Sovereign of the Three Realms - Bölüm 83: Katakomplarda Ölüm Kalım Dövüşü

---

 

Önceden düşman gölgelerdeydi ve Jiang Chen ışıktaydı.

 

Fakat şimdi Jiang Chen gölgelerdeydi ve düşman ışıktaydı!

 

Jiang Chen Taşın Kalbini açtı ve bilincini arzu ile tutkularına nüfuz etme düzeyine ayarlamak için elinden geleni yaptı. Nefesini bile tuttu.

 

Öyle olsa bile Jiang Chen’in avuçları hala belli belirsiz terliyordu.

 

“Bu sefer rakip kusurlarını sözleriyle açık etmeseydi, yüksek ihtimalle şuan ceset olurdum.” Jiang Chen’in kalbi hala korkuyla titriyordu.

 

Yükselen Ejder Dükünün bu defa gerçek anlamda muazzam efor harcadığı çok açıktı ve o kadar ileri gitmişlerdi ki dört gerçek Qi ustası katil bile kiralamışlardı.

 

Onun güvenini kazanmak için işkence hilesi denememiş ve etrafını tüm yanlardan sarmış olsalardı en azından %70-80 oranında onu katletme şansları bulunuyordu.

 

“Tek mesele hatayı fark etmek, katiller fazla dikkatliydi ve başarılarından fazla emin olmak istediler.” Jiang Chen onların bakış açısından işlerin nasıl göründüğünü anlayabiliyordu.

 

Sonuçta burası dış dünya değildi-- burası Sonsuz Katakomp idi. Bu sonsuz geceydi--bir yer altı dünyası- her yöne doğru uzanan karmakarışık bir bölgeydi.

 

Bir defa pusu başarısız olduğunda ve hedef topuğu koyduğunda onu Sonsuz Katakompta yakalaması fazlasıyla zor olurdu.

 

Rakip başarısından aşırı emin olmak istedi fakat bunun yerine Jiang Chen’e canını ölümün pençelerinden kurtarma şansı vermişlerdi.

 

Diğer yandan Jiang Chen gardını düşürmedi. Planladı ve dört gerçek Qi ustası katilin ikisini dümdüz etti, fakat ikisi hâlâ sağdı. Birisi yakın mücadelede yetenekliydi ve diğeriyse pusuda. Güçleri ölen ikisinden  bile daha güçlü görünüyordu.

 

Jiang Chen şuan dokuz meridyen gerçek Qi idi ve güç yöntemleri bilgisiyle doğrudan bir gerçek Qi ustasının karşısına çıksa bile dezavantajlı olmazdı.

 

Fakat aynı anda ikisiyle karşılaştığında ve ikisinin de soğuk kanlı katiller olduğu göz önünde bulundurulduğunda Jiang Chen için bu ikisi çok büyük bir risk teşkil ediyordu.

 

Jiang Chen yakın dövüşten korkmuyor olabilirdi fakat sürpriz faktörüne sahip okçuya karşı savunmasının hiç yolu yoktu.

 

Yumuşak zırhı az önce atılan okun karşısında durmasaydı, Jiang Chen’in cesedi muhtemelen uzun zaman önce yere serilmişti. Yine de güçlü gerçek Qi hala onun belli derecede yaralanmasına neden olmuştu.

 

Jiang Chen’in sırtı hafifçe kaya duvara yaslandı ve Zefirin kulağını maksimuma çıktı.

 

Duvardaki çatlağın arasından damlayan suyun sesi….bataklıktan yükselen kabarcıkların sesi…. tüm yer altı yaratıklarının aşağıda hareket ederken çıkardığı sesler-- kulaklarına ulaşan çeşitli dakika sesleri….

 

Vııııınnn!

 

Güçlü bir ses hiçbir uyarı olmadan havayı yardı ve aniden Jiang Chen’in yönüne şiddetle saldırdı.

 

Başka bir ok!

 

Ve doğrudan Jiang Chen’in saklandığı bölgeye doğru geldiği çok kesindi.

 

Ok altını delecek ve kayayı parçalayacak gibiydi--- gerçek Qi ile yanar gibi bir hali vardı.

 

Doğrudan parçalayarak gelirken kaya duvara doğru uçuyordu.

 

“Beni fark etti?” Jiang Chen şaşırırken bedeni bu kritik zamanda hafifçe sallandı.

 

Aralarında kayadan bir duvar olması iyi bir şeydi. Okun eşsiz bir hareketi olsa da hala kaya katmanından bir engeli delip geçtiğinde hızı hafifçe yavaşlıyordu.

 

Jiang Chen bu ufacık hız düşüşüyle kaçındı!

 

Gerçek Qi kaya katmanını parçaladı.

 

Ok başı duvara çarptığında kulak parçalayan bir uğultu yaydı, kaya duvarı salladı ve her yana toz saçtı, duvar çatlayarak örümcek ağı misali açıldı.

 

“Ne muazzam bir gerçek Qi ama!”

 

Jiang Chen hayret etmişti. Bu okun içerdiği gerçek Qi kesinlikle on meridyen gerçek Qi ustasının elde edebileceği türden bir şey değildi.

 

“11 meridyen gerçek Qi ustası mı?” Jiang Chen çok daha şaşırdı. Yükselen Ejder Dükü masraf yapmadan on bir meridyen gerçek Qi ustaları mı kiralamıştı?

 

On meridyen gerçek Qi ve on bir meridyen gerçek Qi arasında belli bir seviye farkı mevcuttu.

 

Tüm Doğu Krallığında on bir meridyen gerçek Qi ustalarının sayıları muhtemelen 20’yi aşmıyordu!

  

Jiang Chen’in gecikmek için zamanı yoktu, oklar havayı parçalayarak ateşlenen yıldızlar gibi eşsiz bir baskı oluşturuyordu. Vıııınn! Vııınnnn! Vııııınnn!

 

Üç ardışık fazlasıyla güçlü ok aurası akımı Jiang Chen’in arkasında saklandığı kaya duvara doğru ateşleniverdi.

 

“Kahretsin, on bir meridyen gerçek Qi ustası, pekala. Eğer onu fark edersem o da beni fark edebilir!”

 

Jiang Chen aniden Tanrının Gözü ve Zefirin Kulağından kazandığı avantajların on bir meridyen gerçek Qi ustası tarafından göz ardı edildiğini fark etti.

 

Jiang Chen’in saklanmak için seçtiği bölgenin etrafında tuhaf biçimli girintili çıkıntılı kayalarla dolu olması iyi bir şeydi. Arkasına saklanabileceği çeşitli kaya duvarlar bulunuyordu.

 

Rakibi onu vurmak isterken bazı zamanlar bunu yaparken birkaç başka duvarı da kırıyordu.

 

Diğer yandan kaya duvar rakibini durdurabilirdi, ayrıca Jiang Chen’in karşı saldırılarını da durdurabilirdi.

 

Elindeki Bir Katman Tüylü Fırlatma Bıçağında Jiang Chen yiğitçe tüm duygularını kontrol etmeyi denedi.

 

Taşın Kalbi eğitimi avantajları belirmeye başladı. Duyguları kritik durumla karşılaştığında gitgide daha da soğuyordu.

 

Jiang Chen’in duygularının ritmi pürüzlü girintili çıkıntılı kayalarla yavaşça bir olmaya başladı. Tuhaf kayalar hareket etmedi ve böylece zihinsel durumu da düzensiz hale girmedi.

 

“Saklanamazsın Jiang Chen!”

 

Patron katilin tırmalayan ve sinsi sesi karanlığın cehenneminden gelen bir şeytan misali duyuldu.

 

Soğuk kanlı katil amansızca peşine düşmüş şeytan misaliydi. Sadece öldürme yöntemleri birine saç teline kadar korku ve dehşeti işlemekle kalmıyor ayrıca sesiyle de bunu pekala sağlıyordu.

 

Bunun dışında böylesine bir duygusal baskının Jiang Chen’in Taşın Kalbi becerisinde hiçbir etkisi bulunmuyordu.

 

“Heh heh, Jiang Chen, seni görüyorum! Kılıcımın tadına bak!”

 

Başka bir ses duyuldu. Sahte Hubing Yue çoktan Jiang Chen’in oklardan korunduğu yerin yirmi metre içine ulaşmıştı!

 

Başka bir gerçek Qi ile yanan ok Jiang Chen’in gizli yerine uçtu!

 

Jiang Chen kaderine boyun eğmişti. Rakibinin hedefleme becerileri anormal varlık noktasında bir güçteydi. Ne kadar savuşturursa savuştursun asla atış menzilinden kaçmasının yolu yoktu.

 

Bir kere daha hareket ettiğinde 2 numaralı katil hemen fırlayarak vahşice Jiang Chen’in karnına doğru bıçakladı.

 

“Geber, velet!” İğrenç bir gülüşle iki numaranın kılıç duruşu aniden değişti.

 

Jiang Chen’in kaburgalarına başka bir hamle daha!

 

Bu iki numara yakın dövüşte ustaydı. Sergilediği kılıç tekniği açıkça engerek saldırılarında gerçek Qi’nin anlamını derliyordu.

 

Her hareketi kesin, kurnaz ve yırtıcıydı bir engerek misali!

 

Eğer doğrudan mücadele olsaydı o vakit Jiang Chen’in Engin Okyanus Ayıranı kesinlikle bu kurnaz kılıç tekniğine denk olabilirdi.

 

Diğer yandan burada karşısında iki kişi bulunuyordu. Bu yakın mücadele yoğun olmasına rağmen sadece Jiang Chen’i aşağı çekmek içindi. Gerçek ölümcül tehdit on bir meridyen gerçek Qi ustasının ok saldırılarıydı!

 

“Ne korkutucu bir katil kombinasyonu! Bu elemanla takılırsam şüphesiz öleceğim. Okların saldırıları kesinlikle bana yavaşça ölümüne işkence ediyor!”

 

Ne yapmalı?

 

Jiang Chen’in geri çekilecek yolu ve düşünecek vakti yoktu. Bu kritik anlarda fazlasıyla cesur olmak- riskli olsa bile- zihninde parladı.

 

Elindeki isimsiz bıçak dümdüz doğruldu!

 

“Bıçağımı kemir, Dalga Yırtan birinci form!”

 

Dokuz meridyen gerçek Qi bıçağa geriye doğru okyanus akıntısı benzeri bir şekilde eşlik ederek doğrudan 2 numaraya doğru gürledi.

 

Güç oranı 1’e 10 idi. Bu Engin Dalga Akıntısı Ayracı bıçaklar arasında acımasızdı ve son derece gösterişli bir harekete sahipti. Bir bıçağın gücünü en fazla yansıtan teknikti!

 

Basit ve süssüz kesiş iki numaranın kurnaz kılıç tekniklerinin kısa süre durmasına neden olmaya yeterdi!

 

“Git!”

 

Jiang Chen tek hareketle iki numarayı geri çekilmeye zorladı ve derhal uzaklaşmak için döndü, bir an olsun oyalanmadı.

 

Bu sahneyi gören iki numara neşelendi. Bu Jiang Chen sonuçta hala tecrübesizdi. O da Jiang Chen’in patronun ok saldırılarından korktuğu için dövüşmeye devam etme arzusu olmadığını biliyordu.

 

Diğer yandan Jiang Chen’in gitmek için döndüğü yol, arkasının iki numaraya açık olmasıyla aynı şey demekti!

 

“Bu velet canına susamış!”

 

İki numaranın kılıç aurası yayıldı, şiddetli bir kılıç Jiang Chen’in sırtına engerek misali vurdu!

 

“Geber!”

 

Kurnaz bir eğri ve korkutucu gerçek Qi bir kere daha Jiang Chen’in sırtındaydı!

 

Jiang Chen’in bedeni ileri atıldığı gibi sendeledi, gerçek Qi neredeyse ölüm uykusuna düşmesine neden oluyordu. Hızını aşırı düzeylere yükseltmesi için iyi bir şeydi. İleri doğru momentumu az veya çok vuruşun gücünü azaltmıştı.

 

“Patron, onu vurdum! Bu velet kesinlikle öldü!”

 

İki numara yüksek sesle arkadaşına seslendiği gibi gözlerinin önünden soğuk bir ışık bu gurur sırasında parladı. Korkutucu bir düşünce aniden zihninden geçti.

 

Bunun dışında bu mesafeden kritik bir tepki vermesi için fazla geçti.

 

Pffft!

 

Soğuk ışık gözlerinde yansıdığı anda çoktan boğazına gömülmüştü!

 

Katman Tüylü Hançerler!

 

Jiang Chen vuruşlarından birini alarak dönmüş ve iyiliğini geri ödemişti!

 

Bu vuruş Ay Parçalayan Uçan Hançerler gizemleriyle birleşmemiş olmamakla birlikte basit bir saldırı tekniğiydi. Gücü öldürmek için yapılan bir saldırının seviyesini aşarken şaşırtıcı derecede karşı savunmayı imkansız kılıyordu!

 

Bilindiği üzere Jiang Chen boyun eğmişken böylesine riskli bir hareket yapmıştı.

 

Cesur bir plan, kararlı infaz ve hafifçe fırlatma bıçağı tekniği vuruşuna eşlik eden şaşmaz güven!

 

Mükemmel bir bıçak bu seferki cüretkar planının tatmin edici sonucuydu.

 

İki numaranın gözleri ölü balık gibi yerinden fırladı. Yüzü boğazını yakalarken kuşkuyla doluydu, hırıldarken çatlak sesiyle tek bir kelime daha konuşamamıştı bile.

 

Başka bir gerçek Qi ustası yine düşmüştü.

 

Jiang Chen’in fırlatma bıçağını geri almaya harcayacak vakti yoktu. Bedenini bir an bile duraksamadan çıkıntılı kayaların arasına gömdü.

 

Şimdi bir tane daha vardı!

 

Rakibinin patronu ok ve yay konusunda becerikliydi.

 

Ve o, Jiang Chen de fırlatma bıçaklarında ustaydı!

 

Uzun menzilli saldırılara karşı uzun menzilli saldırılar. Yardımcıların varlığı olmadığından Jiang Chen’in üzerindeki baskı anında biraz düşmüştü.

 

Bunun dışında aslen bulunan yaraları diğerlerinin kesişlerini aldıktan sonra fenalaşmıştı.

 

Karnı ve akciğerleri devrilen nehirler ve denizler gibiydi, ve birkaç defa kusmak istemişti.

 

“Bu katil gerçekten profesyonel olarak eğitimli. Eğer  bir an bile tereddüt etseydim veya iki numarayla kısa anlığına oyalansaydım o zaman yerde yatan muhtemelen ben olurdum.”

 

Yakın dövüş mücadelesiyle uzun menzilli kombine edildiğinde…. bu tür bir kombinasyon gerçekten en korkutucu olanıydı. Jiang Chen ölüm kalımın kıyısından birkaç defa dönmüştü fakat duygularının bulunduğu durum çok daha kararlı ve azimliydi.

 

Jiang Chen bir Göksel Karma Hapı yuttuktan sonra gerçek Qi’sini döndürerek çeşitli meridyenlere tıbbi etkilerini dağıttı. Tek seferde iki vuruş aldığından onu koruyan hafif zırhının olması iyi bir şeydi aksi halde şuan bu hapları almak için bile bir şansı olmayabilirdi.

 

Bu sırada inatçı ve dik kafalı Prenses Gouyu aniden Jiang Chen’in zihninde parladı.Eğer onun inatçı düşünceleri olmasaydı bu Sonsuz Katakomp muhtemelen acı içinde öldüğü yer olacaktı.

 

“Günün sonunda gücüm yeterli değildi. Gerçek Qi ustası seviyesinde olsaydım ve çeşitli yöntemlerim olsaydı, nasıl böyle zor bir durum içerisinde olarak bu ikiliyle bu kadar fazla efor sarf edebilirdim ki?”

 

Karanlığın içerisinde Jiang Chen bir kere daha ellerini ve ayaklarını böyle bir durum karşısında bağlayan mutlak güçsüzlüğünün farkına vardı.