Swallowed Star - Bölüm 566: Ölüm Tuzağı

---

 

 

 

 

Vahşi yaratık grupları buz ormanı bölgesinde üçe ayrılıyordu.

 

Sürüngen yaratıklar, dev insan yaratıklar ve kuş yaratıklar. Bu 3 sektör lordu zirvesi üç gruba hükmediyordu. Buz ayısı Luo Feng yavaşça ve aptalca diğerlerine benzer şekilde yürüdü. 3 saat sonrasında tamamen yaratık bölgesinden dışarı çıkmıştı.

 

“Kahretsin!”

 

Buz ayısı Luo Feng rahat bir nefes alarak yaratıkların yaşadığı geniş buz ormanına baktı.

 

“Sonunda yaratık grupları bölgesinden çıktım.” Ancak o vakit rahatladı. Başlangıçta aptal buz ayısının gözleri parlayarak ileri baktı.

 

Önündeki geniş yolda buz ormanı hala devam ediyordu.

 

Ara sıra bir veya iki sıra yaratık görüyordu.

 

“Diğer rotayı sektör lordu beklediğinden sadece ilerlemeye devam edebilirim!” Buz Ayısı Luo Feng zaman zaman koştu ve yavaşladı. Bu sırada diğer yaratıkların hiçbirini çevrede göremiyordu ve önünde sadece sonsuz buz ormanı vardı.

 

Buz ormanının sonu yoktu!

 

Buz ayısı olarak yoluna devam etti.

 

“Ang!”

 

Gowr!

 

Şeytan notası bazen zayıf bazen güçlü şekilde ruhuna baskınlar yapıyor ve bilincini hipnotize ediyordu. Ona boyun eğerse yürüyen ölüden farkı kalmazdı.

 

“Bu sıkıntılı.” Buz ayısı Luo Feng yavaşladı. Gümüş gözlerinde bir endişe okunuyordu. “Buz ormanında derinlere ilerledikçe şeytan notası daha da güçleniyor.”

 

Chi!

 

Biçimsiz ve sessiz şeytan notası ruhuna girdi.

 

Buz ayısı Luo Feng hafifçe titredi.

 

“Şeytan notasının gücü normal sektör lordu seviye 3 birini bile anında kontrolü altına alabilir.” Luo Feng içinden şaşkına dönmüştü. Fantezi okyanusu adasına ve bilgilendirmeye göre kabaca irade gücü ve bilinç seviyelerini ölçebilirdi. Yalnızca irade gücü bakımından normal bir ölümsüzle kıyaslanabilirdi.

 

Sadece bilinci hala zayıftı, bu nedenle onuncu adada kalmıştı.

 

Şeytan notası….

 

Hiçbir bilinç baskısına sahip değildi, sadece hipnozdu! Bu nedenle Luo Feng daha ustaca bunlara karşı dayanabiliyordu. Bu şeytan notası dağını seçmesinin nedenlerinden biriydi.

 

“Mi!”

 

Belirgin bir ses ruhuna doğru parçalarken anında milyonlarca illüzyon ortaya çıktı, dalga ardına dalga hipnoz başladı. Sadece tüm bunları geçip gitmesi sayısız yıl alırdı.

 

“Parçalan!”

 

Aşırı düzeydeki irade gücü hiçbir taviz vermeden tamamen tüm illüzyonları parçaladı!

 

Sou!

 

Buz ayısı siyah enerji demetine dönüşürken, biçimsiz enerji insan biçimini alarak sonunda tekrar siyah boynuzlu genci meydana getirdi. Çoktan yaratıkları ilk keşfettiği noktadan 100 bin km ötedeydi. Ek olarak 100 bin km’nin üzerinde mesafede başka hiçbir yaratık görmediğinden insan biçimine dönmüştü.

 

Değiş!

 

Dünya bedenine geri döndü, Mosha bedenini fazla açık etmemesi onun için en iyisiydi.

 

Luo Feng buz dağının kenarına baktı. “Az önceki şeytan notasına sektör lordu seviye 6-7 düzeyinde biri bile dayanamazdı.”

 

“Ne tuhaf ama.” Luo Feng somurttu. “Şeytan notası dağına girdiğimden beri biraz vakit geçti, lakin şeytan notalarının çoğu yüksek oranda zayıftı. Evren seviyeler bile bunlara dayanabilirdi. Ara sıra bir evren seviyeyi hipnotize edebilecekler ortaya çıkıyordu ve çok azı alan lordlarını etkileyebilirdi. Sektör Lordu seviyesinde şeytan notaları ise…. nadiren ortaya çıkıyordu!”

 

Önünde uzayıp giden buz ormanına bakarken….

 

Luo Feng somurttu, aşırı tuhaf hissettiriyordu. Buz ormanının içerisinde…. şeytan notası gücü fazla korkutucuydu. Duruma bakıldığında derinlere gidildikçe… karşılaşılan şeytan notaları ara sıra daha da güçleniyordu. Eğer böyle devam ederse , sıradakinin Sektör Lordu zirvesinde olabileceğinden korkuyordu! Daha güçlüsü…

 

Bir ölümsüzü bile hipnotize edebilirdi.

 

Bu sırada Luo Feng dayanabileceği konusunda kendine güvenmiyordu.

 

“Devam etsem mi?” Luo Feng düşündü.

 

“Gidelim!”

 

Luo Feng dişlerini sıkarken gözleri parlıyordu. “Kendi sınırlarım konusunda çok netim, şu mevcut şeytan notası hala eşiğimin çok uzağında! Görmek istiyorum…. buz ormanındaki şeytan notasının ne kadar güçlendiğini!”

 

Yola devam etti!

 

….

 

İlerledikçe şeytan notası bazı zamanlar diğerlerinden daha güçlü hale geliyordu, lakin tüm zaman boyunca aslında öncekinden daha güçlüydü.

 

100 bin km kadar sonra.

 

“Şu önceki şeytan notası şeytan dağına girdiğimden beri karşılaştığım en korkunç şeytan notasıydı. Sektör Lordu zirvesini bile hipnotize edebiliyor olmalı.” Luo Feng dişlerini sıktı, gözlerini kıstı, bakışları bıçak misali baktığı yönü parçalıyordu.

 

Birinin gözleri ruhunun aynasıydı.

 

Açıkça Luo Feng çoktan dikkat kesilmişti, iradesi ve bilinci sınırlarında yoğunlaşıyordu!

 

“Hala eşiğimin epey uzağındayım.”

 

Yola devam ederken ihtiyatlı kaldı ve dikkatsiz davranmaya cüret etmedi.

 

2000 km kadar veya daha fazla ilerledikten sonra geniş buz ormanına ulaştı. Önünde 3 benzer geniş yol ayrımı görülüyordu.

 

“Mağara yolları?”

 

“Buz ormanı bitti mi?” Luo Feng gülümserken bir şekilde meraklanmıştı, “Bu buz ormanında öylesine güçlü şeytan notaları var ki. Yoksa başka sırları da mı var?”

 

Etrafında dönerek buz ormanının içlerine doğru 100 km mesafeye baktı, içinde özel bir şey olduğunu hissediyordu.

 

“Rastgele bir tanesini seçeceğim.”

 

Luo Feng 3 yolun merkezinden ilerledi. Bunun genişliği 20 km’ye yakın, boyu 7 ila 8 km kadardı. Geçitle kıyaslandığında Luo Feng küçük bir nokta misaliydi. Bir karıncanın insan yolunda yürümesini andırıyordu. Luo Feng girişin 10 metre yanına ulaştığında tek adım attı ve içeri girmiş bulundu.

 

Gümbür….

 

İnanılmaz bir yutma kuvveti mağaranın girişinden kendini gösterdi. Etraftaki uzay gözle görülebilen bir enerji girdabına dönüşürken zemindeki buz katmanı parçalanarak mağaranın içine çekildi. Luo Feng vaktinde tepki verememişti!

 

Sou!

 

Tüm varlığı doğrudan mağaray çekilmişti! Yaklaşan her şeyi yutan devasa bir ağızı andırıyordu!

 

“Kahretsin, bu da ne?” Luo Feng baktı.

 

“Klang!é

 

Yutulurken sessiz şeytan notası bilincine doğru girdi. Devasa bakır bir tencere etrafta yuvarlanıyor gibi anında bilincinin ve irade gücünün gelgit fırtınası içerisindeki bir tenke misali çalkalandığını hissetti. Aardı arkası kesilmeden gelen her dalga neredeyse botu devirecekti.

 

Sou!

 

Şeytan notasının girişimi nedeniyle Luo Feng çökmenin eşiğindeydi, başka hiçbir şeyi umursayamıyamadan tüm varlığı içeri çekildi…

 

Chi! Chi! Chi! Chi!

 

Kollarından kalın ve güçlü koyu asmalar sertçe uzandı. Asmaları buz duvarların derinlerine veya mağara girişinin kenarlarına tutundu. Sayısız yaprak zemine uzanırken çok daha fazla asma şimşek hızında uzanıyordu!

 

Mağaranın genişliği 20 km kadardı.

 

Alan lordu seviye 9 bulut öpen asma olarak her asması bu kısa mesafeyi kat edebiliyordu, adeta büyük bir ahtapotun birçok dokunacıyla delice mağaranın girişine doğru atılması gibiydi.

 

Bitki yaşam formunun gücü inanılmazdı.

 

“Gümbür….” Korkutucu yutma gücü bulut öpen asmanın tam güçlü asmalarını bile parçalamaya başladı.

 

Pa! Pa! Pa!

 

Kalın asmalar paramparça oldu! Buz katmana nüfuz eden yapraklar da parçalara ayrıldı!

 

“Tanrım!”

 

Şeytan notası gelmiş ve hızlıca gitmişti.

 

Luo Feng hızlıca bilincini geri kazanarak asmaların parçalanışını gördü, derhal içinden gürledi, “Değiş!”

 

Sou!

 

Tüm bedeni bir anda mosha klan üyesine dönüştü ve mosha bedeni çoktan 30 cm uzunluğunda 6 cm genişliğinde iki boynuzu olan ortasında pürüzsüz bir daire bulunan mekiğe dönüşmüştü.

 

Mekiğin boyutu normal insan bedeninden çok daha ufaktı ve yapısı nedeniyle yutma gücü insan bedenine kıyasla yüz kat daha az kalıyordu.

 

“Sou!”

 

Uzay tarafından nimetlendirilmiş mosha bedeni yutma gücünün sadece yüzde biri kadar güçle sonunda yarıp geçerek mağaradan uçarak çıktı.

 

….

 

Mosha mekiği mağaradan 100 metre uzaklaştığında korkutucu yutan güç anında kayboldu.

 

Hua!

 

Mekik siyah enerjiyle birlikte insan bedenine dönüştü.

 

Luo Feng 3 mağaranın merkezine bakarak önceki sahneyi hatırladığında içinden titredi.

 

“Aniden şeytan notası saldırdı, yalnızca tüm kudretimle dayanabildim. Normal sektör lordu zirveleri buna dayanamazdı. Ve yutma kuvveti... ancak mosha biçim değiştirdikten ve uzay yasaları ustalığını kullandıktan sonra kaçabildim.” Luo Feng önündeki mağaraya korkuyla baktı.

 

İçeri yutulsaydı ne olurdu?

 

Kim bilir!

 

“Luo Feng!” Ancak şimdi Babata’nın sesi yankılandı, “Şu az önceki evren gizli bölgelerindeki tipik bir ölüm tuzağıydı.”

 

“Ne ölüm tuzağı?” Luo Feng sordu.

 

“Engin evrende en tuhaf ve gizemli yerler gizli bölgelerdir. Bu bölgelerin hepsi ilkel evrenin özel oluşumlarıdır. Çok farklı bölgeleri meydana getirirler. Tüm bu bölgeler asla tam olarak aynı değillerdir. Ve tehlike düzeyleri de farklıdır!”

“Tehlike biçimleri de farklıdır!”

 

“Bazıları açıkça tehlikedir, korkutucu olmasına rağmen yine de bu şekilde olması iyidir.”

 

“Bazıları ise belirsiz tehlikeler teşkil ederler, çok güvenli görünmesine rağmen yine de tehlike anında ortaya çıkar. Tıpkı önündeki mağara gibi, bu şeytan dağında trilyonlarca yol bulunur, kalanın hepsi güvenlidir. Sadece savunmasız girdiğinde yutan güç anında seni şeytan notasıyla vurur! Kesin olarak söyleyebilirim ki.... şu mağaranın içerisinde çok daha tehlikeli şeyler bulunuyor.” Babata söyledi, “Bu ani tehlike, hiçbir savunma veya hazırlık şansım olmadan geldiğinden ölüm tuzağı olarak anılabilir.”

 

“Kim bilir kaç tane ölümsüz!”

 

“Kaç parlak geleceği olan dahi!”

 

“Kaç ulu varlık ölüm tuzaklarında düşmüştür!” Babata söyledi.

 

Luo Feng şaşırmıştı.

 

Aniden hocası Gerçek Yan’ın sektör lordu zirvesinde Amir unvanındaki bir ölümsüzü öldüren mutlak dahi hakkındaki konuşmasını hatırladı. Lakin şu mutlak dahi yine de sonunda gizli bölgede düşmüştü.

 

“Mutlak başlangıç bölgesi Sanal Evren Şirketi tarafından kontrol ediliyor olmasına rağmen hala tamamen kontrol altında tutulamayan bölgeleri var.” Babata söyledi. “Tıpkı kan nehri dünyası ve şeytan notası dağının derinlikleri gibi, hepsi bu şekilde! Son derece dikkatli davranman gerek. Önceden hocanı takip ettiğimde böylesine birçok durumla karşılaştım, çok fazla savaşçı bu şekilde ölüyordu. Şu ölüm tuzakları.... bazıları devasa zengin kaynaklar barındırıyor, fakat bazıları gerçekten ölü sonlara çıkıyor!”

 

Luo Feng onayladı.

 

Sonrasında dönerek sağdaki ve soldaki mağaralara baktı.

 

“Geri gidemem. Şu sektör lordu nöbet tutuyor!”

 

“Önümde 3 mağara bulunuyor, aralarından ortadakine giremiyorum.. Hiç yoktan , diğer ikisinden hangisine gitmeliyim?”