Bölüm 4.16: Topun Ağzında

avatar
4246 5

Stellar Transformations - Bölüm 4.16: Topun Ağzında


Çeviri-Düzenleme: Pervane

 

 

Bu uçsuz bucaksız ovada hiç şeytani hayvan yoktu belki ama kasvetli bir havası vardı. Qin Yu ve Xiao Hei derinlere girdikçe daha da dikkatli hale geldiler. Kutsal sezgilerini sınırlarına kadar yaydılar. Her ikisi de bu yerde görünmez bir tehlike seziyordu.

Xiao Hei, şurada küçük bir dağ var.” Qin Yu birkaç kilometre öteye bakarak konuştu. Ancak bu dağda garip bir şeyler vardı. Bu ovada ağırlıklı olarak küçük göller ve çayırlıklar vardı. Birden ilginç bir dağ önlerine çıkınca hali hazırda dikkatli olan Qin Yu tedirginleşti. Xiao Hei de dağa bakarken kutsal sezgisiyle konuştu. “Abi, dağın etrafından dolaşalım.

An itibariyle soğuk ve gururlu Xiao Hei de dikkatli davranıyordu.

Tamamdır, çevresinden dolaşalım.

Qin Yu da Xiao Hei de farkında olmadan hızlarını artırdılar. Batıya doğru ilerleyerek dağı geçip gitmek istiyorlardı. Dağın rengi koyu kırmızıydı. Üzerindeki kayalar düzgün şekilde yayılmıştı. Tam etrafından dolaşırken yarı yola geldiklerinde—

İnsan, küçük siyah kartal.

Kutsal sezgiyle iletilen ses Qin Yu ve Xiao Hei’nin zihinlerinde yankılandı.

Xiao Hei, kaç!

Qin Yu başka hiçbir şey umursamadan direkt olarak kutsal sezgisiyle Xiao Hei’yi uyardı. Bu sırada kendisi de son hızda kaçmaya başladı. Bu garip yerde kutsal sezgisiyle bile tespit edemediği olağanüstü güçlü bir şeytani yaratık olduğunu tahmin ediyordu.

Kaçmak mı istiyorsunuz?

Birdenbire uzaklardan Qin Yu ve Xiao Hei’yi büyük ölçüde etkileyen bir baskı geldi. Bu baskı 9’da 4’lük felaketin yıldırımlarının baskısından bile fazlaydı. Qin Yu ve Xiao Hei hızlanan kalp atışlarını duyabilir hale geldiler.

Abi, bu ne korkunç baskı böyle!” Xiao Hei elinde olmadan baskının geldiği yöne baktı.

Qin Yu da o yöne baktı.

Gördükleri tek şey gökyüzünü kaplayan bir buluttu. Ardından o bulut önlerine iniverdi. İkisi de şaşkınlıktan küçük dillerini yutacak gibiydiler. Açıkça görülüyordu ki bu canavar ikisinden de hızlıydı.

İnsan, küçük siyah kartal, bölgeme gelip de sağ çıkabileceğinizi mi düşündünüz?

Canavarın sesini zihinlerinde hissettiler.

Önlerindeki canavara baktıklarında soğuk bir nefes aldılar. Canavar tepeden tırnağa koyu kırmızıydı. 100 metreden fazla uzunluğu, onlarca metre uzanan boyu vardı. Vücudu koyu kırmızı kaya gibi görülen bir zırhla kaplıydı. Bu canavarın boynunda 6 kalın diken ve alnında da altın bir boynuz vardı.

Ejder Kayalı Aslan, bir kutsal hayvan!

Qin Yu boğazının kuruduğunu hissetti. Lei Dağ Evindeki çalışma odasında kutsal hayvanlara dair birçok Xiuzhen gizli kitabı okumuştu ve Ejder Kayalı Aslanların devasa vücutları olduğunu biliyordu. Efsaneye göre bu yaratıklar, ikisi de kutsal hayvan olan ejderhalar ve Ateşli Kayalı Aslanlar çiftleştiğinde doğardı.

Bir kutsal hayvan!

Şeytani hayvanlar birçok sınıfa ayrılırdı ve en üstünleri kutsal hayvanlardı. Güçleriyse kesinlikle bulundukları aşamaya bakarak anlaşılamazdı. Yuanying aşamasındaki bir kutsal hayvan, Dongxu aşamasındaki bir Xiuzhenistten daha güçlüydü.

Xiuzhenistlerin indinde kutsal hayvan demek ezici güç demekti.

9’da 9’luk felaketi atlatıp Dacheng aşamasına geçen bir kutsal hayvan aynı anda 10 Xiuzhenistle birden savaşabilirdi. Kutsal hayvanlarla insanlar arasındaki güç farkı gerçekten de çok fazlaydı.

Abi, aurası çok güçlü. Altın Alev Kartalı bile bu kadar huzursuz hissettirmemişti.” Artık Xiao Hei de canavardan gelen muazzam baskının farkındaydı.

Xiao Hei ve Qin Yu uçmayı bıraktı. Ejder Kayalı Aslanın, kendi maksimum hızlarının iki katı olan hızını gördüklerinde umutsuz bir halde olduklarını anlamışlardı.

Ejder Kayalı Aslan ikiliye bakarak gülmeye başladı. “Benim yasak bölgeme girdiniz. Anlaşılan Yabandan değilsiniz ve bu kuralı bilmiyorsunuz.

Qin Yu, kutsal hayvanların insanlar kadar zeki olduklarını bildiğinden saygıyla konuştu. “Ben Qin Yu. İkinci kardeşim Hei Yu ve ben Qian Long kıtasındaki insan dünyasına dönmek istiyoruz. Bu ovaya hiç gelmediğimizden kuralları bilmiyoruz. Kıdemli, gitmemize izin verebilir misiniz?

Seçim şansı olmadığının farkındaydı.

Kıdemli, hangi seviyede olduğunuzu sorabilir miyim? Yuanying aşamasındaki Altın Alev Kartalından çok daha güçlü hissettiriyorsunuz.” Xiao Hei beklenmedik şekilde Ejder Kayalı Aslana böyle bir soru yöneltti.

Ejder Kayalı Aslan Xiao Hei’ye bir bakış attıktan sonra yanıtladı. “Yuanying aşamasındaki Altın Alev Kartalı mı? Buranın 70bin li doğusunda yaşayan sarı kartal değil mi o? İkimiz de Yuanying aşamasında olsak da Altın Alev kartalları yalnızca küçük kuşlar olduğundan 10 tanesiyle bile başa çıkabilirim!

Ejder Kayalı Aslan ezici bir hava yaydı ve ilgiyle Xiao Hei’ye bakarak devam etti. “Küçük siyah kartal, senin auran ilgimi çekti. Seni yersem çok fayda göreceğimi hissediyorum.

Qin Yu da Xiao Hei de şaşırdı. Ejder Kayalı Aslan kendileriyle konuştuğu için umutları olduğunu sanıyorlardı ki birden böyle bir şey söylendi.

Küçük siyah kartal, görüyorum ki bu insana değer veriyorsun. Seni yememe izin verirsen bu insanı serbest bırakırım. İnsan yemenin bana faydası dokunmaz, yani onu yemek istemiyorum. Teklifim sence iyi değil mi? Aslında diğer şeytani yaratıkları bir şeye zorlamaktan hiç hoşlanmam. Eğer… karşı koyarsan ikinizi de yemek zorunda kalacağım.” Ejder Kayalı Aslanın sesi ikilinin zihinlerinde yankılandı.

Ejder Kayalı Aslanın aurasının Altın Alev Kartalınınkinden 10 kat daha korkutucu olduğunu hisseden Xiao Hei, hiç umut olmadığını biliyordu. Qin Yu ve Xiao Hei bir yana, Dongxu seviyesindeki bir Xiuzhenist bile bu Yuanying seviyesindeki kutsal hayvanı mağlup edemeyebilirdi.

Xiao Hei, Qin Yu’ya baktı. Kartal gözlerinden, Qin Yu’nun açıkça hissedebildiği insancıl duygular okunuyordu.

Abi…

Xiao Hei, aklının ucundan bile geçirme. Elimden geleni yapmadan benim için ölmene izin verirsem, yaşasam bile hayatım boyunca vicdanım beni rahat bırakmayacak. Hem… hala kaçma şansımız var.

Qin Yu okuduğu Xiuzhen kitabındaki Ejder Kayalı Aslan bölümünü hatırladı.

Okuduğum kitaba göre Ejder Kayalı Aslanlar olağanüstü güçlü ve hızlı kutsal hayvanlar. Zırhlarının savunma kabiliyeti çok fazla. Ejderhalardan bile daha yüksek savunmaya sahip oldukları söylenir hatta. Ama hiçbir şey mükemmel değildir. Vücutları çok büyük olduğundan çevik değiller. Bu yüzden kaçınma ve dönme gibi hareketler onların zayıf noktaları. Ejder Kayalı Aslanlar yalnızca düz bir çizgi üzerinde hareket ederlerken hızlılar.”

Xiao Hei, Qin Yu’nun ne demeye çalıştığını anlamıştı.

Abi…” Qin Yu’nun söyledikleri mantıklı olsa da Xiao Hei anlamıştı ki bir an bile dikkatsiz davranırlarsa ölebilirlerdi. Sonuçta karşılarındaki bir kutsal hayvandı.

Daha fazla konuşma. Öleceksek de birlikte öleceğiz. Kutsal hayvan olup olmaması umrumda değil.” Qin Yu kararını vermişti.

Qin klanı üyelerinin damarlarında Qin Shi Huang Ying Zheng’den beri aynı gururlu kan akıyordu. Bütün Qin klanı üyelerinde, Qin Feng, Qin Zheng, Qin De ve Qin Yu da dahil, aynı gurur vardı.

Siz iki velet ne konuşuyorsunuz öyle? Küçük siyah kartal, teklifimi düşündün mü?” Ejder Kayalı Aslan önündeki iki miniği aşağılıyordu. Böyle devasa bir hayvanın önünde ikili hakikaten minicik kalıyordu.

Kıdemli, kabul ediyorum.” Xiao Hei kutsal sezgiyle yanıtladı.

Ejder Kayalı Aslan bunu duyar duymaz kahkaha attı. Çevredeki birkaç li alanda kahkahası yankılandı. Qin Yu’nun gözleri parladı. “Xiao Hei, kaç. Batıya git. Düzensiz bir rota çiz.

Xiao Hei birden Geçen Yıldırımın 9 Parıltısını kullandı. Hafifçe titreşen kanatlarıyla, zikzaklar çizen bir yıldırım gibi müthiş bir hızla gökyüzüne ulaştı.

Qin Yu ise yüksek sınıf kutsal silah olan alevli kılıcının üzerine atladı. Gümüşi yıldız enerjisi, vücudu ve kılıcı boyunca yayıldı. An itibariyle vücudu kutsal silah gibiydi. Üzerinde durduğu kılıçla bir olmuş halde batıya doğru uçmaya başladı.

İki kişi, bir adam ve bir kartal, Ejder Kayalı Aslanın iki yanından kaçıp gittiler.

İkilinin son hızda kaçtığını gören Ejder Kayalı Aslan, kandırıldığını anladı. Sinirle gökyüzüne bakıp kükredi. Sesi ikilinin zihinlerinde hissediliyordu. “Siz ikiniz beni kandırmaya cesaret ettiniz. İkinizi de yiyeceğim!

Vücudunu hareket ettirmesiyle gökyüzüne uçması bir oldu. Müthiş bir hızla Qin Yu’nun peşine takıldı.

Uçan kılıcının üzerinde sörf yapar gibi hareket eden Qin Yu, sağ tarafa çekilip arkasından gelen Ejder Kayalı Aslanın saldırısından kaçındı. Ejder Kayalı Aslan vücudunu hareket ettirip rotasını düzeltti ve tekrar Qin Yu’nun peşine takıldı.

Böyle büyük bir vücuda rağmen çok çevik.” Qin Yu soğuk bir nefes aldı. “O Xiuzhen kitabındaki Ejder Kayalı Aslan bölümünü kim yazmış? Şaka gibi.” Qin Yu öfkelense de henüz umudunu yitirmemişti.

Ejder Kayalı Aslan ciddi anlamda çevikti ama vücudu çok büyük olduğundan Vücut-Silah Birleşimi tekniğini kullanan Qin Yu ile çeviklik anlamında karşılaştırılamazdı bile.

Bu Ejder Kayalı Aslan leoparlar gibi rüzgarı kullanamıyor.” Kılıcının üzerinde süzülen Qin Yu, Ejder Kayalı Aslanın saldırılarından kolayca kurtuluyordu. Vücudu rüzgarda savrulan yaprak gibiydi.

Bir anda...

Ejder Kayalı Aslanın ağzından alevler fışkırdı ve direkt olarak Qin Yu’ya yöneldi.

Bitti!

Abi!” Xiao Hei telaşa kapıldı.

Qin Yu korkmuştu. Bir anda bütün dikkatini aleve yoğunlaştırdı. Belli ki bu alev çok güçlüydü. Alevin hızı Ejder Kayalı Aslanın hareket hızından bile fazlaydı.

Bu hayati anda, Qin Yu’nun vücudundaki yıldız enerjisi hareketlenmeye başladı.

Yıldız Alanı!

Vücudunun dışında kocaman bir nebula oluştu. İçindeki nebula da büyük bir hızla dönmeye başladı. Birden yeni bir Qin Yu meydana çıktı. Tabii bu Qin Yu’nun maksimum hıza ulaşması sonucunda oluşan bir hadiseydi.

Hayatı topun ağzındayken alevden kaçınmayı başardı. Vücudunun bir yanını sıyırıp geçtiğinden alevin ne derece sıcak olduğunu görmüştü.

Yıldız Alanının sınırı vücudunun dışındaki nebula ile aynı olduğu için Qin Yu’nun hareket alanı kısıtlıydı. Ayrıca Yıldız Alanı vücudundaki nebulanın bütün enerjisine ihtiyaç duyuyordu. Orta Nebula aşamasında olduğundan Yıldız Alanını kullanmak, onu olumsuz yönde etkilememişti.

Çabucak Yıldız Alanını durdurdu ve batıya doğru kaçmaya devam etti. Rotası tamamen düzensizdi.

Abi!” Xiao Hei’nin sesi heyecanlı gibiydi.

Zaman kaybetme. Hızlan!” Qin Yu çoktan yüksek irtifada, bulutların arasında uçmaya başlamıştı.

Ejder Kayalı Aslan sinirlenmişti. Kimi zaman Qin Yu’nun, kimi zaman Xiao Hei’nin peşine takılıyordu. Onun yanında Qin Yu ve Xiao Hei karınca gibiydiler. Ancak küçük olduklarından Ejder Kayalı Aslana göre çok daha çeviktiler.

Ansızın...

Xiao Hei, güneybatıya git!

Qin Yu’nun kutsal sezgisi, güneybatı yönünde aurası Ejder Kayalı Aslanla boy ölçüşebilecek bir şey buldu. İçinde bulundukları durumda fazla düşünmeye gerek yoktu. Sonuçta böyle kovalanmaya devam ettikleri sürece er geç öleceklerdi.

Kısa süre içinde birkaç yüz li güneybatıya uçtular.

Son derece berrak bir kuş çığlığı duyuldu.

Ejder Kayalı Aslan, burası benim bölgem. Defol kendi bölgene git!” Devasa bir kutsal sezgi Qin Yu ve Xiao Hei’nin bulunduğu alanı kapladı. İletilen sesi bile duyabildiler. Qin Yu çok sevindi.

İlerde birkaç on metre uzunluğunda kocaman bir kuş vardı. Vücudu parlak alevlerle kaplıydı ve muhteşem kırmızı tüylerinden görkemli bir aura yayılıyordu. Qin Yu onun ne olduğunu hemen anlamıştı.

Bir Hong Luan kutsal hayvanı!

Qin Yu afalladı. 2 kutsal hayvanla arka arkaya karşılaşacağını hiç düşünmemişti. Ancak şaşkınlıkla birlikte memnun olmuştu. “Xiao Hei, inişe geçip alttan kaç. Hong Luanı kızdırma!

Ha-ha, anladım. İkisini birbiriyle dövüştüreceğiz, değil mi?” Xiao Hei değişik bir çığlık atıp inişe geçti. Qin Yu da son hız onu takip etti.

Ejder Kayalı Aslan da Hong Luan da ikiliyi takmadılar. İki devasa kutsal hayvana göre bu adam ve kartalın fareden farkı yoktu. Ejder Kayalı Aslan için bu adam ve kartal, ehemmiyeti olmayan küçük bir eğlenceydi.  Fakat bu Hong Luan ezeli rakibiydi.

Sen bana defol mu dedin?” Son derece öfkeliydi.

Hong Luan boyu kadar olan kanatlarını açtı. Kanatlarından, kendisi gibi görkemli bir aura yayıldı. “Ejder Kayalı Aslan, burası benim bölgem. Hem buraya geliyorsun hem de uslu durmuyorsun. Dövüşmeye mi geldin?

Ejder Kayalı Aslan öfkelendi. Fazla düşünmeden gökyüzüne döndü ve kükredi. Çevresindeki hava titremeye başladı.

 

Boom...

Qin Yu ve Xiao Hei’nin arkalarından patlama sesleri geldi. Bu patlamalar 9’da 4’lük felaketten bile güçlüydü. Etraftaki havanın hızla titreştiğini gören ikili birbirlerine baktı. İki kutsal hayvan arasındaki bu mücadele korkunç bir yok edici etkiye sahipti.

Onları boş ver Xiao Hei. Hızlanalım.” Vücut-Silah Birleşimi tekniğini kullanan Qin Yu hızla batıya uçtu. Xiao Hei de durmadan Geçen Yıldırımın 9 Parıltısı’nı kullanıyordu. İkili çaresizce batıya doğru son hızlarında kaçtılar. Dövüşten sonra Ejder Kayalı Aslanın kendilerini kovalayıp kovalamayacağını bilmediklerinden arkalarına bile bakmadılar.

Ejder Kayalı Aslanın ne kadar güçlü olduğu düşünülünce, tek darbesinde ikisi de ölürdü.

Bu şekilde 6 saat boyunca uçtular. Qin Yu 6 saat boyunca maksimum hızında uçtu. Bugüne kadar Vücut-Silah Birleşimi tekniğini yalnızca kısa süreliğine kullanmıştı. Böyle uzun süreliğine hiç kullanmamıştı. 6 saat boyunca durmadan uçtuktan sonra gözlerine—

Uzaklarda evler vardı. Ayrıca Yaban içerisindeki kutsal enerji yoğunluğu birden düştü.

Ha-ha, Xiao Hei sonunda geri döndük!” Sanki yarın olmayacakmış gibi koşan Qin Yu, birden kendine geldi. Belli ki az önceki çılgınca kaçış, ikiliyi Yaban’dan çıkarmış ve insan dünyasına döndürmüştü. Birkaç ay Yabanda dolaştıktan sonra Qin Yu ve Xiao Hei canlı olarak geri dönmüşlerdi.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43839 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr