Swallowed Star - Bölüm 775: Yalnız Gitmek

---

 

Bölüm 775: Yalnız Gitmek

 

Şeytan ırkının yedi elit takımı savaş alanına ulaştığı zaman, buldukları tek şey gemi kalıntılarıydı.

 

...

 

C9 geminin alt ışık hızında uzayda uçan, dinlenme odasında içinde oldu.

 

Felaketten kurtulan elit takım bakıştılar, bazen Luo Feng'e bakıyorlardı. Ancak o Babata ile sohbet ediyordu.

 

"Babata, kaç puan aldım? Sakın daha 1 milyara ulaşmadığımı söyleme. 10,000 saklı yılan üyesini kolaylıkla yenmeme rağmen, o yine de zirve general ölümsüzü. Onu amir seviye güç olmadan öldürmek oldukça zor olurdu." Luo Feng Babata'ya mantıken söyledi.

 

"Toplamda 1.461 milyar puan." Babata söyledi.

 

"Vay."

 

Luo Feng rahat bir nefes verdi. "Fena değil, 10,000 saklı yılan şeytanının verdiği puanlar bir milyar civarındaydı, ancak yine de çok az. O çoktan zirve general ölümsüzü ve buna rağmen bana sadece bir milyar puan verdi."

 

"Luo Feng, artık ordudan özgürsün, takımdan ayrılsan bile ordudan ceza almazsın." Babata söyledi. Ordu oldukça katıydı, özgür olmadığı sürece, İlkel Kaos Şehri lideri müridi olsa bile, kurallara karşı gelemezdi.

 

"Hm."

 

Luo Feng başını salladı.

 

Doğru, artık özgürdü. Bu elit sektör lordu takımını bırakabileceği anlamına geliyordu. Takım içinde onlarla sohbet edebiliyor olsa da, gücünü tamamen açığa çıkarma şansı olmamıştı. Örneğin... paramparça yıldızlar sistemi resmen onun için fazla zayıf bir bölgeydi.

 

"Deli." Kaptan Tai Wo sonunda dinlenme odasının içindeki sessizliğin ortasında konuştu.

 

"Kaptan." Luo Feng ona baktı.

 

Tai Wo bir gülümseme sundu, "Takımımda böyle seviyede bir savaşçı beklemiyordum, ölümsüz yıldız yiyen bitki anında dört ölümsüzü öldürdü ve sen bizzat o zirve general ölümsüz şeytanı öldürmeye gittin. Bunca zamandır körmüşüm. En güçlü hamlelerin bir savaşçının hamleleri, bir ruh okuyucusunun değil, bu gerçekten hepimizi... pişman ediyor!"

 

"Deli." Zehir kanepede durdu, onlara garip bir şekilde bakıyordu. "Sen gerçekten absürtsün, ruh okuyucusu gibi davranmana rağmen çoktan bir ölümsüze eş değerde 9. formunu açığa çıkarabiliyorsun. Gerçek savaşçı yolun, lanet olsun... sen sadece bir sektör lordusun ve zirve general ölümsüzünü öldürebiliyorsun, sen, sen..."

 

"Deli."

 

"Tanıdığım Dev Balta Dojosunda ana üye sektör lordları bile bu kadar güçlü değiller."

 

"Sadece beş Leviathanlardan gerçek ana üye olanlar bu kadar güce sahip olur."

 

"Hm."

 

"İlkel Kaos Bölgesi ve Sanal Evren Şirketinin üyeleri olan başlangıç bölgesi sektör lordları 100 binlerce yıl eğitim alırlar. Dolayısıyla, çoğunun yasa kavramaları amir seviye ölümsüzlere eştir. Ancak, yine de zirve general ölümsüz öldürmeleri mümkün olmayabilir." Kaya konuştu, Luo Feng bunu duyduğunda şok olmuştu, ona doğru baktı. Kaya haklıydı, Mutlak başlangıç bölgesi ve İlkel bölgelerin sektör lordu üyeleri... ölümsüze dönüştükleri sürece normalde en az amir seviye olurlardı!

 

Kayanın bunu bilmesi... onun da biraz arka planı olmalı.

 

"Dış bölge savaşlarına seninle birlikte katılabilmek benim için onurdur." Kaya Luo Feng'e baktı.

 

"Saygı."

 

"Deli, sana karşı... aşağı hissediyorum." Beyaz zırhlı Tanrı kederlendi. "Sen Tanrı unvanına daha uygunsun."

 

"Lanet olsun."

 

"Edepsiz olma."

 

Diğer üyelerin hepsi güldü.

 

Luo Feng de gülmeden edemedi, bu kardeşlerle iyi anlaşılıyordu. Aslında görebiliyordu... üyelerin hepsi onun önceki gücünden, 5 Leviathanlardan çekirdek dahi olmasa bile, mutlak bir varlığın müridi olduğunu anlayabiliyorlardı. Ancak daha fazla eşelemek istemediler.

 

"Kardeşlerim." Luo Feng dinleyenlere baktı.

 

Grubun tümü ona baktıkları sırada sessizliğe gömüldüler.

 

"Buraya dış bölge savaşlarına olan yolculuğum, ordu tarafından kotanın dışında, hala başarmam gereken başka görevlere sahibim." Luo Feng söyledi, "herkesin birazdan ne söyleyeceğimi tahmin edebileceğine inanıyorum."

 

"Bir milyar puan senin için resmen hiçbir şey Deli." Zehir başıyla onayladı. "Sırf o bir milyar puanı bitirmek için burada olamazsın ve para için burada olman da pek olası değil. Çünkü o ölümsüz bitkinin sadece yetiştirmesi... amir seviye ölümsüzün bile iflas etmesine yeter."

 

Luo Feng gülümsedi ve başıyla onayladı, "O beş ölümsüzü öldürdüğümde, çoktan bir milyar puanı topladım, artık ordudan özgürüm."

 

"Yani?" Tai Wo donup kalmıştı.

 

"Gidiyor musun?" Çekiç ciddi bir şekilde söyledi.

 

"Gidiyor musun?" Şeytan Leydi konuşmak istedi ama hiçbir şey demedi.

 

Grup ona baktı.

 

Luo Feng başıyla onayladı, "Doğru, gidiyorum."

 

Tai Wo, Çekiç, Zehir, Kasırga, Şeytan Leydi, Wei, Kaya, Deli Wu ve Tanrı hepsi bakıştılar, yüz ifadeleri karmaşıktı. Luo Feng'i kaybetmeyi göze alamasalar bile, hepsi tahmin etmişti... bu seviye bir savaşçı paramparça yıldızlar gibi bu kadar düşük seviye bir bölgede onlarla kalamazdı.

 

"Özür dilerim." Luo Feng yavaşça söyledi.

 

"Gerek yok." Dedi Tai Wo, "Eğer bizimle kalırsan zayıflara karşı savaşırsın ve zamanın israf olur. Güçlüye karşı... seni sadece zapt etmiş oluruz, kararın doğru."

 

"Haha, ne olursa olsun, ben Zehir... bir zamanlar senin takım arkadaşındım." Zehir güldü, "Deli, gerçek adını hiç açığa çıkarmadın, görünüşe göre oldukça ciddi bir arka planın olmalı. Haha, her neyse hepimiz sanal evrendeki irtibat numarana sahibiz, sonunda kimliğini açığa çıkarmak istediğinde, bize söylersin."

 

"Kesinlikle." Luo Feng başını salladı.

 

Şeytan Leydi büyülenmiş şekilde Luo Feng'e baktı, hafifçe bağırarak, "Dahi... devasa bir figür olduğunda, bizi unutma."

 

"Güce tutunacağını biliyordum." İllüzyonist Wei kucağındaki kediyi okşadı ve ona bir bakış attı.

 

"Eğer sen de o kadar güçlü olsaydın, sana da yapardım." Leydi kafasını kaldırdı, sıska Wei'nin dilinin tutulmasına neden oldu.

 

"On binlerce yıl sonra, tekrar bir araya gelebiliriz. Korkarım, o zamana kadar bizi tamamen sarsacaksın." Çekiç büyük elini kaldırdı ve Luo Feng'in omzuna hafifçe vurdu. "O günü bekleyeceğim, tabii ki hayatta kalmalı ve dış bölge savaşlarını terk etmeliyim."

 

...

 

Luo Feng bu grupla yarım yıl sohbet etmişti, ayrılık... nihayet gelmişti.

 

"Bunlar önceki beş ölümsüzü öldürmenin ganimetleri." Luo Feng elini salladı ve dünya yüzüğü çıkardı. Karşısında duran kardeşlerine bakarak, "Benim için bu eşyalar... açıkçası, pek işlevsel değil. Hepinizin buna benden daha fazla ihtiyacınız olduğuna inanıyorum."

 

Bundan sonra, dünya enerjisini yüzüğü kontrol etmek için kullandı.

 

"Buna nasıl izin verebiliriz."

 

"Bu..."

 

Tai Wo ve diğerleri tamamen şok olmuşlardı, bu beş ölümsüzün ve özellikle majesteleri Meng Wei Na servetiydi, bu kolaylıkla onlarca hatta yüzlerce pullu ölümsüz Tuo Lu'ya eşdeğerdi.

 

"Deli'nin bakış açıları bizimkilerden tamamen farklı. O Meng Wei Na... onu kolaylıkla öldürdü, bu eşyalar kesinlikle ona bir şey ifade etmiyorlar, herkes, kabul edin." Yeni acemi Kaya söyledi.

 

"Haha, ödül ne kadar büyükse o kadar iyi." Zehir güldü, anında dünya yüzüğüne ilk o uzandı.

 

"Vay, ne kadar çok hazine."

 

"Bir bakayım."

 

"Bunlar yüz binlerce karışık element değerinde olmalılar."

 

"Hm."

 

"Bunlar önceki 1,000 yıllık ganimetlerimizle eşdeğer."

 

Üyelerin hepsi göz atmak için yüzüğü dolaştırdılar, kaptan Tai Wo heyecanla söyledi, "Bu tarayıcı cihazı bizim kullandığımızdan çok daha iyi. İyi bir tarayıcı cihazı dış bölge savaşlarında oldukça önemlidir, düşmanı onlara gizli kalırken ilk bizim tespit etmemizi sağlar. Bu tek başına 10,000 karışık element değerinde olmalı. İyi ganimetler, Deli, sen... sen savaş alanlarını keşfediyor olacaksın, iyi bir tarama cihazına ihtiyacın olacak."

 

"Benim bir tane var." Luo Feng başını salladı.

 

Zaten iki iyi tarayıcı cihazı vardı.

 

Kendine oldukça pahalı bir tane almıştı. Kolaylıkla 10 milyondan fazla karışık elemente açık arttırmayla alınırdı.

 

Diğeri o zamanlar öğretmeni olan Hu Yan Bo'nun kullandığıydı, on binlerce karışık elementi aşan bir cihazdı. Ancak, Hu Yan Bo'nun kullandığı kısa mesafede daha becerikliydi ve yüz milyon kmlik devasa bölgeleri taramada zayıftı.

 

"Kaptan, öldürülen ölümsüzlerden verilen katkı puanları konusunda ne kadar biliyorsun?" Luo Feng sordu, daha önce sormak istemişti ama şansı bulamamıştı.

 

"Ölümsüzler generaller, resmiler ve imparator seviye olarak ayrılırlar. Bunlar arasında amir seviyeler genellikle ölümsüz beden seviyesine ulaşabilirler, bu bir kere oldu mu, onları öldürmek oldukça zordur." Tai Wo söyledi, "Ve o ölümsüz bedeni olmayan generalleri öldürmesi çok daha kolay."

 

Luo Feng başını salladı.

 

"General öldürmek en az puanı verir ve genellikle iki seviye arasında bölünürler. Daha düşük seviye generaller yüz milyon verirken daha yüksek seviyeler bir milyar verir. Sadece bu iki seviye." Dedi Tai Wo, "Amir seviye ve İmparator seviyelerin ikisinin de üç seviyesi vardır."

 

"Düşük seviye bir amiri öldürmek on milyar verir."

 

"Daha yüksek seviye amiri öldürmek yüz milyar verir."

 

"Zirve seviye amiri öldürmek bir trilyon verir."

 

"Düşük seviye imparator on trilyon verir."

 

"Yüksek seviye imparator yüz trilyon verir."

 

"Zirve seviye imparator bir katrilyon verir." Tai Wo her şeyi bir nefeste bitirdi. Uzun bir süre dış bölge savaşlarında bulunmuştu, bu yüzden birçok ölümsüzü ve onlar hakkında bilgiyi biliyordu.

 

Luo Feng duyduğu sırada kafasıyla onayladı.

 

"Teşekkürler." Aniden ayağa kalktı.

 

Tai Wo ve diğerleri ona baktı.

 

"Kardeşlerim, sizler benim yaşam ve ölüm partnerlerim sayılırsınız, dış bölge savaşlarından ayrıldığımızda tekrar görüşeceğiz. Ancak şuan... veda ediyorum." Dedi.

 

"Dikkatli ol." Tai Wo vurguladı.

 

"Sakın öleyim deme." Zehir bağırdı, "Dikkatli ol, diğer ırkların birçok taktikleri var, ölümsüz bir beden olmadan... bir tuzağa düştüğün an, kaçması zor olacaktır."

 

"Sana sıkıca sarılmayı bekliyorum." Şeytan Leydi göz kırptı.

 

...

 

Luo Feng gruba vedasını etti ve gemiden uçarak çıkmak için döndü.

 

Sou!

 

Elinin bir hareketiyle, bir E9 sınıfı disk şeklinde gemi ortaya çıktı ve içine uçtu.

 

İki gemi, biri C9 diğeri E9... farklı yönlerde uçtular ve uzak uzayda kayboldular.

 

Luo Feng sonunda dış bölge savaşlarındaki gerçek mücadelesine başladı...