Bölüm 463: Havlayan Köpek Isırmaz

avatar
1621 4

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 463: Havlayan Köpek Isırmaz


Mu Gaoqi’nin Yan Hongtu hakkında konuşmak istemediği açıkça belli oluyordu, açık şekilde Jiang Chen’e bu zorba kişiye teslim olması gerektiğini söylemişti, hatta Jiang Chen için kendi parasını harcamayı bile teklif etmişti.

 

“Kardeş Jiang Chen, eğer bunu yapmanın senin gururundan bir şey kaybettireceğini ya da maddi anlamda kayba uğrayacağını düşünüyorsan sana daha fazla ilaç getirebilirim ve bu şekilde o adamı düşünmek zorunda kalmazsın. Eğer o adam senin üzerinden kâr elde ederse sana kısa vadede bir zararı dokunmaz.” Mu Gaoqi’nin dikkatli karakteri onun pasif ve zayıf birisi olmasını sağlıyordu. Gururu için savaşmaktansa para vererek işi çözmeyi tercih ediyordu.

 

Jiang Chen bu özelliği için Mu Gaoqi’yi kötülemedi. Bu adamın bu mekânda hiçbir destekçisinin olmadığının farkındaydı, ayrıca bu adamın askeri Dao potansiyeli de çok düşüktü. Hayatta kalma çabasını kendilerine amaç edinmiş insanların doğasında bu vardı, her daim dikkatli ve ihtiyatlı davranırlardı.

 

Mu Gaoqi ayrılırken Jiang Chen’e Yan Hongtu ile düşmanlık etmemesi gerektiğini defalarca söylemişti.

 

Jiang Chen gülümseyerek konuştu: “Sen rahat ol Daoist Gaoqi, zaten aramızdaki mesele çok geç olmadan halledilir.”

 

Jiang Chen bu zamana kadar kimseyi sebepsiz yere kışkırtmamıştı, fakat aynı zamanda kimseye de gereksiz yere dalkavukluk yapmamıştı. Eğer Yan Hongtu arkadaş olmak istiyorsa Jiang Chen doğal olarak ona aynı arkadaş canlısı tavırla yaklaşırdı. Fakat eğer bu adam Jiang Chen’i ezmek istiyorsa bu durumda Jiang Chen kesinlikle anlaşma isteyen bir tavır sergilemezdi.

 

Tam da bilge Dan Chi’nin söylediği gibiydi, topluluklardaki hayatın sürtüşmesiz geçmesi imkânsızdı. Askeri Dao dünyasında güçlü olanların gözünde zayıf olanlar sadece yemekten ibaretti.

 

Yan Hongtu’nun daha evvelden Jiang Chen’le bir sürtüşmesi olmadığına göre şu anda güttüğü tek amaç ortama yeni gelen birini baskı altına alarak kendi otoritesini güçlendirmek olmalıydı.

 

“Mu Gaoqi denen adam kötü niyetli birine benzemiyor, sadece karakteri biraz yumuşak birisi o kadar. Kendisi nasıl hayatta kalması gerektiğini iyi öğrenmiş birisi ama eğer askeri Dao’da başarılı olmayı arzuluyorsa bu tavırlarla çok zorlanır ve başarılı olamaz.” Jiang Chen’in zihninde Mu Gaoqi için oluşan fikirler bunlardı.

 

Jiang Chen için elbette bu adamın getirdiği hediyeler çok anlam ifade etmiyordu, fakat bu elemanın lakabının Ahşabın Tanrısı olmasının kesinlikle bir sebebi vardı.

 

Bu kalitedeki ilaçlar on altı krallıkta kesinlikle görülemezdi, özellikle de Ruh Sağlamlaştırma İlacı. Jiang Chen bu adamın karakterinin henüz tam oturmadığını düşünüyordu fakat en azından cimri birisi olmadığı için sevmişti onu.

 

Jiang Chen Gouyu’yu ve diğerlerini yanına çağırdı, her birine dörder ilaç verdi, dört tane de Tang Hong’a vermeyi ve kalan ilaçları ise diğer Kıymetli Ağaç Topluluğu müritleri arasında paylaştırmayı planlıyordu. Bu elemanlarla her ne kadar çok yakın bir ilişkisi olmasa da sonuçta aynı topluluktandılar. Şu anda aynı tekneye binmiş aynı nehri geçmeye çalışıyorlardı. Onlara ilaçlardan birer tane vermek büyük bir iyilik olacaktı.

 

Orijin Besleme İlacına gelince, Jiang Chen bu ilaçları eline almış inceliyordu, açıkçası bu ilaçlar işine yarayabilirdi fakat yine de bu ilaçların kalitesinden memnun kalmamıştı. İki tanesini kendisine ayırarak kalanları Ye Chonglou’ya vermeyi planladı.

 

Baş Usta henüz orijin âlemine yeni geçmişti ve genç bir kişiye kıyasla bu âlemde ilerleme hızı daha yavaş olacaktı elbette. Belki de bundan dolayı bu ilaçlar Ye Chonglou’nun kullanımı için daha uygun olacaktı.

 

Jiang Chen için asıl bulunması zor olan ilaç Yedi Yıldızlı Birleşme İlacıydı, Doğu Krallığındayken buna benzer ilaçlar üretiyordu, hatta Geniş Okyanus İlacı hala on altı krallık topraklarında büyük etkiye sahip bir ilaçtı.

 

Fakat elbette o ilaç sadece gerçek qi âleminde kullanışlıydı. Ruh âlemindeki uygulayıcılar için etkisi çok düşüktü ve orijin âlemi uygulayıcıları için ise neredeyse hiç denebilecek kadar etkisizdi.

 

“Yedi Yıldızlı Birleşme İlacı, Orijin enerjisini tekrar toparlamak… Görünüşe göre Görkemli İlaç Sarayına biraz alışmam lazım. Burası ilaçlar konusuna daha evvel karşılaştığım yerlere göre daha yatkın.”

 

Görkemli İlaç Sarayı ilaç Dao’suna hizmet etmek için kurulmuş bir topluluktu. Eğer buradaki bir mürit nasıl ilaç üretimi yapılması gerektiğini bilmiyorsa bu durumda gerçek bir Görkemli İlaç Sarayı müridi sayılmazdı.

 

Jiang Chen geçtiğimiz iki yıl boyunca çok meşguldü ve İlaç Dao’su konusundaki çalışmalarını ilerletememişti. Aksi takdirde zaten Kutsal Uçurum Kıtasında bu alanda kendisinden daha yüksek bir potansiyele sahip kimsenin olmadığını kolayca kanıtlayabilirdi.

 

Önceki hayatında en çok ilgilendiği alan ilaç üretimiydi.

 

Jiang Chen ilaçları böldükten sonra Gouyu’yu çağırdı: “Gouyu, git ve bu ilaçları Baş Usta Ye Chonglou’ya ver.”

 

Wen Ziqi ileri çıktı: “Genç ustam, geçen sefer verdiğiniz ruh malzemelerinin hepsi tükendi. Ay Işıklı Canavar Maymunların iştahları büyük oranda arttı ve çok fazla yemek yiyorlar.”

 

Wen Ziqi iki maymunu yetiştirmek için vaktinin büyük çoğunluğunu harcıyordu. Maymunlar artık en hızlı büyüdükleri ve gelişim gösterdikleri evreye erişmişlerdi. İştahlarındaki ani artış ise kısa süre sonra gelişimlerinin en hızlı olacağı noktaya erişeceklerine işaret ediyordu. Bu aslında iyiye işaretti fakat Jiang Chen’e çok pahalıya mal oluyordu.

 

Zamanında çok fazla gelir kaynağı elde etmişti fakat aynı zamanda giderleri de çok fazlaydı.

 

En sağlam örnek olarak yüzlerce sayıda olan Kılıç Kuşlarının yaptığı tüketim gösterilebilirdi.

 

“Ah! Kim düşünürdü ki benim gibi bir adamın maddi bir sıkıntı çekeceğini?” Görkemli İlaç Sarayının kaynakları Kıymetli Ağaç Topluluğunun kaynaklarından on kat daha fazlaydı, fakat Jiang Chen’in astlarını ve ruh hayvanlarını beslemek yine de kolay değildi. Gouyu ve Xue Tong takipçilerdi, resmi mürit değillerdi, bundan dolayı Görkemli İlaç Sarayının kaynaklarından faydalanamıyorlardı.

 

“Görünüşe göre biraz para kazanmam lazım ha?”

 

Para kazanmak elbette Jiang Chen için hiç zor bir şey değildi, özellikle de Görkemli İlaç Sarayı gibi bir yerdeyken. Bu meseleyi ilaç üretimi yaparak çözmeyi planlıyordu.

 

Maymunlar, fareler ve kılıç kuşları hep bir elden tüketim yapıyorlardı, hepsi de kan soylarının gelişmesini bekliyorlardı. Eğer kendilerine gerekli olan kaynaklara erişemezlerse kesinlikle gelişemezlerdi.

 

Jiang Chen sarayın görevlerini yaparak, hatta saray dışına maceralara giderek bile para kazanabileceğini hatırladı.

 

“Görünüşe göre gidip hangi görevlerin beklemede olduğuna bakmanın vakti gelmiş.”

 

Bağdaş kurarak oturdu ve geçmiş hayatından birkaç tane ilaç tarifini hatırladı.

 

“Kaynak topla, ilaç üret ve gücünü arttır.” Bu meseleler şu anda Jiang Chen’in en çok çaba sarf etmesi gereken meselelerdi. Etrafına bakındı ve Gouyu’nun ayrılışından bu yana yaklaşık üç saat geçtiğini gördü. Bu süre Ye Chonglou’yu ziyaret edip geri dönmesi için yeterliydi fakat henüz Gouyu’dan bir ses yoktu.

 

Jiang Chen bunu düşünürken kapının başında Küçük Huang belirdi: “Efendi Jiang, büyük kız kardeş Gouyu uzun zaman önce gitti ve ondan hala iz yok. Kendisi bu topraklara yabancı birisi ve Küçük Huang onun için endişeleniyor.”

 

“Hmm ben de az evvel aynı şeyi düşünüyordum, fakat buralar Görkemli İlaç Sarayının toprakları, burada bir belaya bulaşmamış olması lazım.”

 

Durum böyle olsa bile Jiang Chen oyalanmadı, Gouyu onun takipçisiydi ve her daim işini hiç oyalanmadan, en ufak bir tereddüt bile hissetmeden yapmıştı. Jiang Chen bu kadının bu açık tavırlarına hayrandı.

 

Diğer takipçiler de meraklanmıştı ve Jiang Chen’e eşlik ederek Gouyu’yu aramaya çıktılar.

 

Aradan çok geçmeden Gouyu’nun sesi vadinin giriş tarafından duyuldu: “Saçmalık! Ne hakla benim vadiye girişimi yasaklıyorsun?”

 

“Gül Vadisi dâhiler içindir! Senin buraya girmeye hakkın yok, elinde evrakların bile yok! Elbette giremezsin!”

 

“Saçmalık! Az evvel buradan ayrılmıştım ve şimdi giremiyor muyum yani? Sen bilerek işleri zorlaştırmaya çalışıyorsun!”

 

“Haha! Ne olmuş yani bilerek yapıyorsak? Ne yapabilirsin ki? Eğer bir çekirdek mürit madalyonun varsa girebilirsin. Eğer madalyonun yoksa uzaklaş buradan!”

 

“Çekirdek müritlerin takipçilerini insandan saymıyor musunuz? Biz neden giremiyoruz? Madem öyle, diğer takipçiler nasıl istedikleri gibi girip çıkabiliyor?”

 

“Sen nasıl olur da kendini o kişilerle kıyaslarsın? Senin ustan kim? Senin yetişim seviyen ne? Küçücük bir yeryüzü ruh âlemi uygulayıcısısın sen! Burada çalışan sağlık çalışanları bile senden daha yüksek bir yetişim seviyesine sahip! Senin varlığın bile Gül Vadisine yakışmıyor! Haddini bil! Sen göksel ruh âleminde bile değilsin daha! Ya buradan uzaklaş ya da seni zorla uzaklaştırınca bizi suçlama!”

 

Bu esnada Jiang Chen’in sesi yankılandı: “Vay be! Zorla uzaklaştırmanızı görmek isterim! Gouyu içeri gir.” Jiang Chen’in ses tonunda doğal bir otorite vardı, kimsenin sorgulamaya cesaret edemeyeceği bir otorite! Jiang Chen bu sözlerinden sonra İlah’ın Gözü ile muhafızlara baktı: “Onun saçının bir teline bile dokunmaya cüret eden kişinin reankarne olmasına bizzat ben yardımcı olacağım.”

 

Havlayan köpeğin ısırmayacağı belliydi, bu muhafızların Gouyu’ya havlamasının sebebi onu ısırmak istemeleri değil, Jiang Chen’i küçük düşürmek istemeleriydi.

 

Aksi takdirde zaten Gouyu’nun agresif kişiliği ve mükemmel güzelliğini gören bu muhafızlar ona zorluk çıkartmak istemezlerdi elbette.

 

Jiang Chen İlah’ın Gözünü geliştirdikçe asil bir kişinin haysiyetine de daha fazla sahip olabiliyordu. Gözlerindeki bakışın barındırdığı göksel tavır muhafızların biraz olsun korkmasını sağlamıştı. Sanki ruhlarının geri çekildiğini hissetmişti muhafızlar. Vücutlarını istedikleri gibi hareket ettiremiyorlardı.

 

Gouyu homurdanarak yürüdü: “Genç ustam, gönderdiğiniz eşyalar Baş Usta’ya ulaştı, size minnettar olduğunu belirtti.”

 

Jiang Chen elini salladı ve bakışlarını tekrar muhafızlara çevirdi: “Gözlerinizi açın ve iyi bakın! Bu kişiler benim takipçilerim. İleride bu kişilerin vadiye girip çıkışına engel olmaya çalışan herkes benim sabrımla oynuyor demektir. Böyle bir meselenin tekrarlanması affı gerçekleşmeyecek bir olaydır! Eğer bu olay tekrar yaşanırsa aranızdan birini öldürmek için düşünmem bile!”






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44315 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr