Bölüm 431: İç Çekişmeyi Sakinleştirmek, Karşılama Töreni

avatar
2019 2

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 431: İç Çekişmeyi Sakinleştirmek, Karşılama Töreni


Demir Ailesi Jiang Chen’le barış yoluna gitmeyi kafasına koymuştu. Fakat ellerinde değerli hediyelerle Jiang Chen’in kapısına geldiklerinde onun kapalı alan yetişiminde olduğunu öğrendiler.

 

Gouyu’nun bir prenses olarak doğmuş olması ve bu tarz durumlarda nasıl uygun şekilde davranması gerektiğini bilmesi iyi bir şeydi. Kapılarına barış amacıyla gelenleri reddetmedi, fakat onların hediyelerini de kabul etmedi aynı zamanda.

 

“Benim genç ustam Demir Ailesiyle geçmişte arasını bozmuştu, fakat bunlar geçmişte kaldı ve çözüldü. Bundan sonra bizlerin dost ya da düşman olması sizin niyetinize bağlıdır. Benim genç ustam dürüst birisidir ve aklında sadece büyük planlar için yer vardır. Nasıl olur da sizlerle arasındaki minik bir kin meselesini affetmez? Bize saldırılmadığı sürece biz de saldırmayız.”

 

Gouyu’nun sözleri durumu çok iyi özetlemişti.

 

Karşı tarafın barış önerisini kabul ediyordu fakat hediyeleri kabul etmeyerek ‘bize saldırılmadığı sürece biz de saldırmayız’ mesajını veriyordu.

 

Demir Ailesini temsilen gelen kişi Demir Long’un kardeşlerinden birisi olan Demir Tang’dı. Bu adam da toplulukta kıdemli birisiydi ve statüsü oldukça yüksekti.

 

Demir Tang Jiang Chen’in kapalı alan yetişiminde olduğunu duyunca ısrarcı olmadı. Zaten Jiang Chen’in Demir Ailesine saldırması durumunun sadece Demir Ailesinin bundan sonraki davranışlarına bağlı olduğunu anlamıştı.

 

Demir Tang bunu anladığında elindeki hediyeleri Gouyu’ya vermek için ısrar etti.

 

“Bayan Gouyu, bu hediyeler ailemizin büyüğü Demir Long’un Jiang Chen’in topluluğa girişini kutlamak için gönderdiği hediyeler. Bunları kabul etmelisiniz, yoksa ben geri döndüğümde suçlu yerine koyulurum ve ceza alırım.”

 

Demir Tang inceden bir mesaj vermişti: ‘siz bu hediyeleri alana kadar ben buradan ayrılmayacağım’

 

Gouyu muhabbetin ilerleyişinden yorulmuş gibiydi: “Durum madem öyle, hediyeleri bırakın buraya. Genç ustam kapalı alan yetişiminden çıktığında bu hediyeleri kabul edip etmeyeceğini ona sorarım.”

 

Demir Tang bu sözleri duyduğuna sevindi.

 

Jiang Chen’in diğer takipçileri Demir Tang’ın uzaklaşan siluetini izlerken mutluydu.

 

“Kız kardeş Gouyu, görünüşe göre Demir Ailesi gerçekten de genç ustamızdan çok korkuyor.” Guo Jin alçak bir ses tonuyla konuştu.

 

Gouyu bu sözlere gülümseyerek cevap verdi, sonrasında bakışlarını Xue Tong’a çevirdi: “Xue Tong, Demir Ailesinin barış yapma isteği konusunda ne düşünüyorsun?”

 

Gouyu’nun diğerlerine değil de sadece Xue Tong’a sorması mantıklıydı.

 

Lu Wuji Gizli El örgütü ile işbirliği yaptığında Xue Tong’u kaçırmışlardı. Bu süreçte Xue Tong çok büyük oranda acı çekmişti.

 

Her ne kadar suikastçılar öldürülmüş olsa da onları kiralayan Demir Can kanundan kaçabilmeyi başarmıştı. Bu mesele direkt olarak Demir Can’la bağlantılı olmasa da Gouyu yine de Xue Tong’un farklı bir açıdan olaya yaklaşabileceğini düşünmüştü.

 

Xue Tong geçmişi hatırlayarak konuştu: “Genç ustamız Kıymetli Ağaç Topluluğuna henüz yeni giriş yaptı ve Demir Ailesi bu topluluğun en güçlü varlıklarından birisi, onlarla kötü ilişki kurmamız mantıksız olur. Aslında onlara gücümüzü göstermeye karar verirsek kesinlikle galip geliriz, fakat bu kararı bizim almamız demek genç ustanın otoritesini hiçe saymak demektir. Madem Demir Ailesi barış yapmak istiyor, onlara bu fırsatı vermeliyiz. Sonuçta onlarla karşı karşıya gelme durumumuzda zararlı çıkacak taraf onlar.”

 

Gouyu da gülümseyerek onayladı, gerçekten de durum Xue Tong’un söylediği gibiydi, eğer iki taraf savaşsaydı zararlı olacak olan taraf kesinlikle Demir Ailesi olurdu.

 

Zaten daha evvelki karşılaşmalarda bile Demir Ailesi çok büyük kayıplar vermişti, şimdi genç ustası gücünü daha da artırdığına göre Gouyu’nun endişelenmesi gereken bir şey yoktu.

 

Üstelik şu anda Ye Chonglou’nun koruma kalkanı da Jiang Chen’in üzerindeydi.

 

Jiang Chen’in Kıymetli Ağaç Topluluğundaki pozisyonu tartışılmaz derecede üstündü.

 

 

 

Demir Long iki saati aşkın bir süredir Ata kişi Bin Akbaşlı’nın apartmanının önünde bekliyordu.

 

Demir Long biliyordu ki Ata kişiyi gerçekten de hayal kırıklığına uğratmıştı. Xie Ailesiyle sürekli olarak rekabete girip iç çekişme oluşturdukları gibi bir de üzerine Jiang Chen’i baskı altına almaya çalışmışlardı. Bu durum ise bu üstün dâhi kişinin yıllarca fani dünyada sıkışıp kalmasına sebep olmuştu. Bu durum Ata kişi Bin Akbaşlının en çok hayal kırıklığına uğradığı durumdu.

 

Jiang Chen’in potansiyeli düşünüldüğünde, bundan iki sene evvel topluluğa girmiş olsaydı şu anda Ruh Kralı seviyesinde olabilirdi, yani orijin âleminden sadece bir adım geride!

 

Böylesine üstün potansiyelli bir dâhi için iki yıllık süre gerçekten de çok büyük önem arz ediyordu.

 

Elbette bu düşünceler Ata kişi Bin Akbaşlıya aitti. Jiang Chen aslında fani dünyada iken çok fazla sayıda maceralara atılmıştı, bunların faydası çok üstündü, örnek olarak Labirent Âlemindeki Ateş ve Buz’un Büyüleyici Nilüfer Çiçeği gösterilebilirdi.

 

Ya da bir diğer örnek olarak birinci kademe seçmelerde Kuzgun Kral ve Kızıl Kabuklu Alevli Kertenkelenin özlerini alması olayı gösterilebilirdi.

 

“Ata kişi, saygın kıdemli Demir Long iki saati aşkın bir süredir dışarıda sizinle görüşmek için bekliyor.”

 

Bin Akbaşlı bilinçli olarak Demir Long’u dışarıda ve soğukta bekletmek istemişti, fakat kendisi aynı zamanda vicdan sahibi birisiydi, elini salladı: “İçeri alın onu.”

 

Demir Long’a Bin Akbaşlının kendisiyle görüşeceği söylendiğinde Demir Long neredeyse ağlayacaktı.

 

“Ata kişi, Demir Long bir aptal gibi davrandı ve gelip Ata kişisinden özür dilemek istedi.”

 

Bin Akbaşlı homurdanarak cevapladı: “Benden özür mü dileyeceksin? Ayrıca suçlu olduğunu da kabul mü ediyorsun?”

 

Demir Long içten içe tedirgindi: “Ben kendi adamlarımı kontrol etmekte yetersiz kaldım, bu şekilde bir sürü belanın gerçekleşmesine sebep oldum. Ben Ata kişinin bana vereceği her türlü cezaya razıyım.”

 

“Hah! Eğer seni cezalandırmak isteseydim bunu çok daha önceden yapardım. Bu mesele çoktandır temize çıktı, bana bu şekilde yalvarman bir şeyi değiştirmez. Senin ailen Jiang Chen’i ve Ye Chonglou’yu gücendirdi.”

 

“Geçmişte olayların ne kadar trajik şekilde ilerlediğinin farkındayım Ata kişi. Ben samimi şekilde hatalarımı kabul ediyorum ve Kıymetli Ağaç Topluluğumuzun gücünü artırması için elimden gelen fedakarlığı yapmaya hazırım. Ben artık bir topluluğun iç kesiminin tek vücut olmadan büyüyemeyeceğini anladım. İlerlemenin tek yolu birlik olmak.”

 

Demir Long Bin Akbaşlının karakterini iyi biliyordu, karşısında ne kadar uyumlu davranıp onun fikirlerini benimserse o kadar gözüne gireceğinin farkındaydı.

 

Zaten bu sözleri duyan Bin Akbaşlının yüz ifadesi yumuşadı: “Senin düşüncelerinin bu şekilde yön değiştirmesi iyi olmuş. Fakat yine de sana bir erkek olarak söylüyorum, ikinci gücendirmeyi de yaparsanız sizi affetme özgürlüğüm kalmayacak artık.”

 

“Lütfen rahat olun Ata kişi, benim aklımda kötü düşünceler yok. Zaten Jiang Chen ya da Ye Chonglou ile savaşacak olsak bizim Demir Ailemiz anında yok olur. Onlar bizi yok etmek isteseler çok daha evvelden bu işi başarırlardı ve bunu yapmadıklarına göre biz onlara karşı minnet duymalıyız.”

 

Demir Long Bin Akbaşlının nasıl konuşmalardan hoşlanacağını bildiği için tam da onun gönlünü hoş edecek kelimeleri seçiyordu.

 

Bin Akbaşlı konuştu: “Madem öyle, ben gidip Ata kişi Ye Chonglou ile bu konuyu konuşacağım. Senin de söylediğin gibi, topluluğun gelişmesinin tek yolu birliktir. Zaten Mor Güneş Topluluğunun uzun zamandır böyle baskın olabilmesinin sebebi onların tek vücut şeklinde hareket etmeleridir. Fakat dikkatli düşünmelisin, eğer tekrar gücendirici bir hamle yaparsanız aileniz artık kendi başına yaşamayı öğrenmeli ve topluluğun yardımını istememeli. Ben Jiang Chen ve Ye Chonglou’nun açık görüşlü insanları olduğunu biliyorum, bundan dolayı sizin barış teklifinizi kesinlikle kabul edeceklerine inanıyorum. Asıl anahtar nokta senin ailenin Demir Can isimli üyesi. O eleman bela yaratmakta tam bir uzman. Sen o elemanın gerçekten de samimi şekilde barış istediğini düşünüyor musun? Bundan sonra bela çıkarmaması gerektiğini kabul ediyor mu?”

 

Demir Long şaşırmıştı, Ata kişi her ne kadar detaylı konuşmamış olsa da yine de geçmişte yaşanan olaylar hakkında bilgi sahibi olduğu açıktı.

 

Acele şekilde Ata kişiye cevap verdi: “Eğer o Demir Can denen çocuk bela çıkarmaya tenezzül ederse onun hayatını bizzat ben sonlandırırım.”

 

“Bu sözleri Ata kişi Ye Chonglou’ya da söyle.”

 

Bin Akbaşlı bir el hareketi yaptı ve bir glif mesaj yolladı.

 

Bir süre sonra Ye Chonglou’nun sesi duyuldu: “Daoist Bin Akbaşlının bana neden ihtiyacı var?”

 

Demir Long bu sesi duyunca biraz sarsılmıştı, şimdi ayakta durması ve kollarını iki yana alıp saygılı şekilde beklemesi gerekiyordu. Ye Chonglou topluluktan ayrılırken Demir Long’dan daha alt statüdeydi, yetişim seviyeleri ise eşit sayılırdı. Fakat şimdi Ye Chonglou topluluğa geri dönmüştü ve Bin Akbaşlıyı Daoist arkadaş olarak görüyordu.

 

Orijin âleminde olmak kişinin gerçekten farklı bir hayata başlamasına sebep oluyordu.

 

Ye Chonglou içeri girerken düşünceli gibiydi.

 

Bin Akbaşlı gülümseyerek konuştu: “Chonglou, Demir Long benim ziyaretime geldi ve hatalarını kabul ettiğini söyledi. Fakat hala Jiang Chen’in ve senin önceki olaylardan dolayı intikam alma peşinde olabileceğinizi düşünüyor. Sen Demir Ailesine bir şans daha verme niyetinde misin?”

 

Ye Chonglou artık bir orijin âlemi uygulayıcısıydı, neden Demir Ailesi gibi ufak bir pürüzü önemsesindi ki? Gülümseyerek konuştu: “Beni ikna etmek kolay. Sizin yapmanız gereken tek şey Jiang Chen’i ikna etmek. Daha da söyleyecek bir şeyim yok.”

 

Bin Akbaşlı kahkaha ile güldü: “Chonglou, sen her daim cömert bir tavır içerisindeydin zaten. Demir Long, sen samimi olduğunu Ye Chonglou’nun önünde de göstermelisin. Bundan sonra senden dürüst olmanı bekliyorum. Aksi takdirde senin ailen için toplulukta yer olmayacak.”

 

Demir Ailesi Kıymetli Ağaç Topluluğundaki pozisyonuna ulaşmak için çok büyük çabalar sarf etmişti. Tekrar bir sorun ya da bela çıkarırlarsa toparlanmaları çok zor olurdu.

 

Ye Chonglou ise Bin Akbaşlının yumuşak bir kalbinin olduğunu ve Demir Ailesine bir fırsat daha vermek isteyeceğini iyi biliyordu, fakat anlaşmayı bozan taraf olmak istemedi ve alçak bir sesle konuştu: “Topluluktaki herkes karşılama töreni için hazırlanma aşamasında. Senin Demir Ailen de tören için hazırlıklar yapmalı ve insanlara boş sözler söylemediğinizi kanıtlamalısınız.”

 

Demir Long bu sözlere sevinmişti ve bu olayın Ye Chonglou’nun yumuşadığını gösterdiğinin farkındaydı: “Evet evet… Astınız hemen bu söylediğinizi yapacak. Derhal hazırlıklar için emir vereceğim. Topluluk başkanı Xie ile konuşarak olağanüstü ihtişamlı bir tören hazırlanmasına yardımcı olacağım.”

 

Demir Long zekice konuşuyordu ve duruşunu bozmamıştı. ‘Topluluk başkanına yardım etme’ sözleri de zaten kendi ailesinin artık Xie Ailesiyle rekabette olmayacağını betimler nitelikteydi. Topluluk başkanının otoritesini kabul ettiğini bu şekilde belirtmişti.

 

Demir Ailesinin meselesi sadece küçük bir olaydı, fakat sürekli olarak tekrarlanan rekabet durumu elbette topluluğun kıvamını da yumuşatmıştı. Bütün topluluk elemanları aynı tarafta olup aynı yolda yürürse bu durum Kıymetli Ağaç Topluluğunun gelişmesi için mükemmel bir fırsat olacaktı.

 

Sonraki birkaç günde tören hazırlıkları tamamen bitmişti.

 

Tören yaklaştığında diğer üç topluluğun elemanları yavaş yavaş ortama gelmeye başlamışlardı.

 

İlk gelen taraf Devasa Ruh Topluluğuydu, Ata kişi Dokuz Aslanın Bin Akbaşlıya karşı samimi tavırları iyi niyetli olduğunu gösteriyordu.

 

Zaten bu iki topluluk uzun süredir aralarındaki iyi ilişkinin bozulmaması için çabalıyordu, bundan dolayı zaten Devasa Ruh Topluluğunun buraya gelirken saygı çerçevesinde hareket edip samimi tavırlar sergilemesi normaldi.

 

Akan Rüzgar Topluluğu ise bir sonraki gelen grup olmuştu.

 

Tıpkı Dokuz Aslan gibi, saygın Ata kişi Buz Buharı da Bin Akbaşlıya samimi tavırlar sergilemişti.

 

Fakat tören günü gelip çattığı halde Mor Güneş Topluluğunun elemanlarından hala iz yoktu.

 

Görünüşe göre buraya gelerek Kıymetli Ağaç Topluluğunun mutluluğuna şahit olmak istememişlerdi.

 

Fakat elbette Ata kişi Bin Akbaşlı bunu umursamamıştı. Bütün on altı krallığının da bildiği üzere, Kıymetli Ağaç Topluluğu en son yapılan seçmelerde Mor Güneş Topluluğunu ezip geçmişti ve bunun da üzerine Shangyang Krallığında gerçekleşen savaşta galip taraf yine Kıymetli Ağaç Topluluğu olmuştu.

 

Dış dünyanın gözünde Mor Güneş Topluluğunun şu anda ortamda olmaması demek onların kaytarmayı istemesi demekti. Herkes Mor Güneş Topluluğunun Kıymetli Ağaç Topluluğundan korktuğunu düşünmüştü.

 

Tören alanında her şey hazır vaziyetteydi, beklenen tek şey Ata kişi Bin Akbaşlının töreni başlatmasıydı.

 

Bin Akbaşlı gülümseyerek konuşmasına başladı: “Onurlu konuklarımız, bizler Jiang Chen’in ve değerli Ata kişi Ye Chonglou’nun topluluğumuza katılmasından gurur duyduk. Benim Kıymetli Ağaç Topluluğum duyduğu minneti gösterebilmek adına bir hediye hazırladı, buradaki her topluluk bir adet Kızıl Şafağın Kutsal Meyvesinden alacak.”

 

Kıymetli Ağaç Topluluğunun sahip olduğu kaynakların ne kadar devasa olduğu buradan belli oluyordu, böylesine kıymetli bir eşyayı hediye olarak verebiliyorlardı. Bu hareket ortamdakilerin kalbini kazanmak için büyük bir hamleydi.

 

Fakat yine de elbette diğer topluluklar bunu duyunca müthiş derecede şaşırmıştı. Kutsal Meyve Kıymetli Ağaç Topluluğunun en büyük hazinesiydi. Topluluğun en kaliteli dâhileri bile böylesine bir meyveyi hayatları boyunca bir defa bile görememe şansına sahipti.

 

Fakat Ata kişi Bin Akbaşlı şimdi meydana çıkmış, diğer iki topluluk sırf törene katıldı diye bu hediyeleri veriyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44329 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr