Bölüm 3.20: Felaket Savaşı (1)

avatar
4580 3

Stellar Transformations - Bölüm 3.20: Felaket Savaşı (1)


 

 

Yavaş yavaş hava karardı. Qin De Ters 8 Diyagramın merkezinde diğerleri de onun etrafında dağınık halde oturuyordu. Zaman geçtikçe felaketin yaklaştığını biliyorlar ve daha da agresif hale geliyorlardı.

Baba.” Qin Yu başını çevirip sessizce oturan babasına baktı. Qin Yu’nun yüz ifadesi gayet sakindi. Ölümlülerin göksel felakete karşı koymasının ne kadar zor olduğunu hatırlayınca kalbi sıkıştı. Gelecek felaket en zayıf olan 9’da 4’lük Göksel Felaket olsa da yine de çok zordu.

Kimsenin seni rahatsız etmesine izin vermeyeceğim.” Qin Yu’nun gözleri keskinleşti.

Millet, dokuzda dörtlük felaket küçük bir felakettir. Toplamda dört yıldırımdan oluşur. Yıldırımların düşeceği süre zarfında kimsenin Bay Ying’i rahatsız etmesine izin vermemelisiniz. Ayrıca, ona yardım etmeyi aklınızın ucundan bile geçirmeyin. Göksel Felaket tek bir kişi içindir. Sizden birisi onun yerine yıldırıma karşı koymaya kalkışırsa işleri daha kötü hale getirip, yıldırımların onu cezalandırmasına sebebiyet verecektir.” Feng Yuzi gruba açıkladı.

Feng Yuzi daha önce felaketi geçirdiği için herkes onun söylediklerini aklına kazıdı.

Kardeş Feng, bu kadar gergin olmayın. Felaket için Yeşil Lotus Sıradağlarını seçtiğimi çok az kişi biliyor. Hiç kimsenin gelmeme ihtimali de var.” Qin De gözlerini açıp gülümsedi. Felaketi yaklaşıyor olmasına rağmen hala neşeliydi.

 

Bir anda…

Azgın bir rüzgar yerleri ve gökleri geçerek bulutları dağıttı. Birkaç yüz li genişliğindeki vadinin üzerindeki bütün bulutlar kısa sürede temizlendi. Hemen sonra vadinin üzerindeki gökyüzü renk değiştirerek kızıla büründü.

Göksel Felaket geliyor.” Feng Yuzi bağırdı. Gruptakilerin kalp atışları hızlandı. Qin Yu bile kalbi göğsünden fırlayacakmış gibi hissetti.

Kızıl gökyüzü bütün grubu kapsadığı için hepsi kendini baskı altında hissediyordu. Gökyüzü okyanusun ortasındaki girdabı andıracak şekilde dönmeye başladı. Gökyüzünde mor şimşekler çakmaya başladı. Ardından devasa girdabın içine çekildi.

Girdap daha hızlı dönmeye başladı. Birkaç li yarıçapındaki alan içerisindeki kutsal enerji düzensizleşti. Yılan şeklindeki devasa şimşekler girdabın içinde zikzaklar çiziyordu. Bir süre sonra girdap yavaşladı. Sonunda dönüşü durdu ve devasa bir mor buluta dönüştü.

Kızıl gökyüzü, mor felaket bulutu ve yılanımsı şimşekler…

Vadideki herkes gökyüzüne bakıyordu. Felaket bulutunun böyle dehşetli bir şekilde ortaya çıkışını gören Qin Yu, kalbinin bir kayayla ezildiğini hissetti. Nefes almakta bile zorlanırken dişlerini sıktı ve alev saçan gözlerle babasına baktı.

Baba, başarmak zorundasın.”

Qin Yu içten içe umut besliyordu.

 

Boom!

 

Aniden şiddetli bir gök gürültüsü duyuldu. Mor bir ejderhaya benzeyen ilk yıldırım Qin De’nin üzerine doğru hareketlendi. Vadideki herkes dokuzda dörtlük felaketin dört yıldırımdan oluştuğunu ve her bir yıldırımın bir öncekinden daha şiddetli olduğunu biliyordu. İlk yıldırım bile bu kadar heybetliyken Göksel Felaketin ne derece korkunç olduğunu tahmin etmek zor değildi.

Qin De, Ters sekiz Diyagram formasyonunun merkezinde ayağa kalktı ve formasyonu aktifleştirdi. Işık ışınları durmaksızın formasyonun kenarlarında harekete başladı ve enerjiden oluşan bir korumaya dönüşerek Qin De’nin bütün vücudunu korudu.

Bu enerji kalkanı doğal sekiz Diyagram formasyonunu emdiği kutsal enerjiyi kullansa da, Ters sekiz Diyagramının enerjiyle dolması üç gün sürmüştü. Bu yüzden kalkan oldukça güçlüydü.

 

Boom!

 

Mor yıldırım, yeşil renkli enerji kalkanının üzerine çarptı. Kalkandaki enerji aciliyetle deveran etmeye başladı. Kalkan bir süre titredi lakin ilk yıldırımı başarıyla etkisiz hale getirmişti. Bu sahneyi gören Qin Yu rahat bir nefes aldı.

Doğal sekiz Diyagram gerçekten de güçlüymüş. Bu diyagram sayesinde oluşturulan enerji kalkanı ilk yıldırıma parçalanmadan direnebildi.” Feng Yuzi’nin yüzünden mutluluğu okunabiliyordu.

 

 

Bu sırada vadiden çok da uzakta olmayan bir yerde Wu De ve Wu Xing yanlarında ikişer kişiyle birlikte uçan kılıçlarının üzerindeydiler.

Kardeşim, Qin De beklenmedik şekilde ilk yıldırımın üstesinden gelmeyi başardı. Doğal sekiz Diyagram formasyonu bulmasına da izin verdik, ne şans ama.” dedi Wu Xing soğukça gülerek.

Wu De umursamaz bir havayla konuştu. “Endişeye mahal yok. Her bir dalga bir öncekinden daha tehlikeli olur. İlk yıldırım sadece atıştırmalık. Qin De’nin hepsine karşı koyması zor. Eğer hepsinin üstesinden gelse bile ağır yaralı olacak. O zaman onu öldürmek bizim için çok kolay olur.

Genellikle felaketi atlatan kişinin vücudu çok kötü yaralanmış olur. Jindan aşamasının erken evresindeki ağır yaralı bir acemi nasıl Jindan aşamasının ortasındaki Wu Xing’e ve Jindan aşamasının geç evrelerindeki Wu De’ye karşı koyabilir ki?

 

Shangxian, harekete geçmeli miyiz?” Dört yaşlı adamın lideri saygıyla sordu. Xiang klanında bu dört yaşlı adam Ölüm Tanrısının Dört Yönü olarak çağrılırdı. Sırasıyla kod adları Doğu, Güney, Batı ve Kuzey’di. Bu adamlara kraliyet aile adı olan Xiang soyadı bahşedilmişti.

Bunu duyan Wu De hafifçe başını salladı. “Küçük kardeşim, ikinci yıldırım yükleniyor. O yıldırım düştüğü anda kesinlikle dikkatleri dağılacak. İşte o zaman, şimşek hızıyla saldırıp tek seferde hepsini yok edeceğiz.”

Evet, kardeşim.” Wu Xing de heyecanlanmıştı.

 

 

Mor felaket bulutları durmadan dalgalanıyordu. Birbiri ardına güç dalgaları gönderiyordu ve vadidekileri korkutuyordu. Açıkça görülüyordu ki, ikinci yıldırım öncekinden çok daha güçlü olacaktı.

 

Hah!

Qin De savaş narası atıyormuş gibi bağırmaya başladı. Aynı zamanda vücudunu saran bir enerji katmanı ortaya çıktı. Tam olarak, vücudunu koruyan bu cisimleşmiş enerji, Shi Huang’ın Xiantian seviyesinin zirvesindeki Antik Ejderha Sanatı’nın ta kendisiydi.

Aynı zamanda, elinde koyu kırmızı bir uzun kılıç belirdi. Bu orta seviye bir kutsal silahtı ve ayrıca Qin De’nin felaketi atlatmak için elinde tuttuğu kozuydu.

Qin Yu’nun bütün dikkati babasının üzerindeydi. Feng Yuzi, mavilere bürünmüş Elder ve diğerleri de dikkatle Qin De’yi izliyordu. Bu gergin atmosferde kimse nefes bile alamıyordu.

Aniden hava titredi.

Boom!

Başka bir mor yıldırım büyük bir hızla düşmeye başladı. Bu yıldırım bir öncekinden daha büyüktü ve yaydığı mor ışık daha parlaktı. Yıldırım anında Qin De’ye ulaştığında diğerleri telaşlandı.

Tam da o anda…

Düşmanlar saldırıyor!

Feng Yuzi’nin sesi bütün grubun kulaklarında yankılandı. Qin Yu ve diğerleri şaşıp kaldı. Feng Yuzi bağırmadı çünkü Qin De duyarsa telaşlanacağından korktu. Bu yüzden ses transferi kullanarak sesini sadece diğerlerinin zihnine iletti. Aynı zamanda eliyle He bazı işaretler yaptı. Doğal sekiz Diyagram formasyonu aktifleşti ve elementsel enerji formasyonun dışına doğru aktı.

Ha ha, Feng Yuzi, böyle bir formasyonun beni ve kardeşimi engelleyebileceğini mi düşündün? Hayal mi görüyorsun?” Beyaz kaşlı Wu Xing, arkasındaki iki kişiyle birlikte uçan kılıcın üzerinde gökyüzünden alçalırken kahkaha atarak konuştu. Yanında, rüzgarda uçuşan saçlarıyla arkasında yine iki kişi taşıyarak alçalan Wu De vardı.

“İki Xiuzhenist.” Qin Yu donup kaldı. Ardından dişlerini sıkıp yaklaşmakta olan iki Shangxiana parlayan gözlerle baktı. “Hayatımı ortaya koyacağım. Ne olursa olsun babama yaklaşmalarına izin vermeyeceğim.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr