Stellar Transformations - Bölüm 7.4: Azure Ejderha Efendisi

---

Çevirmen: Darkcack

Editör: ÇHY 

 

Dokuz Şeytan Salonu’nun majesteleri, Teng Shan ve Lou Ke de dâhil olmak üzere olay yerindeki herkes, birisinin aniden ortaya çıkıp bir sopa saldırısı ile majestelerden birini acımasızca öldüreceğini düşünmemişti.

 

“Hâlâ devam etmek istiyor musunuz?”

 

Hou Fei elini pençe formuna dönüştürdü ve gizemli bir şekilde bağıran yuanyingi hemen yakaladı: “Çabuk kurtarın beni kardeşlerim.”

 

Bu yuanying Di Feng'den başkasının değildi. Di Feng'in kafası Hou Fei'nin sopasıyla parçalanmıştı ama bunun olduğu sırada, Di Feng hemen ruhunu yuanyingiyle birleştirdi ve kaçmaya çalıştı. Kardeşlerinin tarafına uçabilirse, hayatı kurtulacaktı.

 

Hepsinden önce, bundan sonra gevşek bir şeytan olarak çalışacak olsa da, hayatını kaybetmesinden daha iyi olacaktı. Di Feng henüz ölmek istemiyordu.

 

“Dur!” Di Long bağırdı ve formun dışarısına doğru hücum etmek için hazırlandı.

 

 Elinde Di Feng'in yuanyingini sıkıca tutan Hou Fei hemen bağırdı: “Dur. Benim için orada dur. Eğer bir adım daha atarsan, onun ruhunu hemen yok ederim. Diğerleri, siz de durun. Eğer hareket ederseniz, vah, vah...” Hou Fei'nin eli çeşitli şeytani elemental enerji akımlarıyla parlamaya başladı.

 

 Hou Fei'nin elindeki şeytani elemental enerjiyi ve küçük yuanyingin enerjiyle sarılmış olduğunu gören formun içindeki Di Long ve diğer 4 majeste çok endişeli olsalar da bir adım bile atmaya cesaret edemedi. Her şeyden önce, Di Feng'in hayatı Hou Fei'nin ellerindeydi.

 

 Hou Fei'den çok uzak olmayan Di Luan bile bir hareket yapmaktan çok korkuyordu. Hou Fei'nin Di Feng'i nasıl kolayca yıktığını ve gücünün Di Feng'le aynı olduğunu düşündüğümüzde, Hou Fei'nin onu öldürmesi kesinlikle zor olmayacaktı.

 

“Düşünmeden hareket etme. Az önce Dokuz Şeytan Salonu'nun majestelerinden birine saldırdığının farkında olmalısın. Eğer 5. kardeşimin gitmesine izin verirsen, az önce yaptığın şeyi görmezden geleceğim. Ne düşünüyorsun, maymun kardeş?” Di Long aceleyle konuştu.

 

Şu anda o ve kardeşleri için Di Feng'in öcünü alma vakti değildi. Eğer Di Feng'in yuanyingini kurtarabilirlerse, zaten çok da kötü olmayacaktı.

 

“Hou Fei. O Kan Kırmızı Mağara'nın 2. ustası Hou Fei!”

 

Di Luan hemen konuştu. O, Di Jian ve Di Qing daha önce Kan Kan Kırmızı Mağara'ya geldiklerinde, Hou Fei'yi görmüşlerdi ama o zaman Qin Yu, Hou Fei'nin gerçek gücü hakkında, onu görmezden gelsinler diye yalan söylemişti. Kim Hou Fei'nin bu kadar güçlü olabileceğini düşünebilirdi.

 

“Kan Kırmızı Mağara'nın 2. ustası mı?”

 

Di Long, Di Jian ve diğer majesteler hayrete düşmüştü. Aynı zamanda hafiften kötü bir hisse kapıldılar. Biraz önce Qin Yu'yu öldürmeye çalışıyorlardı ama şimdi kardeşlerinin hayatı, düşmanın kardeşinin ellerine düşmüştü. Bu gerçekten korkunçtu.

 

“Bu Qin Yu denen adamın bu kadar zor olacağını düşünmemiştim. Sadece o çok güçlü değil, aynı zamanda kardeşi de çok heybetliydi.”

 

Lou Ke gülümseyerek övdü.

 

Savaş alanına bakan Teng Shan'de gülümseyerek başını salladı.

 

“İlk başta tek taraflı bir oyun olacağını düşünmüştüm ama şimdi çok daha fazla ilgi çekici görünüyor. Ancak benin efendim ve senin patronun geldiği zaman, oyun çok da merak uyandırıcı olmayacak.” Teng Shan gülümseyerek konuştu. “Hadi şimdi Qin Yu'nun kardeşinin ve Dokuz Şeytan Salonu kardeşlerinin mükemmel gösterisini seyredelim.”

 

Ne olursa olsun Lou Ke, Teng Shan ve arkasındakileri pek etkilemiyordu, sadece izlemeye devam ediyorlardı.

 

Qin Yu formun içerisinden Hou Fei'ye başparmağını kaldırdı.

 

“Fei Fei, çok iyiydin.” Gülerek hemen konuştu.

 

Hou Fei kendisinden gurur duyuyordu. Hâlâ tüylü elinde Di Feng'in yuanyingini tutarken, Di Long ve diğer Di kardeşlere bir bakış attı: “Hepiniz beni dinleyin. Hemen şimdi bu formu kaldırın ve abimin dışarı çıkmasına izin verin, yoksa günah benden gider...”

 

Bunu dedikten sonra elindeki şeytani elemental enerjiyi yoğunlaştırdı. Ancak, ne zaman durması gerektiğini biliyordu, enerjisi sadece yuanyingi çevreliyordu ve Di Feng'in ruhuna zarar vermiyordu.

 

“Dur önce sakinleşmelisin.”

 

Di Long bağırdı. Önce Hou Fei yi sakinleştirmek istiyordu çünkü Hou Fei'nin sinirlenip kardeşini öldürmesinden korkuyordu.

 

“Büyük kardeş, gerçekten Qin Yu'yu salmak istiyor musun?” Di Yang ve diğerleri, Di Long'a bunu istemiyormuş gibi bakıyordu.

 

Di Long'un zihni de çok gergindi. 8. kardeş Di Tong'u kimin öldürdüğü açıkça bilinmese de bir şeyden eminlerdi; Di Tong'un ölümü Qin Yu ile bağlantılıydı. Dahası, Qin Yu, Hazine Depolama Sarayı'nı çalmıştı.

 

“Salmayalım mı? E o zaman 5. kardeşe ne olacak?”

 

Di Long soğukça oflayarak konuştu. Kelimeleri hayal kırıklığıyla doluydu.

 

“Yaşayan birisi ölü birisinden daha önemlidir. 8. kardeş zaten öldü. 5. kardeşe de bir şey olmasına izin veremeyiz.” Di Long iç çekti. Di Jian ve diğer 3 kardeş de hayal kırıklığıyla iç çektiler. Tabii ki, Di Feng'in ölümünü izleyemezlerdi.

 

Di Long, Qin Yu'ya baktı. Qin Yu ise Di Long'a farklı bir gülümsemeyle baktı, çok rahatlamış görünüyordu.

 

“Hou Fei, abini salabiliriz, fakat tek bir şartla: Abin Qin Yu bizim Dokuz Şeytan Salonu'nun Hazine Depolama Sarayı'nı çaldı. Bize onu geri verdiği sürece, onun hemen gitmesine izin vereceğiz!”

 

Di Long bu umutsuz durumdan en karlı şekilde çıkmak için çabalıyordu.

 

Öylece Qin Yu'yu salmaya niyetli değildi. En azından önce Hazine Depolama Sarayı'nı geri almak istiyordu.

 

Qin Yu konuşamadan önce, Hou Fei kükredi: “Kahrolası, hâlâ bana saçma sapan şartlar mı koşuyorsun? Abi, gerçekten Hazine Depolama Sarayı'nı çaldığın için sana hayran kaldım. Ha-ha, Hazine Depolama Sarayı diye anıldığına göre, içinde çokça hazine olmalı, değil mi?”

 

Hou Fei'nin böyle yaklaştığını görünce, Qin Yu gülmeden edemedi.

 

Hou Fei tekrardan Di Long ve kardeşlerine baktı ve bağırdı: “Bana tek kelime ile cevap verin, salacak mısınız salmayacak mısınız? Eğer onu bırakmazsanız, bu veledi hemen öldüreceğim. Ve sakın bana herhangi bir şart sunmayın. Eğer yaparsanız, öldüreceğim!”

 

Di kardeşlerin yüzleri dondu ama yapabilecekleri hiçbir şey yoktu.

 

Bu durumda, Qin Yu'yu salmaktan başka seçenekleri yoktu. Ancak, bir anda—

 

 “Kendinize iyi bakın kardeşlerim!”

 

Di kardeşlerin zihninde kutsal duyu aracılığıyla bir ses yükseldi. Bu Di Feng'den başkası değildi. Yüzleri birden renk değiştirdi. Di Feng'in sesini duyunca, onun kararını verdiğini anladılar.

 

“Ölmek mi istiyorsun?”

 

Hou Fei'nin gözleri kırmızı bir ışıkla parladı. Bir şeytani elemental enerji akımı birden yuanyingi parçalara ayırdı ve ruhu yok etti.

 

Diğerleri bilmiyor olabilirdi fakat Qin Yu, Hou Fei'nin umursamaz görünmesine rağmen çok dikkatli olduğunu biliyordu. Yuanyingi yakaladığından beri, kendini imha etmesi konusunda dikkatliydi ve şeytani elemental enerjisi yuanyingin içine girip ruhu yok etmek için hazırdaydı.

 

Şu bilinmeli ki, kendini imha edebilmesi için yuanyingin enerjisinin uyandırılması gerekiyordu ve bu biraz zaman alıyordu.

 

Hou Fei yuanyingin uyandığını hissedince, hiç beklemeden Di Feng'in ruhunu yok etti. Ruh yok edilince, yuanying artık bir enerji kristalinden başka bir şey değildi. Sonrasında yuanying bir parlamayla kayboldu. Tabii ki Hou Fei onu atmıştı.

 

“5. kardeş!”

 

Di Long ve diğer Di kardeşler ızdırap ile ağlıyordu. Aynı zamanda, aşırı derecede öfkeli bir şekilde, hemen Büyük Altı Ahenkli Cennetsel Kapılar Formunun dışına hücum ettiler, 5. kardeşin intikamını almak için Hou Fei'yi oracıkta öldürmek istiyorlardı.

 

“Benimle uğraşmayın!”

 

Di Feng'in ruhunu yok ettikten sonra, Hou Fei delirmiş gibi kükredi. Vücudunun tek hareketiyle, birden Di Luan'ın yüzüne ışınlanmış gibi ulaştı. Öfkeli bir bağırış duyuldu ve siyah bir sopa birden şiddetli bir şekilde gökten iniyormuş gibi çarptı.

 

Çok hızlı!

 

Di Luan sonunda Di Feng'in o an yaşadığı hissi anlamıştı. Böyle bir hızla karşılaşınca, sadece zihninde birazcık düşünebilir ve bir uzuvuyla savunma yapacak zamanı kalmazdı.

 

“Dur!”

 

Henüz Büyük Altı Ahenkli Cennetsel Kapılar Formu’nun dışına hücum eden, Di Long, Di Jian, Di Yang, Di Xu ve Di Nai, hepsi korku içindeydi. Fakat, Hou Fei, Di Feng'in kendini infaz etmek istemesi yüzünden çileden çıkmıştı. Qin Yu, Hou Fei'nin hırçın olduğunu biliyordu, çok hırçındı.

 

Kızgın bir Hou Fei, sadece çok korkunçtur.

 

“Ah!”

 

Hou Fei keskin bir çığlık attı. Onun ifadesi vahşiydi ve hırçınlık ve asilik ile doluydu. Ardından, Di Luan'ın bütün bedeni bir patlamayla parçalandı. Kanlar ve etler etrafa saçıldı. Ancak bu sefer—

 

Öfkeli Hou Fei, Di Luan'a hiç şans vermemişti.

 

Siyah sopası hemen Di Luan'ın kaçmak üzere olan yuanyingine indi. Siyah sopanın saldırısı o kadar güçlüydü ki, yuanyingi göz açıp kapayıncaya kadar tamamen parçalamıştı. Hou Fei'nin siyah sopasının çarpmasındaki gibi bir sesle yuanying beklenmedik bir şekilde patlamıştı.

 

Hâlâ anlaşmak için bir şans olduğunu düşünen Di kardeşler siyah sopanın yuanyinge vuruşunu açıkça görebiliyordu.

 

Patlama hepsini afallatmıştı.

 

kardeş de ölmüştü.

 

kardeşin ölümünden çok kısa bir süre sonra 7. kardeş de ölmüştü.

 

“Benimle uğraşmak, ölüm demektir.” Hou Fei gözleri alevlenmişti. Bütün tüyleri dikleşmişti. Vücudundan aşırı derecede vahşi bir hava ortaya çıkmıştı ve bütün yönlere yayılıyordu. Bu tamamıyla asil hava gerçekten korkutucuydu.

 

Sopasının vuruşuyla yuanyingin patlamasına sebep oldu ama bedeni beklenmedik bir şekilde hiç yara almamıştı.

 

“Sen, sen...”

 

Di Long ve diğer 4 kardeşi Hou Fei'ye baktı. O kadar sinirlenmişlerdi ki, bir cümleyi bile bitiremediler. Gözleri kızarmıştı. Ardından hepsi öfkeyle gürledi ve delirmiş gibi Hou Fei'ye hücum ettiler. 2 kardeşlerinin çok kısa bir zaman içerisinde başarıyla öldürülmesi onları çıldırtmıştı.

 

 9 kardeşin içerisinde sadece Di Luan ve Di Feng'in ikisi erken aşama Dongxu seviyesiydi ve aynı zamanda en zayıf olanlar da bu ikisiydi. Di Long ve diğerleri bu ikilinin sadece çok ciddi meselelerde yer almasına izin veriyordu ve onları çok fazla önemsiyorlardı. Ancak şimdi ikisi de ölmüştü.

 

Kılıcını tutan Di Long, öfkeyle salladı!

 

Di Jian'ın ellerinde yeşil bir ışık parladı!

 

Di Xu ellerinde, öfkeyle uzun bir sopa sallıyordu.

 

…

 

Kendi güvenliklerini hiçe sayarak, Di kardeşlerin geriye kalan 5'i Hou Fei'ye tek vuruşta öldürme isteğiyle vahşice saldırdı.

 

“Sadece gücüne güvenme Fei Fei. Senin hızın Di Long ile denk sayılır ve sen daha çeviksin bu yüzden saldırılardan kaçabilmeye çalış.” Qin Yu hemen kutsal duyusuyla konuştu. Hou Fei kesinlikle ondan daha yavaştı ama Di Long'dan hızlıydı.

 

Bir kutsal canavar her şeyden önce sıradan bir canavar değildi.

 

Tüm Xiuzhen dünyasındaki tek Ateşli Göz Su Maymunu nasıl basit olabilirdi?

 

“Merak etme abi. Ha-ha, müthiş, müthiş, velet, sen de sopa kullanıyorsun o zaman benim sopamın bir tadına bak.” Hou Fei'nin sesi kara kaya adasının hava sahasında yankılandı. Sürekli olarak saldırıları atlatmaya çalışıyordu.

 

O bir maymundu, dahası ilahi bir maymundu bu yüzden aşırı derecede çevikti. Saldırılardan kaçışları mükemmeldi ve düzenli bir desen izlemiyordu. Di Long ile denk hızda olsa da, Di Long ve Di Jian'ın ona saldırması oldukça zordu.

 

Bang!

 

Hou Fei'nin siyah sopası ve Di Xu'nun uzun sopası birbiriyle çarpıştı. Di Xu onlarca metre geriye uçtu Hou Fei ise bir kaç metre geri tepti. Fakat, şimdi Di Long, Hou Fei'ye arkasından yaklaşmıştı ve kılıcını Hou Fei'nin sırtına doğru salladı.

 

Hou Fei elini arkasına çevirdi ve çabucak sopasını salladı. Sopa ve uçan kılıç çarpıştı. Devam etmekten kendini alamıyordu.

 

“Hahaha, harika, hadi bir daha deneyelim!”

 

Aniden Di Long'a yüklendi.

 

“Ölmek mi istiyorsun?” Di Long hemen toparlandı ve bütün enerjisini yoğunlaştırdı. Hou Fei'yi tek vuruşta öldürmek istiyordu. Ancak birden, Hou Fei'nin gözlerindeki ışığın beklenmedik bir şekilde yoğunlaştığını ve Hou Fei'nin daha da güçlendiğini fark etti.

 

Hou Fei gücünü saklıyordu!

 

Di Long gizliden şok oldu. Fakat hâlâ kılıcını tutuyor ve Hou Fei'nin siyah sopasına, olabildiğince sert sallıyordu.

 

Biri, yıldırım gibi aşırı bir hızla, saldırısını yaptı!

 

Biri dünyayı sarsan bir güçle saldırdı!

 

Bang!

 

Ortalık titredi ve 2'si de birden geriye uçtu.

 

Onlar birbiriyle denkti!

 

“Gerçek formunu kullanmadan beni yenebileceğini düşünme bile.” Hou Fei küçümsercesine konuştu. Daha önce Qin Yu'ya, Di Long ile çılgın modda başa baş dövüşebileceğini söylediğinde, Di Long'un gerçek formunu kastediyordu. Di Long gerçek formuna geçmezse, Hou Fei'nin kesinlikle çılgın moda geçmesi gerekmeyecekti.

 

Ancak, ikisi şiddetle çarpıştıktan sonra geriye uçarken—

 

“Dikkatli ol!” Qin Yu'nun sesi Hou Fei'nin zihninde kutsal duyu aracılığıyla yükseldiğinde…

 

Pu!

 

Hou Fei hemen sıyrılmaya çalıştı fakat yine de sırtından bir kılıç ile vuruldu ve 30-40 cm uzunluğunda çok büyük bir yara açıldı. Eti yarıldı ve yarasından durmadan kan akıyordu.

 

“Hou Fei, ölmek için hazır ol.”

 

Di Jian öfkeyle bağırdı ve saldırıya geçti. Hou Fei'nin iyileşme yeteneği hayli iyiydi fakat Qin Yu'nun Meteorik Gözyaşı ile karşılaştırılamazdı. Yara çok büyük olduğu için, şeytani elemental enerji ile sarılmış olsa da kan akmaya devam ediyordu.

 

Bang! Bang! Bang! Bang!

 

Büyük Altı Ahenkli Cennetsel Kapılar Formu içinde devamlı olarak bombardıman sesleri yükseldi. Bunun sebebi, forma durmaksızın saldıran, çok endişeli Qin Yu'dan başkası değildi.

 

Bütün saldırılarını bütün gücüyle gerçekleştiriyordu.

 

Ancak Dokuz Şeytan Salonu'nun 7 majestesi formu birlikte kurmuştu ve Qin Yu, Di Long'dan bir aşama düşüktü dolayısıyla onun formu kırması basitçe imkânsızdı.

 

“Ne yapabilirim? Ne yapmalıyım?” Qin Yu oldukça sabırsızlanmıştı. Hou Fei açıkça çok güçlüydü fakat Di Long, Di Jian ve diğer 3 Di kardeş ile karşılaşmak onun için hayra alamet değildi. Qin Yu dişlerini sıktı. Elinde bir alıcı belirdi.

 

Bu, Lan Amca'nın ona verdiği alıcıydı. Ancak, tam Qin Yu mesajı gönderecekken,

 

“Ha-ha, bu çok ilgi çekici. Dokuz Şeytan Salonu veletleri, biraz statüye sahip olabilirsiniz, ama kim sizin tek bir rakibe karşı birlik olacağınızı düşünebilirdi? Cık cık, biraz fazla oldunuz.” güçlü bir ses bütün kara kaya adasında yankılandı. Aynı zamanda, adanın etrafındaki sular gürlemeye başladı.

 

Aniden gökyüzünde bir siluet belirdi.

 

Bunu gören Qin Yu şok olmadan edemedi çünkü adamın bedeni insan bedeni kafası ejderha kafasıydı, son derece garip görünüyordu. Bu adam bir azure imparator elbisesi giyiyordu. Verdiği hava kocaman bir dağın ağırlığı kadar eziciydi. Oradaki herkes dehşeti hissedebiliyordu, karşı konulamaz bir güç!

 

“Efendim!”

 

Teng Shan ve Azura Ejdeha Sarayı muhafızları hemen eğildi ve aşırı bir saygıyla bağırdılar.

 

Diğer tarafta Lou Ke ve astları da eğildi ve selamlayarak: “Sizinle karşılaşmak çok büyük bir onurdur Azure Ejderha Efendisi. Ben Mavi Su Köşkü’nden Lou Ke ve bunlarda köşkün muhafızları.” dedi. Onlar da oldukça saygılıydı.

 

“Azure Ejderha Efendisi mi?” Qin Yu hayrete düştü. Önündeki ejderha başlı adam beklenmedik şekilde, denizaşırı Xiuzhen dünyasının 1 numaralı uzmanı olarak anılan Azure Ejderha Efendisi'ydi.

 

“Azure Ejderha Efendisi ilahi bir canavar değil mi? 9'da 9'luk Göksel Felaketi geçmeden insan formuna geçebilmesi imkânsız değil miydi?” Qin Yu şimdi şüphe ile dolmuştu.