Çevirmen: Darkcack

Editör: ÇHY

Ana salondaki atmosfer bir yay gibi gergindi.

Eski Taoist Gan Xu aurasını çabucak bastırdı. Şu anda saldırmadan önceki bir leopar gibiydi. Diğer serbest ölümsüzlere ve serbest şeytanlara buzdan soğuk bir ışık gözlerinden fırlatıyordu.

Rahip Yue Yan, Rahip Shui Rou, Huo Lan ve Huo Can, göz açıp kapayıncaya kadar uyanık hale geldi.

Kuşlar nasıl besin için ölürse insanlar da değerli eşyalar için ölürdü.

Bir elemental kutsal kaya parçası, 4. Sıkıştırmayı geçmeyen bu serbest ölümsüzleri ve serbest şeytanları heyecanlandırabilirdi. O zamanlar, bu sarayın tamamının elemental kutsal kayadan yapıldığı sonucuna vardıktan sonra hiçbiri, sarayın tamamını almayı ummamış ve elde etmeye çalışmamıştı. Sadece masa ve tabureler almayı umuyorlardı.

Bütün sarayı almak istemediklerinden değildi ama buna cesaret edemediler.

Tıpkı bir gün altın dağları ve gümüş okyanusları gören bir ölümlü gibi, korkuyorlardı… Çünkü bu saraydaki hazineler beklentilerinin ötesindeydi. İçlerinde korku vardı.

Qian Long kıtasındaki bir imparatorluk sarayı kadar büyük bir saray ile yüzleşmek ve dahası tamamen elemental kutsal kayadan yapılması bu serbest ölümsüzleri ve serbest şeytanları korkutmuştu. Akılları bilinçli bir şekilde bu kadar büyük miktarda elemental kutsal kaya tarafından korkutuluyordu.

Bir masa ve birkaç tabure onları kendi kontrollerini kaybetme noktasına kadar heyecanlandırmak için yeterliydi ancak daha fazlası olmasına rağmen hiçbir şeyi hareket ettiremediler.

Ancak—

Şimdi, konak koruyucu dikili taş ortaya çıktığından, başlangıçta taşınmaz olduğunu düşündükleri bu saraya sahip olmaları tamamen mümkün hale geldi.

Hepsine sahip olmak!

Sınırsız miktarda elemental kutsal kaya, çeşitli değerli süslemeler, her türlü yapay dağlar, oymalar ve yapılar ile çeşitli ölümsüz çiçekler ve çimler tamamen elde edilebilir hale gelecekti. Sadece bu kadar büyük miktarda elemental kutsal kaya, güçlerini hızla arttırabilecekti. Bu tek başına onları delirtmek için yeterliydi.

“Ha-ha… Yaşlı Taoist Gan Xu, sizi yaşlı moruk, çok kötüsünüz. Bu konak koruyan dikili taşın harika işlevini biliyordun ama konuşmadın. Bütün bu ölümsüz sarayı kendine almak mı istiyordun? Bu sınırsız miktarda elemental kutsal taşla hepsini emerseniz, midenizin ne kadar büyük olacağını düşünmüyor musunuz?” dedi Huo Lan soğuk bir gülüşle.

Ana salonda—

Yaşlı Taoist Gan Xu ve 2 küçük erkek kardeşi bir tarafta duruyorlardı, Huo Lan ve Huo Can yan yana ve Rahip Yue Yan ve Rahip Shui Rou da birbirlerine nispeten yakınlardı. Açıkçası, bu 7 serbest ölümsüz ve serbest şeytan 3 tarafa ayrılmıştı.

Yaşlı Taoist Gan Xu soğuk bir gülüşle: “Senin gibi bir arkadaş beni eleştirmek istiyor mu? Sanırım şimdi konak koruyan dikili taşı herkesten daha fazla almak istiyorsun, değil mi? Fakat… Dikili taşı kişiselleştirmek o kadar kolay olmayacak. Herhangi bir şansın olduğunu düşünüyor musun?”

Aynı zamanda—

“Rahip Shui Rou, Rahip Yue Yan, ne olursa olsun, bu konak koruyan dikili taşın birinin eline geçmesine kesinlikle izin veremeyiz. Öyleyse, önce Huo Lan ve kardeşini öldürmek için güçlerimizi birleştirelim. Ne düşünüyorsun?” Ağzını kullanarak Huo Lan ile konuşurken, bu Rahip Gan Xu, kutsal hissini kullanarak Rahip Shui Rou ve Rahip Yue Yan ile iletişim kurdu.

“Ha-ha… Eski Taoist Gan Xu, ben bir şeytan mıyım? Hıh, seni ikiyüzlü pislik, muhtemelen benim gibi bir şeytandan bile daha kurnazsın. Kardeşler olarak malikâneyi koruyan dikili taşı elde edemesek bile Qingzu Tapınağı'nız onu rüyalarınıza bile sokmayacak ”dedi.

Bununla birlikte kutsal duyu iletişimi yoluyla Rahip Yue Yan ve Rahip Shui Rou'ya: “Rahip Yue Yan, Rahip Shui Rou, Teng Long kıtasındaki Xiuzanistlerin durumunu da biliyoruz. O Qingzu Tapınağı her zaman özel bir lider olmuştu ve kendisini olağanüstü kabul etmiştir. Ama aslında, ikiyüzlü bir fahişe gibidir. Biz Xiumo okulları onlara her zaman aşağıdan bakarız. Bu konak koruyan dikili taş onların eline geçmemeli çünkü eğer geçerse, Lanyang ve Ziyang okullarınız muhtemelen onlar tarafından daha da baskı altına alınacak.”

Saygıdeğer Yue Yan ve Saygıdeğer Shui Rou bakış değiştirdiler.

“Gan Xu, şeytanlarla başa çıkmak doğal olarak Xiuzanistlerin yapması gereken bir şey. Ancak bu konak koruyan dikili taş benzersizdir, bu yüzden dağıtılması biraz zahmetli olacaktır.” Rahip Yue Yan, Eski Taoist Gan Xu'ya kutsal iletişim yoluyla söyledi.

“Rahip Yue Yan, bu konak koruyan dikili taşın dağıtılması konusunu tartışmak kolay olacak. Ne de olsa, dağıtmak, bizim için içsel bir mesele olacak. Ne olursa olsun, bu arkadaşların buna katılmasına izin veremeyiz. ” Taoist Gan Xu, kutsal hissiyle cevap verirken Huo Lan'a ağzını kullanarak şöyle demişti: “Bu ölümsüz malikâne bir ölümsüze aitti; senin gibi bir şeytan kapmak mı istiyor? Hayal mi kuruyorsun?”

“Hayal mi kuruyorum? Senin gibi ölümsüz bir cücenin böyle ölümsüz bir saray elde etmeyi umması hayal değil mi peki?” Huo Lan, soğuk bir kahkahayla söyledi.

“Huo Lan, o Qingzu Tapınağı gerçekten de Xiuzian okulları arasında tek lider ve bizden biriydi. Tabii ki onların çok ikiyüzlü olduklarını biliyoruz. Ne olursa olsun, Rahip Yue Yan ve ben, Eski Taoist Gan Xu ve kardeşlerinin bu ölümsüz konağı almasına izin vermeyiz.” Rahip Shui Rou, Huo Lan'a kutsal hissini kullanarak söyledi.

“Güzel, o zaman önce Taoist Gan Xu ve kardeşlerini öldürmek için güçlerimizi birleştirelim. Ondan sonra, dağıtmak için zamanımızı harcayabiliriz.” Huo Lan derhal kutsal hissiyle söyledi.

......

Kaos!

Ana salonda 3 taraf da açıkça keskin kelimelerle saldırıyordu. Aynı zamanda, her biri gizlice başka bir tarafa bel bağlamayı denedi. Ancak bu 7 serbest ölümsüz ve serbest şeytanlar aptal değildi. Hepsi çok kurnazdı.

Kutsal duyu iletişimi yoluyla gizlice ulaşılan anlaşmalara ne ölçüde güvenilir ki?

Serbest ölümsüzler ve serbest şeytanlar öfkeyle azarladı, Azure Ejderha Yan Lang ve altındaki sarılı 3 adam, Yan Mo, Rahip Yan Xu, Yi Da, Qin Yu, Li'er ve siyah saçlı yaşlı adam hepsi bu sahneyi şaşkınlıkla ana salonda izliyorlardı.

Ne söylendiğini yüksek sesle duyabilirlerdi ancak kutsal iletişim yoluyla iletilen şeyler hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı.

Aniden Taoist Gan Xu, 2 Huo kardeşin yaptığı gibi konuşmayı kesti.

Taoist Gan Xu daha sonra bir tarafa döner, Qin Yu, Azure Ejderha Yan Lang, Yan Mo ve diğerlerine bir bakış verdi ve öfkeyle azarladı: “Kaybolun.”

Azure Ejderha, Rahip Yan Xu, Yi Da, Qin Yu ve diğerleri şaşırdı.

Bu anda, Huo Lan da Eski Taoist Gan Xu ile aynı tarafta duruyordu: “Hepiniz dinleyin. Bundan sonra hiç kimse bu ana salona giremez. Her kim gelirse gelsin… ne olursa olsun öldürülecek.”

“Yan Xu, siz de giremezsiniz.” Taoist Gan Xu, Yan Xu'ya bağırdı.

“Evet, büyük amca usta.” Saygıdeğer Yan Xu, saygıyla söyledi.

Azure Ejderha ve 3 sarılı adam bir bakış attı. Sonra ilgisiz bir gülümsemeyle şöyle dedi: “Pekâlâ, biz de kendimizi tanıyoruz. Bu konak koruyan dikili taş değerlidir ancak hayatımızı kaybedersek, bizim için faydasız olur. Yani şimdi ayrılacağız.”

Bunu söyledikten sonra, sarı kaplı 3 adamın ana salondan çıkmasını sağladı.

“Beyler, ölümsüz malikanenin dışındaki yeminleri ve vaatleri unutmayın.” Yi Da gülümseyerek söyledi. Daha sonra, tereddüt etmeden arkasını döndü ve ana salondan büyük adımlarla çıktı.

Yan Mo, serbest ölümsüzlere ve serbest şeytanlara baktı sonra da sessizce çıktı.

“Gidelim, ağabey Qin Yu.” Li’er, Qin Yu’nun elini çekerken söyledi.

Qin Yu kaşlarını çattı. Dokuz Kılıç Ölümsüz Konağa girmek için, gerçekten de 8. yeşim kılıcı yakalamada, Vahşi doğada 9. yeşim kılıcı aramada veya bu ölümsüz konağa girme konusunda çok fazla çaba harcamıştı. Ama şimdi, konak koruyan dikili taşı görmüş olmasına rağmen, vazgeçmek zorunda kaldı.

Qin Yu, gücünün kıyaslanamayacağını biliyordu, bu yüzden başka bir seçeneğe sahip değildi, derin bir nefes alıp sonra herkese gülümsemek zorundaydı. Daha sonra, Li’er'in elini tuttu ve ona bir gülücük verdi. Daha sonra ikisi, ana salondan aynen böyle ayrıldı.

Siyah saçlı yaşlı adam, konak koruyan dikili taşa yanan gözlerle bakıyordu, ama serbest ölümsüzleri ve serbest şeytanları gördükten sonra vazgeçmek zorundaydı.

......

Ana salonun dışında Azure Ejderha, 3 sarılı adam, siyah saçlı yaşlı adam, Yi Da ve Rahip Yan Xu, ana salondan içeriye uzak olmayan yerlerde duruyorlardı. Bu serbest ölümsüzlerin ve serbest şeytanların ne yapacaklarını görmek istediler.

Fakat Qin Yu ve Li’er gittiler. Onlar ölümsüz malikanenin küçük bir çiçek bahçesine girdiler. Buradaki bir çeşme suyu havaya itiyordu. Su damlaları inciler gibi parlıyordu. Qin Yu ve Li’er, çeşmenin yanındaki bir bankta oturuyorlardı.

“Sorun ne, Li’er?”

Qin Yu, Li’er'in geçmiştekinden biraz farklı olduğunu düşünüyordu. İkisi de aşk hakkında pek konuşmamış olsalar da, birbirlerini romantik olarak kabul etmeye gelmişlerdi.

Birinden hoşlandığınızda, başlangıçta 'Seni seviyorum' demek zorunda değilsiniz. Çok zaman geçmeden söylerseniz, muhtemelen olumsuz etkileri olacak ve kızı korkutacaksınız. Aksine… Eğer his güçlü olana kadar beklerseniz, bilinmesi için bir şey söylemeniz gerekmez.

'Seni seviyorum' gibi bazı romantik kelimeler, aşkınızı kabul ettirmek için söylenmez. Doğal olarak, duygu güçlü olunca söylenir.

Şu anda, Li’er kaşlarını çattı, çok büyük bir endişesi varmış gibi görünüyordu.

Qin Yu'nun sorduktan sonra, Qin Yu’nun elini çok sıkı tuttu ve ardından hafif bir gülümsemeye zorladı: “Hiçbir şey, hiçbir şey.”

“Bir şey varsa, söyleyin. İçinizde saklamayın.” Qin Yu bunu çok garip buldu. Büyülü Halüsinasyon Topraklarından çıktıktan sonra hâlâ iyiydi, coşkusu nasıl bir süre içinde kararsızlığa ve belirsizliğe dönüşmüştü ki?

Qin Yu’nun soruşturmasıyla karşı karşıya olan Li’er derhal şöyle dedi: “Sorun yok. Sadece bir şey hakkında şüphelerim var.”

“Ne hakkında şüphe duyuyorsun?” Qin Yu sormaya devam etti.

Li’er dudaklarını ısırarak bir süre düşündü ve şöyle dedi: “Bu konak koruyan dikili taşı garip buluyorum.”

“Garip olan ne?” diye sordu Qin Yu. Konak koruyan dikili taştan bahsederken, Qin Yu, kalbinde çok sinirli hissediyordu. Kim böyle bir hazine istemezdi ki? Fakat Qin Yu, gücünün çok zayıf olduğunu da biliyordu.

Li’er başını sallayarak şöyle dedi: “Bir bakış attığımda, bunun bir konak koruyan dikili taş olduğunu düşündüm. Fakat benim bilgime göre, bir konak koruyan dikili taşın tüm aurası bir konağa bağlıydı.”

“Bu konak koruyan dikili taşın aurası tüm konağa bağlı görünüyor. Bunu hissedebiliyordum.” Qin Yu, kaşlarını çatarak söyledi.

Li’er başını sağa sola salladı ve şöyle dedi: “Bu sadece seni kandırmak için bir numara. Özel bir yöntem kullanarak, o konak koruyan dikili taşı kişiselleştirseniz bile, sarayın yalnızca bir bölümünü kontrol edebileceğinizi söyleyebilirim. Bütün konağı kontrol etmeniz kesinlikle imkânsız.”

Qin Yu tuhaf yetenekleri olduğunu biliyordu, bu yüzden gecikmeden sormaya devam etti: “Ne demek istiyorsun Li'er?”

Li’er devam etti: “Ağabey Qin Yu, Qian Long kıtasında yeşim depoları var değil mi?”

“Ah, neden bu soruyu sordun?” diye sordu Qin Yu.

Başını salladığında: “Sormana gerek yok. Bir yeşim deposu çok büyük olduğundan, genellikle yeşim özü vardır, değil mi? Bu aynı zamanda “iyi yeşim” olarak biliniz, yeşim içindeki en değerli şey.”

“Evet, elbette var.” Qin Yu bu konuyu çok iyi biliyordu. “Büyük bir yeşim yatağı doğal olarak genelde iyi bir yeşimden yapılan bir çekirdeğe sahipti. Ama iyi yeşim çok değerlidir. Piyasadaki sözde taşları bu yeşim özü ile karşılaştıramazsınız.”

Li’er başını salladı ve gülümseyerek: “Büyük kardeş Qin Yu, aslında bir elemental kutsal kaya yatağı da aynı.” dedi.

“Yani… Elemetal bir kutsal kaya birikintisinin de özü var?” Qin Yu şaşkınlıkla dedi.

Li’er başını salladı ve şöyle dedi: “Evet, büyük kardeş Qin Yu. Bence, bu kadar büyük bir saray tamamen elemental kutsal bir cevher yığınından oyulmuş, belki de bu kadar büyük bir elemental kutsal cevher yığınının yalnızca 10.000 elemental kutsal kaya birikintisiyle aynı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, bu kadar büyük bir elementel kutsal cevher yığınının birikintinin özü olması gerekir. Tahminim doğruysa, bu ölümsüz Ni Yang, büyük miktarda elemental kutsal cevher yığınını elde ettiğinde, bir yığın elemental kutsal özü içermesi gerekiyordu.”

Qin Yu anlıyordu.

Bu kadar büyük bir elemental kutsal cevher çok nadirdi. Gerçekten çok büyük ve bu kadar yüksek kalitede olduğu için, elemental kutsal özü barındırmış olması çok muhtemeldi.

“Li'er, bu elemental kutsal cevher bir yığın elemental kutsal öze sahip olsa bile, ne fark eder ki?” Şimdi bile Qin Yu, bu elemental kutsal öz yığınının konak koruyan dikili taş ile nasıl bir ilişkisi olduğunu bilmiyordu.

Li’er harika bir gülümseme verdi ve güvenle şöyle dedi: “Bunu bilmiyorsun, abi Qin Yu. Ölümsüz dünya ayrıca tamamen elemental kutsal cevherden yapılmış saraylara sahiptir. Ve bu sarayların kontrolündeki çekirdekler konak koruyan dikili taşta değil, elemental kutsal özdeydi!”

“Öncelikle, bir konak koruyan dikili taş dövme işi karmaşıktır. İkincisi, sadece sıradan ölümsüzler ve sıradan altın ölümsüzler bu yöntemi ölümsüz konakları için kullanırlar.” Sözlerine göre, açıkça bir konak koruyan dikili taş, bütün bir sarayı kontrol etmek için nispeten düşük dereceli bir öğeydi.

Li’er şöyle devam etti: “Büyük kardeş Qin Yu, bu saray büyük miktarda elemental kutsal cevherden oyulmuştu. Bu elemental kutsal öz yığını, bu elemental kutsal cevher yığınının çekirdeği olmalı! Bu ölümsüz Ni Yang, bu elemental kutsal özü işlemek için bazı gizli yöntemler kullanmışsa, doğal olarak bütün sarayı kontrol edebilirdi. Dahası, bu bir konak koruyan dikili taş kullanmaktan çok daha etkili olacaktır. Bence, bu konak koruyan dikili taş gibi düşük dereceli bir şey kullanmak için bu elemental kutsal özü ihmal etmemiştir.”

Avuçlarının içi gibi ölümsüz dünyanın meselelerini biliyor gibiydi.

Qin Yu’nun gözleri parıldadı: “Li’er, yani…”

“Evet, ölümsüz Ni Yang, temel olarak, bu insanları kandırmak için konak koruyan dikili taşı koydu. Bütün sarayın denetleyici çekirdeği o değil, elemental kutsal bir öz yığını. Tahminime göre, bu elemental kutsal öz kümesinin sarayda belirli bir yerde olması gerekiyor.” Li’er'in gözleri ışıl ışıl parlıyordu.

“Gerçekten çok zorlusun Li'er. Hadi gidelim. Bu elemental kutsal öz kümesini bulalım ve oradaki konak koruyan dikili taş için savaşmalarına izin verelim.” Qin Yu içten içe memnundu. Derhal elinden tuttu ve bu elemental kutsal öz kümesini aramaya başlamak istiyordu.

Aniden–

Boom!

Zemin titredi ve dağlar sallanıyormuş gibi korkunç bir gürültü ve şok oldu. Qin Yu ve Li’er bile bunu açıkça hissedebiliyordu.

Yeşil yeşim sarayının ana salonunda, acımasız bir kavga sonunda patlak vermişti.