Stellar Transformations - Bölüm 8.1: Qin Yu'nun Dönüşü: Eve Dönmek

---

Çevirmen: Darkcack

Editör: ÇHY

 

Qian Long kıtasının büyük bir nüfusu var.

 

Qin Yu ve onlarca Xiuanistler bulutların arasından uçuyor.

 

Onların çok altında, sayısız insanın silueti ve yemek pişirmekten dolayı dumanlar vardı. Sınırsız okyanuslara kıyasla, Qian Long kıtasının gerçekten çok fazla insanı var. Burada, bir kasabada on binlerce insan var ve büyük bir şehir yüz binlerce insana sahip.

 

"Bu, Qian Long kıtasındaki 3 büyük hanedandan, Ming hanedanlığıdır."

 

Qin Yu derin bir nefes alır. Bulutların arasından uçmasına rağmen, altı duyusunun keskinliği göz önüne alındığında, hâlâ o tanıdık dünyevi koku hissedebiliyor. Okyanusta, bu tür dünyevi kokuları hissedemiyordu. Burası evinin kokusu.

 

“Ağabey.” Hei Yu ışıldayan gözleriyle Qin Yu’ya baktı. Qin Yu gülümsemesine engel olamadı.

 

Geçmişte, bir çocuk ve genç bir kartal olan Qin Yu ve Hei Yu, aynı patikada ilerledi ve hem iyi hem de kötü günlerde birbirlerine kenetlendi. Daha sonra, Qian Long kıtasını terk ettiler ve su altı Xiuyao dünyasında dalgalar yarattılar. Neredeyse 10 yıl oldu ve bugün Qin Yu ve Hei Yu geri döndü.

 

“Sorun nedir, Qin Yu?” Li, usulca soruyor.

 

Qin Yu bir gülümsemeyle: “Burası benim evim. Benim evim Qian Long kıtası. Şimdi altımızda 3 büyük hanedandan Ming hanedanı var. Ailem Qin hanedanında.” Hiçbir şey saklamıyor ve etrafındaki Xiuanistlerden de korkmuyordu.

 

Azure Ejderha Sarayı, Mavi Su Konağı, Penglai Ölümsüz Bölgesi ve diğer güçler ona bir bakış attı.

 

Bu Xiuanistlerin hepsi son derece iyi bir duyuşa sahipler, bu yüzden doğal olarak bu sözleri duydular. Onların gözünde Qin Yu, su altı Xiuyao dünyasından Yıldız Kulesi'nin ustasıdır, ancak… Qin Yu, Qian Long kıtasından mı?

 

“Ne? Herkes çok meraklı, değil mi? Ah, sana şeytani bir canavar olmadığımı söylemeyi unuttum. Ben bir insanım.”

 

Qin Yu, mevcut Xiuanistlere bakar ve kayıtsız ve acımasız bir şekilde söyler.

 

Hepsi şaşırdı. Qin Yu'nun Qian Long kıtasından olduğunu duyunca zaten şüphelenmişlerdi. Şimdi, Qin Yu açıkça söylediğine göre, onun bir insan olduğundan tamamen emindiler.

 

“Neden herkes bana bakıyor? Xiuyao sualtı dünyasında bir insan kalamıyor mu, bu olabilir mi? Ayrıca, ikinci kardeşim Hou Fei ilahi bir canavardır. Yıldız Kulesi'nin ustası olmaya yetkin olmadığımı mı düşünüyorsunuz?” Qin Yu onlara biraz soğuk bakış attı.

 

Azure Dragon yüksek sesle güler ve şöyle der:  “Ha-ha… Gerçekten sana hayranım kardeş Qin Yu. Sen bir insansın ama sualtı Xiuyao dünyasına girmeye cesaretin var. Ne tür bir Xiuanist olduğunun önemi yok, güçlü olduğun sürece, kim kulenin efendisi olma uygunluğunuzdan şüphe etmeye cesaret edebilir ki?”

 

“Üç Gözlü, herhangi bir şüphen var mı?”

 

Yaşlı Üç Gözlü, yeşil saçları dalgalanırken gülümseyerek şöyle dedi: “Ne şüphesi? Kardeş Qin Yu yalnız başına yeterince güçlü. Ayrıca, kardeşi Hou Fei ilahi bir canavardır. Kuşkusuz Yıldız Kulesi’nin ustaları olmayı hak ediyorlar.”

 

Azure Ejderha Sarayı ve diğer üç Mavi Su Konağı’nın büyük gücü bunu söylediğinde, Dokuz Şeytan Salonu hâlâ bunu sorgulamaya çağırmaya cesaret edebilir mi?

 

“Gerçekten cesursun, kule ustası Qin Yu. Sana hayranım. Gerçekten hayranım. ” Di Long belirsizce söyledi, ancak Di Jian ve diğerleri hiçbir şey söylemedi.

 

Di Long’un alaycı sesini fark etmiyor gibi görünen Qin Yu, bir selam vererek: “Bu Qian Long kıtası benim bölgem. Burada patron olarak kabul edilebilirim, bu yüzden sizi ağırlamak için elimden geleni yapacağım. İlk önce Qian Long kıtasını herkese tanıtmama izin verin.”

 

“Öyleyse sana teşekkür etmek zorundayım, kule ustası Qin Yu.” Rahip Yan Xu bir gülümsemeyle söyledi.

 

Yi Da, Qin Yu'ya merakla baktı.

 

Qin Yu gülümseyerek:  “Bu Qian Long kıtası, 3 büyük hanedana; Qin hanedanı, Ming hanedanı ve Han hanedanlığına bölünmüştür. Her birinin birkaç milyar insanı var ve bir araya getirildiğinde 10 milyar gibi şok edici bir nüfusa sahipler.”

 

“10 milyar!” Azure Ejderha haykırdı. “Ölümlüler gerçekten çok olmalı. Denizaşırı Xiuzhen dünyası bu Qian Long kıtasından daha büyük olsa da, 10 milyondan daha az Xiuanist var. Ancak buradaki ölümlülerin sayısı 10 milyar civarında.”

 

Saygıdeğer Yan Xu bir gülümsemeyle şöyle dedi: “Ölümlüler çoktur, ancak çok zayıflar. Onlar basitçe bizim Xiuanistlerle aynı ligde değiller.”

 

“Haklısın, Rahip Yan Xu. 10 milyar? Gerçekten hepsini katletmek istesek, sadece 100 Xiuanist yeterli olacaktır. Bu kıtanın nüfusunu kesinlikle yok edebiliriz.” Mor Alev Şeytanı Zindanı’ndan büyük bir adam söyledi. Bu adamın uzun, tamamen kan kırmızısı saçları vardı.

 

Yi Da soğuk bir iç çekmeyle: “Jiao Jiu, Yanmo okulunun imha edilmesini istiyorsan, onları katledebilirsin.” diyor.

 

Bu kez Yi Da, Jiao Jiu ve Situ Xue'yi beraberinde getiriyor. Bu 2 kişi de Kongming'in erken safhasına ulaşmış ve geçmişte 3 yıl boyunca Yi Da tarafından hapsedilmiş.

 

“Sadece söylüyorum.” Jiao Jiu homurdandı.

 

Qin Yu devam ediyor:  “Qian Long kıtasında birçok ölümlü var, ama aynı zamanda birçok şeytani canavar da var. Bu kıtanın doğusunda, çok sayıda şeytani canavarın bulunduğu devasa bir vahşi alan var. Ne kadar derine girersen, o kadar zorlu şeytani canavarlar görebilirsin. Bu vahşi doğanın derin kısımları Dujie ve Dacheng aşamasında şeytani canavarlara sahip olabilir. ”

 

Qin Yu bu cümleleriyle doğruyu söylüyordu.

 

Lei Wei'nin geride bıraktığı bu vahşi doğa hakkında konuşan bir kitaba göre, Lei Wei bile vahşi doğanın derinliklerine girmeye cesaret edemedi. Buradan, korkunç şeytani canavarlara sahip olunduğu görülebilir, çünkü sonuç itibariyle, Lei Wei, Dacheng aşamasında Xiuanistleri öldürme yeteneğine sahip bir uzmandı.

 

“Dujie aşaması? Dacheng aşaması? ”

 

 Azure Ejderha, Büyük Kurucu Üç Gözlü, Rahip Yan Xu, Yi Da ve diğerlerinin yüzü renk değiştirdi.

 

Dujie aşaması ve Dacheng aşaması şeytani canavarlar varsa, bu Xiuanist grubunun onlarla başa çıkmanın kesinlikle bir yolu yoktu.

 

 “Bundan emin misin, kardeş Qin Yu? Bu şaka yapabileceğiniz bir şey değil.” Azure Ejderha, Qin Yu'ya ciddiyetle söyledi. Qian Long kıtasının vahşi doğasının şeytani canavarlara sahip olduğunu duymuştu, ancak denizaşırı Xiuzhen dünyası, Qian Long kıtası gibi ölümlülerin kıtasına yukarıdan baktığı için sadece normal şeytani canavarlar olduklarını düşünüyordu.

 

Ancak, bugün Qin Yu beklenmedik bir biçimde, vahşi doğada Dujie aşaması ve Dacheng aşaması şeytani canavarlar olduğunu söyledi.

 

 “Elbette öyleyim.” dedi Qin Yu ve devam etti. “Bu konu okulumun kitaplarına kaydedildi.”

 

Bu gerçekten de Qin Yu’nun okulunun kitaplarında kayıtlıydı.

 

 “Eğer öyleyse, bu muhtemelen doğrudur.” hemen ciddileştiler.

 

Azure Ejderha, denizaşırı Xiuzhen dünyasında en güçlü olanıydı. Kongming'in ilk evresinin ilahi bir canavarı olarak, erken bir Dujie evresi Xiuxianist ile karşılaştırılabilirdi. Ancak, Vahşi Doğa Dujie aşaması ve Dacheng aşamasına şeytani canavarlara sahipti ve dahası, en iyi şeytani canavarlar genellikle ilahi canavarlardı.

 

 “Dujie aşaması ve Dacheng aşamasında ilahi canavarlar varsa, o zaman…” Azure Ejdeha bu noktaya geldiğinde kalbi korkudan titriyordu.

 

Denizaşırı Xiuzhen dünyasından bu Xiuanist grubu korkmuştu.

 

 “Ha-ha, çok endişelenmeyin millet. Bu vahşi doğada, derinleştikçe daha güçlü şeytani canavarlar göreceğiz. Derinlere inip o korkunç şeytani canavarları kışkırtmadığımız sürece, iyi olacağız, değil mi? Öyleyse neden böyle endişeleniyorsunuz?” Qin Yu tavsiyede bulundu.

 

 “Bir avuç korkak.” Yi Da soğuk bir fısıltıyla söyledi.

 

Azure Ejderha ona soğuk bir bakış attı: “Yi Da, sadece aptal, akılsız bir cesur.”

 

Azure Ejderha, denizaşırı Xiuzhen dünyasının 1 numaralı uzmanı olmasına rağmen, Yi Da hâlâ geç Kongming aşamasında olan Xiuanist, bu nedenle aralarındaki güç farkı hiç de fazla değil. Dahası, Yi Da çok garip bir kırgınlık hissetse de, bu yüzden Azure Ejderha’dan korkmaz.

 

“Tartışmayalım beyler. Buraya 9. yeşim kılıcı aramaya ve kesinlikle vahşi doğanın şeytani canavarlarıyla savaşmamaya geldik ” dedi Rahip Yan Xu yüzündeki gülümsemeyle.

 

Bu sözler söylendikten sonra herkes hemen rahatladı.

 

“Haha, doğru. Neden endişeleniyorsunuz millet? Buraya sadece 9. yeşim kılıcı bulmak için geldik. Vahşi doğanın derinliklerindeki şeytani canavarların korkunçluğunun bizimle ne ilgisi var?” Büyük Kurucu Üç Gözlü’nün yanındaki Lou Ke yüksek sesle güldü.

 

Herkes çok hızlı uçarken bir yandan da tartışmaya devam etti.

 

“Qin hanedanlığı, Qin hanedanlığına ulaştık.”

 

Qin Yu’nun gözleri parıldadı.

 

“Qin Yu, evinizin Qin hanedanlığında olduğunu söylediniz. Eve gitmek ister misiniz?” dedi Li’er gülümsemeyle: “Eğer vatanınıza ulaştıysanız, önce bir göz atmak için eve gitmelisiniz. Belki aileniz sizi gördüğünde çok heyecanlanır.”

 

Qin Yu, birbiri ardındaki kenti, art arda olan kasabaları inceledi, sonra başını sallayarak: “Babam ve ailem Qin hanedanlığında olmalı ama tam olarak nerede olduklarını bilmiyorum. Emin olmamakla beraber sadece ikinci kardeşimin nerede olduğunu biliyorum.”

 

Qin Zheng, Qin hanedanının hükümdar imparatoru olduğundan, ciddi bir olay olmadıkça, İmparatorluk Sarayı'nda olmalı.

 

“Endişelenme, kardeşim Qin Yu. İlk önce 9. kılıcı bulalım. Birkaç gün içinde sonucu göreceğiz. Ondan sonra geri dönüp ailenizle tekrar buluşmanız için geç olmayacaktır.” Azure Ejderha yüksek sesle gülerek söyledi. Birdenbire kaşlarını çattı ve:  “Qin Yu, okuluna katıldığından ve çalışmaya başladığından beri ne kadar zaman geçti? Ölümlü ailen hala yaşıyor mu?”

 

Qin Yu şaşırdı.

 

“Yanılıyorsun, Efendi Azure Ejderha. Babam aynı zamanda bir Xiuanist.” diye açıkladı.

 

Azure Ejderha hemen anladı.

 

Grup doğrudan doğuya doğru ilerledi.

 

“Biz 3 Doğu bölgesindeyiz ve hala doğuya gidiyoruz. 9. yeşim kılıcı vahşi doğada olabilir mi?” Qin Yu kaşlarını çattı.

 

Bunu duyan diğer birkaç Xiuanist de kaşlarını çattı. Herkes 8 kılıca bakıyor ve hiç tereddüt etmeden doğruca doğuya uçmaya devam ettiğini görüyordu. Bir süre sonra, 3 Doğu bölgesi ilçesi geride kaldı.

 

Grup, Vahşi Doğanın sınırını geçince, kutsal enerji yoğunluğunda keskin bir yükseliş hissederler.

 

“Bu vahşi doğa iyi bir yer gibi görünüyor.” dedi Azure Ejderha.

 

Qin Yu hemen yüksek sesle: “Bu vahşi doğada şeytani canavarların gücü, üzerinde durulacak bir şey değil. Geçen sefer sınıra yakın 2 ilahi canavarla karşılaştığım için hepiniz dikkatli olmalısınız.”

 

“2 ilahi canavar?” Azure Ejderha somurttu. İlahi canavarlar çok yetenekli ve pratikte oldukça hızlı ilerliyorlar. “Kenarın yakınında 2 ilahi canavar vardı, o zaman bu vahşi doğada kaç adet ilahi canavar var ki? Ne zamandan beri ilahi canavarları bulmak bu kadar kolaylaştı?”

 

Hou Fei diyor ki: “Korkuyor musun Azure Ejderha? Ancak bu vahşi doğada şeytani canavarların yoğunluğu, denizaşırı Xiuzhen dünyasındakinden çok daha yüksek, bu yüzden dikkatli olsak ve biraz daha yavaş uçsak iyi olur.”

 

Yavaşlayamadılar, ne de olsa burası vahşi doğaydı.

 

“Ya?”

 

Qin Yu, geçmişte Ejder Kayası aslanıyla tanıştığı çayırı fark etti. Ejder Kayası aslanından çok uzakta olmayan, ilahi bir canavar, Hong Luan vardı. Ancak şu anda, bu ilahi canavarların varlığını tespit edemiyordu. Bu kır da artık eskisi gibi canavarlardan yoksun değildi.

 

Şimdi o Çayır şeytani ve vahşi canavarlarla dolu.

 

“Ejder Kayası aslanı nereye gitti?” Qin Yu çok şüphelendi. Sadece 10 yıl oldu ama hem Ejder Kayası aslanı hem de Hong Luan beklenmedik bir şekilde ortadan kaybolmuştu.

 

Birdenbire—

 

"Yeşim kılıçlarına neler oluyor?" Herkes 8 uçan kılıcın sallanmaya başladığını, bir şeyden etkilenmiş gibi göründüğünü fark etti. Daha sonra farklı yönlere uçmak istiyorlarmış gibi görünüyorlar. Aynı zamanda, sallantı şiddetlenmişti.

 

Saygıdeğer Yan Xu aniden bağırdı: "Millet, bu vahşi doğa çok gizemli. Gizli yöntemim artık burada etkili değil. Hızlıca kendi kılıçlarımızı geri alalım."

 

6 patron, kendi yeşim kılıçlarını derhal geri aldı.

 

"Ne oldu, Yan Xu?" diye bağırdı Azure Ejderha.

 

Saygıdeğer Yan Xu başını sağa sola sallayarak: "Aslında ne olduğunu bilmiyorum. Teoride, bu 8 kılıç, 9. yeşim kılıcı konumuna ulaşana kadar aynı yönde uçmalıdır. Ama… Tam şimdi beklenmedik bir şekilde farklı yönlere uçmak istediler. Bu saçma. Sadece bir tane 9'uncu yeşim kılıcı var ve tek bir yerde olmalı, öyleyse neden bu 8 kılıç farklı yöne uçmak istedi?"

 

Bunu duyunca herkes neyin yanlış gittiğini anladı.

 

yeşim kılıcı bir yönde olmalı, fakat diğer 8 kılıç neden farklı yönlere uçmak istedi?

 

"Şimdi onu bulmanın tek yolu… Bu bölgeye çok sayıda Xiuanistler toplamak, daha sonra her toprak parçasını kutsal duyuları ile aramalarını sağlamak" dedi Üç Gözlü.

 

Şu anda, hem o hem de Azure Ejderha hüsrana uğramıştı.

 

Yıldız Kulesi, Qian Long kıtasına en yakın yer olduğu için, geçmişte her biri Qin Yu’ya 2 şer mağara verdiler. Bu mağaralar Yıldız Kulesinin ve ayrıca Qian Long kıtasının yanındaydı.

 

Vahşi doğa çok genişti ve sayısız büyük orman, dağ silsilesi ve dağ geçidi ile kaplıydı. Öyleyse onlarca Xiuanist burada arama yaparsa, 9. kılıcı ne zaman bulacaklarını bilebilmek mümkün müydü? Şimdi sadece astlarına güvenebilirlerdi.

 

Azure Ejder, Büyük Kurucu Üç Gözlü, Di Long, Yi Da ve Rahip Yan Xu vericilerini neredeyse aynı anda çıkardı ve ilgili Xiuanistlere Qian Long kıtasına çabucak gelmelerini emretti.

 

Şu andan itibaren, denizaşırı Xiuzhen dünyasından büyük kuvvetler Qian Long kıtasında toplanacak, bu yüzden doğal olarak burada bir fırtına olacaktı.

 

"Millet, önce eve gitmeliyim. Bu Qin hanedanı benim vatanım. Herhangi biriniz etrafa bakmak isterse, birinin size yardım etmesini sağlayabilirim."

 

Qin Yu, diğer Xiuanistlere gülümsedi.

 

Denizaşırı Xiuzhen dünyasının tüm bu üst makamları kendisine veda etti ve zaman bulduklarında onu ziyarete geleceklerini, Qian Long kıtasını göreceklerini söylüyorlar. Daha sonra, Qin Yu, Li’er, Hou Fei ve Hei Yu ile Qin hanedanına doğru uçtu.

 

"Baba, döndüm!" Qin Yu yüzündeki heyecanı bastıramaz.

 

Li’er gülümseyerek: "Sana bak Qin Yu. O kadar büyük gülümsüyorsun ki bir palyaço gibi görünüyorsun. Babanla tanıştığında, bizi nasıl tanıtacaksın?"

 

"Fei Fei ve Xiao Hei doğal olarak kardeşlerim olacak. Sana gelince, abla: Bu iyi değil. Daha iyisini yapacağım… Babam çok akıllıdır, bu yüzden seni benimle ilişkilendirebilmelidir. Seni tanıştırmama hiç gerek yok. Ben biraz utangacım, biliyorsun." Qin Yu kasıtlı söyledi. Hemen ardından hızla yükselip, havada bir ışık huzmesi gibi hızlı bir şekilde uçtu.

 

Lier hem utandı hem de sinirlendi. Hemen ayak hareketi ile peşinden koştu.

 

"Bırak beni! Gerçekten canımı yakıyor!" Qin Yu acı dolu çığlıklar attı…