SOTR 79: Sonsuz Katakomplardaki Denemeler

avatar
7256 4

Sovereign of the Three Realms - SOTR 79: Sonsuz Katakomplardaki Denemeler


 

Çevirmen: madShy

 

Kraliyet ailesinin seçkin birliklerinin koruması altında olmasına rağmen, Jiang Chen yine de yol boyunca gardını düşürmedi. Çok açık şekilde Yükselen Ejder Dükü ile kavgasının ölüm kalım noktasına ulaştığını anlıyordu.

 

Yükselen Ejder Dükü aşırı hırslıydı ve asla yolunda güçlük çıkartan bir engelin olmasına müsaade etmezdi. Buna karşın tescilli olarak belliydi ki Jiang Chen çoktan Yükselen Ejder Dükünün yolundaki engel haline gelmişti.

 

Bunun dışında şaşırtıcı derecede belirsiz olarak Jiang Chen’in tüm yolculuğu hiçbir engel olmadan pürüzsüz geçmişti. Jiang Chen dikkat kesilmiş, fakat dikkatine nazır hiçbir mevzu gözüne ilişmemişti. Saldırılar veya hain pusuların lafı bile edilemezdi.

 

“Yükselen Ejder dükünün kalbi değişmiş ve bir harekete kalkışmıyor olabilir mi? Yoksa bunun yerine başka bir hamlesi mi var?” Jiang Chen biraz şaşırmıştı, ve bu meseleye akıl sır erdiremiyordu.

 

İki gün sonra çevrede Sonsuz Katakompun varoş muhitlerinden izler belirmeye başladı.

 

Sonsuz Katakomp krallığın kuzeydoğu bölgesinde dağ geçitlerinin bulunduğu varoş bölgede yer alıyordu. Ordu gece için kamp kurdu.

 

Prenses Gouyu yüksek noktada dikilmiş geçici çadırında durdu. “Gece burada kamp kuracağız. Yarın sabah erken saatlerde dağ sahasına gireceksiniz. Sonsuz Katakomplar bu dağ geçitlerinin içerisinde yer alıyor. Girişi aramalısınız ve bu zeminden kendiniz çıkmalısınız.

 

Unutmayın, ne olursa olsun dağ geçitlerinde veya Sonsuz Katakomplarda kaybolursanız, krallık sizi kurtarmak için birilerini göndermeyecektir. Bir defa Sonsuz Katakomplara girdiğinizde tüm ölüm kalım meseleniz tamamen kendi ellerinizde, yani yüzde yüzden daha tetikte olun.”

 

Jiang Chen onlar kamp kurarken bir ağacın yanına bağdaş kurmayı tercih etti.

 

Tabii ki, Prenses Gouyu’nun savunmalarının etrafında döndüğünün farkında olmasına rağmen, başka birine büyük oranda kişisel güvenlik görevlendirilmesine alışkın değildi.

 

O gece Jiang Chen bir kez olsun Zefir Kulağının gardını düşürmedi. Rüzgarın çalılarda yaptığı en küçük hışırtı bile duyularından kaçamıyordu.

 

Lakin bu gece de hayret edilecek şekilde sakin geçmişti.

 

Jiang Chen yanlış kanıya vardığını bile düşünüyordu- Yükselen Ejder Dükü gerçekten bir harekete kalkışmamaya mı karar vermişti? Yoksa Yükselen Ejder Dükünün gözünde,o, Jiang Chen, hala az mı kalıyordu?

 

İleri geri düşündükten sonra Jiang Chen durum hakkında net düşünmek konusunda fazla tembel olduğuna karar verdi.

 

Sonraki sabah, sabah güneşinin ışığı dağ geçitlerinin arasından parlıyordu. Varislerin hepsi gaza gelmiş bir şekilde dağ geçitlerine bakarken bakışları beklenti dolu bir konsantrasyona bürünmüştü.

 

Kardeş Chen, sana bazı iyi haberler vermek istiyorum. Dün gece yarıp geçtim.” Şişko Xuan yaklaştı ve heyecanla söyledi.

 

Şişko Xuan iki üç ay kadar önce sadece beş meridyen gerçek Qi idi ve varisler arasında düşük varlıklar arasındaydı.

 

Jiang Chen ona Gerçek Akupunktur Rezonansı yöntemini aktardığında, bu hareketi şişkonun altı meridyen gerçek Qi’ye yarıp geçmesini desteklemişti. Lakin şişko tekrar yarıp geçmiş ve yedi meridyen gerçek Qi’ye erişmiş, başarıyla ileri düzey gerçek Qi alemine girmişti!

 

Şişko Xuan pozisyonunu korumayı seçmişti, bu da dördüncü sıradaki düklüktü. Böylece dördüncü düzey görevini yerine getiriyordu.

 

Yedi meridyen gerçek Qi dördüncü düzey görevleri yapmak için yeterliydi.

 

Hubing Yue son sefer sekiz meridyen gerçek Qi’ye yarıp geçtiğinde tekrar yarıp geçmemeyi seçmişti. Lakin çoktan dokuzuncu aku noktasının yerini belirlemişti ve dokuz meridyen gerçek Qi’nin fazla uzağında değildi.



Kardeş Chen, bu sefer için sana çok teşekkürler.” konsantre bir minnet duygusu Hubing Yue’nin gözlerinden yükseldi. Bu sefer ikinci sıra pozisyonu için rekabet ediyordu.

 

Başarıyla öncesinde ilk iki ikinci düzey görevi tamamlamıştı.

 

Eğer başarıyla üçüncü görevi tamamlarsa o vakit Hubing klanı düklükte ikinci sıraya yükselebilirdi!

 

İyi gidin, ve dikkatli olun!”  Jiang Chen onları teşvik etti.

 

Çeşitli varisler iki veya üçlü gruplar halinde toplanmıştı. Bu son görevin eli kulağındayken hala birçoğunun gergin olduğunun göstergesiydi.

 

Bir arada durmak psikolojik bir direnç oluşturma şekliydi.

 

Prenses Gouyu kasten bugün için giyinmiş gibiydi. Seksi deri zırhını giymemiş, bunun yerine üzerindeki saray kıyafetlerine ek olarak üzerinde seçkin varlığının izlerini taşıyordu.

 

Söylenmesi gerekenleri söyledim. Üçüncü görevin başlamak üzere olduğunu duyurmak adına buradayım. Dağ geçitlerine şu anki düklük sıralamanıza göre en düşük sıradan başlayarak  birer birer gireceksiniz. Her 50 dakikada bir kişi girecek.”

 

Ayarlama varisler arasında adaletsiz rekabetin olmaması adınaydı. Ve hala dağ sahasındayken birbirlerine karşı entrikalarına kalkışmamaları içindi.

 

Düşük sırada olanların güçleri nispeten daha zayıftı ve bu nedenle önce giriyorlardı.

 

En alttan yukarılara gidilmesi fazlasıyla mantıklıydı.

 

Şişman Xuan ve Hubing Yue hepsi birbiri ardınca girdi. Jiang Han düklüğü 14’üncü sıradaydı, bu yüzden Jiang Chen biraz vakit geçtikten sonra girdi.

 

Jiang Chen, Sonsuz Katakompların ucu bucağı yoktur. Dikkatli olmalısın. Birinci ve ikinci katta özgürce gezinebiliyor olmalısın fakat üçüncü katta fazlasıyla tetikte olmak zorundasın, çünkü kral seviye şiddetli yaratıkların görünmesi burada yüksek ihtimal. Savaş güçleri en az insan gerçek Qi ustalarıyla eş değerde. Ne pahasına olursa olsun dördüncü kata ve ötesine adım atmamalısın. Burası yasaklanmış bölgedir. Zamanında sayısız dahi küstahça içeri daldı ve hiçbirinden haber alınamadı. Ruh daosu uygulayıcısı için bile sıkıntı olabilir. Bu yüzden bunu sakın unutma, bunu asla unutma!!

 

Prenses Gouyu Jiang Chen’e hayrandı ve doğrudan utanmadan herkesin içinde Jiang Chen’e birkaç hatırlatma yaptı.

 

Jiang Chen ve kraliyet ailesi arasındaki ilişki şuan artık bir sır değildi. Öyle olsa bile Prenses Gouyu’nun Jiang Chen’e özel ilgi gösterdiğini görenler yoğun bir kıskançlık hissetti.

 

Jiang Chen onayladığı gibi bedeni doğruldu ve dağ geçitlerine fırladı.

 

İkinci olarak dağ geçitlerine girdi, Jiang Chen anında Tanrının Gözünü ve Zefirin Kulaklarını etkinleştirdi.

 

Biri diğerlerine zarar verecek tutumda olmamalıydı fakat, kendini başkasına karşı savunamayacak konumda da olmamalıydı.

 

Önceden giren varislerden hiçbiri ona zarar veremeyecek olmasına rağmen Jiang Chen reenkarne olmuş biriydi ve iki yaşam süresi tecrübe etmişti. Ne zaman ipleri eline alması gerektiğinin bilincindeydi.

 

Rastgele çalılar ve çimenlik yollar dağ geçidinin içerisinde görülüyordu. Gün ışığı birçok çeşit dallanmamış ağaç tarafından engellenirken tüm ortamı derin ve sakin bir hale getiriyordu.

 

Jiang Chen’in acelesi olmadığı gibi fazla tembel de davranmayarak Sonsuz Katakompların girişini aramaya başladı.

 

Bir süre sonra 1.5 ila 2 kilometre ötede fazlasıyla ufak bir giriş buldu. Giriş bükülüyor ve dönüyordu, yolda birçok çatallar bulunuyordu.

 

Jiang Chen kıvrılarak ve dönerek kim bilir ne kadar uzun olan bir yolu takip etti. Sadece ışığın gitgide daha da solduğunu ve sıcaklığın düştüğünü hissediyordu.

 

Toprak kokusu çok ama çok daha ıslak hale geldiği anda sonunda ışığı kaybetmişti. Jiang Chen farkında olmadan çoktan Sonsuz Katakomplara girdiğini anladı.

 

“Yol boyunca sayısız dönemeç var, labirent gibi. Sayısız giriş de buna eklendiğinde….yüz veya daha fazla varisin kasıtlı olarak birine pusu kurmak için beklemesi zor olacaktır.”

 

Jiang Chen yer altına ulaştığında vakit kazanmak için acele etmedi. Vaktini etrafını incelemek konusunda değerlendirerek sadece yer altına ulaştığı belli olduğunda rahatladı.

 

“Bu birinci seviye denilen yer olsa gerek?”

 

Eğer sıradan biri burada dursaydı, kesinlikle kör biri gibi olurdu. Ellerini sıktığında parmaklarını bile göremeyecek durumda kalırdı.

 

Bir uygulayıcının görüşü doğal olarak sıradan bir kişiden kat ve kat daha güçlüydü.

 

Ve Jiang Chen Tanrının Gözünü çalıştığından görüşü aynı seviyedeki bir uygulayıcıdan çok daha güçlüydü. Ek olarak Zefirin Kulakları ve Taşın Kalbi ile Sonsuz Katakomplarda biraz avantaj sağlıyordu.

 

“Yüz yeşil ruh incisi.” Jiang Chen sürekli olarak kendine görevi hatırlattı.

 

“Ah!”

 

Aniden Jiang Chen katakompların derinliklerinden acı dolu bir feryat işitti. Ses telaşlı ve korkunçtu. Çığlığın yönüne karar veremiyordu, katakomplarda yankılanan çeşitli sesler duyusunu etkiliyordu.

 

“Birisi çoktan birinci kata kurban mı gitti?” Jiang Chen şaşkına dönmüştü.

 

Bu sırada Jiang Chen kafasının arkasında bir esinti hissetti.

 

Bu kötü, bir pusu!

 

Jiang Chen’in kulakları hareket ettiği gibi kolunu salladı. Katman Tüylü Fırlatma Bıçağı havada soğuk bir eğri çizerek- başının arkasında gözleri varmış gibi- katakompların karanlığında güzel bir gökkuşağı çizdi.

 

Vıııınnnn!

 

Trajik bir tıslama sesi duyulurken fırlatma bıçağının denk geldiği hedef düştü.

 

Yeşil kanatlı kılıç kuşu!

 

Kanatları ve kuşun ağzı bıçaklar kadar keskindi, sıradan uygulayıcıların kılıçlarından çok daha keskindi.

 

“Yeşil kanatlı kılıç kuşunun kanatları ve ağzı gerçekten kılıç kenarından daha keskin.”

 

Jiang Chen fırlatma bıçağını topladı ve yeşil kuşun kafasını alarak heybesine koydu.

 

“Heh, ilk savaşın zaferi çabuk geldi.” Jiang Chen yeşil kuşla ilk temasından sonra kılıç kuşunun kapasitesi zihninde şekillenmişti.

 

“Yeşil kanatlı kılıç kuşunun savaş kapasitesi dört meridyen gerçek Qi insan uygulayıcıya benziyor. Lakin hızı yüksek.Alışkın olduğu ortam, hava ve karanlık hesaba katıldığında avantajı elinde tutuyor. Eğer uygulayıcının seviyesi onu aşmıyorsa gerçekten kılıç kuşunu halletmesi zor olur.”

 

Jiang Chen’in kalbi birinci savaşındaki tecrübesinden sonra çok daha rahatlamıştı.

 

Hızını arttırmadı, bunun yerine aynı hızda devam ederek Tanrı Gözü ve Zefir Kulağını en yüksek dikkatle kullandı.

 

Avantajlarını koruyarak Jiang Chen 12 yeşil ruh incisini bir günün ardından toplamıştı.

 

“Bir günde 12 ruh incisi kullanmak. Bu hız ne yavaş ne de hızlı. Eğer her gün bu şekilde devam edersem sekiz veya dokuz günde ayrılabilirim.”

 

Jiang Chen’in güveni gün içerisindeki büyük kazancıyla muazzam oranda artmıştı.

 

Diğer yandan Jiang Chen ikinci gün yeşil kanatlı kılıç kuşlarının görülme sıklığının beş veya daha fazla kilometre içerisinde olduğunu ve geceye doğru düştüğünü fark etti.

 

“Yeşil kanatlı kılıç kuşu bir ruh hayvanı ve bu nedenle zeka sahibi. Görünen o ki büyük miktarda insan aşağı avlanmaya geldiği için gidip saklanıyorlar.”

 

Yüzden fazla dahi aniden ortaya çıkmıştı. Herkes sadece birkaç tane bile öldürse bu sayı yine sarsıcı bir meblağ sayılırdı.

 

Dolayısıyla Jiang Chen’in bulduğu yeşil kanatlı kılıç kuşlarının sayısının muazzam şekilde düşmesi tuhaf değildi.

 

Ne oluyor be; bu yeşil kanatlı kılıç kuşlarının zekaları insanlardan daha mı yüksek? Birinci gün 2 tane öldürdüm fakat ikinci gün tek birini bile görmedim, hayli hayli birini bile öldüremedim!”

 

Kahretsin, tüm kılıç kuşları daha güçlü düklüklerin varisleri tarafından mı öldürüldü? İkinci kata çıkıp hayatımı riske atmak istemiyorum.”

 

Jiang Chen yol boyunca kulak dolusu şikayetleri duydu.

 

Tek gecede tüm yeşil kanatlı kılıç kuşları temizce katledilmişti.

 

Jiang Chen bile, sayısız avantajıyla ikinci gün boyunca sadece üç tane kuş öldürebilmişti.

 

Eğer Jiang Chen böyleyse o halde diğerlerinin ne kadar beter olduğunu hayal etmesi kolaydı.

 

“Görünen o ki daha fazla birinci katta oyalanamam. İkinci kata ilk giren olmalıyım, veya belki üçüncüye!”

 

Jiang Chen bu yeşil kanatlı kılıç kuşlarının fazlasıyla zeki olduklarını tahmin ediyordu. İlk davranıp ilk kazanan o idi ve ikinci davranan hiçbir şey kazanamazdı.

 

Düşünceleri gezinirken Jiang Chen adımlayarak Sonsuz Katakompun derinliklerine doğru fırladı.

 

Sonsuz Katakompların içerisi zifiri karanlıktı, ayaklarının altı çamur ve bataklıktı. Riskli olmasına rağmen yüksek hızda ilerledi. 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr