Çevirmen: Makankosappo

Düzenleme: Bluishgray

Gök gürültüsü tanrısının çekici gibi, mor yıldırım Qin Yu’nun bedenine çarptı. Kısacık bir zamanda mor koruyucu kalkan tuzla buz oldu. Ardından yıldırım direkt olarak göğsüne çarptı.

İlk yıldırıma direnirken olduğunun aksine bu sefer Qin Yu’nun vücudu mor enerjiyle büsbütün birleşip mor bir yeşim külçesi gibi görünüyor ve savunmasını artırıyordu. Koruyucu kalkan ikinci yıldırımın bir kısmını sönümlemişti. Lakin bu yıldırım fazla güçlüydü.

“Dikkatsiz davrandım.” Qin Yu hafifçe kaşlarını çattı. Burnuna yanık et kokusu gelirken derisinin yandığını hissetti. Yıldırım derisini yakmış, hatta etine bile yanıklar ulaşmıştı.

“Abi!” Qin Yu’nun derisinin yandığını gören Xiao Hei kaygılandı.

“Önemli değil, sadece derim yandı.” dedi Qin Yu umursamaz bir ifadeyle.

Xiao Hei rahat bir nefes aldı ve ardından kutsal sezgisiyle konuştu. “Abi, felaketle yüzleşmek hafife alınmaması gereken bir şeydir. Orta seviye kutsal silahların var ama onları bile kullanmıyorsun. Yıldırımları böyle karşılamaya devam edersen, vücudun daha güçlü olsa bile yaralanırsın.”

Qin Yu gülümsedi. “Biraz önce dikkatsizlik ettim. Başta mor enerjinin vücudumla birleşmesinin ve koruyucu kalkanın ikinci yıldırıma yeteceğini düşündüm. Yıldırımın gücünün tahminlerimden daha güçlü olmasını beklemiyordum.”

Qin Yu konuşurken, Meteorik Gözyaşı yanıklara doğru berrak akımlar göndererek yaraları bir uyuşukluk hissiyle anında iyileştirmeye başladı. Meteorik Gözyaşına sahip olduğundan Qin Yu’nun biraz önceki hareketine sıra dışı bir olay denemezdi.

“Abi, senin felaketin benimkinden daha güçlü. Bu kadar vurdumduymaz olamazsın.”

Xiao Hei’nin kendisi için endişelendiğini gören Qin Yu gülümsedi.

Zaman geçtikçe felaket bulutu daha hızlı dalgalanmaya başladı. Durmadan yılanımsı elektrik kıvılcımları saçıyordu. Öyle kuvvetliydiler ki buluttaki onlarca li alanında bir yeri kasıp kavuruyorlardı. Bu sırada da üçüncü yıldırım yükleniyordu. Qin Yu’nun vücudundaki mor enerji yeniden etkinleşti.

 Boom!

Mor yıldırım buluttan çıkıp başıboş ejderha gibi Qin Yu’ya yöneldi. Yıldırım korkutucu derecede güçlü görünüyordu.

 “Ha ha…”

Işıldayan gözlerle kendisine gelen mor yıldırıma bakarken kahkaha attı. Bu sırada Qin Yu da 10 bin jinlik güç taşıyan, göktaşı benzeri bir yumruğu yıldırıma savurdu.

 Boom!

İki kuvvet birbiriyle çarpışınca şiddetli hava akımları oluştu. Qin Yu’nun ayakları aniden yere gömüldü ama yıldırım tek yumrukla parçalanmıştı. Geriye sadece Qin Yu’nun vücudunun etrafında titreyen elektrik kıvılcımları kalmıştı.

Elindeki Alevli Eldivenler ise hiç hasar almamıştı.

“Üçüncü yıldırım… idare eder.” dedi gülümseyerek.

Elinde Alevli Eldivenleri varken üçüncü yıldırımla kolayca baş edebilmişti. Unutulmamalıdır ki, Feng Yuzi düşük seviye kutsal silahıyla dokuzda dörtlük felaketin üstesinden gelmeyi başarmıştı. Alevli Eldivenlerin sayesinde üçüncü yıldırımı tek yumrukla parçalaması büyütülecek bir olay değildi.

“Bir yıldırım kaldı. Felaketi atlattıktan sonra Yıldız Dönüşümlerini çalışacağım ve ben de artık bir Xiuzhenist olacağım.” Qin Yu felaket bulutuna bakıyordu ama zihni felaketi atlattıktan sonra be yapacağını düşünmekle meşguldü. Yıldız Dönüşümlerini düşündüğündeyse heyecanına mani olamıyordu.

Felaket bulutu dalgalandı ve gök gürledi. Ardından mor yıldırım bulutun içinde titreşmeye başladı.

Bir anda dağ ormanının kenarından birkaç mavi kurt kafalarını uzatıp izlemeye başladı. Xiao Hei hemen onlara doğru keskin bir bakış attı. Kurtlar öyle korkmuştu ki bir saniye oyalanmadan ormana kaçıverdi.

“Bu mavi alev kurtları cidden ölmek istiyor.”  Qin Yu kayıtsız ifadesiyle kurtlara baktıktan sonra yüzünü tekrar gökyüzüne çevirdi. Bir anda buluttan mor bir yıldırım fırladı.

 "Boom!"

Sert rüzgarlar eserken, başıboş mor bir ejderhayı andıran yıldırım zikzaklar çizerek Qin Yu’ya yaklaşıyordu. Bu son yıldırımın da üstesinden gelirse Qin Yu bir Xiuzhenist olacaktı.

“Parçalan!”

Qin Yu kahkaha atarken bütün kaslarını şişirdi. Dağları sarsacak güçleriyle iki yumruk, göktaşı gibi yıldırıma savruldu. Alevli Eldivenler de koyu kırmızı ışıklar yayıyorlardı.

 "Boom!"

Yıldırım, gökyüzünü sarsacak bir gürültüyle Alevli Eldivenlere çarptı. Ardından parçalanarak yılanımsı elektrik kıvılcımlarına dönüştü.

Qin Yu, balyozla yere çakılmış gibi ayakları yere gömüldü. Birden, hızla başını salladı. Az önceki şiddetli çarpışmadan ötürü yumruklarında karıncalanma hissediyordu. Bu sırada ağzında da tatlı bir şey hissetti ve ağzına kadar gelen kanı yuttu.

 "Bang!"

Avcuyla yere vurduktan sonra havaya fırladı.

Xiao Hei’nin mutlu gülücüklerini zihninde duydu. “Abi, az önceki yıldırımın darbe gücü nasıldı?”

“İdare eder.” Qin Yu zırla ağzına gelen kanı yutarken içinden de lanet okuyordu. “Yanıldım. Son yıldırım üçüncüden çok daha ağır bir darbe indirdi. Gücü yalnızca kollarımı uyuşturmakla kalmadı, kanımı bile çalkaladı.”

Xiao Hei kanatlarını çırpıp hemencecik Qin Yu’nun yanına geldi. Neşeyle çığlık atarken Qin Yu’nun sırtını sıvazlayıp tebriklerini iletti.

“Abi, dokuzda dörtlük Göksel Felaketi atlattığın için tebrik ederim.” Xiao Hei, abisi için son derece mutluydu.

“Xiao Hei, bir süre yalnız gelişim yapacaksın. Çünkü bir süre kapalı kapı antrenmanı yapacağım. Yıldız Dönüşümlerini çalışmaya odaklanacağım. Teknik 6 aşamadan oluşuyor ve ilk aşama olan Nebula aşaması her nasılsa en zor olanı.”

Qin Yu Yıldız Dönüşümleri kitabını okumuştu. Kitap Lie Wei’nin talimatlarını da içerdiğinden, Qin Yu Nebula aşamasının zorluğunu iyi biliyordu.

Xiao Hei başını sallayıp kutsal sezgiyle yanıtladı. “Abi, hiçbir şeyi kafana takmadan eğitimine yoğunlaşabilirsin. Öğrendiğin zaman küçük bir dövüşle hangimizin daha güçlü olduğuna karar veririz.”

Qin Yu bunu duyduğunda ister istemez güldü. “Tamam, bekle de gör. Başardığımda seninle dövüşeceğim.”

Sonrasında Lei Dağ Evine döndü. Bu sefer dokuzda dörtlük felaketi rahatça atlatmıştı.

Düşük seviye kutsal silahı olan sıradan bir gelişimci bile büyük ihtimalle felaketi atlatabilirdi. Orta seviye kutsal silahı varsa, felaket onun için tehlike arz etmezdi. Orta seviye kutsal silah eksikliğinden ötürü Qian Long kıtasındaki gelişimcileri yüzde birinden daha azı felaketi atlatabiliyordu.

Ge Min tarafından ağır yaralanan Qin De, yaralarına rağmen orta seviye kutsal silahla felaketi atlatmıştı. Yani orta seviye kutsal silahlar çok önemliydi.

Antrenman salonunun ortasında…

Qin Yu bağdaş kurmuş, Yıldız Dönüşümleri tekniğinin talimatlarını birer birer çalışıyordu.

Çocukluğundan beri eğitim yaptığı için, Xiuzhenistlerin dünyasına girme şansını Yıldız Dönüşümleri sayesinde elde etmişti. Xiuzhenist olması yeni bir seviyeye ulaşacağı ve yepyeni bir dünyaya adım atacağı anlamına geliyordu. Artık Xiuzhenistlerle yani uçabilmek veya toprağın içinde hareket edebilmek gibi becerilere sahip gelişimcilerle oturup kalkacak, onlarla dövüşecekti.

Bir anda...

“Usta, Birinci Usta Lei Wei, Yıldız Dönüşümlerini çalışmak istemeniz durumunda bazı görüntüler izlemenizi önermişti. Çalışmanızı kolaylaştıracaktır.” Qin Yu gözlerini açtığında kalbi şüphe doluydu. Yıldız Dönüşümleri tekniğini kabul etmiş ve Lei Wei’Yi de ustası bilmişti.

Başını sallayarak konuştu. “Bir bakayım Starlet.”

“Meow—“

Starlet kuyruğunu sallayıp kayboldu.

Antrenman salonundaki bütün duvarlar ve zemin saydamlaştı ve evrenin görüntüsü belirdi. Antrenman salonu evrenin minyatür haline dönüşmüştü. Uzaklarda yıldızlar alev saçıyor, gezegenler de çevrelerinde dönüyorlardı. Kasvetli ve boş kısımlar bile vardı.

Birdenbire antrenman salonundaki görüntüler değişti. Evren gitti ve yerinde devasa bir nebula beliriverdi.

Ç/N: Normalde buraya bir fotoğraf atardım ama nebula(bulutsu) o kadar muhteşem ki hangisini atsam kararsız kaldım. En iyisi siz bakın bi J

Nebula, devasa bir bulut gibi yavaşça dönerken, aynı zamanda evrende sürükleniyordu. Evrenin enerjisini emiyor ve küçük yuvarlak malzeme parçaları oluşturuyordu. Yıllar yıllar sonra, bu tanecikler nebulanın merkezine doğru kademe kademe dönüyorlardı.

Sayısız dönüşümden sonra bir gök cismi oluştu.

….

Bu kozmik dönüşüm bütün detaylarıyla Qin Yu’nun seyrine sunuldu.

Yavaş yavaş bu görüntülere daldı. Aynı zamanda Yıldız Dönüşümlerinin bazı gizli gelişim metodlarını düşünerek anlayış kazanmaya çalıştı. Tanımı mümkün olmayacak kadar çok zaman geçtikten sonra görüntüler sonunda bir yıldıza dönüştü. Yüzeyinden alevler saçılan ve sınırsız enerjiye sahip bir yıldıza…

Qi Yu’nun aklına Feng Yuzi’nin ona Ölümsüzler Savaşının sonunda Lei Wei’nin 9’da 9’luk felaketi atlatamayıp bir mesaj bıraktığını anlattığı geldi.

“Ben sınırsız uzayda dolaştım ve kozmosun evrimini deneyim ediyordum. Son birkaç bin yılda etrafta dolaştım ve sayısız gök cisimlerini ziyaret ettim. Nasıl benim bütün ruhum parçalara ayrılır? Cennetler bana yardımcı olmuyor. Yıldız Dönüşümleri! Nasıl güneş son varış yerim olabilir? Nasıl? Nasıl? Bu kıtada olan herkes dinlesin, bugün arkamda 3 Trans-Gök diyagram bırakacağım. Onları elde edebilen ve onların gizemlerini anlayabilen kişi benim tekniğimi miras alacak. Ha-ha… O nimet, o felaket…”  

Ç/N: Metni 2.17den aldım. Unutanlar geri dönüp bakabilirler.

Lei Wei’nin ne düşündüğünü anında anladı.

Aslında Lei Wei 9’da 9’luk felaketin üstesinden gelebilecek kudretteydi ama felaketiyle yüzleşmeden önce birkaç serbest ölümsüz, bir Dacheng aşama uzman, bir Dujie ve bir de Kongming aşama uzman tarafından saldırıya uğramıştı. Doğal olarak bunca uzmanın saldırısına maruz kalan Lei Wei ağır yaralanmıştı. Savaştan hemen sonra gelen 9’da 9’luk felakete bu durumundayken nasıl direnebilirdi ki?

Bu yüzden Lei Wei mağdur duruma düşmüştü ve göklerin kendisine yardımcı olmadığını düşünmüştü.

Yıldız Dönüşümleri son derece güçlüydü. Felaketi gelmeden önce kendisine saldıranların işini bitirmişti. Bütün bu öldürme işleminden sonra ağır yaralanmış olsa bile sekizinci yıldırıma kadar gelebilmişti. Yani gücünün ulaştığı dereceyi hayal etmek zor değildi.

Açıkça görüldüğü üzere Yıldız Dönüşümleri çok güçlüydü. Lakin Xiuzhen dünyasındaki Xiuzhenist tekniklerinden çok farklıydı. Qin Yu bu tekniğe çalışacak olursa ilerde yeni aşamalar oluşturması gerekecekti. Eğer bu oluşturma girişiminde başarısız olursa, enerji sapmasına uğrayacak ve ruhu yok olacaktı.

Qin Yu birden ayağa kalkıp kahkaha attı. “Nimet? Felaket? Ha ha… nimet ve felaket birbirine bağlıdır. Neden gereğinden fazla dikkat edeyim ki? Hayatımı tavuk gibi yaşarsam, yalnızca talimatları izleyip geçmiş nesillerin bilinen tekniklerini çalışırsam çok sıkıcı olur. Usta, siz 6 aşama oluşturdunuz. Ben de sonrasında gelen aşamaları oluşturacağım. Enerjim sapıp ruhum yok olacaksa da ne olmuş? En azından gelecek nesillerdekilerin başarısı için bir yol hazırlamış olurum.”

Qin Yu’nun kahramanlık duyguları kabarmıştı.

“Pekala, hadi çalışmaya başlayalım.”

Kendini sakinleştirdikten sonra bağdaş kurup dikkatle Yıldız Dönüşümlerini çalışmaya başladı.

Yıldız Dönüşümlerinin birinci aşaması, Nebula Aşaması.

Tekniğin gizli yöntemini izleyerek, sıvı fazındaki mor enerjiyi vücudunda hareket ettirmeye başladı. Felaketi atlattıktan sonra mor enerji tamamen sıvıya dönmüştü. Vücudundaki mor enerji Qin Yu’nun kontrolünde toplanmaya başladı.

Yaptığı ilk şey enerjisini toplayıp dantianında yoğunlaştırmak oldu.

Zihnini dantianına daldırdığında uçsuz bucaksız bir yer olduğunu gördü. Başkasının dantianını görmediğinden kendisininkiyle diğerleri arasında bir fark olup olmadığını bilmiyordu. Fazla efor sarf etmeden vücudundaki sıvıyı kontrol edebiliyordu.

Dantianı evren gibi uçsuz bucaksız görünüyordu. “Hu hu…” Vücudundaki sıvı çağlayan dereler gibi dantianına aktı ve sıvı bir küre halinde birleşti. Qin Yu Jindan gelişimcisi olsaydı bu noktadan itibaren arıtıma başlaması gerekirdi.

Ama o Jindan gelişimcisi değildi.

“Önce topla, sonra dağıt!” Qin Yu gelişim yöntemini net bir şekilde hatırlıyordu ama tarif edilen şekilde enerjisi dağıtmaya çalıştığında…

Dantianında oldukça sıra dışı bir kuvvet olmadık yerden belirdi. Merkezkaç kuvveti gibi bütün yönlerde dışarı doğru hareket ediyordu. Tabii sıvı halindeki küre de etkilenmişti. Bu merkezkaç kuvvetinin etkisinde küre parçalandı ve bütün yönlere doğru yayıldı.

Qin Yu soğuk terler akıtmaya başladı. Yüzünün rengi atmıştı.

“İyi değil!”

Böyle önemli bir anda sorunlu dantianının böyle bir kazaya sebebiyet vereceğini hiç düşünmemişti. Bilinmelidir ki Nebula aşamasına geçerken en önemli şey enerjiyi dağıtmaktır. Enerjiyi sadece dağıtması değil tamamen dağıtması da gereklidir. Bu yüzden dağıtma işlemi sırasında hiç hata yapmaması elzemdir.

Nebulanın dönüşü, Evrenin ve Doğanın Yolundan etkilenir. Lei Wei de böyle bir yöntemi engin tecrübeleri sayesinde düşünebilmişti.

“Küçükken iç teknikler çalıştığımdan dantianım enerjiyi, bir zerresi bile kalmayacak şekilde dağıtırdı. Şimdi de bir şey değişmemiş.” Qin Yu sabırsızlansa da endişeli değildi. Çünkü mor enerji vücudundan çıktığında bile hala kontrolü altındaydı ve vücudunun istediği herhangi bir yerinde enerjiyi birleştirebilirdi.

Ancak…

Mor enerjiyi hem kontrol edip hem de nebulanın dönüşünü taklit edercesine döndürmek, dantianının merkezkaçı andıran kuvveti altındayken nasıl mümkün olabilirdi?

“İç teknikleri çalışmakta başarısız olmuştum. Şimdi Yıldız Dönüşümlerinde de başarısız oldum. Bu garip dantian gerçekten de…” Qin Yu sabırsız ve öfkeliydi. Sıvı haldeki mor enerji dağılmıştı. Dantianını gaz haline dönüşerek terk etmiş ve bir kısmı da vücudundan uçup gitmişti.