Bölüm 389: Long Juxue’nin Akıl Oyunları

avatar
1851 2

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 389: Long Juxue’nin Akıl Oyunları


Long Juxue iyi bir güç gösterisi yapmıştı, sanki göklere hükmeden bir hükümdar edasıyla yapmıştı bunu.

 

Söylemek gerekirdi ki bu performansı başarılı olmuştu, seviye yükselmesi diğer toplulukların müritlerinde bir pes etme duygusu oluşturmuştu.

 

Müritlerin kendilerinden şüphe ettiğinden değildi bu, fakat herkes biliyorduki doğuştan gelen potansiyele sahip birisi göksel dereceye yükselince kendi seviyesindeki hiç kimse karşısında duramazdı.

 

Lei Gangyang gibi güçlü birisi bile başaramazdı bunu.

 

Diğerlerinin potansiyeli ne kadar yüksek olursa olsun, Long Juxue’ye meydan okumaya kimsenin cesareti yoktu.

 

Long Juxue’yi şu anda gözünde büyütmeyen tek kişi Jiang Chen’di.

 

Long Juxue ne kadar gizemli bir kişi haline gelirse, Jiang Chen bu kadının o kadar çok korkup gizlenmek istediğini düşünüyordu.

 

Bütün göksel çeyrek boyun eğmişti ve stresliydi, fakat Jiang Chen kayıtsız kalmıştı. Kalp Dao’su sayesinde bu olaydan minimal düzeyde etkilenmişti.

 

Kuzgun Kralın özünün geliştirilmesi bu noktaya gelmişken, bundan sonra bir yanlış adıma dahi tahammül edilemezdi.

 

Şu anda zamanın kısıtlı olması yazık olmuştu, hızlı hesaplamalardan sonra Jiang Chen’in vardığı sonuç şu anki hızıyla yetişim yapmaya devam ederse bir aylık yetişimden sonra göksel dereceye yükselmesinin şansı yüzde atmış, belki de yüzde yetmiş olacaktı.

 

Fakat bir yıllık seçmelerin bitişi yaklaşıyordu, eldeki zaman gittikçe azalıyordu. Şu anda bu planlarını hayata geçirme olasılığı yüzde yirmi-otuz civarındaydı.

 

Fakat Kuzgun Kralın özü Jiang Chen’in sadece yetişim seviyesini geliştirmekle kalmamıştı, aynı zamanda gücünü de artırmıştı.

 

Şu anda toplamda on sekiz tane nilüfer dalını kontrol edebiliyordu.

 

Özellikle de alevli dallar şu anda Jiang Chen’in en rahat olduğu konuydu, bu dalları tıpkı suda yüzen bir balığın rahatlığı gibi kullanabiliyordu.

 

Kuzgun Kralın nilüfer üzerindeki etkisi çok üst düzeyde gerçekleşmişti.

 

Zaman ilerledi… Seçmelerin bir yıllık süresinin bitmesine bir ay kalmıştı. Jiang Chen günleri sayıyordu.

 

“Bu aşamada kalan sürede göksel dereceye yükselmem çok zor olacak. Zaman şu anda elimdeki en kıymetli şey, eğer seviye yükselmeye çalışmaya devam edersem şansım yüzde otuzlarda kalacak. Kalan son bir aylık süreyi yüzde otuzluk şansı kovalamak için harcamak çok saçma.”

 

Long Juxue’nin göksel dereceye yükselişi artık geri döndürülemez bir gerçekti.

 

“Eğer ben de seviye yükselseydim Long Juxue’yi kesinlikle alt ederdim. Fakat şu anki durumumla kalan son bir aylık sürede tekniklerimin üzerinde ustalaşmak için çalışmalıyım. Arenada normal şartlarda benim altıncı seviye oluşum, yedinci seviye bir katılımcıyla karşılaştığımda problem olmamalı. Mademki tekniklerim hala işe yarar durumda, onları geliştirerek Long Juxue’yi ezebilirim.”

 

Bunlar şu anki planlardı.

 

Eğer kalan vaktini tekniklerini yükseltmeye değil de yetişimini yükseltmeye harcarsa, teknikleri ve yetişim seviyesi uyum içinde olmadığından yine çok zor durumda kalacaktı.

 

Fakat tekniklerini iyileştirmek için çaba sarf ederse elbette bu süreç içerisinde elde edebileceği en büyük kazancı elde etmiş olacaktı.

 

Zaten ‘Engin Okyanus Dalgaları’ ve ‘Kutsal Sonsuzluk Yumruğu’ tekniklerinde ustaydı. Bu iki teknikte daha fazla çaba sarf etmenin anlamı yoktu.

 

Şu anda çabalaması gereken teknik aslında ‘Süzülen Dolunay Hançeri’ tekniğiydi. Bu tekniğin sona kalan ‘İhtişam’ ve ‘Yıldırım’ formlarında henüz ustalaşmamıştı.

 

İlk olarak bu iki form üzerinde yoğunlaşmaya karar verdi.

 

Elbette şu anki hedefi için tüy fırlatma yeteneği çok yeterli sayılmazdı. Hançer fırlatma yeteneği dördüncü seviyenin altındaki uygulayıcılara karşı etkiliydi, Jiang Chen’in şu anki rakipleri göksel derecede olacaktı.

 

Bundan dolayı fırlatma tüylerini bu hedefe dahil etmemeye karar verdi.

 

Kuzgun Kralın tüylerinden birkaç tanesini aldı ve bir yığın haline getirdi, bunları fırlatma hançerlerinin yerine kullanabilirdi.

 

Kuzgun Kral Tüylerinden fırlatma hançeri oluşturmak metal özünü yönlendirme yeteneği gerektiriyordu. Alev özü ile metal özünü kombine ederek bu Kuzgun Kral Tüyleri fırlatma setini oluşturabilirdi, bu şekilde önceki halinden neredeyse on kat daha güçlü bir fırlatma seti elde edebilirdi.

 

Sıraya dizdiği fırlatma tüyleriyle bir prototip oluşturdu, bu iş Jiang Chen için kolaydı.

 

Hızlı şekilde yedi adet yeni fırlatma hançeri oluşturdu, Kuzgun Kralın bünyesindeki öldürme aurası bu hançerlerin üzerine işlenmişti, korkunç bir öldürme arzusu ellerinden etrafa yayılıyordu.

 

Jiang Chen zaten Süzülen Dolunay Hançeri yeteneğinin dört adet yardımcı tekniğinde uzmanlaşmıştı, bundan dolayı ‘İhtişam’ ve ‘Yıldırım’ formları üzerinde çalışırken rahattı.

 

Aradan yedi-sekiz gün geçtiğinde defalarca denemeden sonra bu iki teknik üzerinde de uzmanlaşmıştı.

 

İhtişam Formu hız üzerine yoğunlaşırken, Yıldırım Formu gizemlilik üzerine yoğunlaşıyordu.

 

Bu iki form ilk bakışta birbirine benzer gözükse de içerdikleri gizemli teknikler tamamen farklıydı. Bundan dolayı güçleri de tamamen farklıydı.

 

“Süzülen Dolunay Hançerleri oldukça etkiliydi, fakat göksel derecedeki bir uygulayıcı karşısında etkisiz kalıyordu. Bu seviyedeki bir rakibi alt etmek için kullanmam gerekenler Manyetik Dağ kuvveti ve Nilüfer Çiçeğiydi.”

 

Nilüfer Çiçeği Jiang Chen’in en çok önem verdiği yeteneklerinden birisiydi. Ne zaman seviye yükselse nilüferin de seviyesini kendine entegre ederek bu yeteneğin hiç eskimemesini sağlıyordu.

 

Manyetik Dağa gelince, kendisi her ne kadar sonsuz bir enerji kaynağı olsa da, Jiang Chen şu anda bu dağın yeteneklerinin çok çok az bir kısmını kullanabiliyordu. Şu anda sadece dağın metalik özünü kullanarak Tanrı ve Şeytanın Dokuz Dönüşümü tekniğini aktif edip üst düzeyde kullanabiliyordu.

 

İstediği zaman dağın manyetik kuvvetini yönlendirebiliyordu, fakat sadece belirli bir sınıra kadar yapabiliyordu bunu. Manyetik dağ henüz tam anlamıyla bir koz sayılmazdı.

 

“Hala yeterince vaktim yok, Sonsuz Ruh Dağına gelişimden bu yana neredeyse bir yıl oldu. Bu süreçte hem puan toplamam, hem üzerime uygulanan baskıdan kurtulmam, hem de gücümü artırmam gerekti. Manyetik dağ üzerinde çalışmama için gerçekten vaktim yoktu.”

 

Jiang Chen hakkının yendiğini düşünüyordu doğal olarak. İnanılmaz kaliteli hazinelere sahipti, fakat şu anda zaman kısıtlaması olduğu için bu hazine niteliğindeki yetenekleri tam performanslı hale getiremiyordu.

 

Özellikle de manyetik dağ. Jiang Chen bu yüzden kalan zamanda manyetik dağ üzerine yoğunlaşmaya karar verdi.

 

Henüz Altın Mühür Lordunu ortaya çıkarabilecek güçte olmadığının farkındaydı, zaten bu seviyedeyken böyle bir hayali de yoktu. Altın Renkli canavarlara gelince, onlardan eğer ki çok yüksek sayılarda bir grup oluşturamazsa zaten etkisiz kalırdı, sonuçta bu canavarların en büyük avantajı sayılarının çok olmasıydı.

 

Şeytani Altın Göz de oldukça kullanışlı bir şeydi, fakat bu yeteneği göksel dereceye gelmeden önce aktif edemiyordu.

 

Şu anda kullanabileceği tek özellik, manyetik kuvvetti.

 

Jiang Chen birçok denemeden ve keşiften sonra manyetik kuvvet üzerindeki kontrolünün arttığını fark etti.

 

Fakat bunun üzerinde harcayacak çok fazla vakti yoktu.

 

“Hmm, sona kalan yirmi-otuz günümde bu manyetik kuvvet üzerinde yoğunlaşmalıyım. Benim bu kuvvet üzerindeki etkim sadece birinci seviyede. Şu anda yapabildiğim sadece minik düzeyde kuvvet akımları ve manyetik dalgalar. Eğer bu kuvveti göksel derecedeki uygulayıcılar üzerinde etkili hale getirmek istiyorsam çok büyük bir çaba sarf etmeliyim. Eğer kontrol seviyem birkaç seviye artarsa, bu durumda göksel dereceli uygulayıcıları kısıtlayabilirim. En azından onların hızını azaltabilirim ve tempolarını bozabilirim.”

 

Jiang Chen zaten elinde kalan kısa sürede manyetik hortum oluşturma hayalini kurmuyordu. Bu durum şu anda sadece bir hayalden ibaretti.

 

Eğer manyetik hortum oluşturabilse zaten göksel çeyrekteki her mücadeleyi rahatlıkla kazanabilirdi. Hatta göksel derecenin zirvesindeki bir uygulayıcıyla bile savaştığında kazanabileceğine dair kendine olan güveni tam olurdu.

 

“Hmm, kalan sürede manyetik kuvvet üzerine yoğunlaşmalıyım.” Jiang Chen kararlı şekilde plan yapmıştı.

 

Şu anda göksel dereceye yükselmek için vakit harcarsa belki de mücadeleler esnasında bunu başarabilirdi, fakat mücadele esansında seviye yükselmek elbette oldukça garip bir duruma sokardı Jiang Chen’i.

 

Bir kumarbazın kalbi büyük riskler almayı severdi, fakat askeri Dao yolunda alınan riskler heves ve arzu ile alınmalıydı, bir kumarbazın zihni ile değil. Bundan dolayı Jiang Chen elindeki bütün sermayesini tek bir yere koymak istemiyordu.

 

Zaman hızla geçti…

 

Yarım ay süre geçmişti, Jiang Chen hala manyetik kuvvet üzerinde çalışmaya devam ediyordu. Üstün çabaları yavaş yavaş meyvesini veriyordu, manyetik kuvvet üzerindeki kontrolü gözle görülür şekilde artmıştı.

 

Şu anda manyetik kuvvet üzerindeki etkisi üçüncü seviyedeydi.

 

Şu anda oluşturduğu manyetik dalgalar ve akımlar fark edilir cinsten büyümüştü. Her ne kadar bu gücü test edebileceği bir rakibi olmasa da, Jiang Chen eğer bu kuvveti bir mücadelede kullanırsa rakibinin düzenini kökten bozacağının farkındaydı.

 

Hala yedi-sekiz gün kadar süre vardı. Jiang Chen kalan bu süreyi geliştirdiği teknikleri sağlamlaştırmak, yatkınlık kurmak için harcamaya karar verdi.

 

Aniden dışarıdan kibirli bir ses duyuldu, bu ses formasyon içeren bir sesli mesajdı: “Jiang Chen! Maskenin senin kimliğini saklayacağını düşünme! Sen Long Juxue’nin gözlerinden sır saklayabilecek kapasitede birisi değilsin! Sen mademki seni cennete göndermemi kabul etmeyip cehennemin kapılarını zorlamayı seçtin, göksel çeyrek senin mezarın olacak! Endişelenme, senin kolayca ölmene izin vermeyeceğim! Ben, on altı krallıktaki genç neslin öncüsü olacağım için, seni bana karşı çıkanların sonunun ne olduğunu görebilsinler diye bir örnek haline getireceğim! Unutma! Sen benim dâhi olabilmem için önümdeki basamaktan başka bir şey değilsin!”

 

Kibirli, kaba ve gizlenme isteği duymayan bir üstünlük duygusu! Sanki bütün hayatını Jiang Chen’i öldürmeye adamış bir kişi!

 

Bu mesajı gizli bir formasyon şeklinde yollamıştı, bundan dolayı ikisi hariç kimse duyamamıştı, Long Juxue gözetmenlerin bu işe karışmasını istemiyordu.

 

Jiang Chen bu kadının bu kadar utanmaz birisi olabileceğini düşünmemişti.

 

Ses uzaklaşmaya başladı, Jiang Chen’in gözleri sertleşmişti, sesini ayarladı ve yıldırım gibi konuştu: “Yenilen kişi konuşmaya nasıl haklı görür kendini? Eğer senin ustanın koruması olmasaydı, uzun zaman önce kemikten ibaret bir ceset haline gelmiş olacaktın! Şunu iyi hatırlamalısın, eğer o gün kardeşini ve babanı öldürdüysem, seni de göksel çeyrekte öldürebilirim! Senin Long ailenin işlediği suçlar affedilemez! Hepiniz yeraltında çürümeye mahkumsunuz! Neden seni de ailenin yanına göndermeyeyim? Belki de yolda karşılaşırsınız!”

 

Jiang Chen korkmamıştı, kendisine sözlü şekilde saldırıldığında karşılığını vermekten hiç çekinmiyordu.

 

Long Juxue’nin oyunlarını anlamayacak mıydı yani? Bu kadının yapmak istediği şey mücadeleler başlamadan Jiang Chen’in zihni ile oynayıp onun mücadelelerde psikolojisi bozulmuş şekilde savaşmasını sağlamaktı.

 

Söylemek gerekirdi ki bu hamle her ne kadar amaçsız görünse de aslında bu hamle kalbe yapılan bir saldırıydı.

 

Eğer Jiang Chen Long Juxue’den gerçekten korkan birisi olsaydı bu saldırı karşısında kalbi yenilirdi.

 

Fakat Long Juxue Jiang Chen’in kalp gücünü hafife almıştı. Negatif bir etki yerine, bu hamle sadece Jiang Chen’in hevesini artırmaya yaramıştı.

 

Long Juxue bu hamlesinde Jiang Chen’in kalp Dao’sunu kırarak onun defansını zayıflatmayı amaçlamıştı. Fakat bunu başaramamıştı ve üstelik de kendisiyle dalga geçilmişti.

 

Üstelik Jiang Chen kimliğini saklama zahmetinde bile bulunmamıştı.

 

Bunun anlamı elbette Jiang Chen’in Long Juxue’den birazcık bile korkmuyor olmasıydı, göksel dereceye yükseldiğinde bile korkmuyordu!

 

“Jiang Chen, burası Doğu Krallığı değil. Sen böyle konuşarak bu işin içinden sıyrılabileceğini mi sanıyorsun? Burası dâhilerin yeri ve sadece benim gibi gerçek dâhiler burada kuralları koyar. Sen sadece benim ayağımın altındaki bir karıncasın. Sence fani dünyada yaşanan olayları kullanarak bana sözlü şekilde saldırabilir misin? Dürüst olacağım, sana beni fani dünyanın bağlarından kurtarıp topluluğa gönderdiğin ve askeri Dao yoluna yoğunlaşmamı sağladığın için teşekkür ederim. Bu minnetimin karşılığı olarak seni kendi yoluna göndereceğim ve Doğu Krallığında Jiang soyadlı herkesi, çocuk kadın ya da yaşlı demeden herkesi yola sokacağım! Onları Jiang soyadını taşıdıklarına pişman edeceğim!”

 

Long Juxue’nin ses tonu nefret ve vahşetle doluydu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44309 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr