Stellar Transformations - Bölüm 8.8: Cesur ve Kurnaz

---

Çevirmen: Darkcack

Editör: ÇHY

 

 “Azure Ejderha.” Rahip Yan Xu, biraz rahatsız olarak, Azure Ejderha’ya bakar.

 

Bu sefer, böyle bir karmaşanın ana sebebi Azure Ejderha’nın ateşe gizlice benzin eklenmesiyle bir ilgisi olmalıydı. Ancak, bunun yeterince kaotik olmadığını düşünen Azure Ejderha, Qin Yu'ya desteğini vermeye başlamıştı bile. Saygıdeğer Yan Xu, şu anda Qin Yu'nun her an patlamaya hazır barut olduğunu düşünmekteydi.

 

Azure Ejderha gülümseyerek kafasını sallar ve şöyle der: “N'aber, Yan Xu? Qin Yu benim iyi bir kardeşim. Yıldız Kulesi ayrıca sualtı Xiuyaoistlerinin de bir gücüdür. Her neyse, Azure Ejderha Sarayım su altındaki lider olarak kabul ediliyor. Eğer kardeşimi desteklemeseydim, onun yerine yaşlı moruğu mu desteklemeliydim?”

 

10'dan fazla Xiuzanist, Rahip Yan Xu'nun yanına gitti. Liderleri şöyle dedi: “Rahip Yan Xu, bu Yıldız Kulesi ustası bizi ve diğer Xiuzanistleri katletmek için üstün güce dayandı. Bizler için dengeyi düzeltebileceğinizi umuyoruz.”

 

 “Bizim için dengeyi düzeltebileceğinizi umuyoruz.” 10 garip Xiuzanist liderleri ile birlikte söylediler.

 

Bunu duyan Qin Yu, onlara karşı doğruluyor ve buz gibi bir bakış atıyor. Xiuzanistlerin kalpleri titremişti. Bilinçsiz olarak Peder Yan Xu'ya bakıyorlardı. Chaoyang okulunun müritleri yok edildi ve Qin Yu, Dongfang Nian'ı kendi elleriyle öldürdü, bu yüzden hala öfkeli olmasına rağmen, durumu sakin bir şekilde düşünebilirdi.

 

Aslında Qin Yu, kana susamış bir tip değil. Çocukluğundan beri pek gerçek arkadaşı veya akrabası olmadığından, her arkadaşa ve akrabaya çok değer verirdi. Efendisinin öldürülmesi, babasının ve Fengyuzi’nin kolunun koparılması, onun içinde son derece büyük bir düşmanlığa yol açtı.

 

Babasının uğruna bir düşmanla birlikte yok olmaya istekliydi. Akrabalarının onun için ne kadar önemli olduğunu hayal etmek zor olmamalıydı.

 

Qin De’nin ve Fengyuzi’nin kolunu kesmek aynı zamanda Dongfang Yu’nun hayatında yaptığı en büyük hataydı. Neyse ki, sadece her birinin bir kolunu kopardı. Eğer Qin De'yi öldürmüş olsaydı, belki de şimdiye kadar Qin Yu, bu sakinlik belirtisini çoktan kaybederdi ve burada tüm Xiuxian'lıları öldürürdü ve Ming hanedanı bile bunun içine karışırdı.

 

"Kapa çeneni. Rahip'in bu konuyla nasıl başa çıkacağını bilmediğini mi düşünüyorsun?” Rahip Huo Tian, ​​öfkeyle azarladı.

 

Bir anda, bu 10 garip Xiuzanist artık bir şey söylemeye cesaret edemedi. Milyonlarca kilometrelik bir yarıçaptan gelen sadece Xiuxian'lılar olarak, doğaldır ki Penglai Ölümsüz Bölge’nin 3 büyük liderinin statüsünde yetersiz kalıyorlardı ve bu nedenle azarlandıklarında tek kelime söylemeye cesaret edemediler.

 

 “Görgü duygusu olmayan bir avuç salak.” Azure Ejderha gülerek söyledi. 10 garip Xiuxianistin liderine baktığı çok açıktı.

 

Bu Xiuxian'lılar durumu anlamıyor mu?

 

Bireysel güç açısından Azure Ejderha, denizaşırı Xiuzhen dünyasının 1 numaralı uzmanı. Kuvvetler açısından, Yıldız Kulesi'nin 10.000 kişilik güçlü ordusu, kalan 2000 Xiuzanisti toza karıştırmak için yeterliydi. Fakat bu Xiuzanistler hala saçma bir ümitle, Rahip Yan Xu'nun dengeyi düzeltebileceğini umuyordu. Peder Yan Xu bir aptal mı?

 

 “Beyler, bu konuyu kesinlikle ele alacağım. Önce herkes dinlenmeye dönse iyi olur.” Rahip Yan Xu, 10 garip Xiuzanist liderine gülümseyen bir şekilde anlattı.

 

Bu Xiuzanistlerin kalpleri ısındı. Derhal eğilirler ve geri çekilirler, hayatta kalan Xiuzanistleri kendi evlerine geri götürürler. Bazı Xiuxian'lar hala oldukça kızgın olsalar da, Yıldız Kulesinin büyük ordusunu gördüklerinde hiçbir şey söylemeye cesaret edemediler.

 

 “Oh, kule ustası Qin Yu nerede?” Xiuxian'lılarla konuştuktan hemen sonra Rahip Yan Xu, Qin Yu'nun çoktan kaybolduğunu fark etti.

 

Azure Ejderha gülerek: “Yan Xu, Qin Yu, oraya gitti. Arkanı dön ve bir göz at. Oh, kardeşim Qin Yu’nun öldürme niyeti çok güçlü. Bence kesinlikle iyi bir şov olacak.” Bunu söyledikten sonra, Azure Ejderha Qin Yu'nun peşinden gitti.

 

Saygıdeğer Yan Xu bir göz atmak için arkasını döner. Qin Yu'nun Dongfang Nian’ın evine doğru adım adım yürüdüğünü gördü.

 

Xiumo gizli tekniği Ruh Sorgusu kullandığı için, Qin Yu zaten Dongfang Yu'nun o evden başka yerde saklanmadığını biliyordu. Qin Yu, kutsal hissini tazeleyerek, şu anda Dongfang Nian’ın evinde sadece bir adam olduğunu keşfetti. Bu adam Yuanying'in başlarında ve vücudundaki element enerjisi Chaoyang okulunun tipik bir örneğiydi. Ayrıca, Dongfang Nian'ınkine çok benziyordu.

 

 “Dongfang Yu.” Qin Yu’nun ağzının köşelerinde hafif soğuk bir gülüş belirdi. “Hâlâ babasına itaat ediyor.”

 

 Qin Yu’nun aklında, bu adamın Dongfang Yu olduğuna şüphe yoktu.

 

Adım adım, Qin Yu hiç uçan teknik kullanmaz ve yavaş yavaş bir adım bir adım yaklaşır. Kutsal duyusunun kapsamı altında, Dongfang Yu'nun kaçması imkansızdır. Qin Yu’nun bedenindeki öldürme niyeti de yavaş yavaş yoğunlaşıyordu.

 

 “Dongfang Yu!”

 

Qin Yu’nun sesi aniden yükseldi—

 

Şu anda, bir dakika Dongfang Yu'ya bir yıl gibi geliyordu çünkü dışarıdaki kavgaların yüksek seslerini, çeşitli Xiuzanistlerin acı çeken öfkeli çığlıklarını ve 5000 Şimşek Avucunun neden olduğu korkunç patlamaları duyabiliyordu. Ancak şimdi düşmanlarının ne kadar güçlü olduğunu biliyordu.

 

 “Gerçekte kimdi? Beni öldürmek isteyen kimdi?”

 

Dongfang Yu, gerçekte kimi kırdığını bilmiyordu. Hayatını çok akıllıca yaşadığına inanıyordu çünkü zorlu kişilere karşı saygısızlık etmeye cesaret etmedi. Böyle bir davranış tarzı ile, birisini nasıl kırabilirdi? Dongfang Yu sadece anlayamıyordu.

 

Mücadele sesleri durdu.

 

Fakat Dongfang Yu daha da korktu.

 

"Bitti mi? Sonuç nedir? Neden babam bana sonucu anlatmaya gelmedi? Chaoyang okulum ve hatta babam kaybettiği için olabilir mi? Olmaz, bu kesinlikle imkansız.” Başını sallarken soğuk terler sürekli alnından akıyordu.

 

Sadece bu evden yarım adım dışarı çıkmaya cesaret edemiyordu. Sadece burada kalabilirdi.

 

 “Dongfang Yu!”

 

Bu ses yükseldikten hemen sonra, Dongfang Yu, “Ya Dongfang Yu ölür ya da hepiniz…” diyen sesle aynı olduğuna hemen anladı. Şimdi, bu sesi duyunca kalbi titriyordu.

 

......

 

“Dongfang Yu, ölmek için dışarı çık.”

 

Qin Yu yavaş yavaş adım adım ileri doğru ilerlerken söylüyordu.

 

Qin Yu Kutsal duyusunu kullanarak, Dongfang Yu'nun şu anda korku içinde olduğunu açıkça görebiliyordu. Ona işkence etmek ve sinirlenmek için onu korkutmak istiyordu. Qin Yu hedefine doğru yavaşça ilerlemeye devam etti.

 

Saygıdeğer Yan Xu ve Azure Ejderha, Qin Yu’nun şu anki hareketlerinin sebebini tamamen anlıyordu.

 

 “Zavallı küçük velet Dongfang, kahretsin, ona insanlara saldırmasını kim söyledi?” Azure Ejderha bir tarafta alaycı bir açıklamada bulundu.

 

 “Dongfang Yu, kule ustası Qin Yu’nun ustasını öldürdü ve babasının ve amcasının kolunu kesti. Kule ustası Qin Yu'nun bu şekilde davranması için yalnızca kendisini suçluyor.” Rahip Yan Xu iç çekip rahatlayarak söylemişti. Dongfang Yu için biraz üzgün görünüyordu.

 

Azure Ejderha dudaklarını kıvırıp şöyle dedi: “İkiyüzlü.”

 

2 büyük gücün lideri olarak, hem Azure Ejderha hem de Rahip Yan Xu, yumuşak kalpli değillerdir. Aslında, şu anda Dongfang Yu'ya hiç sempati duymuyorlardı. Saygıdeğer Yan Xu’nun acısı sadece bir pozdu.

 

Xiuzanistler cennete giderler ve sık sık birbirleriyle hazineler için savaşırlar. Onlar için güç en önemli şeydir! Azure Ejderha ve Rahip Yan Xu yumuşak kalpli kalsaydı, belki de kaç yıl önce kimse bilmeden ölmüş olurlardı.

 

Sadece sıradan bir Dongxu aşamasında Xiuzanist iseniz, eğer iyi huylu ve yumuşak kalpliyseniz, insanlar sizin aptal olduğunuzu düşüneceklerdir. Diğer insanlar zalimken iyi huyluysanız, etrafınızdaki tehlikelerin gizlendiği Xiuzhen dünyasında hayatta kalabilmeniz çok garip bir şey olacaktır.

 

Cennete karşı çıkarken, yanlış bir adım 1000 yıl süren zorlu süreçleri silip atacaktır, bu nedenle çoğu Xiuzanist sert düşünür. Dışarıdan iyi kalpli görünen kişiler bile kararlı ve acımasızdır. Çok önemli bir anda, hiçbir merhamet göstermeyeceklerdir.

 

Azure Ejderha, Rahip Yan Xu, Teng Shan, Rahip Huo Tian, ​​Rahip Di Feng ve 2 Azure Ejderha Sarayı gardiyanı Qin Yu'yu izliyorlardı. Kutsal duyuları sayesinde, Dongfang Yu’nun dehşete kapılmış halini açıkça görebiliyorlardı. Qin Yu’nun sözleriyle çok korkuyordu.

 

Ölüm hiç dehşet verici değildir. Fakat ölümün gelişini beklemek zorunda kalmak çok korkunç olmalıydı.

 

Qin Yu, o evin ön kapısının dışına ulaştı. Öldürme niyeti o kadar güçlüydü ki, evdeki Dongfang Yu bile bunu tamamen hissedebiliyordu.

 

“Ah!”

 

Dongfang Yu’nun yüzü aniden korkutucu derecede vahşi hale geldi. Artık dayanamıyordu. Bir çığlık ile tüm vücudundaki enerjiyi harekete geçirdi ve hemen uçan kılıcını doğrudan gökyüzüne uçmak için sürerek anında en yüksek hızına ulaştı.

 

Qin Yu, göz açıp kapayıncaya kadar altın ışık huzmesine dönüştü.

 

Bang!

 

Altın ışık huzmesi daha sonra başladı, ancak hızla Dongfang Yu'nun üstüne çıktı. Daha sonra, kocaman bir altın avuç ortaya çıktı ve Dongfang Yu'yu çarparak sırtından vurdu. Dongfang Yu hemen bir çivi gibi saplandı.

 

 Dongfang Yu’nun bedeni, avlu evinin bazı mavi taşlarına şiddetli bir şekilde çarptıktan sonra, zemin bir süre sallandı. Mavi taşlı levhalar hemen kırıldı, Dongfang Yu’nun tüm vücudu kanıyordu. Zor bir şekilde kollarında kendini destekledi. Ayağa kalkmak istiyordu ama iç organları çok ağrıyordu, bir ağız dolusu kan tükürdü.

 

Qin Yu, birden Dongfang Yu'nun önünde belirir.

 

Dongfang Yu, Qin Yu’nun ayaklarını görür ve Qin Yu’nun buz gibi soğuk yüzüne bakmak için başını kaldırır. Daha sonra etrafa bakar ve terörde şöyle sorar: “Babam nerede? Babam nerede? Chaoyang Okulumun adamları nerede?”

 

 “Bundan sonra Chaoyang Okulu yok.” Qin Yu soğuk bir şekilde söyledi.

 

Dongfang Yu hemen tepki veremiyor. Bir an sonra, Qin Yu’nun söylediğini anlıyor. Chaoyang Okulu yıkıldı!

 

“Neden? Bunu neden yapmak istiyorsun? Seni nerede yaraladım? Neden bu kadar acımasızsın?” Şimdi bile, Dongfang Yu zihinsel olarak çökmedi çünkü okul üyelerine değer vermiyordu. Değer verdiği kendi küçük hayatıydı.

 

Kalbinin alt kısmında hâlâ son umut ışığı duruyordu!

 

"Beni öldürmek istiyorsun? Öyleyse bana seni nasıl kırdığımı söyleyebilir misin? Bana açıkça söylemezseniz, kaderime boyun eğmem.” dedi. Dongfang Yu.

 

Ne olursa olsun, güçlü insanlara asla zarar vermediğine inanıyordu. Öldürdüğü insanlar, üzerinde durduğu minik detaylardı. Sadece büyük balıkları öldürmeye cesaret etmemişti.

 

 “Jia Ling Geçidindeki savaşta Qin hanedanının Generali Zhao Yunxing'i öldürdünüz, değil mi? General Zhao Yunxing benim ilk ustamdı.” Qin Yu, buz gibi, düz bir sesle söyledi.

 

Dongfang Yu’nun yüzü hemen solmaya başladı.

 

Generalin doğal bir şiddet havası olduğunu hatırlıyor. Dongfang Yu ile yüz yüze kalsa bile, general kendi hayatını düşünmeden şiddetle saldırmıştı. Başlangıçta, Dongfang Yu, dikkatsizliği nedeniyle vücudunu temel enerjiyle korumadı, bu yüzden bir yaralanma geçirdi. Sonunda o generali öfkeyle öldürdü. Ancak, ölümünden sonra bile, general hala Dongfang Yu'da öfkeye neden oluyordu.

 

 “Qin hanedanının şu anki 2 Shangzian’ı, biri babam diğeri ise amcam.” Qin Yu devam etti.

 

Dongfang Yu’nun tüm vücudu donuyordu. Gözleri korkudan dönmek üzereydi.

 

 “Nasıl yapabilir, nasıl yapabilir…” Dongfang Yu mırıldanıyordu. Gözleri cansız hale geldi. Şimdi artık hayatta kalma umudu yoktu.

 

Qin Yu’nun elinde altın bir ışık yanıp sönüyordu. Birkaç ışık Dongfang Yu’nun vücuduna ateş etti ve yuanying’ini tamamen mühürledi. Qin Yu’nun mevcut gücü göz önüne alındığında, Dongfang Yu'nun mührü kırma şansı yoktu.

 

 “Koruyucu Liang Tan, yüzlerce güçlü bir ekip seçin ve bu Dongfang Yu'ya başkente kadar eşlik edin, böylece babam ve erkek kardeşler onunla başa çıkabilir ve hepiniz için kalacak yer sorununu ele alabilirler.” Qin Yu doğrudan bir emir verdi. Evin dışındaki 4 gardiyan arasında bulunan koruyucu Liang Tan, gecikmeden emri aldı.

 

......

 

 “Majesteleri, şehir dışında Ölümsüzler Bölgesi’nde ağır çatışmalar başladı. Ölümsüzler Bölgesi’nde kalan birçok Shangzian çoktan öldü.” Zhu Yan'ın yanındaki yaşlı bir hadım saygıyla söyledi.

 

Şu anda, Zhu Yan’ın tavrı, Qin Yu tarafından yakalandığında yaptığı utanç verici tavırdan tamamen farklıydı.

 

 “Çok kişi öldü mü? Bu siyah kafalı kapüşonlu bunu tek başına yapmış olabilir mi?” dedi kaşlarını çatarak.

 

Yaşlı hadım şöyle diyor: “Yapamadı. Şehir kapısı kulelerinden izleyen uzmanlara göre, başlangıçta siyah cüppeli adam tek başına savaş mücadelesi verdi, ancak daha sonra… Çok sayıda Shangzian geldi. Bütün gökyüzünü kapladılar. Bu Shangzian grubu, geçmişte memnuniyetle karşıladığımız Shangzian'ı sayısını aştı. Ancak bu Shangzianlar siyah cüppeli adamın yanındaydı.”

 

Zhu Yan anlıyordu.

 

Yaşlı hadım devam etti: “Siyah cüppeli adam Ölümsüzler Alemi’nde birçok Shangzian'ın ölümüne yol açan bir emir verdi. Majesteleri, o sırada biliyor musunuz, sayısız şimşek çaktı? Bu sahne, şehir kapısı kulelerindeki bütün memur ve askerleri ölümüne korkuttu.”

 

 “Şu siyah cübbeli Shangzian şuan nerede?” Zhu Yan hafifçe kaşlarını çatarken soruyordu.

 

Yaşlı hadım şöyle diyor: “Hâlâ Ölümsüzler Bölgesi’nde. Şehir kapısı kulelerinden izleyen uzmanlara göre, ölümsüzler bölgesinin liderleri, daha sonra ortaya çıktı ve siyah cüppeli adamla biraz konuştu. Şimdiye kadar, siyah cüppeli adam Ölümsüzler Bölgesine çoktan girmiştir.”

 

“Ah…”

 

Zhu Yan düşündü. Yaşlı hadım bir kelime söylemeye cesaret edemiyordu.

 

Ming hanedanı çöküşe yönelmişti ama Zhu Yan’ın hükümdarlığı sırasında emperyal gücü büyük ölçüde arttı. Her ne kadar Zhu Yan güzel kadınlar için yalvarsa ve hatta yozlaşmış, samimiyetsiz yetkilileri kullanmış olsa da, imparatorluğunun gücü durmaksızın gelişiyor ve ordusu da giderek güçleniyordu.

 

 “Ölümsüzler Bölgesine bir ziyaret için hazırlanın. Bu siyah cüppeli Shangzian'la tekrar tanışmak istiyorum.” Zhu Yan birden emir verdi.

 

 “Majesteleri.” Yaşlı hadım büyük ölçüde şok oldu. “Majesteleri, bu siyah cüppeli adam, emperyal dinlenme evine zarar veren biri. Onun gücü çok korkunç…”

 

 “Ne?” Zhu Yan soğuk bir iç çekerek hadıma buz gibi bir bakış attı.

 

Hadımın kalbi hızla atıyordu. Başka bir şey söylemeye cesaret edemez ve emri alır. Bu Yaşlı hadım Zhu Yan’ın altındaki gizli ordunun lideriydi. Xiantian seviyesinin zirvesine ulaşmış bir uzman ama yine de Zhu Yan'ın önünde dikkatlice hareket etmek zorundaydı.