Bölüm 462: Ahşabın Tanrısı

avatar
1670 4

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 462: Ahşabın Tanrısı


Yan Hongtu’nun Jiang Chen’i aşağılamak istemesi durumu elbette Jiang Chen’in beklentileri arasındaydı.

 

Jiang Chen’i zaten ilk başta Dan Chi bu konuda uyarmıştı, fakat bu uyarı olmasa bile Jiang Chen zaten böyle bir olayın yaşanacağını tahmin edebilirdi.

 

Sonuçta Jiang Chen burada bir yabancıydı ve gelir gelmez rütbeli çekirdek müritlerin arasına girmişti. Zaten böyle bir adamın gelişini kabullenmek zordu, üstelik de gelen kişinin şöhreti kendisinden evvel geldiyse…

 

Sonuçta bilge kişi bizzat Jiang Chen’i bünyesine katmak için güçsüz ve zayıf olan Kıymetli Ağaç Topluluğu ile ittifak anlaşması yapmıştı.

 

Sadece bu konu bile Jiang Chen’in Görkemli İlaç Sarayında ünlü birisi olmasına yetiyordu.

 

Buradaki herkes dâhi kategorisindeydi ve dâhi olarak nitelendirilen kişilerin bir başkasına boyun eğmesi çok sık rastlanan bir şey değildi.

 

Jiang Chen ise küçük ve zayıf topraklardan gelen bir dâhiydi, buna rağmen Dan Chi’nin bizzat ilgisini çekebilmişti. Bu durum elbette buradaki dâhilerin kederlenmesine sebep olmuştu. Aralarında kıskançlık duymayanların sayısı çok azdı. Yan Hongtu denilen adam kıskanç kitleden sadece bir tanesiydi. Elbette Jiang Chen böyle olayların kaçınılmaz olduğunu ve halletmesi gereken şeyler olduğunu biliyordu, topluluklarda hayatta kalmanın anahtarıydı bu.

 

“Genç ustam, görünüşe göre Gül Vadisi dışarıdan görüldüğü gibi huzurlu bir yer değil, alçak karakterler her yerde kendilerini gösteriyorlar.” Gouyu gücenmiş bir ses tonuyla konuşmuştu.

 

Jiang Chen ise bu olaya kayıtsız kalmayı tercih ediyor gibiydi: “İnsanın olduğu yerde jianghu olur, jianghu’nun olduğu yerde ise sürtüşme kaçınılmazdır. Mademki buraya yerleştik, rahatınıza bakın ve huzurlu bir yaşam sürmeye çalışın.”

 

ÇN; Jianghu: Nehirler ve göller anlamına gelir, insanların su kıyılarına yerleşme arzusunu, bundan dolayı çekişmenin, sürtüşmenin ve rekabetin varlığı anlatılıyor.

 

Jiang Chen bu sözlerinden sonra tam da avluya giriş yapacaktı ki bir başka ses daha duyuldu: “Daoist Jiang Chen, lütfen bekleyin.”

 

Jiang Chen arkasını döndü ve genç bir adamın biraz uzakta durduğunu fark etti. Adamın tavırları, duruşu ve bakışları semavi bir anlam içeriyor gibiydi.

 

“Benim ismim Mu Gaoqi, senden önce buraya en son yerleşen, yani çekirdek mürit olan kişi benim. Ben senin ismini çok duydum ve gelip ziyaret etmek istedim. Umarım rahatsızlık vermiyorumdur.” Mu Gaoqi isimli bu genç Jiang Chen’den bir ya da iki yaş küçük gibi duruyordu.

 

Ataların da söylediği gibi, bu gelen tanrı misafiriydi. Jiang Chen mantıksız birisi değildi, elbette karşısında durup kendisine gülümseyen birisine kötü davranmayacaktı. Bu Mu Gaoqi isimli genç belliki iyi bir niyetle ve kibar şekilde kapısına gelmişti.

 

“Lütfen içeri gelin.” Jiang Chen başını salladı, kadın takipçiler misafirin geldiğini görünce ortamdan ayrıldılar. Zaten Küçük Huang’ın karakteri düşünüldüğünde, onun yabancıların olduğu bir ortamda görülmesi imkânsızdı.

 

Xue Tong da misafir için çay servis ettikten sonra ayrılmayı düşünüyordu, Jiang Chen’in takipçileri ile dalga geçilmesini kendilerine yedirememişlerdi, bundan dolayı fazla ortalıkta görülmemeye çalışıyorlardı.

 

“Xue Tong, sen yabancı değilsin, ayrılma ve Görkemli İlaç Sarayının dâhisinden bir şeyler öğrenmeye çalış.” Jiang Chen bu adamın kalp Dao’sunda çatlaklar oluşmasına kesinlikle izin veremezdi. Xue Tong ve diğerlerini biraz zorlayarak kendilerine olan güvenlerini ve saygılarını kazanmalarını sağlamak istiyordu.

 

Mu Gaoqi acele ile cevapladı: “Beni övüyorsunuz, lütfen abartmayın.”

 

Jiang Chen ise gülümseyerek cevapladı: “Ben buraya henüz yeni geldim ve Gül Vadisinin kurallarını bilmiyorum, kardeş Mu Gaoqi’yi bu çayla selamlıyorum!”

 

Alçak gönüllü bir kişi olduğu belli olan Mu Gaoqi biraz şaşkın biraz da mutlu bir tavırla karşılamıştı bu selamı. Jiang Chen karşısındaki bu genci iyice gözlemlemişti ve buraya kötü bir niyetle gelmediğini anlamıştı. Mu Gaoqi her hareketinde dikkatli ve nazik olmaya özen gösteriyordu, diğer topluluklardaki dâhi kişilerden biraz daha farklı bir yapıdaydı, alışılmış topluluk dâhilerinin hava atma ve kibir yapma hareketlerine sahip değildi.

 

“Kardeş Jiang Chen, bu genç kardeşiniz sizden bir ya da iki yaş genç olsa gerek, bana Xiao Mu ya da Gaoqi diye seslenebilirsiniz. Kardeş Jiang Chen’in şöhreti benim kulaklarıma son birkaç günde defalarca ulaştı. Ben bugün sizi rahatsız ettiğim için birkaç ilaç getirdim, umarım bu hediyeler sizin için çok kalitesiz değildir.” Mu Gaoqi konuşurken bir yandan da küçük bir ilaç şişesi çıkarmıştı.

 

“Hehe, benim askeri Dao potansiyelim Görkemli İlaç Sarayında pek kaliteli sayılmaz, fakat ben doğuştan gelen bir ilaç Dao’su potansiyeline sahibim, Ahşap Yaratılış Potansiyelim var. Zaten benim Gül Vadisine gelmemi sağlayan da ilaçlar konusundaki bu büyük potansiyelimdir. Bu üç şişenin içerisinde orijin âlemindeki yetişimi besleyen Orijin Besleme İlacı, bir ruh âlemi uygulayıcısının seviyesini hızlıca yükseltecek olan bir Ruh Sağlamlaştırma İlacı ve bir savaş esnasında orijin gücünün yarısını anında geri kazanmak için kullanılacak olan bir Yedi Yıldızlı Birleşim İlacı var. Benim elimdeki imkânlar sınırlıydı ve Orijin Besleme İlacını daha kaliteli şekilde üretemedim. Fakat Ruh Sağlamlaştırma İlacı ise sizin Kıymetli Ağaç Topluluğunuzun Kutsal Meyvesi kadar etkilidir. Hehe! Ben zaten bu ilaç sayesinde orijin âlemine geçebildim.” Mu Gaoqi beklenmedik hediyelerle gelmişti, bu hediyeler aynı zamanda oldukça kıymetliydi.

 

“Daoist Gaoqi, bu hediyeler henüz yeni tanıştığınız birine vermek için fazla kıymetli değil mi?” Jiang Chen kibarca gülümseyerek sormuştu.

 

Mu Gaoqi hızlı şekilde cevapladı: “Bu ilaçlar belki diğer kişiler için fazla kıymetli olabilir, fakat ben bu ilaçları istediğim zaman tekrar üretebilirim. Sonuçta benim doğuştan gelen bir potansiyelim var bu konuda, işin aslı…”

 

“Aslında ne?”

 

“Pekâlâ…” Gaoqi’nin yüzü biraz kızarmıştı: “Aslında ben buraya gelirken biraz şahsi amaçlarım için de gelmiş sayılırım. Ben kardeş Jiang Chen’den bir şey isteyecektim çünkü onun ateş ve buz konusunda doğal bir yatkınlığı olduğunu duymuştum.”

 

“Neden böyle düşündün ki? Nereden duydun bunu?” Jiang Chen karşısındaki gencin utanarak konuştuğunu görünce gülmekten alıkoyamadı kendini. Bu eleman utangaç bir karaktere sahipti, kesinlikle kalbinde kötülük besleyen birisi değildi.

 

“Ben zamanında dış dünyada yetişim yapıyordum ve diğer toplulukların müritleriyle temiz bir kaynak suyu bulmuştum, bu kaynak yeraltından çıkan temiz bir su kaynağı gibi görünüyordu. Ben bu kaynaktan bir numune alıp denemek istediğimde bu suyun ahşap enerjisi ile dolu olduğunu fark etmiştim. Ben Ahşap Yaratılışa sahip olduğum için ahşap enerjisine doğal olarak hassas birisiyim, çabucak fark edebilirim. Bundan dolayı bizler bu suyun asıl kaynağını keşfetmek istedik, bu suyun derin mağaralara kadar gittiğini gördük, bu mağaralarda henüz ilerleyememişken hem sıcak hem de soğuk hava akımlarının aynı anda aktığını fark ettik. Zemin sanki bir ejderin nefesi ile ısınıyormuş gibi sıcakken yan duvarlar ise sanki bir dağın zirvesindeki evin duvarları gibi soğuktu.” Mu Gaoqi konuşurken bakışlarını Jiang Chen’e kilitlemişti.

 

ÇN; Çinceden İngilizceye çeviren çevirmenin hatası olabilir burada, sanırım bu romanda iki tip potansiyel var, birisi daha evvel Long Juxue’de gördüğümüz doğuştan gelen potansiyel, diğeri ise ahşap yaratılışa sahip olan Mu Gaoqi’nin potansiyeli. İngilizceye çeviren arkadaş ikisini de aynı şekilde yazmış fakat ileride farklılık olabilir, Mu Gaoqi’nin potansiyeli için ileride öz potansiyelli gibi bir ifade kullanılabilir. Bu arada zaten Çincede ‘Mu’ kelimesi ‘ahşap’ anlamına geliyor.

 

Jiang Chen bu noktada bir şeyleri anlamış gibi görünüyordu, Mu Gaoqi’nin niyetini çözmüş gibiydi.

 

“Kardeş Jiang Chen, eğer birlikte hareket ederek o su kaynağını bulabilirsek çok avantajlı duruma geliriz.” Mu Gaoqi’nin sesi biraz acıklı çıkmaya başlamıştı: “Benim öz potansiyelim ‘doğuştan gelen potansiyel’ olmaya sadece bir adım uzaklıkta. Benim vücudumdaki bu ahşap enerjisi mutlaka bu kaynağı bulduğumuzda doğuştan gelen potansiyele dönüşecek. Sadece benim kârım değil bu, bu kaynaktan faydalanan her uygulayıcının damarlarındaki kanın soy kademesi gelişecek, potansiyeli artacak. Bu inanılmaz bir fırsat!”

 

“Ve sen bu konuda benim yardımımı mı istiyorsun?”

 

“Hayır… Hayır hayır… Bu acınası ilaçlar senin yardımını almak için zaten yetersiz kalırlar. Ben sadece sana bir hediye getirmiştim… Senden yardım istemiyorum, sadece zaten çıkacağım bir yolculuk için seni de davet ediyorum.”

 

“Benden sana katılmamı istiyorsun ha? Ne zaman yola çıkacaksın?”

 

“Sanırım yaklaşık olarak bundan üç ay sonra, hala hazırlanmak için yeterli süremiz var. Fakat elbette şunu unutmamak gerekir, bu olaydan çok fazla kişinin haberi yok. Bu kaynağı bulan müritler olarak bu olayın fazla yayılmasını istemiyoruz. Aksi takdirde o kaynağı güçlü müritlerden birisi bizden evvel bulursa sanırım hiçbirimiz o kaynaktan faydalanamayız.” Mu Gaoqi’nin karakteri biraz içine kapanık birine benziyordu, Görkemli İlaç Sarayında çok fazla bağlantısı olmadığı belliydi. Bu tarz insanlar diğerlerine bağlanmakta ve onlara güvenmekte zorluk çekerlerdi. Zaten Mu Gaoqi’nin güçlü uygulayıcılardan birini davet etmemesinin sebebi de buydu.

 

İşin aslında bu gencin tahminlerine göre hem ateş hem de buz konusuna yatkın olan birisi elbette bu macera için çok uygun bir adaydı. Bir de bunun üzerine bilge Dan Chi’nin Jiang Chen’e büyük değer vermesi ve Mu Gaoqi’nin Dan Chi’yi kendisine örnek alması eklenince zaten Jiang Chen’e karşı büyük bir merak uyanmıştı Mu Gaoqi’nin içinde.

 

Jiang Chen’in sessiz kaldığını gören Mu Gaoqi anında konuştu: “Kardeş Jiang Chen, eğer benim bu sözlerimde samimi olduğumu düşünmüyorsan ileride takipçilerinin ihtiyaç duyacağı her Ruh Sağlamlaştırma İlacının üretiminde ben görev alacağım. İçerik malzemelerini bile hazırlamanıza gerek kalmaz. Ne dersin?” Gül Vadisinin bir sakini olarak Mu Gaoqi Jiang Chen’in takipçilerinin buradaki kişiler tarafından dalga malzemesi olarak görüldüğünü iyi biliyordu.

 

Saygın bir orijin âlemi uygulayıcısı nasıl olur da küçük seviyeli ruh âlemi uygulayıcılarını yanına takipçi olarak alırdı?

 

“Daoist Gaoqi, beni gözünüzde büyüttüğün ve saygı gösterdiğin için şimdilik kabul ediyorum. Gerçeklerin anlattıklarından farklı olduğunu gördüğüm anda katılım isteğimi geri çekerim ve seni kendi başına bırakırım.” Jiang Chen bir anlaşmadan evvel bütün kuralları söylemeyi seven birisiydi.

 

Mu Gaoqi sevinmişti, yüksek sesle bağırdı: “Eğer gerçekler bu anlattıklarım gibi değilse gökler beni geri alsın! Fakat şunu söylemeliyim, benimle beraber o su kaynağını keşfeden kişilerin yetişim seviyeleri benden daha yüksekte. İleride biraz problem yaşayacağımızdan korkuyorum.”

 

“Bu konu hakkında endişelenme.” Jiang Chen diğer kişilerin gücünden ziyade bunun bir tuzak olup olmadığından korkuyordu. Fakat şimdi Mu Gaoqi yemin ettikten sonra biraz daha rahatlamıştı.

 

Mu Gaoqi ve Jiang Chen uzun süre bu olay hakkında konuştular ve Jiang Chen’in güveni gittikçe artıyordu, Jiang Chen’e vadinin özelliklerinden bahsetmeye başlamıştı: “Gül Vadisinde yaklaşık bin tane mürit vardır. Orijin âlemine henüz yeni geçmiş olanlar burada en son kademededir. Buraya benden önce gelmiş olanların beni ilaç bilgilerimden dolayı fazla hırpalamaması iyi oldu. Onlar bana ilaç alanındaki yeterliliğimden dolayı Ahşabın Tanrısı lakabını verdiler.”

 

“Haha! Senin gerçekten de ölümsüz kişilere yakışan bir semavi havan var!”

 

“Sanırım bu dediğin doğru olabilir ve benim öz potansiyelli olmamla alakalı olabilir. Oh bu arada kardeş Jiang Chen, duyduğuma göre Yan Hongtu seni çağırmış, duyduklarım doğru mu?”

 

“Evet kesinlikle doğru, bu adam nasıl birisi?”

 

“Bu adam kesinlikle Süzülen Bulutlar bölgesinin bulaşılmayacak bir kişisidir. Kardeş Jiang Chen, ben sana ona teslim olduğunu kibarca açıklamak için bir yol bulmanı tavsiye ederim.” Mu Gaoqi’nin karakteri buydu, başkaları hakkında pek kötü konuşmayı sevmezdi.

 

Jiang Chen bu mesele hakkında daha fazla konuşmak istemedi, konuyu değiştirerek sordu: “Demek Gül Vadisi farklı bölgelere ayrılmış durumda?”

 

“Kesinlikle, dört bölge var, Süzülen Bulutlar, Eşsiz, Gök Sütunu ve Hükümdar bölgeleri. Süzülen Bulutlar bölgesi çekirdek müritler arasında en düşük seviyeli olanlara ev sahipliği eder. Eşsiz bölge ismi verilen yer biraz daha yüksek seviyelidir, fakat asıl müritler Gök Sütunu ve Hükümdar bölgelerinde konaklar. Zaten Hükümdar Bölgesine girmeye hak kazananların hepsi de gerçek müritlerdir ve elit kaliteye sahiplerdir. Onların sayısı çok fazla değil, onlar yakın zamanda bilge âlemine geçiş yapacak olan kişilerdir ve aramızdaki fark devasadır.” Mu Gaoqi’nin ses tonu hem korku hem de hayranlıkla doluydu.

 

“Anladığım kadarıyla Yan Hongtu denen adam bu bölgenin, yani Süzülen Bulutlar Bölgesinin zorba kişisi, öyle değil mi?”

 

“Bunu söyleyebilirsin, kıdemli kardeş Yan’ın gücü aslında Gök Sütunu Bölgesine geçmek için yeterlidir, fakat burada kontrolü elinde barındırması ona çok şey kazandırıyor. Burada resmen bir kral gibi hayat sürüyor ve ayrılmak istemiyor.”

 

Bu durumda elbette pozisyon elde etmiş birinin pozisyonunun gücünü suiistimal ettiği açıkça görülebiliyordu. Bu adam burada kalıp istediği kişilerden koruma parası bile alıyordu. Elbette buradan ayrılmak istemezdi!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr