Bölüm 711: Belirsiz Durum

"Sizler, şimdi geri dönün!" Shi Huo şövalyesi, 5 imparator ve 12 amir seviyesindeki ölümsüzlere emretti.

"Evet şövalye."

"Evet öğretmenim."

Birçok ölümsüz saygıyla eğildi. Ondan sonra, Bao Jin imparatoru, ölümsüz enerjisini herkesi sarmak için kullandı ve anında 1 ışıkyılı uzakta ışınlanıp ardından dağıldılar. Ne de olsa, eğer 9 bıçak şövalyesinin ordusu önünde tanrı ülkesiyle ışınlanırlarsa, tanrı ülkelerinin yerlerini ortaya çıkarırlardı.

"Yan Zhu, tüm dünyalıları serbest bırak." Shi Huo şövalyesi emretti.

"Evet." Yan Zhu karşı çıkmaya cesaret edemedi.

Dünyanın üzerinde uçan bir ışık demeti haline geldi ve çok sayıda insanı serbest bıraktı. Bunların bir milyardan fazlası rastgele yerleştirildi, bazı Çinli insanlar Kuzey Amerika'da ortaya çıktı, Afrika'da bazı beyaz insanlar ortaya çıktı, tam bir karmaşaydı.

Herkesin kendi evlerine geri gönderilmesi ve dünyaya düzeninin yeniden kazandırılması için, en az 10 gün ila yarım ay gerekliydi ve bu da ileri teknolojiden kaynaklanıyordu.

Bir süre sonra!

Yan Zhu geri döndü.

Shi Huo şövalyesi, başı eğik oğluna baktı ve başını salladı, ve emretti, "Hadi gidelim."

Gümbür!

Siyah alevleri oğlunu sardı ve bir anda, her ikisi de ortadan kayboldu.

Geniş tanrı ülkesi içinde.

Shi Huo şövalyesi ve Yan Zhu imparatoru bir dağ zirvesinde ortaya çıktı.

"Baba!" Yan Zhu, Shi Huo şövalyesine baktı, gözleri öfkeyle doluydu. "Neden beni 9. hapishaneye yolladın ve neden 1000 çağ boyunca? Bunun Luo Feng yüzünden olduğunu söyleme, buna inanmıyorum. Onu öldürsem bile, bu kadar ağır bir cezayı hak etmezdim!" Yan Zhu gerçekten öfkelenmişti.

Babasına saygı duymasına rağmen, bu ceza çok ağırdı.

Diğerlerinin yanında bu soruları babasına yöneltemezdi. 

Gerçeği bilmek istiyordu!

"Cha Luo." Shi Huo Şövalyesi oğlunun başını ovuşturdu ve usulca söyledi. "Bu istediğim bir şey değil."

"Hm?" Yan Zhu'nun gözleri parladı.

“Ancak, öğretmenim böyle yapmamı emretti, senin kontrolden çıktığını ve ağır bir şekilde cezalandırılman gerektiğini söyledi." Shi Huo şövalyesi iç çekti. "Öğretmenim dedi ki... seni dokuzuncu yıldız alanı hapis cehennemine 1000 çağ boyunca yollamam gerçekten küçük bir ceza olarak nitelendirilirmiş."

"Baba, öğretmenin?" Yan Zhu gözlerini dört açarak baktı.

Gümbür!

Yan Zhu, beyni patlıyormuş gibi hissetti. Babası Shi Huo şövalyesiydi... tek başına onun pozisyonu ve Büyük Balta Dojosu içindeki yeri mutlaktı. Ölümsüz şövalyeyle bile karşılaştırılabilirdi. Ölümsüz şövalyenin pozisyonu yüksek ve kendisi güçlü olmasına rağmen, o bir mezhep ve yardımı olmayan yalnız bir kurttu. Bu yüzden Shi Huo şövalyesi ondan çok korkmazdı.

Ancak... Shi Huo şövalyesinin öğretmeni, bu başka bir şeydi.

Shi Huo şövalyesinin tüm tarikatının, onların gerçek lideri onun öğretmeniydi! Shi Huo şövalyesi… bu büyük varlığın öğrencilerinden sadece biriydi. Bu büyük varlık, Büyük Balta dojosundaki gerçek güçlü diktatördü ve muhtemelen sadece Büyük Balta dojo'sunun kurucusu onu baskı altına alabilirdi.

"Issız altın ustası!" Yan Zhu, kısık sesle konuştu.

Shi Huo şövalyesinin öğretmeni… Issız altın ustası!

İnsanlığın antik ve sonsuz tarihi içinde gerçek bir diktatör. İnsanlığın iki büyük süper gücünden biri olan Büyük balta dojosu'nun içinde gerçek bir güçtü. İç güçte bile, zirve varlıklardan biriydi, onun boyun eğmesini sadece kurucu sağlayabilirdi!

"Issız altın ustası beni cezalandırmak mı istedi?" Yan Zhu korkuyla doluydu. "Büyük Issız altın ustası, neden beni fark etti?"

Issız altın ustası!

Evren ülkesi liderleri bile onun önünde eğilirdi, Shi Huo şövalyesi ve o seviyedeki varlıkların hepsi onun önünde eğilirdi. Bütün altın boynuz ırkı bile... onun önünde tir tir titriyordu! İnsanlığın en eski ve güçlü varlıklarından biriydi, işte bu seviyede bir varlıktı.

Adını Issız altın ustasından duyması bile, Yan Zhu'nun gururlanması için yeterliydi.

Ve bu zirve seviye insanlığın içindeydi, altın boynuz ırkı ve pek çok diğer ırk, asla Issız altın ustasının seviyesinde bir varlığa sahip olamazlardı. İnsanlığın kendisinde bile, böyle bir varlığın üretilebilmesi için sayısız felaket ve test gerekti.

"Baba." Yan Zhu kaygılı bir şekilde babasına baktı, “Beni neden fark etti?”

O korkmuştu.

Babası bile ondan korkuyordu. Yan Zhu, Issız altın tarikatındandı, eğer usta onu öldürmek isterse, onu kim koruyabilirdi ki?

"Öğretmenim seni cezalandırmamı istedi, detayları ise bilmiyorum. O söylemediğinden, ben sormaya cesaret edemedim." Shi Huo şövalyesi oğluna baktı. "Ancak rahatlayabilirsin. Bu seviyedeki bir varlık, ne kadar saygı değerdir? Senin gibi küçük bir çöple uğraşmasına değmez."

"Hm hm." Yan Zhu başııyla onayladı.

“Öğretmenin emirleri beni şüphelendirdi… Luo Feng'in onunla herhangi bir bağlantısı olup olmadığı konusunda.” Shi Huo kaşlarını çattı.

"Ah." Yan Zhu kandırılmıştı, "Baba, ona daha önce çok iyi davrandın, bunun sebebi..."

"Hm, dünyadaki meselelerin onun dikkatini çekti, bu yüzden seni cezalandırmak istiyor." Shi Huo şövalyesi hafifçe başını sallayarak onayladı. “Öğretmen çok koruyucudur, buna rağmen 1,000 çağ boyunca 9. hapishaneye girmeni istiyor. Sadece Luo Feng ile bazı bağlantıları olduğunu tahmin edebilirim."

"Ama Luo Feng, Sanal Evren Şirketi'nden ve Issız altın ustası, Büyük Balta Dojosundan." Yan Zhu dedi.

"Ayrıntılar hakkında emin değilim." Shi Huo şövalyesi başını iki yana salladı.

Yan Zhu sadece iç çekebildi.

Babasının, ıssız altın ustası gibi bir varlık haline gelebileceği günü düşündü, bu absürt olurdu. İlkel kaos şehri lideri ya da ıssız altın ustası olsun, hepsi insanlığın gerçek zirvesinde duruyorlardı. Bunlar, sayısız diğer ırkların üzerinde duran varlıklardı.

“Öğretmenin emirleri olduğundan, 1000 çağlık cezanı çekmek zorunda kalacaksın. Geçtiğimiz birkaç yılda gerçekten çok sıkıntıya neden oldun, eğitim zamanın geldi. O hazineyi kontrol edebildiğin zaman, şövalye altındaki hiçbir şey sana tehdit olmamalı. Gerçek Yan'la bile baş edebileceksin. Ne de olsa güç mutlaktır... Baban her zaman seni koruyamaz." Shi Huo Şövalyesi dedi.

"Hm" Yan Zhu başııyla onayladı.

Güneş Sistemi.

Yeşim imparatoru tarafından yönetilen uçsuz bucaksız ölümsüz ordusunun hepsi, tanrı ülkeleri aracılığıyla ışınlanarak bulanık bir ışık haline geldi. Sadece kana susamış imparator, Dylan ve Luo Feng kaldı.

"Öylece ışınlanıp gittiler mi?" Luo Feng şok oldu. "Tanrı ülkelerinin koordinatlarından ifşa edilmesinden korkmuyorlar mı?"

"Işınlanmayı kullanan kişi ölümsüz bir köle olmalı." Kan susamış imparator kayıtsızca gülümsedi. “Ve kullandıktan sonra, bu köle tanrı ülkesinin konumunu değiştirmek için çok çalışmak zorunda kalacak, bu şekilde koordinatlar işe yaramaz hale gelecek.”

"Tanrı ülkesi koordinatlarını taşımak mı?" Luo Feng merak ediyordu.

“Tanrı ülkeleri uzay boşlukları içinde yer alır ve bu boşluklar geniş ve sonsuzdur. Doğal olarak, tanrı ülkeleri, orijinal pozisyonu bırakarak taşınabilirler." Kana susamış imparator dedi, "Ancak, tanrı ülkelerinin hareketi son derece yavaş. Eğer koordinatlar derhal aranırsa, bu çok tehlikeli olur."

Luo Feng başıyla onayladı.

"Küçük kardeş, Shi Huo şövalyesini tanıyor musun?" Kana susamış imparator Luo Feng'e baktı.

Luo Feng kafasını salladı, "Hayır, sadece birkaç yüz yıl yaşadım, onu nasıl tanıyabilirim ki?"

"O zaman neden bu kadar kibar davrandı, çok garipti." Kana susamış imparator kaşlarını çattı. "Şövalyelerin hepsi evrenin güçlü yenilmez varlıklarıdır. Genellikle senin gibi küçük serserilere dikkat bile etmezler."

"Bilmiyorum." Luo Feng de şaşkındı.

Sonra gülümsedi ve dedi ki, "Kıdemli, buraya gelmeniz nadirdir, bir süreliğine dünyaya gidelim."

"Tamam." Kana susamış imparator hızla cevap verdi....

Dünya, Çin, Yang zhou şehri, Luo hanesi.

Luo Feng geri döndükten sonra ailesini serbest bıraktı.

"Baba."

"Usta"

"Luo Feng." Konut anında kalabalıklaştı.

Luo Hong Guo dedi, "Küçük Feng, daha önce dünyada tutulduğumda, hemen sanal evren ağına bağlandım… birçok arkadaşımla bağlantı kurdum hepsinin de bir dünyada tutulduğunu öğrendim. Bir milyardan fazlasının bir arada tutulduğunu duydum. Ancak hiçbiri, onları saklayanın sen olduğunu bilmiyordu, bu yüzden aşırı derecede dehşete düştüler."

"Ha..." Luo Feng güldü.

Diğer dünya insanları onun tarafından tutulmamıştı.

"Ne karmaşa ama." Luo Feng taramak için ruh enerjisini kullandı. Yang Zhou şehrini incelerken gülmeden edemedi. Sıcak bir yaz günüydü, ancak şehirde ceketli birçok beyaz insan vardı, hatta sokaklarda görünen havlulu çıplaklar bile vardı. Bazıları gökdelenlerin tepesindeydi.

Sanal evren yıldırım adası.

9 bıçak şövalyesi böylesine büyük bir ölümsüz orduyu seferber etmişti ve ilkel bölgenin 9. ışınlanma noktasında toplanmışlardı. Doğal olarak, Sanal Evren Şirketinin üst kademesi bundan haberdar idi. Dünyadaki olay gizlenemezdi, birçok şövalye 9 bıçak şövalyesine soru sormak için geldi.

"Haha, Büyük Balta Dojosundaki bazı iyi arkadaşlarla görüştüm. Sadece Shi Huo şövalyesi ve ölümsüz şövalye değildi. Elitlerini yeryüzüne gönderen birçok şövalye var. Bununla birlikte, önce Shi Huo şövalyenin adamları oraya vardı."

"Neyse ki başarılı olmadılar."

"Doğru, eğer dünya gerçekten bir hazine bölgesiyse bu bizim Sanal Evren Şirketimizin olmalı. O dünyanın lideri, serseri Luo Feng bizim şirketimizin bir dehası."

"Hımm." "9 bıçak, bu dünya çok normal bir yaşam gezegenine benziyor, uzun zaman önce özel bir şey keşfetmeliydik. Büyük Balta Dojosundaki şövalyelerinin çoğunun kendi insanlarını göndermesine sebep olan şey neydi?"

"Dünya hakkında özel olan şey nedir 9 bıçak, anlat bize?"

"Hiçbir fikrim yok."

Yıldırım adası, 9 bıçak şövalyesinin sarayına, birkaç güçlü şövalye ve evren ülkesi lideri gelmişti. Yine de hepsi geri gitti, 8 kişiden fazlası 9 bıçağı sorgulamaya geldi.

Saray sakinliğini geri kazanmıştı.

Yeşim zırhı içindeki Yeşim imparatoru içeri girdi ve tahtta bir siluet ortaya çıktı. Yeşil cübbeli mor pullu bir adamdı. Yeşim İmparator saygıyla eğildi, "Şövalye."

"Benim için düzenleme yapın, Luo Feng'i şahsen görmek istiyorum." 9 bıçak şövalyesi emretti.