SOTR 37: Durumlar Şiddetli Şekilde Değişiyor-Gözlemcileri İkna Etmek

avatar
8094 7

Sovereign of the Three Realms - SOTR 37: Durumlar Şiddetli Şekilde Değişiyor-Gözlemcileri İkna Etmek


 

Çevirmen: Clubmetropolitan Düzenleyen: Asile

 

Kabul etmek gerekir ki, Jiang Chen’in hafızası etkileyiciydi. İki saat içinde bir sürü parşömeni doldurmuştu.

 

Jiang Chen ayağa kalktı, cevaplarını kibarca uzatarak teslim etti.

 

“Majesteleri, lütfen bunları dikkatle inceleyin ve görevlilere öyle teslim edin.” Jiang Chen’in ses tonu sakindi ve özgüven kokuyordu.

 

Doğu Lu parşömenleri aldı ve birkaç kez üzerlerinde göz gezdirdi. Bu kağıtlarda yazılan cevaplar diğerlerinden farklıydı. Bir süre derin düşüncelere daldıktan sonra parşömenleri görevlilere teslim etti.

 

“Dörtlü bakanlarım, bunları dikkatle okuyun. Bu gerçekten önemli bir konu, uyuşuk ve dikkatsiz davranmayın.” diye hatırlattı Doğu Lu.

 

Dört tane görevli üzerlerinde hissettikleri baskıyla saygı ile eğildiler.

 

Bir tarafta yöneticileri olan kral diğer tarafta bariz tehdit ve korkutuculuğuyla Du Ruhai.

 

Öyle ya da böyle hükümranlık bölgesi sınırlarında Aurum Kraliyet salonundaydılar. Kralın asaleti Du Ruhai’nin sebep olduğu psikolojik baskının üstesinden gelmişti.

 

Dörtlü kendilerini sakinleştirmek için gerçekten çok uğraştılar ve parşömenleri okumaya devam ettiler.

 

Başlangıçta bu parşömenlerdeki cevapların öncekilerden farklı olması dörtlülerin suratında şaşkınlık yaratmıştı.

 

Ama ikinci kısımdaki yaratıcı bölümü okuduklarında üzerlerine ciddiyet oturmuştu. Derin düşüncelere daldıklarını belli eden anlayışlı bir gülümseme yüzlerinde belirmişti. Bir problemle karşılaşan bakışlarını gizleyemediler fakat sonra bir derin nefesle rahatladılar.

 

Dörtlünün yüzündeki endişe çok belli oluyordu. Bu parşömenleri okumak o kadar karmaşık mıydı ki dörtlünün suratlarına bu komik ifadeler yerleşmişti.

 

Dörtlü uzun bir aradan sonra istememelerine rağmen parşömenleri katlayıp teslim ettiler.

 

“Güzel?” Eastern Lu kişisel olarak sordu.

 

“Sözlerinizi yanıtlamak gerekirse Majesteleri; eğer bu parşömenleri puanlandırmamız gerekirse tam not vereceğimizi bildirmek isteriz.”

 

“Kesinlikle, cidden. Ve yaratıcılık kısmına geldiğimizde bu gerçekten teoride derinlere inmişti, eşsiz bir düşünce ve herkesi sefil bırakan ölçülemeyen engin bir tecrübe.”

 

“Bu aciz kulunuz tüm kalbiyle katılıyor. Bu cevap parşömeni, tamamen yetenekle dolu yüksek bir dağ gibi bir tecrübeyi gösteriyor.”

 

“Bu aciz kulunuzun söyleyecek bir sözü daha var. Bu aciz kulunuz böylesi eşi görülmemiş bir parşömeni hayatında ilk defa gördü.”

 

Her yorum diğerinden daha abartılı ve gösterişliydi.

 

Dörtlüde görevli hiçbir memurun ağızlarını bıçak açmadığı herkes tarafından fark edilmişti. Asıl olan ise bu cevap parşömenleri gerçekten araştırılması ve incelenmesi gereken insanı sarhoş eden ifadeler barındırmasıydı.

 

Tatminkâr yorumlarına bakılırsa parşömenlerin içerikleri gözlerini açmıştı fakat onların çıkarlarına uygun olan yeni bilgiler de öğrenememişlerdi.

 

Doğu Lu, Jiang Chen’e anlamlı bir bakış attı ve iç geçirdi. “Bakanlarım, biraz kafamız karıştı. Parşömenlerdeki aynı soru için cevaplar nasıl diğerlerinden bu kadar farklı olabilirdi ki? Bir tanesi tamamen yetenekle dolu, diğeri ise sınavı geçemeyen çöp yazılar.”

 

“Majesteleri, sınavdan beri bir gün geçti. Jiang Han Hanedanlığı o geceki kursun parşömeni için uzman bir ekip kiralayıp sorunu çözebilir. Bu büyütülecek bir şey değil.”

 

O gece ki kurstan sonra bir şeylerin değiştiği doğruydu.

 

Du Ruhai yaygaraya başladı. “Majesteleri, bu Jiang Ailesi kendilerini çok zeki, bizi ise hor ve hakir görüyorlar. Yüce şahsınız bunu hoş karşılamamalı. Bu Jiang Chen beceriksiz olup değersiz muamelesi görmesi gerektiği halde hiçbir haltta iyi olmamasına rağmen başkentte baya sahiplenildi. Seyyar satıcılar hatta hamallar üzerinde bile onun sınav komitesini şaşkına çevirdiği yönünde bir algı oluşturuldu.”

 

Durumlar yine Jiang Chen’in aleyhine işlemeye başlamıştı.

 

Herkesin bakışları tekrar Jiang Chen’e kaydığında Jiang Chen sesli bir kahkaha atarak bir adım öne çıktı. “Hepinizin bu sınavda hile yaptığımı düşünmenizi yadırgamıyorum. O  halde lütfen sınav komitesi bir kaç konu daha ortaya atın ve bir fikir tartışması yapalım. Bana rakip olarak tek kişi karşıma çıkmak yerine birbirinizden yardım alabilirsiniz.”

 

“Hepiniz gelin, ben tekim!!!”

 

“Jiang Chen, burayı dingonun ahırı mı zannettin? Velet davranışlarına bu muhteşem salonda tolerans gösterilmez. Haddini aştığın yeter. Bir daha böyle bir şeye yeltenmeye nasıl cüret ediyorsun?”

 

Aslında kral senin soruları tekrar yanıtlamana izin verecek kadar merhametliydi. Niye senin bu zalimce davranışların tekrar etsin ki?

 

Doğu Lu karnı sallana sallana kahkaha attı. Salon görevlileri ve memurlar da kralın bu kahkahasına eşlik etti. “Bu salonda, biz oturduk ve evet hüküm veriyoruz. Doğu krallığında bu öz güvene sahip birisinin olması muhteşem bir şey. Aslında bu karakter hali emredilmeli ve bastırılmaya çalışılmamalı. Jiang Chen’in taleplerini kabul ediyoruz. Ama ne yazık ki bu dörtlülerin omuzuna ekstra yük bindirir ve daha fazla efor sarf etmelerini gerektirir.”

/D/ Burada çoğul konuşuyor kral ama kendinden bahsediyor. Ondan başka hüküm veren, oturan falan yok yani :D

 

Bu zaten dörtlünün umurunda değildi, en baştan salmışlardı. Eğer kraldan önce kendilerini açıklamak için bir fırsat bulacaklarsa bu o kadar da kötü olmazdı.

 

Aslında onlar gerçekten heyecanlanmışlardı. Jiang Chen gerçekten dört tane cevap parşömeni mi hazırlamıştı. Eğer öyleyse Jiang Chen’i tekrar test edip ne öğreneceklerini görmeyi arzuladılar.

 

Tartışılacak dört temel konu Savaş Sanatları Makalesi, Ruh Meditasyonu Makalesi, Güç ve Akıcılık Makalesi ve Savaş Stratejileri Makalesiydi.

 

Bunların içinde Güç ve Akıcılık Makalesi ile Savaş Stratejileri Makalesi birbirlerine benzer konulardı. Test edilecek pek bir şey yoktu, zaten oran olarak notları da pek etkilemiyorlardı. Bu yüzden ilk bu iki konu test edildi.

 

İki gözlemci iki konu verdi. Jiang Chen kısa bir düşünme sonrası ikna edici cevaplar verdi.

 

Berrak bir düşünce, yaratıcı bir perspektif, ilham verici bakış açısı ve sınırsız bir alem.

 

Jiang Chen dört sorunun tümünü yanıtladığında sadece iki gözlemci değil salondaki memurlar ve salon görevlileri de bir alkış patlattı.

 

Çünkü Jiang Chen’in cevapları çok görkemliydi. Her bir cevap yeni bir şeyler yapmak ve orijinal olmanın peşinde değildi.

 

Fakat her cevap yenilikçi bir açıdan gelmiş ve mantıklı olduğunu hissettiren beklenmedik etkiler yaratmıştı. Dinleyiciler cevaplara refleks gösterip bir şeyler kazanabilirdi.

 

“Majesteleri, bu yanıtlar şu aciz kulunuzun tüm hayat tecrübesi ve bilgi birikiminden daha fazla. Hangi açıdan bakarsak bakalım Genç Dük’ün cevapları bu aciz kulunuzun bilgi seviyesini ezdi geçti. Bu aciz kulunuz kefildir.”

 

“Bu aciz kulunuz da kefildir. Bu aciz kulunuz Genç Jiang Dükünün Savaş Sanatları Stratejileri seviyesine bakıldığında orijinal parşömeni yazan kişi olmadığına inanmıştır.”

 

Bu kelimeler söylendiğinde ortamda bir şok etkisi yaratmıştı.

 

“Gözlemci Hua, bu sözlerinle ne kast ediyorsun?”

 

Savaş Stratejisi Sanatları’nın gözlemcisi Hua silikçe konuşarak “Ben eski bir bilgicim, aynı zamanda akademisyenler grubunda bir akademisyenim. Genç Jiang Dükünün seviyesi beni hayretler içinde bıraktı. Müsaadenizle birkaç cümle söyleyeceğim. Gizli Ejderha Denemeleri’ nin Organizatörü olarak Du Hazretlerinin geniş bir vizyonu var, farklılıklara karşı hoşgörülü ve farklı düşüncelere karşı anlayışlı olması gerekmez mi?”

 

Du Ruhai’ nin yüzü kapkara kesildi, “Ama Gizli Ejderha Denemeleri’nde hile yapıldığını söylemek bir topluluğu karalamak değil mi?”

 

“Eğer birisi hile yapmış ya da yapmamışsa bile biz bunu Majesteleri’nin huzurunda adil bir yargılamayla açığa çıkaracağız. Bu değersiz meseleyi daha fazla konuşmaya gerek yok.” Sonuç olarak gözlemci Hua bilinçli şekilde geri adım atıp etkisiz konumda olduğunu ima ederek gözlerini yummuştu.

 

“Heh heh, şimdi bu aciz kulunuz, Genç Jiang Dükünün Ruhsal Meditasyon Bilgisi’ni test edecek.”

 

“Lütfen önce açıklamalarını yapın.” Jiang Chen ellerini önünde birleştirdi.

 

“Pekala, ilk soru ruhsal bileşenlerin açığa çıkarılmasıyla ilgili. Sıklıkla toplandığında bir ya da iki sap seviyesinde olan Üç Ölümsüz Otlar neden ölümsüzlerin yaşadığı cennetteki gibi üç sap seviyesinde değil?”

 

Ruhsal içeriklerin nasıl toplanacağını bilenler bu soruyu sordukları için gözlemcileri içlerinden lanetlediler. Bu soruda çok fazla şaşırtmaca yok muydu? Gözlemci bile muhtemelen nedenini bilmiyordu.

 

Jiang Chen zayıfça gülümsedi. “Sebebi basit. Üç Ölümsüz Otlar aynı gövde üzerinde büyüyen saplardan oluşan ruhsal bir bileşendir. Eğer tozlaşma esnasında en ufak bir dalgalanma bile olursa bu bir sapın diğerlerine göre aşırı güçlü olup diğer iki sapı yutmasına neden olacak. Bu nedenle  Üç Ölümsüz Otlar yetiştirilirken toprağın içerik dengesinde ruhsal tozlaştırma yapılırken asla dalgalanma olmamalı, dengeyle yapılmalı. En küçük dalgalanmalar ağır hatalara sebep olacak.”

 

“Ne? Böyle düşünmek çok talepkâr olmaz mı?” Gözlemci dikkatle düşündü ve aniden kafasını kaldırdı. “Bu doğru, lanet olsun ben niye bunu düşünemedim ki? Ben her zaman problemin tohumlardan kaynaklandığını düşünürdüm. Kayıtlara göre Üç Ölümsüz Otlar doğadaki kartal ve şahin gibi kendi türlerini yiyebiliyorlar. O zaman şu ortaya çıkıyor ki Üç Ölümsüz Otlar üç sapla büyüyemiyor fakat diğerlerini yiyen en güçlü gövdeyle büyüyor ve kardeşler birbirlerini tüketebiliyor.”

 

Gözlemcinin ağzı kulaklarına vardı ve Jiang Chen’e bakışlarında ekstra birkaç hayranlık izi belirdi.

 

“O zaman ben senin ilaçları rafine etme yöntemini test etmek için birkaç soru daha sorayım. Eğer bunu da doğru cevaplarsan Hua’nın yaptığı gibi bende sana kefil olacağım.”

 

“Lütfen buyurun.” Jiang Chen ne mütevazi ne de fazla gururluydu. Verdiği sözden dolayı durumun yarattığı eğlenceye kapılarak kendisini kaybetmedi.

 

“İlahi Dönüş Qi İlaçlarını rafine ederken bazen kalpli su böceğinin yumurtalarını ve bazen de ağustos böceğinin kanatları kullanıyorum. Neden bunları kullanmak nadiren yüksek seviye bir ilaç elde etmeme neden oluyor? Ben sana İlahi Dönüş Qi İlaçlarını rafine ederken hangisini kullanmanın daha yerinde olacağını sormak istiyorum.”

 

Bu soru da gözlemcilerin uzun süredir kafa yorduğu bir problemdi. Bunca yıl boyunca İlahi Dönüş Qi İlacı rafine edilirken çözüm olarak on tanede bir yüksek seviye ilaç oranı tutturulmuştu.

 

Bu soru ona çok fazla kazandırmaz hatta bazen kaybettirebilirdi.

 

Jiang Chen hafızasını yokladı ve cevabını verdi. “Kalpli Su böceğinin yumurtaları ve ağustos böceğinin kanadının ikisi de İlahi Dönüş Qi İlacını rafine ederken kullanılan malzemeler olsa da aslında ikisi de bu iş için en ideal seçenek değil. Eğer donmuş yağmur meyvesinin ruhunu kullanırsan yüzde yetmiş hatta yüzde seksen oranında bir üst kalite ilaç üretebilirsin.”

 

“Ama neden peki?” Gözlemci mütevazi bir şekilde sordu.

 

“Çok basit. Hem kalpli su böceğinin yumurtaları hem de ağustos böceğinin kanadı ikisi de canlı kanlı şeylerden oluşuyor. İlahi Dönüş Qi İlacının ana etken maddesinin enerjisi bir şekilde bu iki malzemenin yaşam gücü direncinden dolayı azalıyor. Bu durumda senin bir üst seviyede ilaç rafine etmek için oldukça zorlaman gerekiyor. Nadiren bir üst seviyedeki ilacı üretmek ise güzel bir şans. Donmuş yağmur meyvesinin ruhu ise yaşam enerjisi olmayan bir bitki ve malzemenin karakteri bu ilacın ana etken maddesiyle tam bir uyum içinde çalışıyor. Bu en iyi tercih.”

 

“Ah…” Gözlemcinin ağzı açık kaldı ve bir süre konuşamadı. Uzunca bir süre öylece kaldıktan sonra Jiang Chen’i eğilerek selamladıktan sonra “Şimdi bunu duydum ya ölsem bile pişman olmam. Ben yaşlı Zhao, ben de kefilim.”

 

Daha sonra Doğu Lu’nun yanına geldi, “Majesteleri, bu gencin ruhsal bileşenler konusundaki bilgisi geniş, derin ve bu yaşlı adamınkini gölgede bırakır. Bu aciz kulunuz da inanıyor ki orijinal parşömenin sahibi bu genç dük değildi.”

 

Gözlemci Zhao durdu ve ekledi, “Bu ne bu dünyadakilerle ne de cennettekilerle kıyaslanamaz, benzersiz bir şey bu.”

 

Bir kişinin sözlerinin belki pek bir ağırlığı olmazdı. İki kişinin sözleri de kayda değer olmayabilirdi.

 

Ama eğer üç kişi de aynı şeyi söylüyorsa artık bu bir tesadüf olamazdı.

 

Jiang Chen’ i test eden üç gözlemci de kendi adlarına konuşarak durmaksızın Jiang Chen’i övdü. Bu durum herkesin beklentilerinin çok ötesindeydi.

 

Dengeler yavaş ve ağır adımlarla değişmeye başlamıştı.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr