Swallowed Star - Bölüm 528: Zihinsel Durumun Üç Seviyesi

---

 

 

 

 

Sanal Evren, Kara Ejder Dağı adası, 9 yıldız koyuna yakın bir nehirde 3 kişi oturuyordu.

 

Uzun sağlam kısa saçlı sıradan giyimli bir genç duruyordu, yine de enerjisi aniden ileri parçalayacak mızrak gibi hissettiriyordu. Solunda temiz beyaz cübbeli kel gülümseyen bir genç vardı. Gülüşü o kadar saftı ki birinin ruhunu kendine çekiyordu.

 

İkisinin yanında zayıfça bir genç oturuyordu. Öldürme aurası ağırdı, tüm varlığı kanlı bir nehrin soğuk katliamında yıkanmış gibiydi, aurası korkutucuydu.

 

“Üçüncü, zihinsel durumun gerçekten sınırlarına ulaşıyor.” Kel genç başını sallayarak gülümsedi.

 

“İkinci kardeş, zihinsel durum bakımından seninle kıyaslanamam. Şimdilik yarıp geçemedim. Tek mesele kendimin sınırlarını zorlamakta, bu yolla en azından gelişebileceğim.” Luo Feng gülümsedi. Bunu kendisi hissedebiliyordu. Gerçeklikte çokça vaktini Kan Nehri Dünyasında antik tanrı harabelerinde harcıyordu, onlarca yıldır öldürme aurasına maruz kalmıştı.

 

Aslında kemiklerine kadar buz gibi soğuktu. Fakat şimdi öldürme aurasının baskısıyla ve altın boynuzlu yaratığın çok fazla kristal özümsemesiyle sanal evrende bile Luo Feng güçlü bir öldürme aurası yayıyordu.

 

“Sınırlarını zorlamak sonuçta yine küçük bir yoldur.” Yıldırım Tanrısı başını salladı.

 

“İkinci kardeş.” Hong oturdu ve gülümsedi, “Üçüncü kardeşi zorlamaya mecbur değilsin. Zihinsel durum eğitimi konusunda… o da olağanüstü! Zihinsel durumunu toz veya zehirden etkilenmeden bu düzeye kadar eğitebilmesi harika. Mutlak saflık, mutlak def etme ve mutlak yoğunlaşma….. bu biçimde kesinlik  ayrıca zihinsel durumu da geliştirecektir.”

 

Yıldırım Tanrısı da şaşırmış onaylıyordu, merakla sordu, “Büyük kardeş, fakat bu hala sonuçta….”

 

“Hm.” Hong Luo Feng’e baktı, “Üçüncü kardeş.”

 

“Büyük kardeş.” Luo Feng Hong’a gülümsedi.

 

“İkinci kardeşin ve Ben sana zihinsel eğitim konusunda birçok ip ucu verdik. Diğer yandan bu…. diğer eğitimlerden farklıdır. Bu ruhu açığa çıkarmanın bir türüdür.” Hong Luo Feng’e baktı. “Önceden birçok gizemi açıklamış olabiliriz, bugün senin için en yüksek düzeyi tasvir edeceğim.”

 

“Hm?” Luo Feng’in gözleri parladı.

 

“Kalp? Ne kalbi?”

 

“Zihinsel durum, bu da nedir?” Hong gülümsedi. “Bir savaşçının eğitim bakış açısından kalp aslında irade gücüdür!”

 

“İrade gücünün kuvveti zaten olağanüstü.” Hong konuştu. “Diğer yandan…. ortalama, ortalama görüntüden hala üç büyük zihinsel durumun yalnızca birinci seviyesindesin.”

 

“Birinci seviye mi?” Luo Feng şaşkına dönmüştü. “Üç büyük zihinsel durum?”

 

“Bu benim özetim.” Hong gülümsedi. “Çinimizin antik kültüründe her zaman birinin zihinsel durum eğitimini vurgularız. Kalp eğitimi konusunda her türde bulunan eğitim doğrudan birinin kalbine odaklanır ve birinin kalbini net olarak görmesini sağlar. Beden bilge bir ağaçtır. Kalbin parlak bir ayna gibi durur. Sürekli olarak onu silmelisin. Tozlanmasına müsaade etme. Bu aslen birinin kendisini görmesini ve anlamasını sağlar.”

 

Luo Feng somurttu.

 

“Şu anda kalbin bir ayna gibi, tozdan etkilenmemiş. Kalbin bir bıçak gibi, engelleri kesiyor. Zaten kendini görerek anladığından çok yüksek bir düzeye ulaştığın varsayılabilir.” Hong haykırdı.” Şimdi kalbini eğitmeye devam ederek irade gücünü kuvvetlendir! Lakin ne kadar eğitim yaparsan yap yine de birinci seviyedesin.”

 

“İkinci seviye nedir?” Luo Feng sordu.

 

“Basitçe anlatmak gerekirse… insan ve doğa birdir!” Hong yanındaki Yıldırım Tanrısını işaret etti, “İkinci kardeşin İkinci seviyede sayılabilir.”

 

“İnsan ve doğa birdir de neyin nesi?” Luo Feng merakla sordu.

 

“İnsan ve doğa varlığı mükemmel bir zihinsel durumu temsil eder.” Hong gülümsedi, “Mükemmellikle neyi kastediyorum? Birinin Yin ve Yang’ı tamamen birleştiğinde ve birbirini tamamladığında buna mükemmellik denir. Nasıl mı? Şu anki yolunda… sınırları kovalamak basitçe bunu zorlamak anlamına geliyor! Yalnızca sınırlarını zorlamak kendini güçlendirebilir. Diğer yandan yalnızca Yin ve Yang birlikte çalıştığında mükemmel hale gelecektir.”

 

“Tıpkı dünyadaki ahengi hisseden bir adam gibidir…. durum neyi gerektirirse sağlam ve esnek olabilir.”

 

“Bu zihinsel durum da böyledir. Bıçak gibi olmak gerektiğinde veya eğitim yapmak gerektiğinde. Ve su gibi kibar olmak gerektiğinde, su her zaman bıçağın kenarından akacaktır! Savunma bakımından su bir kalkandan çok daha sağlamdır, bu nedenle çok daha güçlüdür.” Hong gülümsedi. “Yin ve Yang’ın uyumu, insan ve doğa, zihinsel durum ahengi. Tabii ki bu yüksek seviyede bir mükemmelliktir… ve saf ve masum bir kalptir! Teoride zaten zirvedir. Kardeşin böyle biri.”

 

Luo Feng dinlerken nefesini tutuyordu, sormaya devam etti. “Bıçak gibi bir kalp, anladım. Fakat nasıl su gibi bir kalbe erişebilirim?”

 

“Teoriyi açıklayacağım fakat durumun kendisini açıklaması zor.” Hong gülümseyerek başını salladı.

 

“Bu… birinci seviye birinin kalbini ve anlayışını temsil eder, ve molozların arasından görmek gerekir. İkinci Yin ve Yang uyumu, insan ve doğa, kalbin saflığını ve mükemmel zihinsel durumu vurguluyor.” Luo Feng sordu, “Teoride ikinci durum zaten zirve, peki ya üçüncü ne o halde?”

 

Yandaki Yıldırım Tanrısı gülümsedi, “Üçüncü seviye büyük kardeşinin henüz zorlukla kavramayı başardığı bir düzey.”

 

“Üçüncüsü...”

 

Hong usulca söyledi, “Zorlukla dokunabildiğim bir seviye. Kalp hiçtir ve geniştir, kalp sonsuzdur. Kalp, her şeyi kapsar.”

 

“Ne demek istiyorsun?” Luo Feng sordu.

 

// Boş yapıyor bence ama hadi hayırlısı hahahah

 

“Açıklaması zor.” Hong gülümsedi, “Şuna ne dersin. Eğer ikinci Ahenk her şeyi mükemmel bir şekilde birleştiriyorsa… O halde üçüncü… kalbin sonsuz ve engin her şeyi kapsayan, evrendeki her şeyi bile kapsayan bir alan olduğudur. İçerisindeki herhangi bir şey kapsanabilir, katliam olsun, materyal zenginliği ve hedefler olsun, güzelliğin takdiri, güç arzusu, her şey…”

 

Luo Feng şaşkına dönmüştü.

 

Her şeyin kapsanması….

 

“Eğer bu duruma ulaşabilirsem inanılmaz güçlü bir rakiple, yaşam formu, irade gücüyle karşılaşsam bile… beni etkileyemez.” Hong gülümsedi.

 

“Kahretsin, bu hasta bir şey.” Luo Feng baktı.

 

“Hasta değil mi?” Beyaz kel yıldırım Tanrısı gülümsedi. “İnsan ve doğa tektir, kalp saflıktır. Yoga veya çin antik kültürü olsun hepsi zirvedir. Diğer yandan kardeşinin seviyesi… antik Çin kültüründe bahsedilen fakat asla ulaşılamayan bir düzeydir. Bu nedenle kimse gerçekten bilmiyor.”

 

Luo Feng çok daha hayran bakışlarla Hong’a baktı.

 

Üç büyük zihinsel durum.

 

Birinci seviye kendini görüp anlamakla alakalıydı. Birçok Budist öğretide ve yolda bu süreç zaten mevcuttu.

 

// KungFu’da filmde geçiyordu, önce kendini tanı, sonra rakibini tanı diye hahah adamlar kültür aşısı yapıyor novelde bile yahu, bizde önce adamı bir gözle kes, sonra yamuk tarafı varsa kafayı göm düzelsin olayı var hahahaha

 

İkinci aşamada insan ve doğa bir, kalp saflıktı. Bu teoride zirveydi.

 

Üçüncü seviye kalp engin ve sonsuz, her şeyi kapsıyordu. Bu inanılmazdı.

 

“Büyük kardeş, nasıl üçüncü seviyeye ulaştın?” Luo Feng sormaktan kendini alamadı.” İkinci duruma zorlukla dokunabiliyorum diğer yandan tamamen kavrayamadım.”

 

Zihinsel durum tamamen kalbe bağlıydı.

 

Luo Feng’in kendini anlayışı sınırlarına ulaşmıştı. Gerçekten Yin ve Yang arasındaki uyum konusunda da fazla anlayışa sahip değildi.

 

“Açıklaması zor, sadece bazı kitaplara bakarken bazı fikirler edindim.” Hong gülümsedi, “Bir deyiş vardır… Boşluk en kuvvetlisidir. Bir başkası da yalnızca mücadele etmeyen birinin her şeyle mücadele edebileceğini söyler. Aslında antik Çin kültüründen birçok teoriye çalıştım. Burada iki deyiş var… ilhamımın bu seviyeye ulaşmasının nedeni sayılabilirler.”

 

“Boşluk en güçlüsüdür. Yalnızca mücadele etmeyen biri her şey ile mücadele edebilir?” Luo Feng somurttu. “Mantığı basit ve anladım. Fakat bununla neyi kastettiğini…”

 

“Çin kültürü parlaktır. Tarihinde sayısız insan ve doğanın bir olan varlık bulunur, kalplerindeki saflıkla hepsi antik tarih sayılabilirler. Öncelikle ikinci seviyeye ulaş.” Hong gülümsedi. “Ah bir bakayım. Bunlar senin için yardımcı olabilir. Bu birkaç çin kültürü kitabını oku, belki yardımı dokunur.”

 

“Hm.” Luo Feng onayladı, aniden içinde bir şeylerin hareketlendiğini hissetti, “Mosha klan üyesi burada!”

 

*****

 

Mosha klan üyesi robot gemisine atladı. Kan Nehri Kıtasının üzerindeki uzayda ışık hızına yakın bir hızda birkaç aydır uçuyordu ve sonunda ulaşmıştı.

 

Kan Nehri bulut katmanlarında silik bir silüet bir anda silme 1000 km ilerledi ve dev çukur kışlasının yanına konarak bir parıltıyla içeri daldı.

 

…..

 

Dev çukur kışlasında….

 

Bronz zırhını kuşanmış Luo Feng ayakları üzerinde doğrularak mağaranın girişinde beliren Mosha Luo Feng’in silüetine baktı.

 

“10 kan nehri kristali.” Mosh Luo Feng gelişigüzel şekilde 10 kristali bıraktı ve tekrar ayrılarak 18 bulut katmanını geçti ve yukarıda uzayda süzülen robot gemisine atladı. Güvenlik nedeniyle… Mosha bedeni iç çekirdeğini uzayda bırakmıştı, en azından en güvenli yolu bu idi.

 

Dev çukur kışlasında…

 

“Sonunda kan nehri kristallerim var.” Luo Feng 10 kristali alarak çaresiz bir gülümseme bıraktı. “Son seferinde altın boynuzlu yaratık Dünyalı bedenime hiç kalmayana kadar hepsini özümsemişti.”

 

30 sene..

 

Toplamda 30 sene geçmişti. Bu süreçte sürekli olarak öldürme aurası özümsüyor ve bedenini değiştiriyordu, yine de kristalleri özümsemeyi hiç denememişti.

 

“Hadi üçüncüyü özümseyebilecek miyim deneyip görelim.” Luo Feng kristali çıkarttı. İkinciyi özümsediğinden beri uzun zaman geçmişti… 30 yıl sonra şimdi üçüncüyü deniyordu.

 

Chi!

 

Avucunu keserek kristali yarasına yerleştirdi, öldürme aurasının iradesi irade gücüne karşı çarptı.

 

“Altın boynuzlu yaratığın özümsemesiyle kıyaslandığında bu küçük irade gücü düpedüz göz ardı edilebilir.” Luo Feng elinde olmadan haykırdı, bunu takiben şiddetli bir acı hissetti. Bedeni dönüşmeye başladı… lakin 91 ve 92’inci kristallerin başarılı özümsemesiyle kıyaslandığında bu 3’üncü hiçbir şey değildi.

 

Kan enerjisi bedenine akmaya devam etti…

 

Kan nehri kristali daha da saydam bir hal almaya başladı.

 

“Pa!”

 

Kemiklerin çatırdama sesleri göğsünden duyuluyordu.

 

“Gerçekten başarısız oldum.” Luo Feng saydam olmaya yakın kan nehri kristaline baktı. Büyük miktarda kan enerjisi geri dönerek asıl durumunu alıyordu, çaresizdi.

 

“Gerçekten daha fazla özümsedikçe daha da zorlaşıyor. Antik tanrı harabelerinde sadece 2 yıl kaldıktan sonra ikinciyi özümsemeyi başardım. Diğer yandan 30 yıldan sonra hala üçüncüyü özümseyemiyorum.” Luo Feng başını salladı, “Altın boynuzlu yaratığın beden yapısı ve düzeni gerçekten de insan bedenimden çok daha mükemmel gibi görünüyor, en azından belli yönlerden çok daha üstün.”

 

Başarısız olmasına rağmen Luo Feng hiç sıkıntılı değildi. Aslında beklenti içindeydi, “Görünüşe göre üçüncü kristali özümsemem için hala umut var. Kan savaşçısı olmak, kan nehri madalyasını elde etmek ve 100 bin puan ödülümü almak zorundayım.”