Stellar Transformations - Bölüm 7.7: Meteor Saldırısı

---

Çevirmen: Darkcack

Editör: ÇHY

 

 Hou Fei, neredeyse 50 m uzunluğundaki kocaman korkunç bir maymuna dönüşmüştü. Mor Şeytani Su Ejderhaları’nın bedenleri kadar kalın çeşitli su akımları, vücudunun ve kollarının etrafında durmadan hareket ediyordu. Alevli kırmızı gözleri yanıyordu. Ortamdaki herkes şok olmuştu.

 

“Bu, bu…”

 

Teng Shan, Lou Ke ve muhafızlarının gözleri yuvalarından fırlamıştı. İlk başta normal gibi görünen bir maymunun bu kadar korkutucu olabileceğini hiç düşünmemişlerdi. Şimdi, Teng Shan ve Lou Ke'nin bile Hou Fei ile dövüşecek cesareti yoktu.

 

Azure Ejderha Efendisi ve Yaşlı Garip Üç Gözlü'nün bile yüzleri renk değiştirdi. Bakışları değişti.

 

“Fei Fei, bu, bu senin çılgın modun mu?” Qin Yu'nun ifadesi de şaşkınlıkla doluydu. Hou Fei daha önceden Qin Yu'ya çılgın moda girdiğinde çok daha güçlü olduğunu söylemişti, fakat Qin Yu, onun çılgın modda böyle görüneceğini asla beklemiyordu.

 

Koca maymun yüzünü yukarı çevirdi ve uzunca kükredi.

 

“Abi, onları nasıl parçaladığımı izle.” Hou Fei'nin sesi Qin Yu'nun zihninde kutsal duyu aracılığıyla yükseldi.

 

Qin Yu gülümsedi, Hou Fei'nin dövüşmesi için geri kaçmanın daha iyi olacağını düşündü çünkü orada kalırsa Hou Fei'nin hareketlerini engelleyecekti. Biraz önce Di Long ve Di Jian'dan biraz daha zayıf olan Hou Fei'nin, şimdi çok daha güçlendiğini ve 5 su ejderhası ile kesinlikle zorlanmadan başa çıkabileceğini görebiliyordu.

 

“Fei Fei, bunu sana bırakacağım.”

 

Vücudunun bir hareketi ile Qin Yu, altın bir ışık demeti gibi kıvrımlı bir yolda gitti. Bir anda, çoktan onlarca li kat etmişti. Bir katılımcıyken Qin Yu şimdi bir izleyici olmuştu. Ancak, şimdi Di kardeşler ona hiç engel olmadı.

 

Bütün ilgileri Hou Fei'nin üzerine odaklanmıştı.

 

Qin Yu olağanüstü derecede hızlıydı fakat onun saldırı gücü onlar için büyük bir tehdit değildi. Onların Qin Yu'yu öldürmesi çok zordu ama Qin Yu'nun da onları öldürmesi çok zordu. Bu yüzden, bir süreliğine onu umursamadılar. Dahası, önlerindeki kocaman maymunun onlara verdiği baskı gerçekten çok fazlaydı.

 

“Growl growl ~~~”

 

5 Mor Şeytani Su Ejderhası gökyüzünü sardı ve Hou Fei'ye gürlemeye devam ettiler.

 

Koca maymun birden yüzünü yukarı çevirdi ve çıldırmış gibi yumruklarıyla göğsüne vurmaya başladı. Bağırışı bütün yönlerde yankılanıyordu. Aynı zamanda, adanın bir kaç bin li etrafındaki sular 100 metreye kadar yükselen dalgalarla karmakarışıktı. Bu kocaman maymunun kontrolünde sayısız deniz hortumu vardı.

 

Birden bire, maymun gürlemeyi kesti ve kin dolu yanan gözleriyle önündeki 5 Mor Şeytani Su Ejderhası'na baktı.

 

Ha!

 

Hou Fei bir bulanıklığa dönüşerek beklenmedik bir şekilde bir anda bir kaç li ileri gitti ve su ejderhası Di Long'u yakalamaya çalıştı. Dezavantajlı bir duruma düşmek istemeyen Di Long öfkeyle kükredi ve kafasındaki tek siyah boynuzunu Hou Fei'ye doğru savurdu.

 

Hou Fei elini savurdu…

 

Pa!

 

Kocaman avcunun içi Su Ejderhası’nın bedenine şiddetle çarptı. Ancak, Di Long beklenmedik bir şekilde 100 m uzunluğundaki bedenini kısa bir süreliğine titreterek, Hou Fei'nin muazzam kuvvetini etkisizleştirdi. Bunun hemen ardından siyah tek boynuzuyla Hou Fei'nin sol eline doğru saldırıya geçti.

 

“Die!”

 

Koca maymun birden bağırdı. Sesi, güçlü ve derindi. Sağ elindeki büyük siyah sopası hemen Di Long'a doğru indi. Kocaman vücudunun bir hareketiyle Di Long gökyüzüne doğru yükseldi. Di Long bedenini yukarı doğru kaldırdığında, Hou Fei'den bile daha uzun olmuştu.

 

Hou Fei'nin siyah sopasıyla karşılaşan, Di Long'un başındaki siyah tek boynuz beklenmedik bir şekilde uzadı ve sopaya doğru hareket etti.

 

Bang!

 

Siyah sopa ve siyah tek boynuz birbiriyle çarpıştı.

 

Di Long'un bedeni sarsıldı ve onlarca li uzağa uçtu. Ardından bedenini kıvırarak tekrardan gökyüzüne yükseldi. Hou Fei de geriye doğru bir kaç adım gitmişti. Dalgaların üzerine basıyor olmasına rağmen hiç batmıyordu.

 

“Ha-ha, gerçekten çok zayıfsın minik solucan, çok zayıfsın!” kocaman bir maymuna dönüşmüştü ama aklı aynı kalmıştı. Sadece sesi çok daha fazla güçlenmişti.

 

İkilinin kafa kafaya çarpışmasından hemen sonra, Di Long'un onlarca li geri uçurmasına ve yaralar almasına rağmen, Hou Fei saldırının kuvvetini etkisizleştirmek için sadece bir kaç adım geriye tepmişti. Daha güçlü olan ve daha zayıf olan belli olmuştu.

 

“Birlikte saldıralım kardeşlerim.”

 

Di Long gizli, karından konuşma tekniğini kullandı. Sesi gökyüzünde yakılandı. Gecikmeden 5 Mor Şeytani Su Ejderhası gürleyerek farklı yönlerden Hou Fei'ye saldırdılar. Hou Fei'nin ifadesi hemen ciddileşti. Elindeki siyah sopayı her an sallamaya hazırdı.

 

Di Long ile bire bir dövüşmekten korkmuyordu ve hatta Di Long ve Di Jian güçlerini birleştirse bile onlarla yine gayet dövüşebilirdi fakat şimdi 5 Mor Şeytani Su Ejderhası ona saldırıyordu ve onun 3 kafası ve 6 kolu yoktu. Dahası, çılgın moda girdikten sonra, saldırıda ve savunmada çok büyük gelişmeler kazansa da çevikliği baya azalmıştı.

 

Hou Fei'nin yanan gözleri birden bir ışık yaydı.

 

“Beşine karşı kazanamam. Hadi önce birini öldürmeye odaklanayım.”

 

5 Su Ejderhası’nın birleşmiş saldırılarıyla yüzleşen Hou Fei hareketsiz duruyordu. Herkes gözlerini kırpmadan izliyordu. Birden, bir maymun kükremesi duyuldu. Hou Fei'nin bir kaç li etrafındaki sular karışmaya başlamıştı, hortum gibi görünüyorlardı. Dalgalar bir kaç yüz metreye yükseldi ve Hou Fei'nin bedeni dalgaların içinde kayboldu.

 

Görüşlerinin dalgalar tarafından engellendiğini gören 5 Mor Şeytani Su Ejderhası aşırı derecede öfkelendi ve hemen kutsal duyularını genişlettiler. Bunu gören herkes heyecanla bekliyordu.

 

Ardından Hou Fei siyah sopasının yüksekte tuttu ve Mor Şeytani Su Ejderhası'na dönüşmüş olmasına rağmen, sadece orta aşama Dongxu seviyesine ulaştığı için, çılgın moddayken kendisiyle denk olmayan 3. kardeş Di Yang'a saldırdı. Sadece sinsi saldırılar yapabiliyordu, eğer ki Hou Fei güçlü birisiyle yüz yüze karşılaşırsa kesinlikle ölürdü.

 

Di Yang hem korkmuş hem de sinirlenmişti.

 

Ağzını açtı ve hemen uzayan yeşil ışık ışınları çıkardı. Aslında normal bir boyutta olan uçan kılıcı birden 10 zhang uzunluğuna çıktı. Hou Fei'nin siyah sopasıyla uzunluğu eşitlenmişti. 2 silah bir biriyle çarpıştı ve metalik bir sese neden oldu.

 

“Hah!”

 

Hou Fei öfkeyle bağırdı. Uçan kılıç bir kenara çakıldı ve siyah sopa hala gelmeye devam ediyordu. Diğer Di kardeşlerin basitçe yardımcı olacak vakitleri yoktu. Di Yang hızlıca karşılık verdi. Uçan kılıcı gidince, tek boynuzu hemen uzamaya başladı.

 

Clang!

 

Siyah sopa ve 10 m uzunluğundaki boynuz bir biriyle çarpıştı. Ardından küçük bir bulanıklığın, okyanusun içine düştüğü açıkça görüldü.

 

“3. kardeş!”

“3. kardeş!”

 

Di Long, Di Xu, Di Jian ve Di Nai,  hem endişeli hem de sinirliydi. Bu siyah bulanıklık Di Yang'ın tek boynuzunun bir parçasından başka bir şey değildi. Az önce, Hou Fei'nin saldırısı beklenmedik bir şekilde boynuzun bir parçasını kırmıştı. Ancak diğer 4 kardeşi asıl korkutan Hou Fei'nin sopasını çok hızlı bir şekilde savurmasıydı.

 

İlk saldırının hemen ardından, sopayla 2. saldırı neredeyse varmak üzereydi.

 

Bang!

 

Sopa ağır bir şekilde Di Yang'ın vücuduna çarptı. Di Yang ağız dolusu kan kustu. Bütün bedeni aşırı hızlı bir derecede batıya doğru uçtu. Uçarken, Di Yang insan formuna döndü. Şu anda kan kusmaya devam ediyordu ve yüzü solgundu.

 

Bunu gören diğer 4 Di kardeş çıldırdı.

 

Di Yang'ın çok kötü yaralandığını ve daha fazla gerçek formunda kalmayı sürdüremeyeceği için insan formuna geri döndüğünü açıkça biliyorlardı. Her şeyden önce insan formu, kocaman ejderha bedeninden çok daha az enerji tüketiyordu.

 

Aşırı derecede öfkeli olan diğer 4 kardeş Hou Fei'ye birlikte yüklendiler. Birden—

 

Poof!

 

Ah!

 

Acı bir feryat duyuldu. Di Long, Di Xu, Di Jian ve Di Nai hepsi irkildi ve beklenmedik bir şekilde durdular. Ardından hemen Di Yang'a doğru uçtular. Sadece Di Yang'ın bedeninin cansız olduğunu ve Qin Yu'nun elinde bir yuanyingi sımsıkı tuttuğunu gördüler.

 

O, Di Yang'ın yuanyinginden başka bir şey değildi.

 

4 Di kardeşin dikkatlerini ona yoğunlaştırdığını gören Qin Yu avcundaki altın ışığı hareketlendirdi. Keskin, perişan bir feryat duyuldu ve Di Yang'ın ruhu yok edildi.

 

“Yapma...”

 

Di Long ve diğer 3 kardeş bunu görünce tamamen dillerini yuttu.

 

Aslında Qin Yu sadece izliyordu ama sonra Di Yang'ın ciddi bir şekilde yaralandığını ve ona doğru uçtuğunu gördü dolayısıyla tabii ki bu şansı kaçırmayacaktı. Hızına güvenerek, tek harekette ağır yaralanmış Di Yang'ın yuanyingini ele geçirdi ve tereddüt etmeden ruhunu parçaladı.

 

“Di Long, ben neredeyse üç yıl boyunca Kan Kırmızı Mağara'dan Dokuz Şeytan Salonu'na kadar 3 majestenin peşinden gittim. Bu yolda hiç bir zaman kaçmadım ya da şikâyetçi olmadım. Dokuz Şeytan Salonu'na vardığımda bütün sorularınızı cevapladım fakat nasıl bana ihanet edersiniz? Dehşetvari Denizanası'nın beni yemesini istediniz ve sen, saçma bir şekilde senin tarafından öldürüldüğüm için onurlanmam gerektiğini söyledin. Şimdi bu cümleyi aynen geri iade ediyorum, 3. kardeşiniz benim tarafımdan öldürüldüğü için onur duymalı.”

 

……

 

“Üç Gözlü.” Azure Ejderhası'nın yüzü, Hou Fei'nin dev bir maymuna dönüşmeye başladığını görünce ciddileşmeye başladı.

 

“Azure Ejderhası, endişelisin ya da… Korktun değil mi?” Yaşlı Garip Üç Gözlü'nün yeşil saçları durmadan dalgalanıyordu. Yaşlı Garip Üç Gözlü'yü tanıyanlar saçları dalgalandığında, onun birini öldürmek istediğini anlarlar.

 

Azure Ejderhasi gülümsedi: “Evet, ya sen?”

 

Yaşlı Garip Üç Gözlü başını sallayarak konuştu. “Evet, ben de. Sualtı Xiayao dünyasında bizden başka en fazla bir tane ilahi canavara müsaade edebilirim. Eğer Hou Fei sadece sıradan bir ilahi canavar olsaydı, çok fazla takmazdım fakat… O beklenmedik bir şekilde dönüştü ve o kadar fazla güçlendi ki benim 3. gözüme bile rakip olabilir.”

 

Azure Ejderhası başını salladı ve konuştu: “Evet, ilahi canavarlar arasında farklar vardır. Üç Gözlü ben erken aşama Kongming seviyesine ulaşmışken, sen sadece ileri aşama Dongxu seviyesindesin. Ben senin tam bir seviye üstündeyim ama biz gerçekten birbirimizle dövüşürsek seni zar zor yenebilirim. Ve eğer ölümüne dövüşürsek, belki de ikimiz de ölürüz.”

 

“Bunu bilmen çok iyi.”

 

Yaşlı Garip Üç Gözlü biraz kibirli görünüyordu: “Bildiğim kadarıyla, ben tarihteki tek Üç Mavi Gözlü kurbağayım. Benim seviyemdeki hangi ilahi canavar benimle karşılaştırılabilir? Ancak, bu Hou Fei denen herif benimle aynı seviyede olsaydı, kesinlikle benden zayıf olmazdı.”

 

“Öyleyse neden harekete geçmiyorsun, Üç Gözlü?”Azure Ejderhası gülümseyerek konuştu.

 

Yaşlı Garip Üç Gözlü, bir bakış attı ve kutsal duyusu aracılığıyla: “Harekete geçmek mi? Neden geçeyim? Xiuzhen dünyasının 1 numaralı uzmanı sen değil misin? Benim varlığımdan bile rahatsızsın. Hou Fei'nin varlığına nasıl tahammül edeceksin?”

 

Hem Azure Ejderhası hem de Yaşlı Garip Üç Gözlü başka biri tarafından geçilmek istemiyordu.

 

Eğer Hou Fei sıradan bir ilahi canavar olsaydı, hiç umursamazlardı. Hepsinden önce onlar da ilahi canavardı ve Hou Fei'den çok daha güçlüydüler. Ancak, Hou Fei, ilahi canavarların aşırı nadir, olağandışı bir türüydü dolasıyla o tamamen farklı bir hikayeydi.

 

Azure Ejderhası düş kırıklığıyla konuştu: “Bana tek başıma hareket etmemi söylemeye devam edersen hiçbir sonuç çıkmayacak. Buna ne dersin? İkimiz Hou Fei'yi bağlayacağız böylelikle hareket edemeyecek sonrasında şu minik Mor Şeytan solucanlarının onu öldürmesini seyrederiz?”

 

Yaşlı Garip Üç Gözlü hoşnutsuzdu: “Bu minik solucanların bir ilahi canavarı öldürmesine izin mi vereceğiz hem de olağandışı bir ilahi canavarı?”

 

Bir Üç Mavi Gözlü kurbağa sıradan bir ilahi yaratık değildi. Ona göre Mor Şeytani Su Ejderhaları bahsedilmeye bile değmez. Onun bir seviye üzerinde olan Azure Ejderhası bile ondan sadece birazcık güçlüydü. Bir Azure Ejderhası’na göre, bir Üç Mavi Gözlü kurbağa doğal olarak daha görkemliydi.

 

“Hou Fei'nin, Mor Şeytani Su Ejderhaları tarafından öldürülmesini istemiyor musun? Yani harekete geçmeye hevesli misin?” Azure Ejderhası sinirlenmişti.

 

Yaşlı Garip Üç Gözlü bir süreliğine düşünürken acı bir feryat duyuldu. İkisi hala birbiriyle konuşuyorken, Qin Yu, Di Yang'ı öldürmüştü. Yaşlı Garip Üç Gözlü sonunda başını sallayarak konuştu. “Pekâlâ, ben ellerini bağlayacağım ve sen de ayaklarını bağlayacaksın.”

 

Azure Ejderhası hemen gülümsedi.

 

……

 

“Qin Yu!”

 

Kalan 4 Di kardeş öfkeyle aynı anda kükredi ve ardından Qin Yu'ya hücuma geçti. Qin Yu, Di Yang'ı öldürmüştü yani onlar doğal olarak Di Yang'ın öcünü almak için onu öldürmek istiyorlardı.

 

Qin Yu hemen kuzeybatıya doğru altın bir ışık ışını gibi uçtu. Qin Yu, biraz Hou Fei'ye yaklaşınca, Hou Fei, Di kardeşlerin Qin Yu'yu çevrelediğini ve ona saldırdıklarını gördü ardından öfkeyle patladı. Sonra siyah sopasını savurdu, onlara hücum etmek istiyordu.

 

Aniden –

 

“Azure Ejderhası.”

 

Yaşlı Garip Üç Gözlü seslendi ve ellerini uzattı. 2 yeşil ışık ışını aşırı derecede hızlı bir şekilde fırladı. Hou Fei'ye kaçmak için hiç vakit tanımadan Hou Fei'nin elleri bağlandı. Ardından, Yaşlı Garip Üç Gözlü ellerini geri çekti.

 

Bu sırada, Azure Ejderhası bir anda Hou Fei'nin ayaklarını bağlayan 2 masmavi ışık ışını fırlattı.

 

Elleri ve ayakları zincirlenmiş gibi birbirine bağlanan Hou Fei artık hareket edemiyordu.

 

“Roar roar ~~”

 

Hou Fei öfkeyle kükredi. Aynı zamanda kollarındaki kaslar kabardı ama basitçe ellerini bağlayan bu şeytani elemental enerjiye hiç bir şey yapamıyordu. Ayaklarıyla da hiç bir büyük hareket yapamıyordu.

 

Bu sahneyi gören Qin Yu korkmadan edemedi.

 

4 Di kardeş de şaşkına dönmüştü.

 

“Neden siz 4'ünü hâlâ orada dikiliyorsunuz? Neden Hou Fei'yi öldürmüyorsunuz?” Azure Ejderhası baskıcı ve acımasız bir sesle konuştu.

 

Di kardeşler hemen keyiflendi. Şimdi Hou Fei'nin elleri ve ayakları bağlıydı, yine onu öldürmeyi başaramazlarsa, kendilerini öldürseler daha iyiydi. Di Long, en hızlı tepki verendi. Kuyruğunu sallamasıyla, Hou Fei'ye ilk hücum eden oydu.

 

Bunun hemen ardından, 3 kardeşi, Di Jian, Di Xu ve Di Nai uyandı. Onlar da kuyruklarının tek sallamasıyla Hou Fei'ye hücum ettiler.

 

Hou Fei çok korkmuştu ki sürekli kükrüyordu, adanın etrafındaki suları yükseltip indiriyordu ve dev dalgalara neden oluyordu. Ancak, bunların hiçbiri Di kardeşlerin onu öldürme hevesini azaltmamıştı. Çok uzak olmayan Qin Yu her şeyi gördü ve Lan Amca'nın ona verdiği alıcı elinde göründü.

 

“Lan Amca, çabuk Dokuz Şeytan Salonu'nun 20,000 li güneybatısındaki kara kaya adasını gel ve bizi kurtar.”

 

Kutsal duyusunu kullanarak hemen bu mesajı gönderdi. Sonra gecikmeden, bütün vücudunu altın yıldızsal enerji ile doldurdu. Yanan bir meteor gibi, her şeyi göz ardı ederek, şu anda Hou Fei'ye hücum eden Di Long'a doğru uçtu.

 

Qin Yu altın bir ışık ile sarılmıştı. Gözlerinde hiç bir korku belirtisi yoktu. Önündeki, 100 m uzunluğunda, kocaman bir Mor Şeytani Su Ejderhası’ydı.