Bölüm 445: İttifakın Başlangıç Anlaşması

avatar
1793 3

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 445: İttifakın Başlangıç Anlaşması


“Beyler, askeri Dao dünyasında bir müridi iki topluluğun paylaşması durumu nadir görülen bir şey olsa da sonuçta duyulmamış bir şey değildir. Jiang Chen’in temeli çok sağlam ve şüphesiz şekilde ikimizin de topluluklarına büyük faydaları dokunacaktır. Ne dersiniz?”

 

Yeşil kıyafetli adam Ata kişilere samimi bir ifadeyle bakıyordu.

 

Görkemli İlaç Sarayı her ne kadar Kıymetli Ağaç Topluluğuna göre büyük avantajlı ve  daha güçlü olsa da bu konuda boyunları bükük duramazlardı. Kaba kuvvetle kabul ettirilmek istenen hiçbir şey kabul edilemezdi. Dalından zorla koparılan bir meyve tatlı olmazdı.

 

Üstelik Görkemli İlaç Sarayı eğer zor kullanarak şartlarını kabul ettirmeye çalışırsa Kıymetli Ağaç Topluluğu iki zalim arasında kalırsa elbette daha güçlü olan Gök Topluluğunu tercih ederdi.

 

“Eğer Görkemli İlaç Sarayı sadece bu koşulu öne sürüyorsa benim Kıymetli Ağaç Topluluğum ittifak konusuna pozitif bakar. Kaynaklarımızı birleştirmek demek Jiang Chen’in yetişiminin çok daha hızlı şekilde ilerlemesi demektir.”

 

Ye Chonglou’nun bu sözleri üzerine Bin Akbaşlı da kafasını sallayarak onay verdi: “Bu ittifakı nasıl kuralım peki?”

 

Yeşil kıyafetli adam bunu duyduğuna sevinmişti: “Güzel… sizler açık sözlü ve kararlı yapıda insanlarsınız. Ben hemen sarayıma bir mesaj ileteceğim, bu şekilde bizim ittifakımız Devasa Muhite duyurulacak!”

 

Ye Chonglou söze girdi: “Bizim de küçük bir isteğimiz var, ittifakın kutlama töreni bizim Kıymetli Ağaç Topluluğumuzda yapılmalı.”

 

Yeşil kıyafetli adam bir süre sessiz kaldı, üstlerine danışmadan bunu kabul etmesi imkânsız gibiydi: “Bu konuda karar verebilecek pozisyonda değilim, sarayımın başkanına danışmalıyım.”

 

Yeşil kıyafetli adam eliyle bir hareket yaptı ve elinde bir anda uzun bir kağıt parçası belirdi, bu kağıda bilinçaltından birkaç bilgi ekledi ve gönderdi.

 

Normal glif mesajlar bu mesafelerde işe yaramazdı, bu adamın kullandığı teknik bu yüzden daha komplike bir teknikti.

 

Yeşil kıyafetli adamın oluşturduğu kağıt parçasına kısa sürede bir cevap gelmişti.

 

Mesajı okuduktan sonra güldü: “Benim sarayımın başkanı belli oluyor ki bu ittifaka oldukça fazla önem veriyor. Söylediğine göre Kıymetli Ağaç Topluluğu ittifak kurmak istediği sürece bizler böyle küçük detaylara takılmayacakmışız. Sarayımın başkanı hemen tören hazırlıklarına başlayacağını ve davetiyeleri Devasa Muhitin dört bir yanına göndererek herkesi Kıymetli Ağaç Topluluğuna davet edeceğini söylüyor.”

 

Bin Akbaşlı ve Ye Chonglou bunu duyduğuna sevinmişti. Görünüşe göre sarayın başkanı Jiang Chen’e gerçekten de çok büyük önem veriyordu, hem de kendi değerini hiçe sayıp kendisinden daha düşük güçte olan bir toplulukta tören düzenlenmesini kabul edecek kadar çok değer veriyordu!

 

Bu durum elbette Kıymetli Ağaç Topluluğunun büyük oranda ün kazanmasına da sebep olacaktı.

 

Aslında Görkemli İlaç Sarayı Devasa Muhitte oldukça iyi tanınan bir kurumdu. Bu bölgedeki elit güçlerdendi, onların gönderdiği bir davete katılmamak kimsenin harcı değildi.

 

Devasa Muhitte onların davetine gelmeyecek kurumların sayısı neredeyse sıfırdı.

 

Devasa Muhitteki çoğu kurum kendilerine lazım olan ilaçları elde etmek için bu kuruma başvuruyorlardı.

 

Bundan dolayı bu kurumla açık düşmanlığı bulunan bir kurum olmadığı müddetçe bu davete katılırlardı.

 

Aradan yarım aylık bir süre geçtikten sonra iki kurum aralarında anlaşmıştı ve Kıymetli Ağaç Topluluğunda bir tören düzenlenmesine karar vermişlerdi.

 

Aslında Kıymetli Ağaç Topluluğu Ye Chonglou ve Jiang Chen için kısa süre evvel bir tören düzenlemişti fakat bu tören Zuo Lan ve adamları tarafından mahvedilmişti.

 

Fakat bu tören çok daha büyük bir öneme sahipti ve bundan dolayı topluluk bu törene daha büyük bir özen gösterecekti.

 

Ye Chonglou törenle alakalı her şeyle bizzat ilgilenmek ve bu meselenin sorumluluğunu üzerine almak istemişti.

 

Yeşil kıyafetli adam Görkemli İlaç Sarayının bir yaşlı kişisiydi ve ismi Wen Lang’dı. Sarayda üstün bir pozisyona sahipti.

 

İki taraf bütün şartlarda anlaştıktan sonra, Yaşlı Wen Lang Jiang Chen’i görmek istediğini söyledi, fakat Jiang Chen’in bu esnada Kıymetli Ağacın altında meditasyonda olduğu söylenmişti kendisine.

 

“Haha! Bir dâhinin yetişimi ve meditasyonu kesinlikle bölünmemeli. Madem kendisi meditasyonda ve yetişim yapıyor, o halde o çıkana kadar beklemeliyim.”

 

Wen Lang ne zaman ileri ne zaman geri adım atması gerektiğini iyi bilen birisiydi, sırf fiziki güç avantajı var diye üstünlük taslayan birisi değildi. Her konuda orta yol arayan birisiydi ve bu durum Ye Chonglou ve Bin Akbaşlının rahat etmesini sağlıyordu.

 

Her ne kadar aralarındaki ilişki bir ittifak ilişkisi olsa da sonuçta yedinci seviyeli bir topluluğun dördüncü seviyeli bir toplulukla ittifak anlaşması yapıyor olması yine de Ye Chonglou ve Bin Akbaşlıyı bir nebze olsun rahatsız edebiliyordu.

 

Görkemli İlaç Sarayı Kıymetli Ağaç Topluluğunun olumlu cevabını aldıktan sonra haberleri Devasa Muhitin dört bir köşesine yaymışlardı.

 

Elbette bu haberler Devasa Muhitte bir sarsıntı etkisi oluşturmuştu. On altı krallığın şu anki durumu göz önünde bulundurulduğunda, iki kurumun ittifak oluşturması büyük dikkat çeken ve agresif bir davranış olarak nitelendirilebilirdi.

 

Fakat Görkemli İlaç Sarayı üzerine çekeceği tepkileri hiçe sayarak yine de Kıymetli Ağaç Topluluğu ile ittifak oluşturmuştu, üstelik de böylesine kritik bir zamanda!

 

Bu demek oluyordu ki Görkemli İlaç Sarayı on altı krallıktaki meselelerle artık içli dışlı olacaktı.

 

Bundan çıkarılabilecek daha keskin bir anlam ise Görkemli İlaç Sarayının ileride Dokuz Güneşli Gök Topluluğu ile çatışmak istediğiydi. Kıymetli Ağaç Topluluğunun Gök Topluluğunu gücendirdiğini ve onun teklifini reddettiğini herkes biliyordu.

 

Şimdi ise Görkemli İlaç Sarayı gelmiş, avını ısırmaya çalışan Görkemli İlaç Sarayının ağzından lokmasını alıyordu.

 

İşte bu durumdan dolayı Devasa Muhitin dört bir yanında telaş başlamıştı. Her türlü komplo teorisi, endişe, şaşkınlık ve gelecek tahmini fikirleri yürütülmeye başlanmıştı.

 

Fakat elbette Görkemli İlaç Sarayının sahip olduğu kaliteli tarih gösteriyordu ki bu kişiler stratejik olmayan hiçbir adım atmazdı ve kendileri için en avantajlı olan adımları atarlardı. Saray her daim sabit bir hızla gelişimine devam etmişti. Her daim ileriyi düşünerek adımlar atan bir kurumdu bu.

 

Fakat şimdi çıkmış Kıymetli Ağaç Topluluğu ile bir ittifak anlaşması imzalamışlardı. Elbette bu anlaşmada iki tarafın da avantajlı olduğu bir durum olmalıydı!

 

Bu anlaşmanın ardındaki gizemler konusunda bir sürü tahminler ve fikirler yürütülmüştü.

 

İlaç Sarayının davetiyeleri Devasa Muhitin dört bir yanına dağılmış ve her topluluk ve bölgeye ulaşmıştı. Törenin Kıymetli Ağaç Topluluğu bölgesinde yapılacağı açık şekilde belirtilmişti.

 

Davetiyeler her ne kadar kişileri katılmaya zorlamasa bile Görkemli İlaç Sarayının bu törene ne kadar büyük bir önem verdiği açık şekilde belirtilmişti, yani davete katılmayanların aslında Görkemli İlaç Sarayını umursamadıkları sonucu çıkarılacaktı.

 

Devasa Muhitteki topluluklar, saraylar, kurumlar ve bölgeler göklerdeki yıldızlar gibi sayısızdı.

 

Görkemli İlaç Sarayıyla aynı düzeyde olan, dördüncü kademeli altı adet topluluk vardı.

 

Beşinci kademede ise en az yirmi adet topluluk vardı.

 

Altıncı kademede ise yaklaşık yüz adet topluluk vardı.

 

On altı krallığın dört büyük topluluğu ise yedinci kademedeydi ve onlar kuyunun en dibinde sayılırdı.

 

Bu dört büyük topluluk kendi aralarında ittifak kursalar bile bu durumda sadece altıncı kademeli bir topluluk olabilirlerdi.

 

Yaklaşık iki yüz adet topluluk, bölge ve güç törene katılmayı kabul etmişti, törenin kalabalığı muazzam derecedeydi.

 

 

“Bu Görkemli İlaç Sarayı delirdi mi? Bunlar kendi deliliklerine bizi de mi sürüklemek istiyorlar? Herkesin belaya bulaşmasını mı istiyorlar?”

 

Devasa Muhit, Kutsal Kılıç Sarayı…

 

Koridorda asılı olan devasa bir kılıç koridorda yürüyenlerin gözünü korkutuyordu.

 

Asılı kılıcın manzarasını izleyen orta yaşlı bir adam kendi kendine mırıldanıyordu.

 

Aynı anda Devasa Muhitin birinci kademeli birçok topluluğu ellerindeki davetiyelere bakıyorlardı. Görkemli İlaç Sarayının bu hamlesinin ardındaki gizemi çözmeye çalıştıkları barizdi.

 

Üç Yıldız Topluluğu Devasa Muhitteki bir diğer elit kuvvetti, tıpkı Görkemli İlaç Sarayı ve Kutsal Kılıç Sarayı gibi dördüncü kademeli bir topluluktu.

 

Üç Yıldız Topluluğunun üç eş başkanı gizli bir odada toplanmıştı. Bu üçlüden ayrı olarak birkaç kişi daha vardı bu odada ve bu kişilerden birisi de Gök Topluluğunun müfettişi Zuo Lan’dı.

 

Zuo Lan sakince oturuyordu, önceki kibrinden iz yoktu.

 

Kendisinin pozisyonu gereği bu ortamda konuşmaya hakkı yoktu.

 

Kendisinin önünde iki kişi daha oturuyordu ve bu kişiler de Gök Topluluğunun kıyafetlerini giyiyorlardı. Zuo Lan’la kıyafetleri arasında renkten başka fark yoktu.

 

Bu kişilerden birinin kıyafeti yeşil, diğerlerinin ise mordu.

 

Mor kıyafetli adamın en yüksek rütbeye sahip olan kişi olduğu belliydi. Üç topluluk eş başkanı sürekli olarak onun konuşmasını bekliyorlardı.

 

Gök Topluluğunun müfettişlerinin toplamda on iki seviyesi vardı.

 

Dört farklı üniforma giyiyorlardı ve en düşükten en yüksek rütbe sıralaması gri, mavi, yeşil ve mor kıyafetler şeklinde belirleniyordu.

 

Göğüslerinde birden beşe kadar sayıda yıldız işlenmiş olanlar da elbette kendi aralarında ayrılıyordu.

 

Bir yıldızlı gri cübbe elbette en düşük rütbeydi, birinci seviyeli müfettişti.

 

Üç yıldızlı gri cübbe üçüncü seviyeli müfettişti.

 

Zuo Lan ise bir yıldızlı mavi cübbeli birisiydi, yani dördüncü seviyeli müfettiş.

 

Ortamda mor ve yeşil cübbeli kişilerden farklı olarak sekiz farklı kişi daha vardı.

 

Hepsinin en üst rütbelisi elbette mor kıyafetli adamdı.

 

Mor kıyafetli adamın göğsündeki bir yıldız, onun onuncu seviyeli müfettiş olduğunu gösteriyordu. Bu rütbedeki bir müfettiş elbette Gök Topluluğunda çok büyük bir nüfuza ve rütbeye sahipti. Nerede olursa olsun en büyük nezaketle karşılanan birisiydi.

 

“Zuo Lan, Kıymetli Ağaç Topluluğuna ziyarete gittiğinde neler yaşandığını tekrarla.”

 

Zuo Lan eski kibrinden hiç iz taşımıyordu, sorulan soruya müteakiben yaşananları anlattı.

 

“Demek gizemli bir melodi senin auranı dağıttı ha? On altı krallıkta böylesine uzman bir kişi ne zamandan beri var ki?”

 

En rütbeli olan topluluk başkanı konuştu: “On altı krallığın arkasındaki güç tam bir bilinmez. Onlara bu zamana kadar hiç önem vermedik ve bundan dolayı arkalarındaki gücün kim ya da ne olduğunu bilmiyoruz. Fakat bu zamana kadar topladığımız bilgilere göre onların en güçlü kişisi üçüncü seviyeli orijin âleminde. Devasa Muhitte çok güçlü kişiler yok aslında ve çoğu topluluk Devasa Muhitle olan ilişkilerini kesme peşinde.”

 

“Madem durum bu, bu davetiyeyi bana açıklayın. Görkemli İlaç Sarayının neden on altı krallığın küçük bir topluluğuyla ittifak kurduğunu bana anlatın. Kim buna cevap verebilir?”

 

Onuncu seviyeli müfettiş konuştuğu kişilerin kendisine cevap vermekten bile aciz olduklarını görmüştü, karşısındakilerin oldukça yetersiz kişiler olduğunu düşünüyordu.

 

Son gelişmeler Gök Topluluğunun stratejik planlarını baltalayacak cinstendi.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44323 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr