Bölüm 4.13: Kanlı Savaş

avatar
4573 4

Stellar Transformations - Bölüm 4.13: Kanlı Savaş


Çeviri- Düzenleme: Pervane

 

 

Qin Yu ve Xiao Hei ormanda yolculuklarına devam ederlerken, Xiang şehrindeki ana üssün üzerinde parlak bir ay vardı. Qin De avluda durmuş, elleri arkasında bağlı şekilde ayı izliyordu.

Genel durum belli oldu!

Qin De’nin gözleri parladı. Belli ki çok heyecanlıydı. 2 kuzey bölgesi eyaletinin kontrolünü ele geçirmek üzere kurulan plan başarıya ulaşmıştı. Başından sonuna kadar her şey plana göre gitmişti. Shangguan Hong ile buluşması ve ittifak kurmak için yaptıkları görüşmelerin hepsi bu güne özeldi.

Shangguan Hong’un müttefikliğe uyup uymaması fark etmeksizin plan uygulanmaya başlandığında herkese Qin klanının tarafından olduğunu duyuracaktı. Birkaç üst rütbeli haricinde hiç kimse gerçeği bilmeyecekti. Yalnızca böyle bir durumda 2 kuzey bölgesi eyaletini ele geçirme planı tamama erdirilebilirdi.

Mevcut durumda, Qin klanının birkaç hamlesi, Kuzey bölgesinin yönetiminin Shangguan klanından Qin klanına geçmesine yeterliydi.

Jing Yi, Yu’er, cennetten sizlerin intikamlarınızı aldığımı göreceksiniz. Xiang klanı benim ellerimden yerin dibine gömülmeye mahkumdur. Xiang Guang ve Wu De de ellerimde ölecek.” Qin De’nin gözlerinde gaddarca bir bakış belirdi. Arkasında birleştirdiği ellerini öyle bir sıktı ki parmakları bembeyaz oldu.

Nefret!

Qin De’nin kalbinde yeri sarsılamayacak bir nefret vardı. En sevdiği kişi olan karısının ve küçük oğlunun ölümü her gece kabuslarına giriyordu. Xiang klanını yok edip Xiang Guang’ı öldürene kadar rahat uyku uyuyamayacaktı.

Son karanlık da yok oldu ve şafak söktü. Qin De zaferin ilk ışıklarını görür gibiydi.

Bir ay, bir ay içinde Xiang klanını yok edip, Xiang Guang ve Wu De’yi öldüreceğim ve Chu krallığını birleştireceğim.” Qin De düşüncelere dalmıştı. Şu anda Qin ordusu ve Xiang klanı ordusu karşı karşıya gelmişti ama kendisine güveni tamdı.

Xiang klanı 1 eyaleti kaybetmişti. An itibariyle Mu klanının 3 eyaleti dahil toplamda 6 eyaleti kontrol ediyordu. Shangguan klanının iki eyaletiyle birlikte Qin klanı da 6 eyaleti kontrol ediyordu. İki taraf hemen hemen eşit güçteydiler. Qin ordusu daha güçlü olsa da kendileri saldırırken Xiang ordusu savunma savaşı yapacaktı.

Kısacası iki eşit taraf birbiriyle karşı karşıyaydı. Fakat Qin De 1 ay içinde Chu krallığını birleştireceğine emindi.

 

 

Qin Yu ve Xiao Hei büyük bir hızla Yaban’da ilerliyorlardı.

Biri daha toz yutmak istiyor.

Qin Yu ve Xiao Hei tekrar durdular.

Erken Jindan aşamasındaki bir leopar, bir Siyah Rüzgar Leoparı. Leopar klanında Siyah Rüzgar Leoparlarının yeri çok özeldir. Anlaşılan biraz sorun yaşayacağız.” Qin Yu kutsal sezgisi aracılığıyla Xiao Hei’yle konuştu. Birkaç kilometre uzaklarındaki adamı çoktan fark etmişti.

Daha güçlü şeytani hayvanların insana dönüşmeleri daha zordur. Kartalların kralı, Altın Alev Kartalını düşünecek olursak Yuanying aşamasına ulaşmış olmasına rağmen henüz insana dönüşememişti. Bu kartalla karşılaştıklarında dövüşmeye hiç niyetlenmemişler ve anında topuklamışlardı.

Birkaç gün önce öldürdükleri 3 tilki, tilki klanının basit üyelerindendi. Siyah Rüzgar Leoparları, 9’da 4’lük felaketi atlattıktan sonra insana dönüştüğünden pek güçlü sanılmayabilirdi ama onlar çok özeldi.

Siyah Rüzgar Leoparlarıyla başa çıkmak çok zordur. Çünkü inanılmaz hızlıdırlar.

Leopar klanı zaten hızıyla bilinirdi. Şeytani hayvanlar arasında leoparlarla hız konusunda yarışabilecek olan yoktu. Siyah Rüzgar Leoparları ise bütün leopar klanının en hızlılarıydı. Böyle bir hız hafife alınmayacak cinstendi. Bu hızlarından ötürü de kendilerini öldürmek çok zordu.

Xiao Hei, geldi.” Qin Yu’nun kutsal sezgisi rakibe kilitlenmişti.

Ruhu sürekli olarak Meteorik Gözyaşıyla beslendiğinden kutsal sezgisi durmadan gelişiyordu. Artık güç seviyesinin üstünde gelişmiş bir kutsal sezgiye sahipti. Bu aynı zamanda Qin Yu’nun, leoparı Xiao Hei’den daha önce fark edebilmesinin de nedeniydi.

Abi, sanırım bu Siyah Rüzgar Leoparı bize saldırmak istiyor.” dedi Xiao Hei.

Siyah bir silüet, uzaklardan şimşek hızında üzerlerine geliyordu. Hedefi Qin Yu idi. Qin Yu’nun gözleri ışık saçtı. Vücudu illüzyonlara dönüşürken elleri kartal pençesine dönüştü ve leoparla kısa süre içinde onlarca kez vuruştular.

“Haddini bil!”

Qin Yu’nun yüzünde soğuk bir gülümseme belirdi. Leopar sadece bitirici hamleler kullandığından Qin Yu da artık daha insafsız dövüşüyordu. Bir anda kartal pençesini parmak kılıca dönüştürdü. Gümüş renkli yıldız enerjisi parmağını çevreleyip kılıç şeklini aldı. Bir parmak kılıcı darbesiyle leoparın avcunu deldi.

Siyah Rüzgar leoparı birkaç yüz metre geri uçtuktan sonra havada asılı kaldı. Sağ avcu delinmişti ve oluk oluk kan sızdırmaya başlamıştı.

Bu leoparın bedeninden insan formundayken yaşam enerjisi taşıyordu. Bütün kasları gelişmişti ve tıpkı Qin Yu’nun kasları gibi görünüyorlardı. Daha açık olmak gerekirse ikisinin vücutları birbirinin aynısıydı ama Qin Yu’nun vücudu daha canlıydı.

Yan kız kardeşleri siz mi öldürdünüz? Cevap verin!” Siyah Rüzgar leoparı aralarındaki güç farkını idrak edememiş gibi bir de bağırıyordu.

Qin Yu kollarını göğsünde bağlayıp hafifçe başını yükseltti. Gülümseyerek, “Öldürdüysem ne olacak? Öldürmediysem ne olacak? Ölümlerinin intikamını mı alacaksın? Aranızdaki ilişki neydi? Yoksa onlar metreslerin miydi?” dedi.

Siyah Rüzgar leoparı erken Jindan aşamasındaki bir şeytani yaratığa göre hızlıydı fakat hız konusunda uzman Qin Yu’ya kıyasla biraz yavaş kalıyordu. Orta Jindan aşamasında olsaydı Qin Yu’ya zor anlar yaşatabilirdi. Jindan aşamasının sonlarında olsaydı, Qin Yu büyük ihtimalle leopara yetişemezdi.

Maalesef bu leopar sadece erken Jindan aşamasındaydı.

Siz ikiniz nereden geldiniz? Yoksa buradaki 3000 li çapındaki alanın Shen Kardeşlere ait olduğunu bilmiyor musunuz? Ben Shen Yi’yim. Yan kardeşler bizim partnerlerimizdi ama siz onları öldürdünüz!” Shen Yi’nin gözleri nefret saçıyordu.

Çelik gibi kaslarının üzerine giydiği kürkle birlikte çok güçlü görünüyordu. Yazık ki Qin Yu leoparın öfkesini hiç umursamıyordu.

Anlaşılan o ki uzun zamandır beni arıyorsunuz, yanılıyor muyum?” dedi Qin Yu.

Shen Yi çok sinirliydi. Gerçekten de Yan kardeşlerin öldüklerini öğrenince katili aramaya başlamışlardı. Civardaki şeytani hayvanların bunu yapmaya cesaretleri olmadığını, olsa da güçlerinin yetmeyeceğini biliyorlardı.

Bu yüzden bir yabancının bu işe kalkıştığını düşünmüşlerdi. Shen kardeşler durmadan katili aramışlar, en sonunda da Shen Yi, Qin Yu ve Xiao Hei’yi bulmuştu.

Qin Yu gülümsedi. “Bana rakip olabilir misin?

Hayır!” derken Shen Yi’nin yüzü bile kızarmadı. “Siz ikiniz, bir adam ve bir kartal baya güçlüsünüz. Ama ben de yalnız değilim!” Shen Yi başını kaldırıp kükredi. Ses, çevredeki birkaç yüz li’lik alan içerisinde yankılandı.

Qin Yu’nun ifadesi değişti.

Abi, bunu bana bırak. Önce bunu öldürelim sonra da kardeşiyle oynarız.” Xiao Hei şimşek gibi leopara doğru giderken bir yandan da kutsal sezgisi aracılığıyla Qin Yu ile konuştu. Kocaman siyah bir kartalın kanatlarını açmış kendisine gelmekte olduğunu göre Shen Yi hemen geri çekildi.

Xiao Hei kılıçtan keskin pençelerini salladı ama sadece havayı kesebildi. Shen Yi’nin benzi soldu. Bütün uzuvlarını kullanarak son anda darbeden kaçabilmişti.

"Roar! Roar!.."

Bu sefer Shen Yi daha sık kükredi. Aynı anda vücudu da değişmeye başladı ve insan formundan Siyah Rüzgar leoparı formuna dönüştü. Siyah Rüzgar leoparları, normal leoparlarla hemen hemen aynı boyuttaydılar.

Ancak, bu Siyah Rüzgar leoparının sırtında mavi çizgili bir desen vardı. En şaşırtıcı şey ise 4 keskin pençesinde dikenler olmasıydı.

Xiao Hei, erken Jindan aşamasındaki bir leoparı öldürmen neden bu kadar uzun sürdü? Geçen sefer ne demiştin? Yanlış hatırlamıyorsam seninle aynı seviyedeki Altın Alev Kartalından daha güçlü olduğunu söylemiştin. Altın Alev Kartalları, Siyah Rüzgar leoparlarından çok daha güçlüdürler. Sen…” Qin Yu, Xiao Hei’ye takıldı.

Xiao Hei, Qin Yu’ya kızgın bir bakış attı. Ardından leopara bakarak kutsal sezgisiyle konuştu. “Küçük leopar, üzgünüm ama yakında öleceksin. Son anlarının tadını çıkar.

Bunu duyan Siyah Rüzgar leoparı öfkeden kudurdu. Havada sıçrayarak onlarca metre mesafe kat etti.

"Pa!"

Xiao Hei’nin gözleri parladı. 2 mor yıldırım umulmadık biçimde gözlerinden fırladı ve daha tepki bile veremeden direkt olarak Shen Yi’ye çarptı. Acıklı bir feryat yükseldi. Bu sırada leoparın bedeninde küçük elektriklenmeler görülüyordu. Kaskatı yere yığıldı. Ardından göz açıp kapatıncaya kadar onlarca defa kanatlarını çırptı ve ışınlanmış gibi bir anda ortadan kayboldu.

"Clack!"

Xiao Hei’nin kartal pençeleri, leoparın kafasını ezdi. Leopar saniyesinde ölürken Xiao Hei de leoparın Jindanını yuttu.

Abi, bu Siyah Rüzgar leoparının kardeşi de var. Onun Jindanı da senindir.” Xiao Hei kutsal sezgi haberleşmesini kullandı.

Qin Yu gülümsedi. Xiao Hei’nin iyi niyetinin farkındaydı. Shen Yi sadece erken Jindan aşamasındaydı. Kardeşi de en kötü erken Jindan aşamasında olmalıydı. Jindan aşamasının ortalarında bile olabilirdi. Xiao Hei’nin leoparı nasıl öldürdüğünü düşünürken şüpheyle sordu. “Xiao Hei, ne zamandan beri gözlerinden de yıldırım fırlatır oldun?

Qin Yu’nun bildiğine göre, Xiao Hei vücudundan ve ağzından yıldırım saçabiliyordu. Ama az önce gözlerini kullanımştı. Gözler gibi hassas noktalardan da yıldırım çıkabiliyor muydu?

Abi, bu bir sır. Gözler kartal ailesinin sahip olduğu bir avantajdır. Gözlerimden, ağzımdan çıkardığımdan bile daha hızlı yıldırım çıkarabilirim. Hem de çok fazla güç farkı olmadan.” Xiao Hei nazikçe kanatlarını sallayıp işin aslını anlattı.

Qin Yu ister istemez övgüyle doldu. Xiao Hei gerçekten de çok gizemliydi.

İkisi arasındaki bir dövüşte Xiao Hei’yi mağlup edebileceğinden emin değildi. Xiao Hei’nin çok fazla gizli tekniği vardı. En önemlisi de, Qin Yu’dan yüksek kalite kristal aldıktan sonra dövdüğü silahı henüz hiç kullanmamıştı.

Xiao Hei, kardeşinin Jindanının benim olacağını söylemiştin. Pişman mısın?” Qin Yu gülerek konuştu.

Xiao Hei başını sallayarak cevap verdi. “Neden pişman olayım ki? Ben …” Cümlesini bitirmeden duruverdi. “İki Siyah Rüzgar leoparı ve ikisi de …” Xiao Hei ciddileşti. Az önceki gibi rahat değildi.

Qin Yu başıyla onayladıktan sonra batıya baktı. “Aynen öyle. İkisi de ileri Jindan aşamasında. Hız konusunda benden üstün olabilirler.”

Erken Jindan aşamasındaki bir veledin böyle iki kardeşi olacağını kim düşünürdü ki? İki ileri Jindan aşamasında Siyah Rüzgar leoparı. Abi, bu biraz sıkıntı olabilir. İleri Jindan aşamasındalar ve iki kişiler. Daha da kötüsü bunlar en hızlı leoparlar olan Siyah Rüzgar leoparları. Bunlar gibi dişli rakiplerle uzun zamandır karşılaşmamıştık.” dedi Xiao Hei.

Öncesinde çok daha güçlü olan Altın Alev Kartalıyla karşılaşmışlardı ama bu kartal Yuanying aşamasında olduğundan dövüşmeyi akıllarının ucundan bile geçirmemişlerdi.

Ancak bu iki leoparı rakip olarak görüyorlardı.

Üçüncü kardeşim!

Kürk giyinmiş Shen Yi’nin tıpatıp aynısı olan iki adam Shen Yi’nin cesedinin yanında beliriverdi. Bu iki adam mükemmel vücutlara sahiplerdi. Sadece vücutlarına bakarak bile hız konusunda uzman oldukları anlaşılabilirdi. Ayrıca kaslarının görünümüne bakarak da çok güçlü oldukları görülebiliyordu.

Ben Shen Bao!” Mavi kaşlı adam Qin Yu ve Xiao Hei’ye bakıyordu.

Ben Shen Yu!” dedi diğer adam da.

Üçüncü kardeşimi öldürdüğünüze göre ölmeye hazır olsanız iyi edersiniz!” dedi mavi kaşlı adam.

Leopar klanından olan bu iki Siyah Rüzgar leoparı korkutucu auralar yayıyorlardı. İki ileri Jindan aşama uzman olarak şüphesiz küçük kardeşlerinin ölümünden ötürü öfkeden deliye dönmüşlerdi. Şimdiye kadar 3000 li çapındaki alan içinde hiç kimse karşılarına çıkmaya cesaret edememişti.

Üçüncü kardeş Shen Yi yalnızca erken Jindan aşamasında olsa da, ileri Jindan aşamasındaki iki kardeşi sayesinde kimse ona kafa tutamamıştı. Shen Bao ve Shen Yu kardeşlerine çok değer vermişler, kimsenin ona zorbalık yapmasına izin vermemişlerdi. Lakin artık üçüncü kardeşleri ölmüştü.

Shen Bao ve Shen Yu enerjilerini toplamaya başladılar. İkisi de bir anda enerjilerini salmak niyetindeydiler.

Xiao Hei, yolculuğumuz boyunca hiçbir zaman gönlümüzce dövüşemedik.” Qin Yu kutsal sezgisiyle konuştu.

Xiao Hei’nin savaş niyetiyle dolu gözleri ışık saçıyordu. “Abi, Altın Alev Kartalı bizim seviyemizin çok üstündeydi. Diğer dövüştüklerimiz arasında en güçlüsü de sıradan orta Jindan aşamasında bir şeytani hayvandı. Yani karşılaştıklarımız ya çok güçlüydü ya da çok zayıftı. Bu yüzden hiçbir zaman gerçek bir mücadelede bulunamadık. Şimdi bu iki ileri Jindan aşamasındaki iki leopara karşı güzelce savaşabiliriz.

Qin Yu kanının kaynadığını hissetti. Bu his, Limit Eğitimi sırasında kendi fiziksel sınırlarını aşarken yaşadığı hisse çok benziyordu.

Qin Yu, “Soldaki benim. Sağdakini sen al.” dedi.

Shen Bao’nun gözleri şimşek çakıyormuş gibi görünüyordu. Birdenbire şiddetle bağırdı. “Öldür!

Yanındaki Shen Yu’nun aurası yırtıcılaştı. Qin Yu ve Xiao Hei’ye doğru en yüksek hızlarında, iki siyah şimşek gibi harekete geçtiler.

Öldür!

Qin Yu ve Xiao Hei’nin auraları anında en üst sınırlarına kadar yükseldi. Bir kartal çığlığını takiben en üst seviye savaş yeteneklerini açığa çıkardılar ve kendilerine gelen iki rakibe doğru şimşek gibi atıldılar.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44265 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr