Swallowed Star - Bölüm 559: Amir Po Yu

---

 

 

 

 

Luo Feng gülümsedi.

 

Şeytan Dağı şeytan notası dağı ve buz dağına ayrılıyordu, buz dağı tam olarak adından da anlaşıldığı gibiydi. Son derece soğuk hava koşulları hakimdi! Soğuklar inanılmaz düzeylere ulaşıyordu ve mutlak soğuk ancak dünyanın teknolojisiyle ve ölçüleriyle bilinebiliyordu. Engin evrende mutlak soğuklar çok daha düşük düzeylere bile ulaşabiliyordu!

 

Tıpkı  Luo Feng’in yıldız parçasının etrafında süzüldüğü devasa buz gezegeni gibi.

 

Tıpkı buz dağı gibi!

 

Son derece soğuklardı, evren seviyenin beden sıcaklığı ve hücre yapısı için bile böyleydi. Buz dağındaki sıcaklık sürekli sabit değildi, bazı kısımları evren seviye birini yaralayabilir ve bazı kısımları ise alan lordu veya sektör lordunu bile mahvedecek kadar soğuktu! Bu nedenle biri keşfederken kazara korkutucu soğuk havanın bulunduğu yere denk gelebilir, anında donarak ölebilirdi.

 

Buz dağında ana mesele birinin bedeni üzerindeki etkileriydi.

 

ŞEytan notası dağı da ruha karşıydı.

 

Şeytan notası dağı geniş ve derindi. Biri çevrede esen rüzgarları ve ara sıra birkaç türde sesi duyabilirdi. Bu sesler doğal olarak hipnoz idi, dikkatsiz birisi bunlara yakalanabilirdi. Çünkü farklı bölgelerde farklı sesler bulunuyordu, bunların hepsi de farklı hipnozlardı. Birkaç korkutucu yer kolaylıkla bir evren seviye veya alan lordunun bilincini kaybederek etten kuklalara dönüşmesine neden olabilirdi!

 

“Şeytan notası dağını seçiyorum.” Luo Feng söyledi.

 

“Şeytan notası?” Beyaz giyimli genç şaşırarak söyledi, “Majesteleri Luo Feng davetsiz müdahalemi bağışlayın. Antik dağın iki tarafı bulunur. Buz dağı tehlikeli olmasına rağmen etkileri birinin bedeninedir. Beden ile ruhu kıyasladığınızda ruh çekirdektir. Buz dağında mücadele etmek için hala şansınız vardır. Lakin şeytan notası dağında etkilendiğinizde bilincini kaybedersiniz, direnemezsiniz bile.”

 

// Ruhu giderse kısaca ölür, çünkü 3 bedenin ruhu da tek yapıda toplanıyor. Ama diğer yandan ruhu da bu nebzede şuan için Sektör Lordu seviyesi ile kıyaslanabilecek düzeyde.

 

“Sıkıntı değil.” Luo Feng gülümsedi.

 

Şeytan notası?

 

Doğal hipnoz?

 

İrade gücü bakımından Luo Feng zaten çoğu sektör lordu zirvesini aşıyordu ve ölümsüzlerle bile kıyaslanabilirdi! Kan Nehri dünyasında 80 yılında öldürme aurası eğitiminde irade gücü öncekinden çok daha güçlenmişti.

 

“Öyle ise sizi şeytan notası dağına götürecek kişileri ayarlayacağım.” Beyaz giyimli genç eğildi. “Majesteleri Luo Feng, lütfen kimlik etiketinizi ayrılırken almayı unutmayınız! Bunu kaybederseniz, görevde başarısız olmanız anlamına gelir.”

 

“Bunu biliyorum.” Luo Feng onayladı.

 

“Lütfen biraz bekleyin.”

 

Beyaz giyimli genç döndü. Dışarı çıkarak sarayın geniş salonu boyunca yürürken silüeti şimşek misali anında çok uzaklara ulaştı. Bir saniye içerisinde 100 metre uzunluğunda oval biçimli bir evren gemisi uçarak Luo Feng’in önünde durdu. Kabin kapısı açıldı ve üç beyaz giyimli kişi dışarı yürüdü, az önceki genç de aralarındaydı.

 

“Majesteleri Luo Feng, lütfen!”

 

“Hm.”

 

Luo Feng anında mesafeyi kapatarak gemiye girdi.

 

…..

 

Şeytan Notası dağı görkemli ve uzundu, evren gemisi etrafında dönen bir sineği andırıyordu.

 

Kontrol odasında…

 

Luo Feng bir bakarken görkemli dağın mağaralarını görüyordu ve bu mağaralar soğuk havayla doluydu.

 

“MAjesteleri Luo Feng şeytan notası dağı tüm şeytan dağının yarısı kadarını kaplıyor. Boyut bakımından dağın içerisinde trilyonlarca girişi bulunuyor.” Beyaz giyimli genç işaret etti. Uzaktaki dağda kolaylıkla bulanık birkaç kilometre ila yüzlerce kilometre genişliğinde mağaralar görülüyordu, “Majesteleri girmek için herhangi birini seçebilir.”

 

“Bir süre daha uçalım.” Luo Feng emretti.

 

“Tabii.”

 

…..

 

Bir süreden sonra gemi önceki kanyondan uzaklaştı. Ancak o zaman Luo Feng bir mağara seçerek girdi.

 

Dağ merkez olmak üzere birçok saray inşa edilmişti, bazıları küçük bazıları büyüktü.

 

Buz Dağı merkezine yakın yerlerde on binlerce kilometre uzunluğunda yeşim yeşili şemsiye misali bir saray bulunuyordu. Burada bir grup yeşil zırhlı görevli duruyordu, bu grup görevliler kolaylıkla tüm bir ülkeyi yok edebilirdi. Hepsi yeşim yeşili yılan kuyruğu ve üzerlerinde sıkı pullara sahiplerdi.

 

Sou!

 

Luo Feng’i taşıyan gemi sarayın önünde durdu. Kapı açıldı ve beyaz giyimli genç tek başına girişe uçarak dışarıda saygıyla durdu.

 

“Zhe Chang, gir!” Nazik bir ses yankılandı.

 

Beyaz giyimli genç şaşırmış gibiydi, biraz gözlerini kıstı, lakin yine de saygılı görünümünü koruyarak tapınağa girdi.

 

Saray devasa ve karmaşıktı.

 

Beyaz giyimli genç bir süre içeride uçtu ve sonunda dondurucu soğuk bir saraya ulaştı. Bu saray birkaç Li genişliğinde ve yüksekliğindeydi. İçeride hiçbir görevli bulunmuyordu. Sadece 1 km uzunluğunda bir taht görülüyordu, üzerindeyse korkutucu bir silüet oturuyordu.

 

“Selam olsun Amir Po Yu!” Beyaz giyimli genç eğildi.

 

Tahttaki silüete bakmaya cüret etmedi.

 

“Luo Feng, girdi mi?” nazik ses yankılandı.

 

“Evet, majesteleri Luo Feng az önce girdi.” Beyaz cübbeli genç söyledi, “Şeytan notası dağına girdi.”

 

“Hm.”

 

Nazik ses devam etti, “Çıktığı zaman, onu benimle görüşmesi için getirin.”

 

“Tabii.” Beyaz giyimli eleman söyledi.

 

“Zhe Chang gidebilirsin.” Nazik ses söyledi.

 

“Evet.”

 

Genç daha fazla konuşmaya cüret etmeyerek hızlıca saraydan ayrıldı ve dondurucu yerden çıktı. Ancak dışarı çıktığında rahat bir nefes alabilmişti, “Amir Po Yu hasta bir piç. Havası hiç düzenli değil ve isteğine göre rastgele öldürebilir, bu adaletsizlik. Şansıma bugün hiçbir şey olmadı.”

 

Nerede fayda varsa, orada rekabet de olurdu!

 

Sanal Evren Şirketi gibi devasa bir amiral gemisi için kesinlikle iç departmanlarda rekabet olurdu, sadece hepsi bastırılıyordu. Lakin Po Yu gibi bir varlık için rastgele bir sektör lordu öldürmenin hiçbir manası yoktu.

 

Luo Feng ve Bolan gibi kişisel ağır ölçüde saygı duyuyordu ve şirketin meyveleri gibilerdi.

 

Fakat tek nedeni dahiler olmalarıydı. Bu nedenle saygı görüyorlardı. Zhe Chang gibi sektör lordu seviyesine ulaşana kadar sürünen kişilerin her zaman ihtiyatlı davranması gerekiyordu. Pozisyonu yeterince yüksek değildi… sadece keyifleri yerinde olmadığı için kolaylıkla üst kademeler tarafından öldürülebilirdi.

 

….

 

Dondurucu sarayın içerisinde…

 

Yüksekteki tahta devasa bir silüet uçarak kondu.

 

Bu 10 metre uzunluğunda yeşil yılan kuyruğu olan bir hatundu. Üst bedeni mükemmeldi, özellikle uzun yeşim saçları. Mutlak güzellik birinin ruhunu baştan çıkartıyordu, büyüleyici gözleri sarayın içerisine bakarken trilyonlarca yıl önceki bir yere bakıyor gibiydi.

 

“Ha!”

 

“Ha!” Aniden manyak bir kahkaha attı, “Hahaha….”

 

“Fırsat geldi!”

 

Usulca mırıldandı.

 

Sonrasında!!

 

Chi… chi chii… bedeni hızlıca değişmeye başladı, yeşim yeşili kuyruğu küçülerek iki çıplak ayağa dönüştü, aynı anda kıyafetler beninde belirdi ve 8 metre boyunda mutlak bir güzelliğe dönüştü.

 

“Önce borcu tahsil edeceğim.”

 

“Onu öldürmek sadece birinci adım.”

 

Mutlak güzellik usulca mırıldandı ve kayboldu.

 

…..

 

Birkaç dakika sonrasında şeytan dağının etrafında dönen 9 gezegenden koyu kırmızı olan birine bir evren gemisi hızlıca girdi.

 

Bu gezegende…

 

10 bin Li kadar bir bölge kaplayan antik bir şehir bulunuyordu. Burası gezegenin ilk 3 tarikatından biri olan bin yıldız tarikatı idi.

 

“Gümbür….”

 

Bin yıldız tarikatının yaşlılarının hepsi hızlıca içinden dışarı çıktı, bazıları çevredeki sessiz noktalardan geldiler. SAdece birkaç dakika içinde hepsi tarikatın tapınağına fırladı.

 

Tapınak, neden tapınak?

 

Çünkü tanrılar tapınaklarda olurdu, bu nedenle tapınak inşa edilmişti. Şu anda tarikatın içerisinde 1000 yıldız ölümsüzü bulunuyordu!

 

“Neden Tarikat lideri bu kadar acil şekilde bizi çağırıyor?”

 

“Bilmiyorum.”

 

“Çabuk, lider daha önce bizi hiç bu kadar acil çağırmamıştı.”

 

Sektör Lordları ve alan lordlarının hepsi hızlıca bin Yıldız kutsal toprağına fırladı. Tapınağın içerisinde güzel bir hatun yüksekteki görkemli bir tahtın üzerinde oturuyordu ve aşağısında iki tane bir metrelik boynuzu bulunan yaşlı bir adam duruyordu, o bin Yıldız tarikatının bin yıldız kıdemlisiydi.

 

“Tarikat lideri.”

 

“Tarikat lideri.”

 

Sektör Lordları ve alan lordları gelerek saygıyla eğildi.

 

“Usta Bing!” Siyah boynuzlu yaşlı adam saygıyla dizlerinin üzerine çöktü. “Bin yıldız tarikatına en yakın sektör lordu ve alan lordlarının hepsi toplandı.Toplamda 6 sektör lordu ve 53 alan lordu var.”

 

“Usta?”

 

Siyah veya gümüş boynuzları görülen Sektör Lordları ve alan lordlarının hepsi sersemlemişti.

 

Tahtın üzerindeki güzel hatun tapınağın girişine bakarken biçimsiz bir enerji kapıyı iterek açtı.

 

Gümbür…..

 

Kapı otomatik olarak açılırken sektör lordları ve alan lordları çok daha gergindi. Hepsi tahtındaki güzel silüete bakmadan edemedi, diğer yandan görünümünü göremiyorlardı. Sadece onlara doğal bir korku hissi yaşatan biçimsiz baskıyı hissediyorlardı.

 

“Şeytan dağını geçenleriniz sola ayrılsın. Geçmeyenler sağa ayrılsın.” Nazik bir ses yankılandı.

 

Kontrol ediliyorlarmış gibiydi.

 

59 kişi doğal olarak iki yana ayrıldı. 32 tanesi solda 27 tanesi sağda durdu.

 

“Siz altı kişi kalsın!” Altı yeşim yeşili ışık yukarıdan alçaldı ve 27 sektör lordu, alan lordu karmasının üzerine düştü. Üç sektör lordu ve üç alan lordu seviye 9 vardı, “Kalanınız ayrılabilir.”

 

Kapı tekrar otomatik olarak açıldı.

 

Diğer 53 sektör lordu ve alan lordu kuklalar gibi hareket ettikten sonra kapı tekrar kapandı.

 

Tapınağın dışında…

 

“Neler oluyor?”

 

“Ne oldu öyle?”

 

“Tarikat lideri bizi toplamadı mı, neden tekrar dışarı çıktık?”

 

Sektör lordları ve alan lordları hayali bir durumdaymış gibi bakışırken az önce tapınakta ne olduğunu net şekilde hatırlamıyorlardı.

 

“Hepiniz geri gidin! Derhal! Soru sormaya izin yok!” Yaşlı ve öfkeli bir ses zihinlerinde yankılandı.

 

“Evet, tarikat lideri.”

 

Grup derhal itaat etti ve tüm yönlere doğru kayboldu.

 

…

 

Tapınağın içerisinde…

 

Güzel hatun tahtında otururken aşağıdaki üç sektör ve alan lorduna bakıyordu.

 

“Bin yıldız tarikatı için çalışmak bizim için onurdur. Usta ne diler ve emrederse, bin yıldız tarikat öğrencileri tamamlayacaktır.” Siyah boynuzlu yaşlı adam, bin yıldız kıdemlisi saygıyla söyledi.

Çevirmen Notu: Bu hatunun Luo Feng’in hocası Yun Mo Gezegeni Ustası Hu Yan Bo ile bağlantısı olabilir. Savaşçıların hareket ve tavırlarına bakılırsa… Yun Mo Gezegeni öğretilerine benzer teknikler üzerinde kullanılıyor gibi. Artı burnuma kötü kokular geliyor bakalım görelim neler olacak. Keyifli okumalar.