Bölüm 710: Şövalye'nin Cezası

Uçsuz bucaksız ölümsüz ordusunun yanında duran Luo Feng, yanındaki bu ordudan gelen güçlü enerjiyi açıkça hissedebiliyordu. Babata, Luo Feng'in zihninde yüksek sesle bağırdı, "Ölümsüz ordusu! Bu ölümsüzler, öğretmenin Hu Yan Bo'dan daha güçlü. Bu kesinlikle içinde normal biri olmayan elit bir ordu."

Luo Feng daha önce hiç bu kadar korkunç bir güç dalgası hissetmemişti.

26 imparator seviye ölümsüz hemen Yan Zhu imparatorunun etrafını sardı, Yan Zhu çıldırdı ve koz kartını açığa çıkarmaya başladı!

Gümbür!

Alnındaki açılmış olan mor dikey göz çevredeki milyon kilometrelik alanı koyulaştırdı, bu antik enerji anında etraftaki en zayıf insan Luo Feng'i bir kabus yanılsamasına sürükledi. Sanki bütün evrenin kaybolup, geriye sadece o mor gözü bıraktığını hissetti.

"Yan Zhu imparatoru ürkütücü." Luo Feng sarsıldı.

Ancak...

Yüzlerce hatta binlerce kez daha güçlü bir güç geldi ve Luo Feng'in ruhunun anında kararmasına neden oldu. Anında bilincini kaybetmişti, uyanmadan hemen önce Yan Zhu imparatorunun zavallı bağırışını duydu, "Baba!"

"Shi Huo Şövalyesi?" Luo Feng gözlerini kırpıştırdı ve baktı.

Uzak uzayda.

Görkemli bir varlık duruyordu, vücudu yaklaşık bir milyon kilometreye yayılan siyah alevlerle çevrili bir bulanıklıktı. Eğer Dünya bu alevlere dokunacak olursa, anında küle dönebilirdi. Etraftaki alan bile parçacık akışlarına dönüşüyordu. Aradaki büyük miktardaki akış, parçacıklara dönüştü başka bir şeye değil. O anda, güneş sistemi içindeki her şey onun gücü altındaydı.

Evren uzayı, onu diktatörü olarak almıştı!

O, uzayın kendisinin hükümdarıydı!

Luo Feng bu hissi açıkça hissedebiliyordu. Güneşten daha sıcak olan siyah alevlerin çekirdeğindeki bulanık varlık, yenilmezdi.

"Bu, sektör lordu seviyesinde amir seviye ölümsüzleri öldürebilen, ölümsüz olur olmaz imparator seviyesine gelen varlık. 100.000 yıl içinde ise şövalye oldu… Shi Huo şövalyesi?” Luo Feng mırıldandı. "Trilyon yılı aşkın bir süredir, bu varlık yenilmez ve dehşet vericiydi. Bu siyah alevler, bana siyah alevlerle yanan 9 siyah gezegeni hatırlatıyor, Tian Shi sarayı liderinin o zamanlar bana gösterdiklerini."

Tian Shi saray liderini Shi Huo şövalyesiyle kıyaslarsak Tian Shi saray lideri daha kontrollüydü, muhtemelen küçük Luo Feng'e zorbalık yapmak istemezdi. Ancak Shi Huo şövalyesi, milyonlarca kilometrelik bölgede kara alevler yaktı ve gücünü arttırdı.

"Selamlar Shi Huo şövalyesi!"

Yeşim zırhlı kadın saygıyla selamladı, ardından ölümsüzlerden oluşan büyük ordunun hepsi de saygıyla eğildi. "Selamlar Şövalye."

Luo Feng ve Dylan da eğildi.

"Selamlar öğretmenim."

"Selamlar şövalye."

12 amir seviye ve 5 imparator ölümsüzün hepsi saygıyla eğildi. Sadece alnındaki göz kapanmaya başlayan, mor bir ışıkla parlayan Yan Zhu imparatoru babasına heyecanla bağırdı, sonra da öfkeyle ölümsüz ordusuna bağırdı, "Baba, 9 bıçak şövalyesinin ölümsüzleri beni yakalamak istiyor!"

''Hmph.''

Bir homurdanmayla, Luo Feng bilincinin sarsıldığını hissetti, bu etraftaki bütün ölümsüzlerin arasında yankılandı.

"Yasak beceriyi kullanmayı bana haber vermeye mi tercih ediyorsun" dedi Siyah alevler içindeki görkemli varlık öfkeyle “İyi eğitim yapmış olsaydın, hazineyi kontrol edebilecek seviyeye ulaşırdın. O zaman bu imparator seviye ölümsüzlerden korkmana gerek kalmazdı."

"Evet." Yan Zhu saygılı bir şekilde eğildi, daha fazla konuşmaya cesaret edemedi.

Görkemli varlık orduya baktı, sesi zihinlerinde yankılandı, "Yeşim!"

"Yeşim, Shi Huo Şövalyesini selamlıyor." Ölümsüz ordunun lideri olan yeşim zırhlı kadın saygıyla karşılık verdi.

Yeşim imparatoru 9 bıçak şövalyesinin en güçlü ölümsüzüydü.

Yeşim, Tong Nan, Gerçek Yan, onlar yaşam ve ölüm dostlarıydı. Sıklıkla gizli bölgeleri birlikte keşfederlerdi ve birçok deneyimle birlikte doğal olarak iyi arkadaş oldular. Ve hepsinin de fazlasıyla güçlü olduğu aşikardı, hepsi imparator seviyesinin zirvesindeydi.

Tabii ki… Gerçek Yan İmparatoru, evrendeki sayısız ırk içindeki, trilyonlarca ölümsüz içinde bir şövalye olmaya en yakın olanıydı. Bir şövalyeye karşı bile, hayatta kalırdı.

Yeşim ve Tong Nan biraz daha zayıftı.

"Yeşim!" Siyah alevlerin ortasındaki Shi Huo şövalyesi bağırdı, "Oğlumun yakalanmasını emrettin mi?"

"Shi Huo Şövalyesi." Yeşim'in görünümü güzeldi, yeşim zırhı yarı saydam olan mücevherlere sahipti. Orada dururken, neredeyse orada değilmiş gibiydi, saygıyla gülümserken açıkça üzerindeki baskıya dayanabiliyordu. "Burada şövalyenin emri altında Luo Feng'i korumak için bulunuyorum. Ve Yan Zhu onu öldürmek için insanlar bile getirdi, ne olursa olsun, Luo Feng hâlâ Sanal Evren Şirketimizin çekirdek üyelerinden biri. Verilecek herhangi bir ceza şirket tarafından verilmelidir. Yan Zhu'nun eylemleri… sınırları aştı. Bu yüzden onu yakalamak ve şövalyeye götürmek istiyorum!"

"Yan Zhu benim oğlum, ceza benim tarafımdan verilecek, 9 bıçak tarafından değil!" Shi Huo şövalyenin sesi gök gürültüsü gibi patladı.

Ordudaki bütün ölümsüzlerin acı çekmesine sebep oldu.

Luo Feng ise hiçbir şey hissetmedi.

"Bu çok garip?" Luo Feng, Dylan ve Kana susamış imparatorla birlikte acı içinde yüzlerini buruşturan 1000'den fazla ölümsüze baktı, sadece o etkilenmemişti.

"Muhtemelen çok zayıf olduğum için. Bana çarptığı an muhtemelen anında ölürüm, o yüzden beni hedeflemedi." Luo Feng düşündü....

Acı içinde yüzlerini buruşturan orduya bakınca, Yan Zhu ve grubu tatmin oldu.

"Bunu bir ceza olarak kabul edin!" Shi Huo şövalyesi soğukça dedi ki, "Ve bir daha asla bir şövalyeye saygısızlık etmeyin."

Yeşim sadece başını indirdi ve saygıyla eğildi, "Evet!"

Ne de olsa…

Güç açısından, Shi Huo şövalyesi 9 bıçaktan daha güçlüydü.

Siyah alevlerin arasında süzülüyordu, sonra bakışları Luo Feng'in üstüne geldi. Sesi daha sevgi dolu oldu, "Sen Luo Feng misin?"

“O kadar güçlü ki, Yeşim imparatorunu başını indirmeye zorluyor, tüm bir ölümsüz ordusunu baskısı altını alıyor." Luo Feng, varlığın kendisine bakışını keşfettiğinde hâlâ haykırıyordu. Nazik sesi duyduğu gibi şaşkına döndü, "Bu Luo Feng mi?"

Oradaki tüm ölümsüzler sadece şok içinde bakabiliyordu.

Bu-bu-bu...

Bu aynı acımasız Shi Huo şövalyesi mi?

Mutlak dahiler arasında bir dahi. Kendini böyle küçük varlıklarla rahatsız etmesine gerek yoktu ama Luo Feng'e nazik bir tonla konuştu.

"Benim." Luo Feng hızlı bir tepki verdiği sırada hayrete düşmüştü. Saygıyla eğilerek, "Selamlar şövalye." dedi.

"Hm"

Shi Huo şövalyesinin sesi hiç öfke içermiyor gibiydi, içerdiği tek şey şefkat idi. "Oğluma gelip seninle dünya hakları satışı konusunda seninle konuşmasını ben istemiştim. Bu işe yaramaz oğlumun böyle bir karışıklığa sebep beklemiyordum."

Luo Feng gözlerini kırpıştırdı.

Yeşim imparatoru ve diğer ölümsüzlerin hepsi suskunlaşmıştı.

"Ben..." Yan Zhu aval aval baktı, "Baba…"

"Kapat çeneni!"

Shi Huo şövalyesinin kükremesi Yan Zhu'nun daha da kızmasına ve endişelenmesine neden oldu.

Bu alandaki bütün atmosfer garipti.

Shi Huo şövalyesinin oğlunu şımartması, herkes tarafından biliniyordu. Ancak bugün, o, küçük bir alan lordu çöpe karşı nazik ve oğluna karşı şiddetliydi. Bu inanılmazdı, Luo Feng on bin çağın nadir bir dehası olabilirdi. Ancak on milyon yılda bir gelen nadir bir dahiye bile bu şekilde davranılmazdı.

Dahiler nihayetinde sadece dahi idi.

Güçlüler güçlüydü.

Gerçekten güçlülerden biri olmadan önce, bunların hiçbiri Shi Huo şövalyesi tarafından iyi davranılmayı hak etmezdi.

"Luo Feng, seninle kişisel olarak konuşacağım, bana dünyayı satar mısın?" Shi Huo şövalyesi Luo Feng'e gülümsedi. "Ne koşulun varsa, sadece söyle."

"Şövalye." Luo Feng saygıyla söyledi. "Dünya benim ve dünyadaki tüm insanların evi, ne olursa olsun, onu satmak istemeyeceğim."

Luo Feng bu durumu öngörmüştü.

Ne olursa olsun…9 bıçak şövalyesi zaten müdahalede bulunmuştu, bu konu zaten 2 süper güç arasında bir çatışma olmuştu. Shi Huo şövalyesi ona karşı bir hamle yapmazdı.

"Ah, bir ırkın vatanı?" Shi Huo şövalye başıyla onayladı, "Bir vatan olarak, dünya gerçekten senin için özel, seni zorlamayacağım."

"Yan Zhu." Shi Huo şövalyesi oğluna döndü.

Yan Zhu imparatoru şok olmuştu.

Yan Zhu'ya imparator denilmesine rağmen, bu sadece saygı ve formalitelerden gelen bir şeydi. Güç olarak daha yüksekte olanlar… ona sadece Yan Zhu diyebilirdi. İmparator ismini kaldırarak. Ancak gerçek adı Meng Cha Luo idi.

Babası olarak, Shi Huo şövalyesi daha sevgi dolu olduğu için normalde onu gerçek ismiyle çağırırdı.

Sadece mutsuz olduğunda ona Yan Zhu derdi.

"Baba." Yan Zhu, babasının sesinin tonunu hissetti ve saygıyla seslendi.

"Sana sadece dünyayı satın alma hakkı verdim. Bu kadar ileriye gitmeni asla beklemezdim. Eğer Dylan Luo Feng'i korumasaydı, onu öldürür müydün?" Shi Huo'nun ciddi sesi öfke ile doluydu.

"Baba?" Yan Zhu, babasına şüpheyle baktı.

"Ne zaman duracağını bilmiyorsun. Eğer bu böyle devam ederse, ne kadar büyük bir bela getireceğini kim bilir." Shi Huo şövalyesi soğukça dedi. "Şimdi sana verdiğim ceza... 9. yıldızalanı cehennem hapishanesinde 1000 çağ boyunca hapsedilmek."

"Baba!"

Yan Zhu gözlerini dört açarak baktı.

Luo Feng, Kana susamış imparator, Yeşim imparatoru, Dylan... bütün bu ölümsüzler hayrete düşmüştü.

Tanrım.

Önceden Shi Huo şövalyesi oğlunu 9. cehennem hapishanesine atmıştı, ancak bu sadece 1000 yıldı. Bu sefer, on milyon yıldan fazla olan 1000 çağ boyunca atmıştı ve 9. cehennem hapishanesindeki zaman... Bu uzun süren bir kabustu!

Tüm ölümsüzler sersemlemişti. Yan Zhu Luo Feng'i öldürmüş olsaydı bile, bu kadar ağır bir cezayı hak etmezdi.