Bölüm 371: Jiang Chen’in Puan Toplama Planı

avatar
2042 3

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 371: Jiang Chen’in Puan Toplama Planı


Jiang Chen daha önceden en yüksek puana sahip kişilerin yaklaşık bin puana sahip olacağını düşünmüştü, fakat belli oluyordu ki küçümseyici davranmıştı.

 

Jiang Chen’in sessiz kaldığını gören Tang Hong hiç huyu olmayan bir şekilde sakinleştirme çabasına girdi: “Endişelenme patron, senin kalp gücü ve ilaç Dao’su konusundaki potansiyelin sayesinde kısa zamanda çok puan toplayabilecek birisisin.”

 

Aslında Jiang Chen endişe içerisinde değildi, sadece daha hızlı bir şekilde nasıl en fazla puanı toplayabileceğini düşünüyordu.

 

“Tang Hong, normal olarak konuşursak, ileri seviyelerde puan toplamanın en hızlı yolu nedir?”

 

“Eğer senin savaş kabiliyetin ve gücün üst düzeydeyse, bu durumda diğerlerine meydan okumalısın. Her galibiyet için yirmi puan kazanırsın ve her mağlubiyet için yirmi puan kaybedersin. Üst sıralardaki kişiler hep diğerlerine meydan okuyarak hızlı şekilde puan kazanırlar.”

 

Tang Hong aceleci konuştuğunu düşünerek biraz duraksadı ve devam etti: “Onların canı cehenneme! Onlar kaynaklara erişim konusunda hiç sıkıntı çekmeyen kişiler, yetişim seviyelerinin yüksek olması potansiyellerinden doğan bir şey değil, sadece kaynakları sağlam. Bu kişiler elbette diğerlerini ezmekten ve puan kazanmaktan büyük zevk alıyorlar.”

 

Jiang Chen bu duruma şaşırmamıştı, elbette elinde bu avantajı barındıran herkes bunu kullanırdı.

 

“Sıradan görevler ne kadar zor?”

 

Tang Hong bir süre düşünüp cevapladı: “Birinci seviye görev yaklaşık olarak temel görevlerin en zor olanı ile denk seviyede. Fakat durum hiç stabil değil, şansa bağlı faktörler de var. İkinci seviye görev ise bir öncekinin iki katı zorluğunda ve üçüncü seviyede de katlanarak artıyor.”

 

“O kadar mı zor yani?” Jiang Chen şaşırmıştı, görevlerin seviyesi bir arttığında zorlukları iki katına çıkıyordu, bu normal değildi!

 

Tang Hong kafasını salladı: “Evet, o kadar zor. Eğer görevler bu kadar zor olmasaydı bahsettiğim en yüksek puana sahip kişiler zaten şimdiye dört-beş bin puana ulaşmış olurlardı.”

 

“Düzenli görevler de temel görevler gibi farklı alanlara ayrılmış durumda mı?”

 

“Elbette, sınavların asıl amacı dâhi kişileri açığa çıkarmak. Eğer bir alanda olağanüstü yeteneğe sahipsen sürekli bu alanda görev alabilirsin. Fakat elbette burada hile yapmayı engellemek için bazı sınırlamalar getirildi.” Tang Hong önceki iki döngüde de buradaydı ve kurallara daha aşina birisiydi.

 

“Ne gibi sınırlamalar?” Jiang Chen zaten ileri seviye görevlerin de dallara ayrıldığını duyunca dikkat kesilmişti, üzerine bir de sınırlamaları duyunca iyice dikkatini çekti.

 

“Mesela diyelim ki sen ilaç Dao’su konusunda çok yetenekli birisin, ilaçlarla alakalı bir görev almak için başvurabilirsin. Fakat görevlerin zorluğunu günde sadece bir seviye artırabilirsin. Mesela diyelim ki bugün bir birinci seviye göreve başvurdun, bu durumda yarın ikinci seviye göreve başvurabilirsin ve bir sonraki gün ise en fazla üçüncü seviye göreve başvurabilirsin. Beşinci seviyeye ulaştığında ise bundan sonraki günlerde beşinci seviyeden devam edemezsin, en başa dönüp birinci seviye görevden tekrar başlaman gerekir. Yani sürekli aynı alanda görevleri alırken hep beşinci seviye alman yasaklı. Bu arada eğer bir alanda göreve başvurup başarısız olursan on gün boyunca bu alanda başvuru yapman da yasak.”

 

“Ne yani görevi tamamlayamamanın da mı cezası var?”

 

“Normal koşullarda evet, sürekli aynı alanda başvuru yaparsan da on günlük ceza alırsın. Üstelik de bu ceza diğer bütün görevler için de geçerli. Eğer bu cezalı süreçte puan kazanmak istiyorsan sadece diğer katılımcılara meydan okuyarak yapabilirsin bunu.”

 

“Anlıyorum.” Jiang Chen garip bir ifadeyle gülümsedi, sonunda kuralları tam anlamıyla kavramaya başlıyordu.

 

Tang Hong güldü: “Fakat bir katılımcıya meydan okumuşken yenilirsen sonraki beş gün de meydan okuma sınırlaması alırsın ve kimseye meydan okuyamazsın.”

 

Jiang Chen bu kuralların farkındaydı.

 

Bu kurallar mantıklıydı, puan toplarken hile yapma riskini azaltan kurallardı bunlar.

 

Eğer bu kurallar olmasaydı yetişim seviyesi yüksek olan kişiler diğer katılımcılarla aralarına uçurum gibi fark koyarlardı. Bu durumda potansiyelin ya da yeteneğin bir anlamı kalmazdı, sadece yetişim seviyesinin önemli olduğu bir seçme olurdu bu.

 

Jiang Chen dikkatli bir tahminde bulundu. Eğer bu kişiler her daim yüksek seviyeli görevleri tamamlarsa elbette puanları dört-beş bin civarında olurdu.

 

Beş ve on günlük yasaklamalar elbette rekabeti belirli bir derecede ve canlı tutmak içindi.

 

“Patron, ilaç alanında puan toplayacak mısın?”

 

“Sen ne düşünüyorsun?”

 

“Ben kesinlikle bunu yapman gerektiğini düşünüyorum!”

 

Jiang Chen’in aklındaki de buydu elbette. Göksel çeyreğe henüz yeni gelmişti ve dolayısıyla diğerlerinden çok daha gerideydi. Eğer yavaş kalırsa ve seri şekilde rekabete katılmazsa yetişebileceğinin garantisi yoktu.

 

Bundan dolayı puan kazanmak için elinden gelen en hızlı şekilde davranmalıydı. En tepedeki kişilere yetişemese bile en azından yavaşça farkı kapatması gerekiyordu.

 

Jiang Chen en azından ilk üç aylık süre içerisinde elenmemek istiyordu. Eğer üç aylık sürecin sonunda skoru en aşağılarda olursa yeryüzü çeyreğine geri dönmek zorunda kalacaktı. Bu durum yaşanmasını isteyeceği son şeydi.

 

“Ama patron, dikkatli olmalısın. Ben de zamanında çok hevesli şekilde ilaç alanında sınavlara girme niyetindeydim. Zamanında birinci ve ikinci seviyeleri geçip üçüncü seviye göreve başvurdum fakat üçüncü seviyede başarısız oldum. Bu çok stresli bir şeydi. İyi ki sadece beş günlüğüne yasaklandım.”

 

Tang Hong yaşadığı trajik olayı hatırlayınca uyarı niteliğinde konuşmadan edemedi.

 

“On gün yasaklanman gerekmiyor muydu?”

 

“Bu dediğin sadece beş görev yaptıktan sonra geçerli oluyor. Ben sadece üç görev yapmıştım ve on günlük ceza alacak dereceye gelmedim.”

 

İkili bir süre daha konuştular. Söylemek gerekirdi ki Tang Hong ve Jiang Chen iyi anlaşıyorlardı, sanki birbirlerini uzun zamandır tanıyor gibi muhabbet ediyorlardı.

 

Tang Hong’un karakteri baskındı, daha önce hiç kimseye boyun eğmemiş birisiydi. Toplulukta da zaten yalnız birisiydi, sosyalleşmeyi bilmeyen birisi olduğundan değildi, fakat asıl sebep topluluktaki yaşam tarzına ayak uyduramıyor olmasıydı. Topluluktaki bütün olaylar iki ailenin politik meseleleri ile yaşanıyordu, bu durum Tang Hong’un istediği topluluk yaşamı değildi.

 

“Patron, ileri seviye sınavlara yarın girelim.”

 

Tang Hong geniş ellerini sallayıp apartmanına doğru yola çıktı.

 

Jiang Chen devasa yapılı bu adama bakınca gülümsedi: “Bu eleman oldukça yapılı birisi, fakat düşünceleri bir çocuğunki kadar masum. Oldukça açık sözlü ve taze birisi. Böylesine naif karakterli birinin toplulukta böyle güzel bir pozisyona çıkmış olması onun potansiyelinin çok yüksek olduğunu gösteriyor.”

 

Askeri Dao dünyasında masum ve açık sözlü olmak her daim kötü bir şey değildir. Politik meselelerle çok ilgili olmamak demek yetişim için ayrılacak olan sürenin artması demektir.

 

Bundan dolayı böyle insanların düşünce yapısı basit bir düzende işliyordu, mantık çerçevesinde düşünür ve kararlı şekilde gelişirlerdi. Bu tarz insanların potansiyeli genellikle ortalamanın çok üzerinde olurdu.

 

Fakat elbette politik konulardan uzakta kalmanın da dezavantajları vardı. Eğer ki kişinin gücü diğer bütün dâhi kişileri alt edecek seviyede değilse etrafındakiler tarafından dışlanırdı, odağını toplamada ve kaynaklardan faydalanmada eksik kalırdı.

 

Topluluklar aynı zamanda düşünceli yapıda varlıklardı. Dizgine gelmez bir dâhi yetiştirmektense söz dinleyen, sakin dâhiler yetiştirmek daha mantıklıydı.

 

Jiang Chen apartmanına döndüğünde bugünün sınavlarını tekrar gözden geçirdi.

 

“Görünüşe göre temel sınavlardan hiçbir şekilde başarısız olmamalıyım. Tang Hong haklı, olağanüstü potansiyeli olan dâhiler için temel sınavların verdiği yüz puan sadece bir hediye niteliğinde. Bu adamların puan toplamak için kullandığı terimin yağmalamak olduğuna şaşırmamak gerekir. Aslında yağmaladıkları şey puan da değil, zaman elde ediyorlar!”

 

Temel görevler bile normal zorluğun birazcık üzerindeydi, Jiang Chen bir an önce temel görevleri tamamlayarak buradan alabileceği maksimum puanı elde etmeli ve diğer alanlarda puan kazanmak için olabildiğince fazla vakit ayırabilmeliydi.

 

Tang Hong’un söylediklerine göre ileri seviyeli görevler oldukça zordu.

 

Birinci seviyeli bir görevin zorluğu yaklaşık olarak temel görevlerle aynıydı. Jiang Chen geçmişi düşünürken askeri Dao alanındaki son girdiği testin bir gözetmene karşı olduğunu hatırladı.

 

Gözetmen altıncı seviye ruh âlemi uygulayıcısıydı.

 

Eğer ileri seviyeli görevlerin zorluğu bundan da fazlaysa o halde askeri Dao alanında sınava girmek pek mantıklı olmazdı.

 

Aslında mücadele etmekten korkmuyordu elbette, fakat şu andaki önceliği puan toplamak olduğu için bunu düşünüyordu.

 

Eğer bu alanda sınava girmek isterse karşısına çıkacak olan kişi en az altıncı seviyeli bir ruh âlemi uygulayıcısı olacaktı.

 

Jiang Chen bundan korkmuyordu fakat bunu yapacak zamanı da yoktu.

 

Alınan risk eğer kazanılacak olan kazançtan daha büyükse bu hamleyi yapmak çok mantıksızdı, puan kazanmak için ilaç Dao’su alanında sınavlara girebilirdi.

 

Sonuçta günde bir defa ileri seviyeli görevlere başvurabilirdi.

 

Doğal olarak bu hakkını kendisine en çok güvendiği alanda kullanmak istiyordu.

 

“Hmm, bunun üzerinde çok da fazla düşünmemek lazım. Yarın kombine alandaki sınavlarda nasıl başarılı olacağımı düşünmem lazım.”

 

Önceki sınavların zorluğu göz önüne alınırsa kombine sınavdan en kötü ihtimalle yirmi beş puan kazanabilecek durumdaydı.

 

Jiang Chen bu konu hakkında daha fazla kafa yormak istemiyordu, bağdaş kurarak oturdu ve yetişimine devam etti.

 

Yaklaşık yarım yıldır Sonsuz Ruh Dağında yetişim yapmak Jiang Chen’in ruh okyanusuna çok iyi gelmişti.

 

Dördüncü seviyede kritik bir noktada olduğunun farkındaydı, bir ilham bularak yakın zamanda beşinci seviyeye geçebilecekti.

 

Jiang Chen bundan dolayı şimdi elinden gelenin en iyisini yaparak beşinci seviyeye geçmeye çalışıyordu.

 

“Ben şu anda göksel çeyrekte sadece dördüncü seviyede olabilirim. Diğerleri çoğunlukla beşinci seviyede, birkaç tane de altıncı seviyeli katılımcı var. Hatta göksel dereceye ulaşmış olanlar bile var fakat ben henüz onlarla karşılaşmadım.

 

Göksel çeyreğin katılımcıları diğerlerinden tamamen farklıydı. Hepsi her gün arenada toplanmıyordu, farklı alanlarda farklı sınavlara girmek üzere dağılıyorlardı, bundan dolayı Jiang Chen’in bütün müritleri bir arada görememiş olması gayet normaldi.

 

Bu durumun oluşmasında asıl önemli olan faktör ise göksel çeyreğin ilk sıralarında yer alan müritlerin seviyesinin çok üstün olduğundan kendilerini halk içine çıkarmıyor olmalarıydı.

 

Gizemli kişi olmayı seviyor ya da kozlarını gizli tutmayı seviyor olmalıydılar.

 

Sonuç olarak göksel çeyreğin ilk sıralarında yer alanlar tıpkı hayaletler gibiydi, görülmesi zor varlıklardı.

 

Jiang Chen çılgın gibi yetişim yapıyordu, bütün geceyi ruh okyanusunu sağlamlaştırmak için harcadı, seviye geçişinin köşesine adım adım yaklaştığını fark edebiliyordu. Şu anda kendisine lazım olan şey sadece son bir hamleydi.

 

“Hmm, görünüşe göre bu işi başarmak için bir tür özel çaba sarf etmek gerekiyor. Aceleme etmeye gerek yok, vakti geldiğinde bu iş çok daha kolay olacaktır.”

 

Sonraki gün geldiğinde, Jiang Chen seviye atlayamadığı için kesinlikle stres yapmamıştı, aksine kavgacı ve hırlı bir ruha bürünmüştü.

 

Tang Hong ise uyandıktan kısa süre sonra Jiang Chen’i bulmaya gelmişti, kombine alandaki görevlere gitme teklifinde bulunmuştu.

 

Bu adam Jiang Chen’i gerçekten de patron olarak görüyor gibiydi.

 

İkili temel sınavlar bölümüne doğru yola çıktı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44325 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr