Stellar Transformations - Bölüm 5.33: 9 Muhafıc

---

 

Çeviri: Renfro

Düzenleme: Sajapyu

 

 

Qin Yu’nun Kan Kırmızısı Mağara’nın doğu bölümünde yer alan avlulu evinde Hou Fei bacaklarını çaprazlayarak oturmuş ve odasında kapalı kapı eğitimi yapan Qin Yu’ya korumalık yapıyordu. Qin Yu’nun odaya girdikten hemen sonra sıvışacağını biliyor olsa da Qin Yu’onun isteği üzerine o da bir süredir içeride Qin Yu varmış gibi davranıyordu.

 

Aniden gözlerini açtı ve önünde beliren silüet doğru bir bakış attı.

 

“Büyük kardeşim!” Hou Fei’nin yüzünde gülücükler açmıştı.

 

Ama daha sonra Qin Yu’nun sağ elinin halini görünce kaşlarını çatmadan edemedi. Qin Yu’nun sağ eli delinmişti ve orada korkutucu bir delik vardı. Yüzü solgun olan Qin Yu aceleyle konuştu: “Fazla soru sorma, Fei Fei. Sadece odama kadar beni takip et.”

 

Dedikten sonra aceleyle odasına gitti. Hou Fei de hiçbir kuşku duymadan onu takip etti. Aynı zamanda içeride neler olduğunu kimse anlamasın diye elini sallayarak kısıtlayıcı büyüler koydu.

 

Odaya girdikten sonra Qin Yu yağının üzerine bacaklarını çaprazlayarak oturdu ve derin bir nefes aldı. Şu anda sağ avucunun delinmiş olması umurunda değildi. Birkaç dakika önce göz açıp kapayıncaya kadar ya ölecekti ya yaşayacaktı. Sadece şimdi odasına döndüğünde tamamen sakinleşebilmişti.

 

“Neler oldu, Büyük kardeşim?” Hou Fei hemen sordu.

 

Qin Yu bu sefer ne kazandığını hatırladı. Ve gülümsemesine engel olamadı: “Fei Fei, harekete geçmen gerektiği zaman harekete geçmelisin. Aşırı ihtiyatlı olmayacaksın. Aksi takdirde fırsatı kaçırdığında pişman olmaya bile vaktin olmayacak. Eğer bir şey elde etmek istiyorsan o zaman hayatını riske atmayı da bileceksin.”

 

Hou Fei şaşkındı. Gözlerini kırpıştırdı ve şüphe duymadan : “Ne demek istiyorsun büyük kardeşim?”

 

“Harika, bu gerçekten harika!”

 

Qin Yu cevap vermedi. Elini sallamasıyla önünde iki yuanying belirdi. Bu yuanyingler içindeki ruhları kaybettiklerinden şu anda enerji kristali gibiydiler. Ayrıca belirsiz mor bir ışık yayıyorlardı.

 

Hou Fei’nin ateşli gözleri hemen parladı. İki ışık demeti yuanyinglere vurdu.

 

“Ne kadar güçlü bir enerji!” Hou Fei şaşkına dönmüştü. “Bunlar en azından Dongxu seviyesindeler. Bunları nereden buldun, büyük kardeşim? Bunların sana büyük yardımı dokunur.” Onları asla kendisi için almayı düşünmemişti.

 

Qin Yu, Hou Fei’ye bakarak konuştu: “Haklısın. Ama sadece bana değil sana ve Küçük Hei’ye yardımı dokunabilir.” Qin Yu onları hiç kendisi için almayı düşünmemişti.

 

“Bu yuanyinglerden biri orta aşama Dongxu seviyesi bir mor şeytani su ejderhasının, diğeri ise erken aşama Dongxu seviyesi kan kırmızısı su pitonunun. Bu yuanyingler kendileri ile aynı seviyede olan Xiuxianistlerden çok daha fazla enerji barındırıyor. Cha Hong’un yuanyingi benim için yeterli, bu nedenle sen ve Küçük Hei, Di Tong’un yuanyingini birlikte özümsemelisiniz.”

 

Hou Fei başını salladı: “İmkansız. Orta aşama Dongxu seviyesi mor şeytani su ejderhasına ait bir yuanying benim için çok fazla enerjiye sahip. Vadiyi terk ettikten sonra sadece küçük bir zihinsel atılım yaptım bu nedenle ruhum sadece geç aşama yuanying seviyesini destekleyebilir. Ne demek istediğimi anlayabiliyor musun, büyük kardeşim?”

 

Hou Fei şu anda orta aşama yuanying seviyesinde olsa bile ruhu geç aşama yuanying seviyesinde idi.

 

Hou Fei devam etti: “En fazla geç aşama yuanying seviyesine ulaşabilecek kadar enerji özümseyebilirim. Çok fazla enerji özümsersem güç seviyem ruhsal seviyemi geçecektir, bu da enerjimin kontrol edilemez bir hale gelmesine hatta kaotikleşmesine neden olabilir. Eğer bu ciddileşirse enerji sapması yaşarım ve bu da ruhumun yok olmasına neden olur!”

 

Qin Yu da bunu iyi bir şekilde biliyordu.

 

Ruh temeldi. Enerji kontrolü bir kişinin ne kadar iyi olursa olsun eğer güç seviyesi ruhsal gücünün seviyesini aşarsa ilk olarak savaş esnasında onu kontrol etmesi zorlaşacak ve ikinci olarak ise enerjisi kaotikleşecekti.

 

“Bunu biliyorum. Ama sen uzun zamandır orta aşama yuanying seviyesindesin. Geç aşamaya ulaşmak istiyorsan yuanyingin bir kısmını özümsemen yeterli olacaktır. Küçük Hei’ye gelince…” Qin Yu Küçük Hei aklına gelince hemen vericiyi çıkardı.

 

Qin Yu’nun vericisini çıkardığını görünce Hou Fei onun Küçük Hei’ye mesaj gönderdiğini anladı.

 

“Xiao Hei, bir süre daha beklemeye devam et. Kan Kırmızısı Mağara’daki işleri hallettikten sonra sana gelmen için mesaj yollayacağım. Doğru, bir Dongxu seviye yuanyinge sahibim. Ne kadar enerji özümseyebilirsin?” Qin Yu direk Küçük Hei’ye ne kadar enerji özümseyebileceğini sordu.

 

Bir süre sonra Küçük Hei cevap verdi.

 

“Dongxu seviyesi? Büyük bir balık yakalamış gibisin, büyük kardeşim? O ezik Cha Hong olamaz, değil mi? Ne kadar özümseyebileceğime gelince yasak bir tekniği uyguladığımdan dolayı vücudum çok sert değişimler geçirdi, bu yüzden pratikte ve ruhumdaki ilerlemem öncekinden çok daha hızlı. Ama … çok hızlı bir şekilde ilerlesem de daha çok az vakit geçti. Şimdi benim ruhumun seviyesi erken aşama yuanying seviyesinde. Hiçbir şekilde enerji özümseyebileceğimi düşünmüyorum.” Qin Yu Küçük Hei’nin cevabını duyduktan sonra ne yapacağını bilememişti.

 

Denizaşırı Xiuyao dünyasında Jindan ve yuanying özümseyen Xiuyaoistler olsa da gerçek uzmanlar güç seviyelerinin ruh seviyelerini aşmasına izin vermezlerdi. Hem Hou Fei hem de Hei Yu, Qin Yu’dan aldıkları yuanyingi özümseyebilseler de çiğneyebileceklerinden daha fazla lokma ısırmaya cesaret edemiyorlardı.

 

Geçmişte Lei Wei kendinden güçlü olan düşmanları yenmiş olsa da onların yuanyinglerini kendi ruh gücü yavaşça geliştiğinden dolayı özümsemeye cesaret edememişti.

 

Gücünü arttırmak için çeşitli yollar vardı. Birincisi güç arttırıcı haplar yapmak için çeşitli bitkiler toplamak. Bu yolun temelinde yatan birçok problem vardı, değerli otları toplamak zorken üretim yöntemleri de bir o kadar karmaşık idi.

 

İkinci yol ise başka Xiuzhenistlerin Jindan ve yuanyinglerini özümsemekti.

 

Ama ruhu hızlı bir şekilde geliştirmek zordu. En azından kimse ruh gücünü aniden arttıran bir teknik bilmiyorlardı. Bu nedenle pek çok Xiuzhenist başkalarının Jindan ve yunayinglerini özümseyemiyordu. Sonuçta Xiuzhenistler ancak ruh seviyeleri belli bir düzeye ulaştıktan sonra başkalarının Jindan ve yuanyinglerini özümsemeye cesaret ederlerdi .

 

“Ama ben vadide kalıyorum, büyük kardeşim. Ne zaman Bayan Li’er’in zither çalışını dinlesem ruhsal gücüm hızla artıyor. Belki yakında ruhsal gücüm orta aşama yuanying seviyesine geçer ve o zaman seni bulmaya gelirim.” Hei Yu verici aracılığı ile konuştu.

 

“İyi, o arada bende Kan Kırmızısı Mağara’daki işleri yoluna koyarım.”

 

Daha sonra Qin Yu ve Xiao Hei aralarındaki bağlantıyı sonlandırdı.

 

“Fei Fei, bu orta aşama Dongxu seviyesi yuanying. Senin güç seviyen benden daha yüksek olduğundan ilk özümsemeyi sen yapmalısın.” Qin Yu kendisi için acelesi olmadığından yuanyingden ilk özümsemeyi Hou Fei’nin yapmasına izin verdi. Hou Fei reddetmedi ve hemen yere bacaklarını çaprazlayarak oturdu.

 

Ağzını açtı ve ağzından Di Tong’un yuanyingini saran bir alev çıktı.

 

Alev tarafından sarmalanan yuanying yavaşça eridi. Çeşitli mor sıvı akımları Hou Fei’nin vücuduna doğru akarak onunla birleşiyordu. Özümseme hızı açısından Hou Fei bir kenarda nöbet tutan Qin Yu’dan on kat daha hızlıydı.

 

Yarım gün sonra,

 

Yuanyingin beşte biri özümsenmişti. Bacaklarını çaprazlayarak oturmuş Hou Fei’nin ateşli gözleri aniden parıldayarak açıldı.

 

Hou Fei’yi kutsal duyusu ile arayan Qin Yu onun geç aşama yuanying seviyesine ulaştığını tespit etti. Hemen gülümseyerek konuştu: “Tebrikler, tebrikler, geç aşama yuanying seviyesine ulaştın. Belki şimdi mor şeytani su ejderhası Di Tong ile bile savaşabilecek güce sahipsin.”

 

Çok heyecanlı Hou Fei değişik bir şekilde gülerek: “Di Tong mu? O orta aşama Dongxu seviyesindeydi ve gerçek formunda kendisiyle aynı seviyede olan sıradan Xiuyaositlerden kat be kat daha güçlüydü. Daha önceleri onunla karşılaştırılamazdım bile, ama şimdi, kaka ~~~”

 

Çok memnun görünüyordu.

 

“Hemen pratik yapmaya başlamalısın, büyük kardeşim. Ruhunu nasıl bu kadar hızlı bir şekilde geliştirebiliyorsun aklım almıyor. Ruhumun seviyesi senin kadar yüksek olsaydı bir ara bile vermeden o yuanyingin hepsini özümserdim.” Qin Yu’ya bakan Hou Fei onu övmeden duramadı.

 

Qin Yu gülümsedi.

 

Meteorik Gözyaşı hakkında şu an bile hiçbir şey bilmiyor ve onu kontrol etmek için bir şey yapamıyordu. Bu hazineye elde edebildiği için çok şanslıydı ya da Meteorik Gözyaşı ile karşılaşması kaderdi.

 

“Pekala, Fei Fei, dışarıda benim için korumalık yap. Tüm konsantrasyonumu yuanyingi özümsemeye vermek istiyorum!”

 

Beşte biri Hou Fei tarafından Di Tong’un yuanyingini Qin Yu özümsemeye başladı. Şimdi ruhsal gücü erken aşama Dongxu seviyesindeydi. Aslında Qin Yu’nun kendisi bile ruhsal gücünün gelişme hızına hayranlık duyuyordu

 

Ancak…

 

Ruhsal gücü hızlı bir şekilde gelişen bir tek Qin Yu muydu?

 

Küçük Hei yasaklı tekniği uyguladıktan sonra onunda ruhsal gücü hızla gelişiyordu. Ruhsal gücü sadece birkaç yılda erken aşama Jindan seviyesinden erken aşama Yuanying seviyesine ulaşmıştı . Ve bir Xiuzhenist için sezgisel aydınlanma anlık bir şey olduğundan ruhsal gücünün hızlı ve ani bir şekilde artması sıradan bir şeydi.

 

Ama içgörü anları tamamen rastgele bir şekilde gelirken Qin Yu’nun ruhsal gücünün gelişimi tamamen istikrarlıydı.

 

Şu andan itibaren dışarıda olup bitenleri tamamen göz ardı ederek tüm dikkatini yuanyingi özümsemeye vermişti. Hou Fei dışarıda korumalık yaparak kimsenin onu rahatsız etmesine izin vermiyordu.

 

……

 

Kan Kırmızısı Mağara’nın kuzey kısmı.

 

Yapma dağdaki gizli odaların tamamı yerin altına yapıldıklarından dolayı yarısı yıkılmış olsa bile yüzeyde hiçbir şey değişmemiş gibi görünüyordu. Görülebilen tek değişiklilik mağaranın ağzının parça pinçik olmasıydı.

 

Fakat mağaranın ağzı yapma dağın iç kısımlarında yer aldığından dikkatlice bakmayan kimse bunu fark edemezdi.

 

Kan Kırmızısı Mağara’nın korumaları bile devriye gezerken Cha Hong tarafından verilen emir dolayısıyla bu gizli odaların etrafından dolaşmak zorundalardı. Daha önceleri Cha Hong genellikle burada siyah yeşim çantayı açmak için uğraştığından dolayı doğal olarak hiç kimsenin onu rahatsız etmemesini istemişti.

 

Qin Yu’nun kısıtlama büyülerini kırıp odasına gittiğinden beri yarım gün geçmişti. Bu süre zarfında onlarca devriye bu kısımdan geçmiş olsa da mağaranın yıkılmış ağzı yapma dağı iç kesiminde yer aldığından ve Cha Hong iç kesime girmeyi yasakladığından dolayı fark edememişlerdi.

 

Başka bir ekip devriyedeydi. Ekip lideri büyük, kaslı ve bakır çanlara benzer gözlere sahipti. Şu anda genişçe açılmış boğa gibi gözleriyle etrafa bakıyordu. Ama aniden durdu.

 

“Ne oldu, lider Xuan Kui? Niçin durdunuz?” Kısa, zayıf bir koruma sordu.

 

Ancak Xuan Kui, yapma dağa bir inanamamışlık ile bakıyordu. Aslında devriye görevlileri yapma dağın etrafından dolaştıklarından dolayı mağaranın ağzını görebildikleri çok küçük bir alan şu anda Xuan Kui’nin durduğu yerdi. Eğer azıcık yana kaysa mağaranın girişi gözlemleyebildiği bir yer olmaktan çıkacaktı.

 

“Beni takip et!”

 

Ekip lideri Xuan Kui yüksek sesle bağırdıktan sonra hızla yapma dağa ilerlemeye başladı

 

“Lider, devriye rotamız o noktaya girmemize izin vermiyor.” Kısa , zayıf koruma bağırdı. Ama yapma dağın kenarına gelen Xuan Kui yine aniden bağırdı: “Bu kötü! Gizli katın girişi yok edilmiş! Hemen gidin ve muhafızları haberdar edin!”

 

Gizli katın girişi yok mu edilmiş ?

 

Oradaki korumalar arasında bir karışıklık çıktı. Bu kazanın ciddiyetinin hepsi farkındaydı. Birisi zorla girmediği müddetçe niye giriş yıkılmış olsun ki? Hemen bütün korumalar muhafızları durumdan haberdar etmek için fırladılar.

 

Geniş ağızlı bir balta tutan Xuan Kui girişe bakıyordu. Mağaranın girişinin ona doğru bağlanan kesimi sayısız moloz parçası tarafından kaplanmıştı.

 

“Ne oldu, Xuan Kui?” Zhuang Zhong aceleyle gelen ilk kişiydi. Hemen onun komutası altında olan ekip lideri Xuan Kui’ye bağırdı. Xuan Kui aceleyle eğildi ve konuştu: “Ben de bilmiyorum. Bu durumu henüz birkaç dakika önce keşfettim ve hemen sizi ve diğer muhafızları çağırmak için korumaları yolladım.”

 

Bir süre sonra 3 tosbağa kardeş, iki kaplan köpekbalığı kardeş , iki yılan kız kardeş ve Teng Bi geldi.

 

“Muhafız Hou Fei ve Qin Yu nerede?” Yan Qing direk sordu.

 

Zhuang Zhong gülümseyerek konutu: “Küçük kız kardeş Yan Qing, muhafız Liu Xing yarım aydır kapalı kapı eğitimde. Muhafız Hou Fei de ona göz kulak oluyor. Belki muhafız Liu Xing eğitimini henüz bitirmemiştir.” Biraz konuştuktan sonra 9 muhafız girişe doğru ilerlediler.

 

Girişteki parçalanmış kayaları gördüklerinde içlerinde kötü bir duygu oluşmuştu.

 

Yer altındaki gizli kata girmek için eğimli geçitten ilerlediler. Ama gizli kata girer girmez gördükleri manzaradan sonra gözleri yerinden çıkacakmış gibi olmuştu.

 

Çeşitli gizli odalar tamamen yıkılmıştı. Molozları geride kalmış gizli odaların arasında 600-700 metre boşluk bırakarak kenarlara doğru yayılmıştı. Yıkılan odaların parçalarının bir kısmı da bu alanın etrafına yayılmıştı.

 

“Bak! Bir kan lekesi var!” Yılan kadın Xi Yan boş bir alanı göstererek bağırdı.

 

Diğer sekiz muhafız da onun işaret ettiği yere baktılar. Burada kesinlikle kan kırmızısı su pitonu ile mor şeytani su ejderhası arasında olan savaşta meydana gelen devasa bir kan lekesi vardı.

 

“Bu iz dev bir pitonun kuyruğunu yere sallamasından dolayı oluşmuş.” Teng Bi devasa ize bakarak soğukça konuştu.

 

3 siyah tosbağa kardeşler, 2 kaplan köpekbalığı, Wu Tong ve Wu Feng, iki yılan kadın, Yan Qing ve Xi Yan, Zhuang Zhong ve Teng Bi, toplam dokuz muhafız dikkatlice durumu inceledikten sonra şiddetli bir savaş gerçekleştiği sonucuna vardılar.

 

Dahası savaşın ana karakterlerden birisi gizli katta kapalı kapı eğitimi yapan mağara ustası Cha Hong’du.

 

9 muhafız birbirine baktı. Şiddetli bir savaş olmuş olsa da ne olduğunu bilmiyorlardı. Hatta Cha Hong’un ölüp ölmediğinden bile bi haberdiler. Bu kazayı Cha Po’nun ölümüyle birleştirince içlerinde kötü duygular belirmeye başladı.

 

“Gidelim! Mağara ustasının yaşam yeşimtaşının hala sağlam olup olmadığına bakalım!”

 

En güçlüleri Teng Bi bağırarak emir verdi. 9 muhafız gizli katı terk ederek doğrudan mağara ustasının yaşam yeşimtaşının olduğunu mekana doğru ilerlediler. Bu oda hep birileri tarafından kontrol edilirken dışarısı da korunurdu.

 

Mekanın önünde nöbet tutan iki koruma 9 muhafızın topluca geldiğini görünce şaşkına dönmüştü.

 

“Efendiler!” Bir dizlerinin önüne çökerek bağırdılar.

 

Teng Bi iki korumaya baktı. Yan Qing sabırsız bir şekilde güzel sesiyle: “İkiniz çabuk kapıyı açın.” Bu oda kısıtlama büyüleri tarafından korunduğundan dolayı zorla açmaya cesaret edemediler. Başka şansları olmadığından korumalara emir verdiler.

 

“Anlaşıldı, Hanımefendi.”

 

Bir koruma ayağa kalkarak kapıya çeşitli şeytani element enerjileri yolladı. Bir mavi ışık parladı ve odanın kapısı yavaşça otomatik bir şekilde açılmaya başladı.

 

Kapı açıldığı sırada dokuz muhafızın da gözü ruh yeşimtaşı bulunduğu ahşap masadaydı. Ve şimdi en yüksek noktada bulunan yaşam yeşimtaşı parçalarına ayrılmıştı. Bu yaşam yeşimtaşı Cha Hong’a aitti!

 

Dokuz muhafızın yüzlerinin rengi tamamen değişti.

 

Cha Hong çoktan ölmüştü!