Bölüm 460: Çekirdek Müridin Kimliği

avatar
1722 4

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 460: Çekirdek Müridin Kimliği


Saygın Dokuz Aslan gerçekten de Jiang Chen’in fikirlerine büyük oranda önem veriyordu. İlerideki kuracağı ittifak konusunda bile Jiang Chen’in fikirlerini sormuştu.

 

Jiang Chen ise elbette fikirlerini saklamamıştı, olayların gelişimi doğrultusunda büyük resmin nasıl şekilleneceğini analiz etmişti ve eğer Devasa Ruh Topluluğu mirasını korumayı başarabileceğini düşünüyorsa Büyük Katedralle ittifak yapmalarının kötü bir şey olmayacağını söylemişti.

 

Bu durum elbette Gök Topluluğunun kölesi olmaktan çok daha iyiydi.

 

Dokuz Aslan zaten gelişen durumların ışığında tarafsız ve tepkisiz kalmanın imkânsız olduğunu anlayabiliyordu. Kendisinden üstün güçlerin varlığından haberdardı ve bu güçlerin bazılarının parmaklarının sadece bir hareketleri ile on altı krallığı yerle bir edebilecek kuvvette olduklarının da farkındaydı.

 

Ne kadar istekli ya da isteksiz oldukları fark etmezdi, şu anda yapılabilecek en mantıklı hareket kesinlikle kendilerinden daha güçlü bir yapılanma ile ittifak kurarak arkalarına destekçi almaktı.

 

Jiang Chen Liu Wencai ile arayı kapattıktan sonra ayrıldı, ayrılırken gülümseyerek konuştu: “Wencai, seninle ileride Devasa Muhitte tekrar karşılaşmak için sabırsızlanıyorum.”

 

Bu esnada Tang Hong da ileri çıktı ve yüksek sesle konuştu: “Eğer önümüzdeki üç yıl içerisinde derecelendirmelere giremezsen başka insanlara benim kardeşim olduğunu söyleme!”

 

Liu Wencai bu sözlere gülerek karşılık verdi: “Sen de giremezsen, sen de söyleme, haha!”

 

Tang Hong parmaklarını çıtlatarak konuştu: “Ben bu konu hakkında uzun süredir düşünüyordum, eğer derecelendirmelere giremezsem on altı krallığa bir daha asla geri dönmeyi düşünmüyorum!”

 

Tang Hong tez canlı ve açık sözlü birisiydi, insanlar onun hakkında en çok aşırı derecede kararlı yapıda olmasını seviyorlardı. Karşısındaki hedefe doğrudan hareket ederdi, hedefini belirledikten sonra gözünde o hedeften başkası görülmezdi.

 

Jiang Chen Devasa Ruh Topluluğundan ayrıldıktan sonra Altın Kanatlı Kılıç Kuşuna atladı ve aradan yarım gün kadar süre geçtikten sonra kafileyi yakaladı.

 

Bunun üzerine birkaç gün geçtikten sonra ise kafile sağ salim şekilde Görkemli İlaç Sarayına ulaşmıştı.

 

Saray Devasa Muhitin tam merkezinde yer alıyordu. Toprakları on altı krallık ittifakının topraklarından on kat daha büyüktü.

 

Sarayın toprakları kendi içinde küçük bölgelere ayrılmıştı ve bunların sayısı bir baştaki saç kılı sayısı kadar çoktu.

 

Sarayın toprakları içerisinde dört büyük topluluğa benzeyen düzinelerce bölge vardı.

 

Beşinci ve altıncı kademedeki topluluklar Görkemli İlaç Sarayının komutası altındaydı.

 

Görkemli İlaç Sarayının yerleşkesi inanılmaz derecede etkileyiciydi. Dağların eteklerine kadar uzanan toprakları vardı, merkez kısmında ise çiçeklerle donatılmış bir merkez saray ve apartmanlar vardı, birkaç yüz kilometrelik kadar alanda saray tarafından kısıtlanmış alanlar da mevcuttu.

 

Eğer kendilerine liderlik edilmeyen bir grup bu topraklardan geçip sarayın merkezinde ulaşmak isterse bu yasaklı alanlar tarafından defalarca saldırıya uğrardı.

 

“Jiang Chen, bu yasaklı bölgelerden gelecek olan saldırılar elbette ileride sana vereceğimiz saray madalyonunu taktığında etkisiz olacak. Fakat yine de bazı yasaklı alanların bazı iç kısımlarına bizzat izin almadan girmemelisin. Aksi takdirde bilge âlemi uygulayıcıları bile bu yasaklı alanların sana saldırmasını engelleyemeyebilir.”

 

Dördüncü kademeli bu topluluğun da elbette yasaklı alanları mevcuttu.

 

Dan Chi Jiang Chen ve grubunu İç Salon kısmına getirdi ve onlar için geçici bir konaklama yeri ayarladı.

 

“Jiang Chen, sizler burada yenisiniz ve benim topluluğumun müritlerinin elde edebileceği her türlü muameleyi elde edebilirsiniz. Fakat unutmayın ki topluluğun kuralları sizler için de geçerli. Hepiniz yetişim seviyelerinize göre statü elde edeceksiniz. Buna itirazınız var mı?”

 

Bir ittifak kurulduğunda bile kurallar göz ardı edilemezdi.

 

Jiang Chen gülümsedi: “Kesinlikle, eğer bizim gibi dışarıdan gelen müritler sanki yıllardır buradaymışız gibi karşılanırsak zaten problem oluşur, bizlerin de kurallara uyması gerekir.”

 

Diğerleri de kafalarını sallamıştı, buna katılıyorlardı, elbette bu kurallara karşı çıkmayacaklardı.

 

İÇ Salonun Salon Şefi Dan Chi’nin bizzat geldiğini gördüğünde kendisi dışarı çıkmış ve samimi bir şekilde gelen grubu karşılamıştı.

 

Jiang Chen’in yetişim seviyesi artık orijin âlemindeydi ve dolayısıyla Görkemli İlaç Sarayında çekirdek mürit olarak statü kazanmıştı.

 

Bundan dolayı da çekirdek mürit madalyonu almıştı.

 

Göksel ruh âlemine geçmiş olan Tang Hong ise iç mürit madalyonu almıştı.

 

Lian Canghai, Xie Yufan ve Demir Dazhi ise göksel ruh âleminden bir adım uzaklıkta olduklarından başlangıç olarak deneme aşamasındaki iç mürit madalyonlarını almışlardı.

 

Fakat elbette dış mürit madalyonu almaktan iyiydi.

 

Görkemli İlaç Sarayı zengin kaynaklara sahip bir topluluktu, doğal kaynakları da genişti, bunun en önemli göstergesi ise devasa topraklara sahip olmasıydı.

 

İç müritler, hatta deneme aşamasındaki iç müritler bile, kendilerine özel ayrılmış apartmanlarda kalıyorlardı.

 

Bu apartmanlar her ne kadar biraz küçük olsalar da sonuçta yine de kendilerine özel bir yaşam alanları vardı, dış müritler gibi başka insanlar tarafından rahatsız edilmiyorlardı.

 

Görkemli İlaç Sarayının toprakları içerisinde bir dağ mevcuttu, bu dağın yamacında ise Gül Vadisi ismi verilen bir vadi vardı. Bu vadide saray başkanı bin adet mağara yontturmuştu ve çekirdek müritlerin konaklaması için bu mağaralar tahsis edilmişti.

 

Bir çekirdek mürit olarak Jiang Chen de bu mağaralarda kalma hakkına sahipti.

 

İşin aslı, çekirdek müritler için ayrılan kaynaklar oldukça fazlaydı.

 

Jiang Chen her ne kadar gerçek müritlerin erişebildiği kaynaklardan uzakta olsa da henüz saraya yeni ayak bastığı için bu kaynakları istemesinin uygun olmayacağını kendisi de biliyordu.

 

ÇN; Topluluklarda müritlerin hiyerarşik sıralaması küçükten büyüğe doğru: dış mürit, iç mürit, şahsi mürit ve gerçek mürit şeklinde.

 

Statü meselesi kesinlikle kazanılması gereken bir şeydi.

 

Henüz yeni ulaştığı bir mekânda bilmişlik taslamak Jiang Chen’in karakterine uygun değildi. Zaman ilerledikçe elbette gücü artacak ve statüsü de buna göre şekillenecekti.

 

İç meselelerle ilgilenen Salon Şefi zaten bunu belirtmişti, müritlerin gelişimi ile beraber faydalanma hakları olan kaynaklar da artış gösteriyordu. Mesela bu kaynaklara erişmenin bir diğer yolu da sarayın verdiği görevleri kabul edip bu görevlerde başarılı olmaktı.

 

Saraydaki birçok gerçek mürit bu yöntemi kullanarak kaynaklardan faydalanıyordu.

 

Özellikle de yetişim meselesine derinden bağlı olan müritler kesinlikle kendilerine sunulan kaynaklardan hiçbir zaman memnun kalmıyor ve sürekli olarak bu yönteme başvuruyorlardı.

 

Gerekli ayarlamalar yapıldığında Salon Şefi Tang Hong ve diğerlerinin de saraydaki yerlerine yerleşmelerine yardımcı oldu.

 

Gouyu ve diğer takipçiler ise doğal olarak Jiang Chen’in peşinden vadiye gitmişlerdi.

 

Birçok çekirdek müridin de zaten takipçileri vardı.

 

Hatta iç müritler arasında çekirdek müritlerin takipçisi olanlar bile vardı. Bunun sebebi ise Gül Vadisinin daha kaliteli bir yetişim ortamı sağlıyor olmasıydı.

 

Yeni gelenlerin hepsi yerleştikten sonra Dan Chi Jiang Chen’i alarak kendi apartmanına götürdü.

 

Sarayın başkanı olarak Dan Chi’nin konakladığı yer sarayın en kutsal mekânlarından birisiydi, dağlık vadi alanının en tepesine konuşlanmıştı.

 

“Jiang Chen, sen genç neslin arasında benim konakladığım yere gelen ilk kişisin.”

 

Dan Chi yüz yaşından daha gençti, askeri Dao dünyası düşünüldüğünde hala genç sayılırdı, bundan dolayı bu zamana kadar hiç şahsi mürit almamıştı yanına.

 

Birkaç sağlık çalışanı dışında apartman tamamen boş sayılırdı.

 

Fakat Jiang Chen elbette bu apartmanın konuşlandığı bölgedeki ruh qi’sinin ne kadar kuvvetli olduğunu sezebiliyordu.

 

Apartmanın konuşlandırıldığı alan kesinlikle sarayın en kaliteli Feng Shui’sinin olduğu kısımdı.

 

“Jiang Chen, burada sadece sen ve ben varız. Dağdayken konuşmaktan çekindiğin bir şey varsa burada bana anlatabilirsin.”

 

“Bilge kişi, ben her şey için çok memnunum. Şikayet edebileceğim hiçbir şey yok.”

 

“Haha! Çok güzel! Ben senin genç birisi olduğunu bildiğimden dolayı buradaki sana sunulanların yetersiz olduğunu düşüneceğini sanmıştım.”

 

“Bilge kişi çok cömert, ben fani dünyada yaşam sürerken bile hiçbir şeyden şikayet etmezdim. Görkemli İlaç Sarayı kesinlikle Devasa Muhitteki en kaliteli yetişim alanlarından bir tanesi, ben bu durumda şikayet etme hakkına sahip değilim. Statü dediğimiz mesele durduk yerde gökten kucağıma düşecek değil ya, zaten buraya gelir gelmez en üst düzey muamele ile karşılaşsaydım burada yıllardır sarayın hizmetinde olan diğer kişilere haksızlık olurdu.”

 

Dan Chi eğer karşısında bu sözleri söyleyen kişi yüz yaşını aşmış olsa şaşırmazdı, fakat Jiang Chen henüz yirmili yaşlarında birisiydi ve bu sözleri söylemek için normalde yeterli olgunluğa sahip olmamalıydı.

 

“Jiang Chen, söylemem gerekir ki sana büyük oranda hayranlık duyuyorum. Senin akıl yapın ve tavırların sayesinde korkarım ki Devasa Muhit ileride sana çok dar gelecek. Sen küçük sularda yüzecek bir küçük balık değilsin. Tahminlerime göre on ya da yirmi yıl sonra birinci kademeli topluluklar bile seni elde edebilmek için savaşacaklar. Ben öncelikle çirkin sözleri aradan çıkarmayı ve daha sonrasında tatlı sözleri söylemeyi seven birisiyim. Sen burada olduğun sürece ben sana göz kulak olacağım fakat sana ayrıcalık tanıyarak diğerlerine haksızlık da etmeyeceğim aynı zamanda. Topluluklardaki müritler her daim rekabet içerisindedir, iç çatışmanın çıkmaması imkânsızdır. Bundan dolayı burada nasıl hayatta kalman gerektiğini öğrenmek sana düşüyor. Evet, ben senin şu anda patronun pozisyonundayım, fakat bu sadece resmi meseleler içindir. Bundan dolayı ben sana topluluktaki diğer müritlere gösterdiğim ilgiden fazlasını gösteremem. Sen bu sarayda izleyeceğin yolu kendi çabalarınla çizmelisin. Sadece bu şekilde Görkemli İlaç Sarayını temsil edebilecek hale gelebilirsin. Sen ancak bu şekilde daha ileriye gidebilirsin, sözlerimi anlıyor musun?”

 

Kadim zamanlardan beri söylenen şey bir müridi yetiştiren bir kişinin mutlaka var olması gerektiğiydi.

 

Dan Chi her ne kadar Jiang Chen’in ustası sayılmasa da Dan Chi yine de Jiang Chen’in kışlık bahçe çiçeği gibi kendi kendine yetişmesine bırakacak birisi değildi. Jiang Chen’i sarayın derinliklerine indirerek onun burada pişmesini ve olgunlaşmasını istiyordu.

 

Jiang Chen henüz topluluğun içerisindeki rekabeti bile kaldıramıyorsa bu durumda Dan Chi’nin tahminleri yanlış çıkacak demekti.

 

Dan Chi’nin metodu Jiang Chen’e kaynak sağlamaktı, fakat sadece onun hak ettiği kadarını sağlamaktı, fazlasını sağlarsa haksızlık olacağını söylemişti.

 

Eğer Jiang Chen bu tarz bir rekabette bile yenik düşerse ileride nasıl olur da Görkemli İlaç Sarayından daha güçlü rakiplerle karşılaştığında başarılı olabilirdi ki?

 

“Elbette ben seni saraya alırken belki de hayatımın ileriye yönelik olan en başarılı anlaşmasını yaptım, senin Kıymetli Ağaç Topluluğun eğer ben karşılığında bir şeyler önermezsem benim pinti birisi olduğumu düşünebilir. Ben senin buraya gelişin için bir hediye ayarlamalıyım. Jiang Chen, bir alan seç, ilaçlar, orijin silahları, ya da istediğin başka herhangi bir alan. Fakat unutma, sadece bir hediye isteğinde bulunabilirsin.”

 

Jiang Chen böylesine kibar bir hediyeyi elbette reddetmeyecekti.

 

Dan Chi Jiang Chen’den üstün pozisyonda birisiydi, bu durumda Jiang Chen’in utanması gereken bir durum yoktu.

 

Hiçbir gizli metot ya da teknikten mahrum değildi, zaten ilaçlar konusunda da isteksizdi.

 

Eğer istese ihtiyacı olan herhangi bir ilacı kendisi de üretebilirdi.

 

Orijin seviyeli silahlar… Kızıl Kabuklu Alevli Kertenkelenin kabukları en kaliteli orijin seviyeli silahtı. Eğer bu silahın üzerine birkaç geliştirme yapıp birkaç tane formasyon ve glif eklerse bu durumda kemik çok daha kuvvetli hale gelirdi.

 

Jiang Chen bunları düşününce şu anda neye ihtiyacı olduğunu bulamamıştı.

 

“Hehe! Bilge kişi, ben şu anda neye ihtiyacım olduğunu gerçekten de bilmiyorum. Şuna ne dersiniz, bu hoş geldin hediyesini şimdilik bekletelim, bir şeye ihtiyacım olduğunda size danışmaya gelirim.”

 

Dan Chi bu fikri sevmişti.

 

Aynı zamanda müthiş derecede merak içerisindeydi, Jiang Chen bir şey istemiyor muydu yani? görünüşe göre eksiklik hissettiği hiçbir alan yoktu. Gerçi gizemli yaşlı adam çok güçlüydü, Jiang Chen’in eksiklerini giderecek güce sahipti.

 

Büyük Shun Dan Chi’nin içine düştüğü her bilmeceye cevap olarak karşısına çıkıyordu.

 

Fakat Jiang Chen’in elde ettiği şeylerin aslında Büyük Shun’la alakasız olduğunu aklının ucundan bile geçirmiyordu.

 

Aslında işin gerçeği düşünülecek olursa yardıma muhtaç olan asıl taraf Büyük Shun’du.

 

“Pekâlâ, Jiang Chen, Gül Vadisindeki çekirdek müritler senin buraya geldiğini duymuş olmalılar. Şu anda seni bekliyorlardır. Git ve yoldaşlarınla tanış, gençler her daim gençlerle takılmalı ve birbirlerine ilham kaynağı olmalılar. Genç nesil arasındaki gelişimi destekleyen şey ilham ve motivasyondur!”

 

Dan Chi elini salladı ve bir formasyonu aktif ederek Jiang Chen’i apartmanından gönderdi.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr