Cilt II - Bölüm 15: Cinayetin Sonrasında

avatar
530 4

Z (ESKİ) Start Again: Mutlu Son İçin - Cilt II - Bölüm 15: Cinayetin Sonrasında


CİLT II: ALTIN MEKTUPLARI

BÖLÜM 15: CİNAYETİN SONRASINDA

Dün geceden beri süren gergin ortam sabah Satoshi’nin cesedi Redshapel’deki bir mezarlığa gömüldükten sonra da devam etti.


Herkes aynı anda hem çökmüş gibiydi hem de en ufak dokunuşta patlayacakmış izlenimi yaratıyordu.


Sivina ve Ana arkadaşlarının beklenmedik ölümünün ardından dağılmıştı. Ağlamaktan gözleri kızarmış, gece boyu uykusuz kalmışlardı. Lylphia da çökmüş gözüküyordu. Olaydan beri ağzı tek kelime laf etmemişti.


Bu olayın en az etkilediği insansa görünüşe göre Yurine’ydi. Ya da belki gerçek duygularını yüzündeki kayıtsız ifadenin altında gizliyordu.


“Nasıl oldu bu?”


Olaydan yalnızca birkaç saat önce Satoshi ile görüşmüşlerdi. O sırada hayattaydı, yaşıyordu, nefes alıyordu. Şu ansa toprağın altındaydı.


Yu’nun göğsündeki çukur tekrar bir şeyleri yutmaya başlamıştı. Pişmanlık ve keder vücudunu ele geçiriyordu. Satoshi’yi tanıdığını iddia edecek kadar çok vakit geçirmemiş olsalar da durumun canını yakmasına engel olamıyordu.


Yurine: Cinayetin Redshapel Katili tarafından işlendiğini biliyoruz, değil mi?


Dün geceden beri süregelen sessizliği bozan kişi Yurine oldu.


Yu durumun Sivina ve Ana için zor olduğunu bilse de işlerine devam etmeleri gerekiyordu. Bu yüzden grubun kalan üyelerini loncadaki bir masanın etrafında toplamıştı.


Az önce bozulan sessizliğin ardından Yu da konuşmaya başladı.


Yu: İmzasını bırakmış, yani biliyoruz.


Redshapel Katili kurbanlarının vücuduna imzasını kazıyordu. Bundan öncekilerde de böyleydi, Satoshi’de de aynı durum geçerliydi.


Zaten asıl konu katilin kim olduğu değildi. Katil William Berry, yani Redshapel Katili dışında bir başkası olsa da onlar Redshapel Katilini yakalamalıydı ve Satoshi’nin cinayeti Yu ve Yurine’nin asıl amacından sonra ikinci planda kalıyordu. En azından Yu ve Yurine için böyleydi.


Asıl konu ise şuydu: Sivina ve Ana ne yapacaktı?


Pes etmeleri ve görevden çekilmeleri işleri elbette zorlaştıracaktı, Yu onları görev üzerinde tutmak ve onlardan yararlanmak istiyordu.


Yu: Bunun zor olduğunu biliyorum. Eğer çekilmek isterseniz-


Onların varlığı amaçlarına ulaşmalarında yardımcı olabilirdi, bu yüzden onları yoklamak istedi.


Sivina: Hayır. Onu yakalayacağım.


Sesindeki kararlılık Yu’nun hoşuna gitmişti. Yine de böyle acınası bir ifade ile söylediğinde Yu inanıp inanmamak arasında kararsız kalıyordu.


“Güzel.”


Eğer Sivina bu işin peşini bırakmazsa Ana da onu takip ederdi. En azından gruplarında üç üye yerine bir üye kaybetmişlerdi.


“Böyle düşündüğüm için kendimi suçlu hissediyorum.”


Yu: Öyleyse kaybedecek vaktimiz yok, hemen işe koyulmalıyız. Katilin işlediği tüm cinayetlerin listesini-


Lylphia: Bay Valarfin.


Yu: Ha?


Sözü beklemediği biri tarafından, Lylphia tarafından kesildi. Satoshi’nin cesedini gördüğü andan bu yana konuştuğu ilk seferdi.


“Lütfen bana vazgeçtiğini söyleme.”


Lylphia: Sivina ve Ana’ya biraz zaman vermemiz gerekmiyor mu? En azından kendilerini toparlayana kadar dinlenmeleri gerekir, bence.


Belki de Lylphia haklıydı ve ikisinin kendilerini toparlamak için zamana ihtiyacı vardı. Ama Yu ve Yurine’nin zamanı kısıtlıydı ve bu kısıtlı zamanı insanların toparlanmasını bekleyerek harcayamazdı.


Eğer onlar zamana ihtiyaçları olduğunu söyleyip ayrılırlarsa Yu ve Yurine davaya tek başlarına devam etmek zorunda kalacaktı.


Ana: Ben-ben görevimize devam etmek istiyorum.


Sesinden kendinden emin olmadığı anlaşılsa da sözleri aksini söylüyordu. Yu üstüne gitmeyerek bunu kabul etti.


Yu: Sivina?


Ana devam edeceğini söylediğinde Yu Sivina’nın da şimdi devam edip etmeyeceğini öğrenmek için Sivina’ya baktı.


Sivina: Dinlenmek istemiyorum, devam edelim.


Yu: Öyleyse…


Lylphia ya da Yurine’ye fikirlerini sormamıştı çünkü onların devam edeceğini varsayıyordu. En başında Yurine vazgeçemezdi çünkü bu görev onun amacına hizmet ediyordu. Lylphia ise Akademi tarafından görevlendirildiğinden kafasına göre vazgeçme hakkı yoktu.


Öyleyse yapılması gereken şey görev dağılımıydı.


Yu: İşlenmiş tüm cinayetlerin listesini istiyorum, Lylphia bununla ilgilen. Ana, Alatin’in evine git ve kurbanlar hakkında bilgi topla. Sivina, sen de Alatin’in ailesinden önce işlenen cinayetin kurbanları hakkında bilgi topla, şu köşkte olandan bahsediyorum. Meslekleri, hayatları, hobileri, cinayetten önceki son uğraşları nelerdi öğrenmek istiyorum. Lylphia diğer cinayetlerin listesini getirdiğinde gidip onlar hakkında da bilgi toplayacağız.


Katilin algoritmasını çözmek istiyordu. Kurbanları rastgele insanlar mıydı yoksa kurbanlar arasında bir ortak nokta var mıydı öğrenmeliydi.


Yu yapılacakları sıraladığında grup kendilerine düşen görevleri yerine getirmek için dağıldı.


Yurine: Ben ne yapmalıyım?


Yu: Şu surat ifadesinden kurtul ve tatlı bir ifade takın, yanımdan ayrılma. Bunlar yeterli.


Yurine’nin farklı bir şey yapmasına gerek yoktu. Her zamanki Yurine olması yeterliydi.


Yurine: O piçin oğlunu bulmak için katili yakalamak zorunda mıyız gerçekten?


Yu: William Berry’nin Sony ile bir ilişkisi olduğuna dair net bir kanıtımız yok. Farklı bir Sony hakkında konuşuyor da olabilir.


Bu da ihtimaller dahilinde olan bir şeydi. Açıkçası Yu Sony’nin yerinde olsa çoktan Rolderhelm’i terk ederdi. Bu yüzden aradıkları Sony ile William Berry hiç karşılaşmamış dahi olabilirdi.


Ama bu ihtimal gerçekse görevlerini yerine getiremezlerdi.


Yu: Fakat elimizdeki tek ipucu Redshapel Katili ile Sony Von Bishory arasında bir bağ olabileceği. Bu yüzden katili aramamız gerek.


Yurine: Bulamazsak eğer-


Yu: Anneni geri getirme işi oldukça zorlaşır.


İçerisinde bulundukları senaryoda merdiveni ikişer ikişer tırmanamazlardı. Her basamağa basmaları gerekiyordu ve önlerindeki basamak en önemli basamaklardan bir tanesiydi.


Yu: Sony’yi geri götüremezsek Salery’yi sorgulayamayız. Ayrıca zamanı nasıl geri alacağımızı da bilmiyoruz. Büyücülük Akademisi kütüphanesinde küçük bir ipucu bulmayı amaçlıyordum.


Yurine: Öyleyse o katili yakalamalıyız.


Yu: Evet, böyle yapmalıyız.


Yurine kararlılığını sağlamlaştırdıktan sonra yeni sorusunu sordu.


Yurine: Şimdi ne yapacağız?


Yu: Kasabanın çevresindeki ormanı iyi tanıyan birilerini bulacağız.


***


Gecenin ilerleyen saatleriydi ve Yu hala uyumamıştı. Lylphia’nın getirdiği kağıdı inceliyordu.


Kızlara verdiği görevler yerine getirilmişti. Lylphia sorumlusunun William Berry olarak görüldüğü tüm cinayetlerin listesini bulup Yu’ya getirmişti ve Sivina ile Ana da üzerlerine düşeni yapmıştı.


“Alatin’in ağabeyi, yeni şövalye ilan edilmiş. Babası da bir şövalyeymiş.”


Satoshi sayılmazsa Alatin’in ağabeyi ve babası son kurbanlardı. Ve ondan önce de ilk defa Lylphia’dan duyduğu köşk cinayeti vardı.


Köşkün sahibi olan adam otuz yıl önce Fırtına Ülkesi-Redshapel çatışmalarında ön saflarda mücadele vermiş ünlü bir kahramandı. Adamın hanesi de otuz yıl önceki çatışmalardan sonra ticarete yönelmiş olmasına rağmen pek çok güçlü savaşçıyı içerisinde barındırmıştı.


O gün köşkte öldürülen diğer insanlarsa sıradan vatandaşlardı.


Yu neden hedef olarak onların seçildiğini anlayamıyordu. Bildiği cinayetleri arasında yaşlı bir kadın, iki hizmetçi, emekli olmuş bir kahraman, iki şövalye ve bir şifacı vardı. Bunlar arasında nasıl bir bağ kurmalıydı?


“Eğer algoritmayı çözebilirsem belki sonraki hedefleri bile tahmin edebilirim.”


Ama hedeflerin neye göre seçildiğini anlayamıyordu.


“Yarına kaldı sanırım.”


Redshapel’deki diğer kurbanların aileleri ile görüşecekler ve kurbanlar hakkında bilgi edineceklerdi. Bu işin ardından katilin algoritmasını çözmeye yaklaşmayı umuyordu.


“İşlerin buraya gelebileceğini kim düşünürdü ki?”


Aklı hala Satoshi’deydi. Ona kötü davrandığı için vicdan azabı çekiyordu. Bundan önce böyle bir olayla karşılaşacağını, daha doğrusu tekrar karşılaşacağını düşünmemişti.


En başında bu dünyaya geldiğinde ve Rie ile tanıştığında hikayesinin mükemmel gideceğini düşünmüştü. Kısa süreli bir düşünceydi, bir anlıktı ama hayal etmesi güzeldi.


Şimdiyse Rie yoktu ve hiç tanımadığı bu kadını geri getirmek için dedektifçilik oynuyordu.


Yatakta yatmakta olan Yurine’ye baktı.


“Ben...”


Bu düşünce gülümsemesine sebep oldu. Kendini bir babadan çok ağabey gibi hissediyordu ama küçük çocuğunun huzur içinde uyuduğunu görmek içini bir hoş etmişti.


Muma üfledi ve yanan ateşi söndürdü. Sonra da Yurine’nin yanına uzanarak battaniyeyi üstüne çekti.

-------------------------

Bölüm 15 şimdiye dek yazdığım bölümler arasında en kısa olan bölüm oldu. Bu yüzden birazdan bir bölüm daha yükleyeceğim, keyifli okumalar. 


07.03.2021 - 12:00






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44379 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr