Stellar Transformations - Bölüm 5.29: Meteor Seviyesi

---

 

Çeviri: Renfro

Düzenleme: Sajapyu

 

Çeşitli koruma ekipleri sürekli Kan Kırmızısı Mağara'da devriye geziyorlardı. Yürüyüş yollarında ve geçitlerde bekleyen kadınlar bile daha ihtiyatlıydılar ve korumalara cezbedici bakışlar atmaya cesaret edemiyorlardı. Kan Kırmızısı Mağara'nın şu anki atmosferi oldukça bunaltıcıydı.

 

Yang Qing ve kız kardeş, 3 tosbağa kardeşler, iki kaplan köpekbalığı, Teng Bi, Qin Yu, Hou Fei ve Zhuang Zhong’dan oluşan muhafız grubundan kimse dışarıda dolaşmıyor ve kendi evlerinde konaklıyorlardı.

 

Günden güne üzerlerindeki baskı artarak onları daha ihtiyatlı olmaya teşvik ediyordu…

 

……

 

Dokuz Şeytan Salonu'nun ana salonu,

 

Yükseltilmiş bir platformun üzerinde bir taht bulunuyordu. Tahtın her iki tarafında da dörder taht daha bulunuyordu. Şu anda sırmalı ipek kumaştan yapılma kaftanlar giyen 8 adam tahtlarında oturuyordu. Sadece soldan ikinci tahtın sahibi salonda bulunmuyordu.

 

En yüksek tahtta oturan adamın ince kaşları büyük gözleri vardı. Vücudu doğal olarak bir hükümdar aurası yayıyordu.

 

Bu mor giyimli adam elindeki 3 cun uzunluğundaki kılıcı inceliyordu. Bir müddet dikkatlice inceledikten sonra: “Bu efsanevi 9 Kılıçtan altıncısı. Kesinlikle güzel bir kılıç, muhteşem.” Gözleri heyecanla parlarken durmaksızın bu sözleri haykırıyordu.

 

GhostKing Notu: 3 cun yaklaşık 1 santim ediyor.

 

Ancak onun sağındaki ilk mor giyimli adam eleştirel olarak : “Büyük kardeşim, bunun neresi iyi? Sadece üst düzey bir silah değil mi? Üst düzey kutsal silahlar ne kadar değerli olsa da bu silah ününü hak etmiyor. Bazı özel işlevleri hariç bunu bu kadar değerli yapan ne ki?”

 

“Sen ne bilirsin ki?” Üstteki mor giyimli adam gülerek konuştu.

 

Dokuz Şeytan Salonun dokuz kardeşlerinin gerçek formları su ejderhalarıydı. İlahi ejderha olmasalar bile güçleri ilahi ejderhalara yakındı. Bir Mor Şeytani Su Ejderhası kendisi ile aynı güce sahip 5 6 Xiuyaoisti yenebilirdi . Bundan dolayı bazı güçlerinde onlara katılmasıyla 9 Mor Şeytani Su ejderhaları  okyanustaki 3 süper güçten biri olmayı başarabilmişti.

 

Yüksekteki mor giyimli kişi onların büyük kardeşleri, Di Long'du!

 

Di Long gözleri parlayarak yeşim kılıca baktı: “Kardeşlerim, sizler bunun bütün özel işlevlerini biliyorsunuz. Ama kılıcın kendisi de olağanüstü. Bir şey söylememe izin verin. Kılıcı dövmek için kullanılan maden buzlu akik taşı.”

 

“Bu nasıl mümkün olur?”

 

Kendisiyle birlikte 7 kardeşi de afallamıştı.

 

Buzlu akik taşının orta seviye kutsal silah yapmak için kullanıldığı ve buzlu akik taşı ile bırak zirve düzey silah* yapmayı yüksek düzey silah yapmak mümkün değildi.

 

ÇN : Buna önceden üst düzey kutsal silah demiştik. Yüksek seviye kutsal silahtan sonra gelen seviyeli silah. Bundan sonra zirve seviye diye çevireceğiz.

 

Di Long dudaklarının kenarında hafif bir gülümsemeyle: “Şüphe etmeye gerek yok. Bu yeşim kılıç ölümsüz konağının anahtarı. Bu yeşim kılıcı döven ölümsüzün gücünü hayal etmek bile imkansızdır. Onlar kesinlikle mucizeler yaratan kişilerdi.”

 

“Bu ölümsüzün orta düzey bir hazineden üst düzey kutsal silah dövebilmesi onun gücünü yansıtıyor. Böyle bir ölümsüzün konağında neler olmaz? Anahtarları bile 9 üst düzey kutsal ise içinde ne tür hazineler vardır?” Di Long’un gözleri parladı.

 

7 kardeşinin de gözleri parladı. Görünüşe göre konağın içindeki hazineleri düşünüyorlardı.

 

Üçüncü kardeş Di Xu konuştu: “Büyük kardeşim, haber aldığımız bilgilere göre, 9 yeşim kılıçtan 7'si ortaya çıkmış. Penglai Ölümsüz Bölgesinde Xiuxianistlerinde  1 tane var. Mor Alev Şeytani Zindanındaki Xiumaoistler şanslılardı ; beklenmedik bir şekilde 2 taneye sahipler. Azure Ejderha Sarayındaki Azure ejderhada bir tane var . Biz de bir tane var ve Mavi Su Konağındaki 3 gözlü yaşlı ucubede 1 taneye sahip. Azure ejderha ve 3 gözlü yaşlı ucube yedinci kılıç için yarışıyorlar.”

 

Su altı Xiuyaoistleri çok güçlüydüler ve elde ettikleri yeşim kılıç sayısı da bunu kanıtlıyordu.

 

Büyük kardeş Di Long başını salladı ve gülümseyerek: “Penglai Ölümsüz Bölgesinde birçok Xiuxian okulu olmasına rağmen sadece bir yeşim kılıca sahipler bu nedenle büyük ihtimalle yakın zamanda aralarındaki iç mücadele başlayacak. Yedinci yeşim kılıca gelince onunla ilgilenmeyeceğiz. Bırakalım Azure ejderha ile 3 gözlü yaşlı ucube birbirini yesin.”

 

Azure Ejderha Sarayından Azure ejderha ile Mavi Su Konağından 3 gözlü karakurbağası iki ilahi canavardı. Her ikisine karşı savaşmak Dokuz Şeytan Salonuna tüm numaralarını kullandıracaktı.

 

“Büyük kardeşim, şimdi yedinci kılıç ortaya çıktı, peki geride kalan ikisi nerede?” Dokuzuncu kardeş Di Nai sordu.

 

Di Long kendinden oldukça emin bir şekilde konuştu: “Hiç kimse şu an dokuzuncunun nerede olduğunu bilmiyor. Ama… ben sekizincinin nerede olduğunu biliyorum. Bu sefer, sekizinci kardeşim onun için yola çıktı. Tahminim doğruysa sekizinci kardeşimiz bunu kolaylıkla halledecektir.”

 

Üçüncü kardeş Di Xiu gülümseyerek konuştu: “Dokuzuncu kardeşim bu işten benim de haberim var. Büyük kardeşim farklı kamplar hakkında bilgi almak ve aynı zamanda yeşim kılıçları aramak için astlarımızı göndermem gerektiğini söyledi. Ve ben şans eseri sekizinci kılıcın nerede olduğunu saptadım.”

 

Yeşim kılıçları araştırmak.

 

Onları araştıran sadece Dokuz Şeytan Salonu değildi. Aynı zamanda Penglai Ölümsüz Bölgesi , Mor Alev Şeytani Zindanı, Mavi Su Konağı ve Azure Ejderha Sarayı da yeşim kılıçları araştırmak için uzmanları görevlendirmişti. Adaları okyanusu hatta Qian Long kıtasının her bir karış toprağını bile araştırıyorlardı.

 

Allah’tan bu Xiuyaoistler , Xiuxianistler ve Xiumoistler Qian Long kıtasının iç işlerine karışmaktan ziyade yeşim kılıçları aramak için gelmişlerdi. Bu nedenle Qian Long kıtasının istikrarını sekteye uğratmayacaklardı.

 

“Daha fazla yeşim kılıca sahip olmak güzel olur. Eğer daha fazla yeşim kılıca sahip olursak ölümsüz konağı açıldığında sözlerimizin ağırlığı artacak ve daha fazla hazine alabileceğiz. Kesinlikle sekizinci kılıcı ele geçirmek ve dokuzuncu kılıcı bulmak için elimizden geleni yapmalıyız!”

 

Di Long aya kalktı ve yanındaki kardeşlerine baktı ve: “Kardeşlerim, şu andan itibaren dokuzuncu yeşim kılıcı bulmak için elimizden geleni yapalım!”

 

“Evet, büyük kardeş!”

 

Diğer yedi mor giyimli kişi ahenkli bir şekilde görevi kabul etti.

 

……

 

3 ay göz açıp kapayıncaya kadar gelip geçmişti. Kan Kırmızısı Mağara öncesine göre daha sakindi.

 

Şu anda mağaranın gizli odasında,

 

Cha Hong bacaklarını çaprazlamış oturuyordu. Siyah yeşim çanta havada süzülürken renkli ışınlar yayılmaya devam ediyordu. Ve Cha Hong’un son derece güçlü enerjisi çantanın üzerindeki Toz Giderici kısıtlayıcı büyüyü nötralize etmeye durmaksızın devam ediyordu. Şu anda Cha Hong bile heyecanlıydı.

 

Ellerini geri çekti ve çantayı şeytani element enerjisi göndermeyi bıraktı. Şu anda alnından boncuk boncuk ter akıyordu.

 

“Whew.”

 

Cha Hong’un kaşları da ter içinde kalmıştı. Bu siyah yeşim çantaya yüz yıl önce sahip olmuştu ve şimdi bugün çok yakında siyah yeşim çantanın açılacağını anlamıştı. O zaman çantanın içindeki hazineyi ele geçirecek ve nihayetinde emellerine ulaşmak için güvenebileceği bir şeylere sahip olacaktı.

 

Penglai Ölümsüz Bölgesinin Xiuxianistleri, Mor Alev Şeytani Zindanının Xiumoistleri, Azure Ejderha Sarayı , Dokuz Şeytan Salonu, ve Mavi Su Konağı Xiuzhen dünyasının beş süper gücüydüler .

 

Kan Kırmızısı Mağara Dokuz Şeytan Salonun altında çalışan 8 küçük güçten biriydi. Basitçe süper güçler ile karşılaştırılamazdı. Bu nedenle Cha Hong siyah yeşim çantayı ele geçirdiğinden beri düşük bir profil tutmaya ve dikkatli olmaya çalışmıştı.

 

“100 yıl sonra nihayet lanet olasıca kısıtlayıcı büyü kırılmak üzere. Bunu yapan ölümsüz gerçekten komik birisi olmalı. Bu sadece bir toz giderici büyü değil miydi? Bunun için azıcık enerji kullanmak yeterli olurdu. Niye bu kadar enerji harcıyorsun ki?” Cha Hong gülümseyerek iç çekti.

 

Şu anda oldukça iyi bir ruh hali içerisindeydi.

 

Ancak ikinci kardeşi Cha Po’nun ani ölümünü hatırlayınca içi kötü düşünceler ile doldu.

 

“Umarım bu son noktada beklenmedik bir şey olmaz. Ama … ben kesinlikle hiç kimsenin hazinemi çalmasına izin vermeyeceğim.” Cha Hong’un gözleri soğuklukla parladı. Daha sonra şeytani element enerjisini yenilemek için bir süre bekledikten sonra Toz Giderici kısıtlayıcı büyü nötralize etmek için enerji yollamaya devam etti.

 

……

 

Kan Kırmızısı Mağara'nın doğu tarafındaki Qin Yu’nun avlulu evinde,

 

Hou Fei bacaklarını çaprazlamış ve gözlerini kapamış bir şekilde avludaydı.  Hemen yanında siyah sopası vardı. Üç aydır bu şekilde pratik yapıyordu. Ama sürekli etrafı kutsal duyusu ile taradığından dolayı tamamen dikkatini pratik yapmaya veremiyordu.

 

Kesinlikle hiç kimsenin Qin Yu’nun eğitimini baltalamasına izin vermeyecekti.

 

Qin Yu, Hou Fei tarafından korunan evde pratik yapıyordu. Şu anda vücudu yıldızların ışığına benzer bir ışık yayıyordu. Yıldız enerjisi onu çepeçevre saran dev bir Nebula oluşturuyordu. Qin Yu bacaklarını çaprazlamış bir şekilde yatağında oturuyordu.

 

Şu anda ise havada süzülüyordu.

 

Aniden!

 

Nebula hızla dönmeye başladı. Aynı zamanda okyanusun üstündeki güneş beklenmedik bir şekilde okyanusun dibindeki bir yere su arayıcılığı ile yakıcı bir enerji akımı yolladı.

 

Aniden nebulanın rengi altın sarısına döndü. Qin Yu’yu saran ışık tamamen altın sarısı olmuştu.

 

Vücudunun içinden bir dizi az duyulması güç ses çıktı. Bütün alnı boncuk boncuk ter olmuştu. Şiddetli ağrılar nedeniyle terliyordu ama acılara tahammül etmeye çalışıyordu çünkü eğitimde önemli bir noktaya gelmiş olduğunu biliyordu.

 

Vücudunun içinde,

 

Dantianındaki gümüş taneciklerin yoğunluğu beklenmedik bir şekilde iki katına çıkmıştı. Sayısız gümüş tanecik hızla dönerken aynı zamanda yakıcı enerji akımı vücuduna dışarıdan girdi. Qin Yu’nun vücudundaki tüm kemik ve kaslar hızlı ve sert bir şekilde değişiklikler geçiriyordu.

 

Her kas, her kemik hatta her hücre hızlı bir değişim geçiriyordu. Vücudunun dayanıklılığı ve esnekliği tekrar tekrar gelişiyordu.

 

Sıcak!

 

Yıldız Alevi sanki Qin Yu’yu kızartıyormuş gibi yanmaya devam ediyordu.Dantian boşluğundaki sayısız gümüş tanecikler son derece hızlı bir şekilde dönmeye devam ediyorlardı. Öncekinden farklı olarak şimdi belirli bir merkezin etrafında dönüyorlardı

 

Chi chi ~~

 

Durmaksızın güneş tarafından desteklenen Yıldız Alevi daha da güçlenmişti. Tekrar tekrar güneş tarafından arıtıldığında gümüş taneciklerin hızları artıyordu. Zaman geçtikçe gümüş taneciklerinin hızı tekrar tekrar artarken aynı zamanda hızla bir merkezin etrafında dönmeye devam ediyorlardı.

 

Elbette ki dantianın dış kısımlarımda daha çok gümüş tanecik vardı ve bu tanecikler zamanla merkeze doğru kayacaklardı. Dantianın devasa alanında gümüş taneciklerin hepsi delicesine merkeze yaklaşmaya çalışıyorlardı

 

Yıldız Alevini geliştiren güçlü ve yanıcı güneş alevi Qin Yu’nun vücudunu arıtmaya devam ediyordu.

 

Bununla eş zamanlı olarak Qin Yu’nun vücudundaki Meteorik Gözyaşı her yere gönderdiği akımlar ile vücudun hızla iyileşmesini sağlıyordu. Ama o kısım iyileştikten hemen sonra ateş tarafından tekrar yakılıyordu.

 

Tekrar tekrar tarafından ateş tarafından yakılmak ve Meteorik Gözyaşının iyileştirmesi sağ olsun Qin Yu’nun vücudunun dayanıklılığı ve esnekliği gelişiyordu.

 

Lei Wei güneş ateşinden yararlanma yöntemini yaratmış olsa da kendisi  Meteorik Gözyaşının iyileştirme kabiliyetinden çok daha düşük olan vücudunun iyileştirme kabiliyetine güvenmek zorundaydı. Bir kişinin hızlı bir şekilde iyileşmesi onun vücudunun arıtılma sayısını etkileyeceği aşikar bir şeydi.

 

……

 

Dışarıda Hou Fei ayağa kalktı ve Qin Yu’nun odasına doğru baktı.

 

Şu anda Hou Fei bile güçlü bir enerji dalgalanması nedeniyle afallamıştı.

 

“Muhafız Hou Fei, ne oldu?” Muhafız Zhuang, Zhong Hou Fei’ye doğru koştu ve sordu. O da burada bir enerji dalgalanması hissetmişti. Bu güçlü enerji dalgalanması nedeniyle şaşkına dönen iki yılan kadın da hızla Qin Yu’nun evine gelmişti.

 

Genelde hiç kimse pratik yaparken bu kadar enerji salınımı yapmazdı.

 

“Toz olun!”

 

Hou Fei aniden onlara korkutucu bir bakış attı ve yüksek sesle bağırdı. Onun korkunç bakışları Zhuang Zhong ve iki yılan kız kardeşin kalplerinin güm güm atmasına neden olmuştu. Sang Mo’yu Kan Kırmızısı Mağara'nın girişinde öldürdüğünü bildiklerinden ağızlarını bir daha açmaya cesaret edememişlerdi.

 

Hou Fei daha sonra geri döndü ve odaya doğru baktı.

 

“Bu alev nasıl gökten aşağı iniyor?” Kalbinde biraz da olsa şüpheliydi. Aslında Qin Yu’nun odasında kısıtlayıcı büyüler vardı ve bundan dolayı diğer muhafızların bundan haberi olmaması gerekiyordu. Ancak bu yanıcı enerji akımı kolaylıkla kısıtlayıcı büyüleri  yok etmişti.

 

Bundan dolayı Qin Yu’nun kritik bir anında vücudundan çıkan enerji akımı diğer muhafızların dikkatini çekmişti.

 

Ve onun evinde toplanmaya başlamışlardı.

 

“Hey, Büyük güzellik Yan, içeride ne oldu?” İki kaplan köpekbalığından Wu Tong, Yang Qing’e sordu. Qin Yu’nun odasını Hou Fei korurken izin almadan içeriye girmeye cesaret edememişti. Hou Fei’nin vahşiliği ve arsızlığını bilmeyen var mıydı?

 

Yan Qing başını iki yan sallayarak konuştu: “Tam olarak bilmiyorum, ama muhafız Liu Xing’in pratiği nedeniyle olmalı.”

 

“Pratik mi? Neden kısıtlayıcı büyüler yerleştirmemiş ki? Hepimiz enerji dalgalanmasını hissedebildik. Kan Kırmızısı Mağara'nın çok gergin bir durumda olduğunu bilmiyor mu?” Üç siyah tosbağadan Bai Ming şaşırmış ve şüpheli bir şekilde sordu.

 

Bu birkaç muhafız tartışırken,

 

Odadan dışarıya yayılan enerji aniden kesildi.

 

Odanın içinde,

 

Havada bacaklarını çaprazlamış bir şekilde süzülen Qin Yu’nun dudaklarının kenarında hafif bir gülümseme belirdi. Gözlerini açtıktan sonra ağzını hafifçe aralayarak derin bir nefes aldı. Henüz rafine etmediği yuayingin üçte biri onun tarafından direk yutuldu.

 

Dışarıdaki nebulada aynı anda kayboldu.

 

Qin Yu’nun dantianında ,

 

Dantianın merkezinde mavi bir Yıldız Alevi vardı. Yıldız Alevinin içinde ise göz kamaştıran altın bir ışık kaynağı vardı. Dikkatlice gözlemlenirse onun meteorumsu küçük altın bir iğne olduğu anlaşılıyordu. Etrafında birkaç gümüş tanecik olan parlak meteor Yıldız Alevi tarafından yakılıyordu.

 

Gümüş tanecikler ise sayıları daha az olsa da dantianda eskiden daha çok yer kaplıyorlardı.

 

Yuanyingin geri kalanı da Qin Yu tarafından bir lokmada yutuldu.

 

Yıldız Alevinin yanması ve yuanyingin üçte birinin rafine edilmesi ile bir dizi çatlama sesi duyuldu.

 

“Güneş ateşinin yardımıyla gümüş taneciklerin büyük kısmını altın iğneyi oluşturmak için kullandım. Güneş ateşi gerçektende olağanüstü bir şekilde güçlü. Yuanyingin üçte birini bir nefeslik süre içinde rafine edebileceğini hiç beklemezdim!” Qin Yu heyecanlı bir şekilde kendi kendine düşündü.

 

Daha sonra ağzının kenarında hafif bir gülümseme belirdi: “Ne kadar hızlanmışım görelim bakalım.” Altın bir ışık dantianındaki meteordan fırlayarak vücudundaki tüm kanallar ile birleşmişti.

 

Whizz!

 

Vücudunun sallanması ile Qin Yu odadan altın bir ışık gibi kayboldu. Hızı eskisine nazaran çok yükselmiş ve 10 kat daha artmıştı. Odanın dışında Hou Fei’nin ateşli gözleri inanamazlık ile yanıp söndü. Aniden Qin Yu’nun aurasının kaybolduğunu hissetmişti.

 

“Fei Fei.”

 

Qin Yu aniden afallamış Hou Fei’nin ardında belirdi.