Çevirmen: Darkcack

Editör: ÇHY

Zayıflar, ideallerinin eylemlerini kontrol etmesine izin verirken, güçlüler de eylemleriyle ideallerini kontrol eder.

İsteğe karşı hareket etmek!

Qin Yu, dünyanın tepesinde olduğu güne kadar bu yolda devam etmeli ve böylece kimse onu tehdit edemezdi. Ancak o zaman özgürce ne isterse yapabilirdi.

Odanın kapısından, Qin De sakince, avludaki yıldızlı gökyüzüne bakan Qin Yu'ya göz gezdirdi.

Qin Yu gökyüzündeki yıldızları izliyor ama gözlerindeki bakış son derece kararlıydı.

Aniden hafif bir gülümseme verdi.

“Meteorik Gözyaşı da içimdeki değişikliği hissediyor mu? Gelecekte, ne olursa olsun, gökyüzü çökse de ve yer yerinden oynasa da yine de onunla sakin bir şekilde ilgileneceğim.” Meteorik Gözyaşı enerjisinin değiştiğini ve onunla Meteorik Gözyaşı arasındaki bağlantının değiştiğini hissediyordu. Bir seviye derinleşmiş gibi görünüyordu.

Bir anda, Qin Yu’nun zihinsel durumu da dönüştü.

“Zihinsel durumum Orta Kongming aşamasında mı? 9’da 6 Göksel Sıkıştırma Uygulaması 5 ay içinde mi?” Qin Yu’nun ağzının köşelerinde hafif bir gülümseme belirdi.

Zihinsel hali aniden, ilk Kongming aşamasından orta Kongming aşamasına ulaştığında, aniden uzun zamandır beklenen 9'da 6 Göksel Sıkıştırmayı algıladı. Tam olarak 5 ay sonra gelecekti. Ancak, şu anda Qin Yu hiç de mutlu değildi.

Hâlâ yürümek zorunda olduğu yol çok uzundu. Bu sıkıştırma sadece küçük bir bölümü.

Ve şimdi onu rahatsız eden Dokuz Şeytanlar Salonu’nun Di Nai hayatındaki küçük bir sıkıntıydı.

Qin Yu, yaptığı şeyi yapmaya devam etmek istemeseydi, zayıf olsaydı, hayattan zevk almak için bir şeyler hakkında endişelenmezdi. Yalnızca manzaranın güzelliğinin tadını çıkarıp belli bir köşede sessizce pratik yapardı. Bununla birlikte, gerçekten öyle yapsaydı, belki de güçlü bir birey hayatını tehdit ettiğinde akrabalarının zarar görmesini izlemekten başka şansı kalmayacaktı.

Bu yüzden… Qin Yu, akrabalarını ve kardeşlerini koruyacak kadar güçlü biri olmayı seçti. Bu kararı verdiği anda yoluna da karar verilmişti.

Dövüşmek, kana susamışlık, soğukluk, delilik, iradesine karşı hareket etmek, öldürmek, tehlikeler… Onlar Qin Yu’nun yolundaki şeyler. Bu onun kendi seçimiydi, bu yüzden onlardan kendisinin sorumlu olması gerekiyordu.

Hu!

Qin Yu, kutsal hissini en üst düzeye çıkardı. Kongming'in orta aşamasına ulaştıktan sonra, tüm başkenti kapsayacak şekilde oldukça geniş bir yelpazeye sahipti. Şimdi açıkça görebiliyor ki… İmparatorluk Sarayı'nda prensler huzur içinde uyuyordu ve kardeşi Qin Zheng tahttaki anıtları ciddiyetle inceliyordu.

Ağabeyi Qin Feng sessizce pratik yapıyordu.

Huzur ve mutluluk

Akrabalarının mutlu bir şekilde yaşadığını gördüğü zaman, Qin Yu seçiminden memnun hissetti.

Şimdi akrabalarının ve erkek kardeşlerinin gülüşlerini görmek için belirsiz bir süre boyunca güçlülerin yolunda yürüyordu.

......

Qin Yu 9’da 6 Göksel Sıkıştırma’yı hissettiğinden beri 1 ay geçti. Prens Yu’nun Konağı’nda Xu Yuan ve Li’er, Go oynuyorlardı.

Qin Yu’nun standardına kıyasla, Xu Yuan’ın Go becerisi çok daha güçlüydü. Şimdi geçmişten çok daha hızlı fikirliydi, çünkü Temel Yapı Haplarını kullandıktan sonra uygulamaya başlamış ve Go becerisi de doğal olarak gelişmişti.

“Ha-ha, kayboldum Li'er Hanım. Go yeteneğiniz gerçekten mükemmel.” Xu Yuan gülerek pes etti ve yenilgiyi kabul etti.

“Yeteneğin açıkça gelişti, Xu Amca. Sanırım başkentin Go Tanrısından biraz daha güçsüzsün.” Li’er Go parçalarını gülümseyerek topladı.

Oyun bittikten sonra, Qin Yu, Li’er ve Xu Yuan birbirleriyle sohbet ettiler.

"Ne? 4 ay sonra 9'da 6 bir Göksel Sıkıştırmaya mı katılacaksınız?” Xu Yuan şok oldu ve her zamanki sakinliğini ve kolaylığını yitirdi.

Qin Yu bir selamla gülümseyerek söyledi: “Sorun ne, Xu Amca? Sadece 9'da 6'da bir Göksel Sıkıştırma değil mi?”

Li’er ayrıca Qin Yu’ya baktı ve biraz sinirlenmiş bir şekilde şöyle dedi: “Qin Yu, bana bundan söz bile etmedin.”

Qin Yu şaşırdı. Büyük kardeş Qin Yu yerine onu Qin Yu diye çağırmış, sanırım sinirlenmişti.

“Şu andaki gücüm göz önüne alındığında, o gün Xiao Hei'ye olanlar gibi garip bir değişiklik olmadıkça, 9'un 6sı Göksel Sıkıştırmanın üstesinden gelmek çok kolay olmalı. Bir değişiklik olsa bile, yine de tüm gücümle dayanacağım.” Qin Yu tamamen kendinden emindi.

Lier ona uzun süre baktıve iç çekerek şöyle dedi: “Dikkatli ol, Büyük kardeş Qin Yu. Göksel Sıkıştırmanız kesinlikle sandığınız kadar basit olmayacak.”

Ancak Xu Yuan, “Xiao Yu, Di Nai'yi kolayca dışarı çıkarabilecek ve hatta onu öldürebilecek bir plan buldum.” dedi.

“Ah?” Gözleri parlamıştı, Qin Yu: “Çabuk söyle, Xu Amca… İyi planın nedir? Bu Di Nai sonlandırılmadığı sürece, her zaman endişeli hissediyorum.”

Xu Yuan, tüylü yelpazesini sallıyor ve güvenle diyor: “Xiao Yu, söylediklerine göre, sen ve Hou Fei, Di Nai'nin en çok öldürmek istediği kişisin, çünkü siz ikiniz kardeşlerini öldürdünüz. Ancak onun gücü sizinkinden daha zayıf, bu yüzden aslında hiç şansı yok.”

 “Öyleyse… Sadece sıkıştırmaya gideceğiniz bilgisini sızdırmanız gerekecek.” Xu Yuan, Qin Yu'ya nezaketle baktı.

Qin Yu’nun gözleri parıldadı.

“Ha-ha, doğru. Di Nai benden ve Fei Fei'den nefret ediyor, ama hiç şansı yok, bu yüzden su altı Xiuyao dünyasında bir yerde bir kaplumbağa gibi saklanıyor. Benim göksel sıkıştırmamın zamanını ve yerini bilirse… Kesinlikle gelecektir.”

Qin Yu zaten Di Nai hakkında dikkatlice düşündü.

Yaşam ve ölüm? İntikam adına, Di Nai kesinlikle umursamazdı.

Qin klanının üyelerini sadece Qin Yu'nun üzülmesini sağlamak için öldürmek istiyordu. Bu, Qin Yu'ya olan nefretini fiziksel olarak atmakla nasıl kıyaslanabilirdi?

 “Bu olmayacak!” Ancak Li’er soğukça söyledi.

Qin Yu şaşırdı.

“Qin Yu, bu sıkıştırmayı üstlenmen konusunda dikkatsiz olamazsın. Size uzun zaman önce söylediğim gibi, bu 9’da 6 Göksel Sıkıştırma kesinlikle sandığınız kadar basit olmayacak. Xiao Hei’nin 9’da 6 Göksel Sıkıştırmasını görmediniz mi? Eğer Di Nai'yi size karşı kışkırtacak olursanız ve size saldırmak için bundan yararlanırsa, gerçek bir karmaşa içinde olacaksınız.” Gözleri gerçekle doluydu.

Qin Yu’nun kalbi ısındı.

“Endişelenmeyin, Li’er Hanım. Bu planı doğal olarak tasarladım, Xiao Yu'nun tehlikeyle yüzleşmesine izin vermeyeceğim. Zaman geldiğinde, aramızdaki en güçlü olan Hou Fei'nin bir tarafa saklanmasına yardım edeceğim. Di Nai belirirse, Hou Fei onu hemen öldürecek.” Xu Yuan, kayıtsızca söyledi.

Fakat Li’er şöyle dedi: “Onu öldürmek mi? Bu Di Nai, Fei Fei kadar güçlü değil, ancak intikam almak için de istekli. Kesinlikle her yola başvuracaktır. Kendisini patlatırsa, belki Qin Yu'yu etkileyebilir. Ayrıca, bu sıkıştırmadan geçmek çok tehlikeli olacak. Yani, beklenmeyen bir şey olursa, bu korkunç olur.”

Xu Yuan ürktü sonra Qin Yu'ya baktı: “Xiao Yu, bu planım biraz cüretkâr. Şimdilik kullanmayalım.” İlk başta, Qin Yu'nun sıkıştırmayı çok kolay aşabileceğini düşündü, ama şimdi, Li’er'in söylediğine göre, o kadar tehlikeli görünüyordu ki, Qin Yu biraz dikkatsiz olursa, muhtemelen ruhu yok olacaktı.

Li’er ayrıca Qin Yu'ya baktı.

“Tamam, tamam, bu planı kullanmayacağım, tamam mı?” dedi Qin Yu ona gülümseyerek.

......

Okyanusun dibindeki bu isimsiz dağlık bölgede,

“Qin Yu bir sıkıştırma mı yaşayacak?”

Di Nai şok oldu. Sonra Aniden Yan Xin’in kollarını tuttu ve gözlerini kamaştıran gözlerle şöyle dedi: “Bu Qin Yu fella bir sıkıştırmaya girecek. Bu, 9'da 6 Göksel sıkıştırma olabilir mi? Yan Xin, bu konuda şaka yapamazsın. Bana gerçeği söyle!” İnsanları yutmak istiyormuş gibi gözüken gözleri vardı.

Di Nai'yi böyle görünce Yan Xin aceleyle şöyle dedi: “Vadi ustası, aldığım haberlere göre, Qin Yu 3 buçuk ay sonra Qian Long kıtasına nispeten yakın olan Dik Taş Adası’nda sıkıştırmaya uğrayacak… Bu haberi kasten yaymışa benziyor.”

 “Üç buçuk ay sonra Dik Taş Adasında mı?”

Di Nai alçak sesle mırıldandı, sonra başını kaldırdı, gözleri soğuklukta yanıp sönüyordu. “Kasıtlı olarak haberi mi yaydı? Tabii ki Qin Yu'nun bunu kasıtlı olarak yaptığını biliyorum. Bu haberi yaymasaydı, bunu nasıl bilebilirdik?”

“Vadi efendisi, Qin Yu kesinlikle seni ona gelmeye teşvik etmek istiyor.” dedi.

Di Nai soğuk bir gülüşle: “Tabii ki beni çıkarmak istediğini biliyorum.”

 “Vadi efendisi…” Yan Xin ve Yan Mou şaşırdı.

Di Nai’nin gözleri daraldı: “Zamanında 3 ağabeyimin gönderdiği bilgiye göre, Qin Yu, Qin hanedanının oğlu. 100 yıldan daha az bir süredir pratik yapıyor, ancak çok kısa bir sürede çok büyük bir güç seviyesine ulaştı… Eğer bu şekilde devam ederse, benimle arasındaki güç farkı daha da büyüyecek ve intikam alma umudum ve ihtimalim gittikçe daha da azalacak!”

Yan Xin ve Yan Mou susuyorlardı.

Gerçekten de Qin Yu’nun kimliğini biliyorlardı. O zaten çok kısa bir süredir pratik yapmakta olan çok yüksek bir güç seviyesinde biriydi. Bu hızla ilerlemeye devam ederse, Di Nai ve onun arasındaki güç farkı sadece daha büyük ve daha da büyük olacaktı.

“Hou Fei’ye gelince, olağanüstü bir ilahi canavar. Zamanında kardeşlerim ve ben güçlerimizi birleştirsek bile hala onunla eşleşemiyorduk. Ağabeyime göre, birkaç yıl önce 9'da 6 Göksel Sıkıştırmaya geçti. Şimdi geçmişte olduğundan daha güçlü olmalı, bu yüzden onunla denk değilim!”

“Vadi efendisi, intikam almak aceleye gelmemeli.” Yan Xin ve Yan Mou endişelenmeye başladı.

Ancak Di Nai, soğuk bir ses ile: “Acele edilmemeli, ama ben farklıyım. Eğer harekete geçmemeye devam edersem, sonrasında kesinlikle hiçbir şansım kalmayacak.” dedi.

“Yan Xin, Yan Mou, şu anda sadece Qin Yu’nun akrabalarının hayatını almayı planlıyorum. Niye? Çünkü Qin Yu ve Hou Fei'ye karşı şansım yok. Ama Qin Yu’nun akrabalarını şahsen öldüremem. Belki de Qin Yu ve Hou Fei başkentte benim için gülüyorlar.”

Di Nai deli gibi gülüyordu: “Ha-ha, Qin Yu'nun akrabalarını öldürmek istiyorum, ama şahsen harekete geçmeye cesaret edemiyorum. Sadece burada kalabilirim. Burada kalmamın yararı ne? Tamamen işe yaramazım! Öyleyse gidip bu umudun sadece parıltısını görmem daha iyi olur!”

“Yan Xin, Yan Mou.”

Di Nai aniden 2 Yan kardeşine baktı.

“Evet, vadi efendisi.” Ona bakıyorlardı.

“Siz ikiniz iyi dinleyin. Vadide kalsam bile, Qin Yu’nun akrabalarını öldürme umudum olmayacak… Bu nedenle, daha sonra vadideki meseleleri ele alacak ve Hayalet ekibinin meselelerini idare edeceksiniz. Unutmayın… Qin Yu’nun akrabalarını öldürün.”

Di Nai’nin gözleri kızardı: “Bana gelince, intikam alma şansını deneyeceğim. Qin Yu bir tuzak kuruyor, ancak… Ölmek zorunda olsam bile, sıkıştırmanın üstesinden gelememesine, böylece ruhunu tahrip etmesine neden olacağım!”

“Siz ikiniz, kesinlikle vadiden sorumlu olacağınıza ve Qin Yu’nun akrabalarını öldüreceğinize yemin edin.” Di Nai, Yan Xin ve Yan Mou'ya bakıyordu.

Onları ant içmeye zorluyordu çünkü Xiuzanistler ant içtikten sonra sözlerinden geri dönemezler.

Yan Xin ve Yan Mou birbirlerine bir bakış atıyorlar, ancak Di Nai'nin gözündeki o korkunç bakışla yüzleştikten sonra yemin etmekten başka çareleri yoktu. Reddederlerse, muhtemelen onları hemen öldüreceklerini biliyorlardı, çünkü zaten saplantılı hale çoktan gelmişti.

“Ben, Yan Xin, cennet üzerine yemin ederim, vadideki meselelerden kesinlikle sorumlu olacağım ve Qin Yu’nın klanının üyelerini öldürmek amacıyla her şeyi yapacağım. Asla pes etmeyeceğim. Eğer pes edersem, ruhum Cennetten gelen yıldırımlar tarafından yok edilecek.”

“Ben, Yan Mou, cennet üzerine yemin ederim ki vadideki meselelerden kesinlikle sorumlu olacağım ve Qin Yu’nın klanının üyelerini öldürmek amacıyla her şeyi yapacağım. Asla pes etmeyeceğim. Eğer yaparsam, ruhum Cennetten gelen yıldırımlar tarafından yok edilecek.”

İki kardeş aynı anda yemin etti.

“Çok iyi, çok iyi.” Di Nai bunu gördüğünde, yüzü gülümseyen bir ifadeyle doldu.

“Bundan sonra, bazı gizli saldırgan silahlar yapmak için kendimi kapatacağım. Vadideki işleri size bırakacağım. O gün geldiğinde, kendim görüneceğim… Unutmayın, beni hiç rahatsız etmeyin.” Koluyla bir dalga hareketi yapar ve hemen ayrılır.

Yan Xin ve Yan Mou kalplerinde acı hissederek bir bakış attılar.

İlk başta, Di Nai'nin o gün ölmesi durumunda, huzurlu günler yaşamak için her şeyden vazgeçmeyi planlamışlardı. Fakat şimdi, Di Nai tarafından bir yemin etmeye zorlandılar, bu yüzden yeminlerini çiğnemelerine izin verilse bile, buna cesaret edemezlerdi.

......

Prens Yu’nun Konağı’nda,

Qin Yu ve Hou Fei doğrudan uçup gidiyorlardı. Altlarında Qin De, Qin Feng, Qin Zheng, Li’er ve diğerleri de onları izliyordu.

Qin Yu'nun ayrıldığını görünce, Li'er kafasını hayal kırıklığı içinde sallar, kendi kendine konuşur: “Ağabey Qin Yu, bu haberi yaydın. Di Nai'yi öldürmek uğruna kendinizi tehlikeye atmaya istekli olduğunuzu düşünmemiştim… Ancak, Fei Fei yanınızda ve o şeyle birlikte… Bir sorun olmamalı. Umuyorum 9’da 6 Göksel Sıkıştırma sırasında çok fazla sorun yaşamayacaksınız.”

...

Qin Yu ve Hou Fei yan yana uçuyorlardı.

“Fei Fei, o Dik Taş Adası'na ulaştıktan sonra, kutsal duyularını her zaman yaymaya devam edeceksin. Eğer bu Di Nai ortaya çıkarsa, onu hemen öldürmek için parçala. Ondan korkmamama rağmen, Li’er'in söylediklerinin doğru olduğunu hissediyorum. Bu 9’da 6 Göksel Sıkıştırma beklentilerimin çok ötesinde geçecek.” Qin Yu'nun ifadesi ciddiydi.

“Endişelenme, abi. Ne olursa olsun, Di Nai’nin sana dokunmasına izin vermeyeceğim.” Hou Fei güven vererek söyledi.

Qin Yu bir gülümseme verdi. Aslında, kalbinde, her zaman Di Nai'ye yukarıdan bakmıştı.

Eğer bu Di Long ya da Di Jian olsaydı, biraz da olsa dikkat etmesi gerekiyordu, ama bu Di Nai, yani tehlike seviyesi çok daha düşüktü.

Dahası, 9'da 6 Göksel Sıkıştırma sonrası Hou Fei, Di Long ve Di Jian'ı bir sopayla bile alt edebilirdi. Bu sefer Xiao Hei gelmedi çünkü Qin Yu, onu, Qin De ve diğerlerini korumak için geride kalmaya zorladı. Di Nai'nin, başkente saldırabilmek için avantajı eline geçirdiğini düşünmesinden ve başkentte çok az uzman olduğunu düşünmesinden korkuyordu.

Qian Long kıtasından uçup bir süre güneye gittikten sonra ıssız bir adacık gördüler. Bu ada aynı zamanda Qin Yu’nun Göksel Sıkıştırması için seçilmiş yeriydi.