor. Kumandan seviye canavar olduğundan diğer canavarlar onu öfkelendirmekten çok korkuyor. Diğer yandan biz ise çok yavaş ilerleyebiliyoruz…” Zhang Ze Hu’nun yanında yürüyen kel iri yarı adam saydırıyordu, “Avcıyı öldürdükten sonra, etini ızgara yapıp yiyeceğim. Eğer yemezsem, öfkemi bastıramayacağım.”

Zhang Ze Hu sırıttı ve kenardan güldü: “Endişelenme, takip cihazımız avcının üzerinde. Nereye koştuğu fark etmez.”

“Avcı nerede?” kaplan dişi takımının kaptanı düşük sesle sordu.

“Kaptan avcı 13 mil kadar uzağımızda, fakat daha fazla hareket etmiyor. Belki orada dinleniyordur.” diyerek güldü ateşli silah kullanıcısı ‘Dong Zi’ takip cihazına bakarak.

Bu sırada, kaplan dişi takımı üyeleri neşelendi.

“Hareket etmiyor mu?”

“Dinleniyor mu? Haha..”

Avcı gümüş ay kurdunun kaçabileceğinden korkuyorlardı. Zhang Ze Hu güldü: “Görünen o ki gümüş ay kurdu güvenli bir yer bulduğunu ve iyileşmek için hazırlanabileceğini düşünüyordur. Bizim gücümüzü bilmiyorsa bu çok kötü.”

“Hadi! Bu şansı kaçıramayız, bu sadece buradan 13 mil uzakta, öyleyse oraya çabucak gidebiliriz.” kaplan dişi takımının kaptanının gözleri parladı ve hafifçe konuştu “Herkes hızlansın. Belki bu sefer avcıyı öldürebiliriz.”

Kaplan dişi takımı daha da hızlı ilerlemeye başladı.

Şehrin her yerinde canavarlar olsa bile bir dövüşçü takımı 13 mili hücum ederse yarım saatte gidebilirdi.

40 dakika sonra.

“Gümüş ay kurdunun dinlenme noktasına yaklaştık, herkes dikkatli olsun.” kaplan dişi takımının kaptanı hafifçe el salladı ve  kaplan dişi takımının altı üyesi çabucak iki gruba ayrılarak hedefe iki farklı noktadan yaklaşmaya başladı. Takip cihazının olduğu noktayı yavaşça çevrelediler. Kimse tek kelime konuşmaya cesaret edemedi.

Bir gümüş ay kurdu çok hassastı.

Bir adım, iki adım, üç adım….

Herkes son derece dikkatli ilerliyordu.

“GİDİN!” kaplan dişi kaptanı elini salladı ve diğer takım sinyali aldığı anda harekete geçti.

Woşşş!Woşşş!Woşşş!

İki takım iki yönden geçide hücum ettiler, biri önde ve biri arkada. Onlar noktadan 100 metre kadar uzaktaydı. Altı üye de gümüş ay kurdunun olması gereken noktaya baktı. Her nasılsa, hedefi göremediler, sadece… havada hafif bir kan kokusu vardı.

“Hm?” kaplan dişi takımının kaptanının yüzünün rengi değişti.

“İyi değil!”

Aslında kaplan dişi takımının tüm üyeleri et parçasına doğru hücum etmişti. Et parçasının yanında birkaç gümüş tüy vardı!

“Kahretsin” Zhang Ze Hu saçlarını sıvazlayarak sövdü, “Biri onu çalmış!”

Luo Feng dövüşçü takımlarının ağır yaralanmış canavarlara takip sinyali bıraktığını biliyordu. Gümüş ay kurdu ağır yaralı olduğundan beri son derece yüksek bir şansla takip cihazı üzerindeydi. Bu yüzden çabucak onu ruhsal gücüyle taradıktan sonra kürklerin üzerinde bir şey buldu ve onu direkt kesti.

“PİÇ!” kaplan dişi takımı kaptanı acımasız bir ifadeyle dişlerini sıktı.

“Tüm bu çalışma bir hiç içindi!” tek gözlü orta yaşlı adamın yüzü mahvolmuştu.

“Gidin” kaplan dişi takımı kaptanı komut verirken gözlerinde soğuk bir ışık parladı, “Kaplanlardan yemeğini çalmaya cüret etmek. Bizim olanı çalarak ölüm arıyor olmalılar! Bu dövüşçü takımı bedeni parçaladı ve güvende olması için yeniden ikmal üssüne dönüyor! Bu yüzden... kaplan dişi takımı kardeşleri, mümkün olan en yüksek hızda yeniden ikmal üstüne koşalım! Onları yakaladığımızda onlardan geri çalacağız.”

“Evet, kaptan.” beş üye hemen itaat etti.

“Yola çıkıyoruz.” kaplan dişi kaptanı öldüresiye elini salladı ve diğer çıldırmış kaplan dişi takımı üyeleri hızlıca yeniden ikmal üssüne doğru giden kaptanlarını takip etti.