Bölüm 5.7: Ruh İncelemesi

avatar
3759 4

Stellar Transformations - Bölüm 5.7: Ruh İncelemesi


Çeviri: Pervane

 

 

Qin Yu, orta Yuanying aşamasındaki bir Xiuyaoistin bulunduğu yeri aramak üzere olduğunun farkında değildi. Bütün dikkatini başının içinde yaşananlara vermişti.

Sıcak mavi akım önüne geçilemez biçimde ruhsal enerjisinin olduğu yere ilerlemeye devam ediyordu.

Ruhsal enerjinin de su gibi belli bir şekli yoktu. Zıvanadan çıkmış olmasına rağmen ruhsal enerji gitgide sakinleşmeye başladı. Tabii ki tamamen sakinleşmesi için baya zaman gerekecekti.

Kafasının içinde,

Büyük ruhsal enerji kütlesinin aksine, merkezde durmadan kıvrımlı elektrik kıvılcımları yayan disk, insanın asıl merkeziydi, yani ruhuydu. Ruh ve ruhsal enerji arasındaki ilişki, güneş ve güneş ışınları arasındaki ilişki gibiydi.

Ruh insanın gerçek özüydü. Qin Yu şu anki haliyle yalnızca ruhsal enerjiyle ilgili küçük miktarda bilgiye sahipti. En önemli şey olan ruhtan ise tamamen bihaberdi.

Ruh, Xiuzhenistlerin erişemediği yasak bölgeydi.

Meteorik Gözyaşının gönderdiği o sıcak mavi akımlar da neydi?” Qin Yu birdenbire ortaya çıkan mavi akıma dikkat kesildi. Ruhsal enerjiden geçen sıcak, mavi hava akımı hiçbir engelle karşılaşmadan ruha ilerliyordu.

Ruhsal enerjinin bulunduğu yer azgın bir okyanus gibiydi. Bu azgın ruhsal enerji okyanusunun merkezinde ada benzeri bir disk vardı. Bu disk tabii ki de ruh idi.

Mavi hava akımı bu diske, yani ruha akarken anında emiliyordu. Bir anda ruhun elektrik kıvılcımları yayan 7 renkli ışığı düzensizleşti. Mavi ışık hemen yoğunlaştırıldı ama kısa sürede eski haline geri döndü.

An itibariyle ruhun etrafındaki ruhsal enerji mavi bir ışık yayıyordu. Ruhsal enerjinin tamamı büyük bir değişim geçiriyor gibiydi. Bu sırada Qin Yu’da da önemli değişimler oluyordu.

Ne muhteşem bir his.

Qin Yu birden gözlerini açtı. Zihin kontrolü! Qin Yu’nun zihin kontrolü geçmişte olduğundan çok daha güçlüydü. Bu kontrol beraberinde vücudun içindeki temel enerjinin hareketlerini kontrol etmek gibi pek çok faydayı beraberinde getiriyordu.

Zihin kontrolü güçlendikçe daha fazla temel enerjiyi kontrol edebilir hale gelir ve saldırırken enerjisini daha verimli kullanabilirdi.

Lakin ruhsal enerjinin kontrolü daha da zorlaşmış gibi.” Qin Yu ruhsal enerjisini kontrol etmeye çalıştığında, enerjinin dönüşüm geçirdiğini gördü. Öncesinde cahil bir bilgin gibiyken artık güçlü, kaslı bir adam gibiydi.

Qin Yu’nun zihin kontrolü ani bir artış gösterse de ruhsal enerjisinin halen %10’unu kontrol edebiliyordu.

Kontrolü artmış, ruhu dönüşüm geçirmiş olsa da, %10’luk kontrol onun limitiydi. Hala önceki gibi %10’luk kontrol… Bu ne anlama geliyordu? Qin Yu kuşkuluydu. Bu duruma anlam veremiyordu. Çünkü teoride ne ruhsal enerji ne de ruhun kendisi ani bir gelişim gösteremezdi.

Bir gelişimci ancak tekrar tekrar kullandığı takdirde zihin kontrolünü geliştirebilirdi. Böyle bile olsa zihin kontrolü son derece yavaş gelişirdi. Ruhsal enerjiye gelince, o da kişinin gücünün artması sonucu ruhun geçirdiği dönüşümlerle yavaş yavaş gelişirdi.

Biraz önce Qin Yu’nun hem zihin kontrolü hem de ruhsal enerjisi bir adım ilerlemişti. Bu daha önce hiçbir Xiuzhenistin başına gelmemiş bir şeydi. Ve bütün bu olanların sebebi Meteorik Gözyaşından gönderilen parlak, mavi hava akımıydı.

Meteorik Gözyaşı tam olarak nasıl bir şey?” Qin Yu vücuduyla birleşmiş olan Meteorik Gözyaşı hakkında daha da meraklı hale gelmişti.

Ruhsal enerjisini vücudunun dışına göndermeyi denedi. Gönderdiği anda kendisine doğru gelen, daha da kötüsü kutsal sezgiyle etrafını arayarak gelen orta Yuanying aşamasında bir uzman olduğunu gördü.

Fakat kutsal sezgi Qin Yu’nun olduğu yeri tarayıp geçmesine rağmen hiçbir şey tespit edememişti. Ayrıca kutsal sezgisi etrafa yayıldığında olağan dışı hiçbir durum sezinleyememişti

Kutsal sezgileri farkı seviyedeydi. Orta Yuanying uzmanının kutsal sezgisi Qin Yu’nunkinden zayıf olduğundan onu tespit edememişti. Qin Yu bu olayın sırrına vakıf değildi. Gerçekten de çok gizemli bir şeydi.

Qin Yu işleyişten ziyade sonucu biliyordu. Kutsal sezgi kendisinden daha zayıf olanını tespit edebilir ancak daha güçlü olanı edemez.

Bir süre sonra mercan kayalığının altında ışık hızında çıktı. Daha önce hiç olmadığı kadar iyi durumdaydı. Meteor Kaçış Sanatının bütün yan etkileri temizlenmişti. Ayrıca Ruh İncelemesi tekniğini de öğrenmişti.

Xiao Hei kuzeydoğuda, buradan çok da uzak olmayan bir yerde.” Gözlerini kapattığında Xiao Hei’nin varlığını hissedebiliyordu.

Küçüklüklerinde aralarında oluşan özel bağ birbirlerinin varlığını hissedebilmelerini sağlıyorlardı.

Qin Yu gözlerini kısıp durum değerlendirmesi yaptı. “Sang Mo oğlunun ölümünden ötürü başıma ödül koydu. Üstüne bir de zayıfları da dahil bütün Xiuyaoistler benim Xiuyaoist olmadığımı anlayabiliyorlar.

Xiao Hei ile okyanusa ilk daldıklarında zayıf şeytani hayvanların kendilerinden nasıl kaçtıkları hala aklındaydı.

Xiuyaoistler beni tanıyabiliyorlar. Buna bir de ödül eklenince okyanusun içinde hareket etmem zorlaşıyor. Artı, su altı dünyası hakkında bildiğim pek bir şey yok. Şimdi yapmam gereken en önemli şey gizlice bir Xiuyaoist öldürüp Ruh İncelemesi kullanarak bilgi toplamak.

Yabancı bir çevrede fazladan dikkatli olunması gerektiğinin farkındaydı.

Çok güvendiği kutsal sezgisini genişletti. Orta Yuanying aşamasındakiler bile onun kutsal sezgisiyle boy ölçüşemezlerdi. Buradan kutsal sezgisinin ne denli güçlü olduğu anlaşılabilirdi.

Qin Yu şimşek gibi güneye yöneldi.

Fakat hemen sonrasında yakınlarda 8 Xiuyaoist tespit etti. Hemen yıldız enerjisini çekip aurasını bastırdı. Kutsal sezgisini kullanmaktan çekinmiyordu çünkü bu 8 uzman Jindan aşamasındaydı.

Büyük kardeş Sang Tan, patrik bu sefer tamamen çıldırdı. Bizden hiç dinlenmeden katili aramamızı istiyor.”        

Bu 8 kişi Sang ahtapot klanındandı. Birlikte takım oluşturmuş, görevlerini ifa ediyorlardı. Aslında bunu tembelliklerinden dolayı yapıyorlardı. Çünkü ayrılıp farklı yerleri arasalardı, arama süreci çok daha hızlı işlerdi.

Lanet olsun! O Xiuxianist nereye gitti? Bu bölgede hiç Xiuxian adası yok. Uzun zamandır arıyoruz. Patrik ortaya ödül bile koydu ama onca kişi arıyor olmasına rağmen tek bir iz bile bulunamadı.” Sang Tan sinirliydi.

Kutsal sezgisiyle uzaktan konuşmayı dinleyen Qin Yu’nun rengi değişti.

Ödülden dolayı çok fazla kişinin kendisini arayacağını bekliyordu ama bu kadarını tahmin bile edememişti.

Fakat Qin Yu herkesin 100 bin li çapındaki alana odaklandığını bilmiyordu. Herkes Qin Yu’nun bu alanda olduğunu düşünüyordu. Bu alanın dışında çok az kişi arama yapıyordu. Çoğu kişi bölgeyi en az bir defa aramıştı.

Xiuyaoistler durmadan pratik yaptıkları için çok sıkılıyorlardı. O sebepten Qin Yu’yu kovalamak konusunda çok hevesliydiler.

8 Xiuyaoist.” Qin Yu bu 8 kişiyi öldürme ihtimalini gözden geçirdi. Bir süre sonra iki yana başını salladı. “Hayır. Kısa sürede işlerini bitiremem. Zaten Sang Mo klan üyelerine mesajları iletmeleri için bir yöntem vermiştir. Bu 8 kişiyi kısa sürede öldürsem bile her yere haber verirler ve buraya sürüyle Xiuyaoist toplanır.

Sekiziniz de çok şanslısınız.

Qin Yu fiziksel gücüyle suyu delerek ilerlerken yıldız enerjisini etkinleştirdi. Geçmişte çalıştığı vücut hareket yeteneğinin prensibi direnci desteğe dönüştürmekti. Qin Yu dirence rağmen suyu delerken bile hızı çok yüksekti.

Kısa sürede o 8 kişiden oldukça uzaklaştı.

Yalnızca fiziksel güç kullanarak hareket etmek yıldız enerjisiyle hareket etmekten daha yavaş.” Kutsal sezgisiyle yakınlarda hiç Xiuyaoist olmadığını doğruladıktan sonra yıldız enerjisi kullanarak hızını katlamayı düşündü. Ancak—

Qin Yu’nun ifadesi tamamen değişti.

İlerde 2 Xiuyaoist vardı ve kutsal sezgilerini genişletmiş ilerliyorlardı. Muhtemelen Qin Yu’yu arıyorlardı.

Sadece 10 li kadar ilerledim ama yine birileriyle karşılaştım.” Qin Yu artık 100 bin li çapındaki alan içerisinde, Xiuyaoistlerin ne kadar yoğun olduklarını anlamıştı.

İki Xiuyaoist çok kaslı görünüyordu. Biri keldi ve üzerinde bir zırh vardı. Diğeri ise kel olandan da kaslıydı. Vücudu koyu mavi renkteydi ve elinde de kapkara bir değnek vardı.

Kanka, bugün çok sıkıcı. Yakın zamanda avlanmak için yüzeye çıktın mı?” dedi kel adam.

Mavi adam ise gizemli bir gülümseme takındı. “Çıktım tabii. Kıtanın yakınlarında bir yere çıktığımda bir balıkçı gemisine rastladım. Gemide, kadınlar da dahil 10 kadar kişi vardı. O sırada orijinal formuma dönüp onların yarısını tek lokmada yedim. Kalanıysa depolama bileziğime çektim. Ha-ha, insanlar asıl formumu gördüklerinde ‘deniz canavarı’ diye bağırmaya başladılar.

O zaman bana….” Kel adam mavi adama bakarak göz kırptı.

Mavi adam güldü. “Tamam, ta….” Mavi adam lafını bitiremeden bir yumruk göğsünü deldi. Adamın kalbi anında parçalandı.

Cehenneme dibine git!

Qin Yu’nun gözlerinde zalimlik vardı. Bu iki adamın konuşmalarını duyduğunda onları öldürmek konusunda kesin karar verdi.

Kel adam Qin Yu’ya bakınca şaşkınlığa uğradı. “Kimsin sen?” Kel adam daha yabancı bir aura bile sezememişken arkadaşının öldürülmesinden çok korkmuştu. Bu hız korkunç derecede fazlaydı.

Qin Yu sırıtarak kel adama baktı. “Ruh İncelemesi yeteneğimi senin üzerinde deneyeceğim!

Ruh İncelemesi de ne oluyor?

Ruh İncelemesi yalnızca ruh varsa kullanılabilirdi. Kişi ölürse ruhu bedeni terk edip reenkarnasyon döngüsüne girerdi. Bu sebepten tekniği kullanmanın iki yolu vardı. İlki hedef canlıyken kullanmak, ikincisi ise hedef ölür ölmez ruhu bedenini terk etmek üzereyken kullanmak.

Mavi adamın ruhu artık bedenini terk ettiğinden kel adam Qin Yu’nun hedefi haline gelmişti.

Sen bir Xiuxianistsin. Sang Mo’nun oğlunu öldüren sensin!

Karşısındaki kendisini tanıyınca Qin Yu’nun kaşları kalktı.

Beni tanıyabildin. Söyle bana, nasıl tanıdın beni?” Rakibi hemen saldırmadığı için gizlice iç çeken kel adama baktı.

Qin Yu ile dövüşmeye niyeti yoktu. Arkadaşının ölümünden sonra Qin Yu’nun gücünü kabaca tahmin edebiliyordu.

Kel adam dalkavukça gülümseyerek açıkladı. “Çok basit. Sende Xiuyao aurası yok. Auran bizimkilerden farklı. Okyanusun derinlerine girmeye çalışan bir Xiuxianist ya çok güçlü bir uzman ya da cahil bir çaylaktır. Fakat bu bölgenin üst kısımlarında hiç …

Kel adam konuşmasını bitiremeden Qin Yu’nun 10 metre uzaktaki vücudunun basit bir hareketle karşısında beliriverdiğini gördü.

Ah!

Kel adam hemen tepki verse de o yumruk…

Bang!

Kırılan kemiklerin kesintisiz sesi eşliğinde Qin Yu’nun yumruğu adamın yumruğunu parçaladı ve yoluna devam ederek kalbine indi. Kel adamın kalbi parçalanırken Qin Yu’nun sol eli sertçe adamın kafasını yakaladı.

Xiumo... Ruh İncelemesi!

Bir süre sonra Qin Yu elini geri çekti. Orta Jindan aşamasındaki bu ikisinin Jindanlarını aldı.

Kel adamı konuşturarak hataya yer bırakmamak istemişti. Mavi adamdan sonra hemen kel adama saldırsaydı, kel adam savunmaya geçerdi.

Olur da karşısındaki kendini patlatırsa hasar almamak için kaçması gerekirdi. Bu da Qin Yu geri dönmeden ruhun uçup gitmesi için yeterli bir zamandı. Bu sebepten kel adamı konuşturmuş ve adam daha lafını bitiremeden saldırıya geçmişti.

Cesetlerden kurtulup izleri silmeliyim.

İki Xiuyaoistin bedenlerini ve bütün eşyalarını boyutsal yüzüğüne çekti. Sıradan Xizhenistlerin sınırlı alana sahip depolama bilezikleri olurdu. Bir şeyler depolamadan önce gereksiz olan her şeyden kurtulup bilezikte daha çok alan bırakmaları gerekirdi. Qin Yu’nun ise böyle bir derdi yoktu.

Cesetleri boyutsal yüzüğe çekmek izleri silmenin en iyi yoluydu.

Kel adamın anılarını görmüş olan Qin Yu, artık su altı dünyasıyla ilgili her şeyi biliyordu. Artık bütün kuşkuları yok olmuştu. Anılara bakarken özgüvenle gülümsedi. “Anladım!

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44236 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr