Bölüm 354: Yeryüzü Çeyreğini Sersemletmek

avatar
2091 2

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 354: Yeryüzü Çeyreğini Sersemletmek


Jiang Chen’in bu iki hamlesi oldukça zalimdi. Rakibinin bileğini kavrayarak elini yerinden sökmüştü, sonrasında attığı tekme ise rakibinin ruh okyanusunu tamamen dağıtmıştı.

 

En ufak bir merhamet bile görünmüyordu Jiang Chen’in hamlelerinde.

 

Zaten Jiang Chen’in merhamet göstermek gibi bir isteği yoktu. Az evvel Ye Han merhamet göstermiyordu, Jiang Chen’in ölümünden zevk alıyordu, Jiang Chen neden merhamet göstersindi ki?

 

Jiang Chen kendisini öldürmek isteyen birisiyle karşılaştığında nasıl olur da merhametli davranabilirdi?

 

Usta Shuiyue bir bakış attı, gözleri adeta bir Anka kuşunun gözleri gibi parıldıyordu. Uzun bir ıslık çaldı ve aurasını etrafa yaydı.

 

“Seni aptal hayvan! Benim müridimi sakatlamaya cesaret edersin ha?”

 

Bu üstün aura Jiang Chen’i korkutmamıştı.

 

Devasa bir dağın durduğu kadar sabit duruyordu, umursamaz bir yüz ifadesi takınmıştı. Yüzündeki bu kayıtsız ifadeyi bir anda aptal birine Bakarkenki acıma duygusuna çevirerek bakışlarını Usta Shuiyue’ye yöneltti.

 

“Onun beni öldürmek istemesi doğal ve haklı bir sebepti, fakat benim onu sakatlamam kurallara aykırı mı yani? Bu seçmeler dört büyük topluluğun seçmeleri mi yoksa sizin Mor Güneş Topluluğunuzun seçmeleri mi? Eğer böylesine zorba bir seçme hazırlamak istiyorsanız gidip kendi topluluğunuzda yapın bunu, burası dört büyük topluluğun yaptığı ortak seçmeler. Neden gelip burada ahkâm kesiyorsunuz?”

 

Jiang Chen konuşurken soğuk bir ifadeyle gülüyordu, Usta Shuiyue’den korkmadığını belli ediyordu.

 

Usta Shuiyue’nin bakışları da oldukça vahşiydi, mademki birbirlerine düşmanlık edeceklerdi, o halde kibar bakışlar atmanın gereği yoktu elbette.

 

“Sen bu çeyreğin baş gözetmenisin elbette, fakat beni böylesine utanmaz yöntemlerle baskı altına almaya çalışmaya devam edersen ben de seni baskı altına alırım. Durum böylesine bir rekabete gelirse asıl büyük kavgamızı yaparız.”

 

Jiang Chen dört büyük topluluğun en büyük özelliğinin kısıtlayıcı olmaları olduğunu biliyordu, bu kadının başına buyruk şekilde hareket etmesine izin vermeyeceklerinin farkındaydı.

 

Usta Shuiyue sert bir çıkış yapmıştı fakat Jiang Chen’in sözlerinin doğru olduğunu fark ettiğinde yüzünde hem pişmanlık hem de acıma duygusu oluştu, acıma duygusunu elbette müridi Ye Han’a karşı hissediyordu.

 

Pişmanlığının sebebi ise müridinin sakat ve işe yaramaz bir hale gelmesinin sebebinin kendisinin hırslı planı olduğunu bilmesindendi.

 

Eğer Usta Shuiyue fani uygulayıcıyı hedef alan bu planı yapmamış olsaydı Ye Han şimdi sakat halde olmazdı.

 

Gülünç olan durum ise henüz birkaç dakika evvel hain planından dolayı kendine olan güveni üst düzeyde olan bu kadının şimdi fani uygulayıcı tarafından bütün planının suya düşürülmüş olmasıydı.

 

Önceki iki mücadelede yorgun görünmesi demekki bir roldü.

 

Usta Shuiyue gibi bir topluluk kıdemlisinin bile bu yorgun rolüne inanması gerçekten yazık olmuştu.

 

Usta Shuiyue şu anda hem pişman hem de sinirliydi. Yaptığı planın kendi kuyusunu kazmak olduğunu anlamıştı.

 

“Güzel… Çok güzel, ben! Shuiyue! On altı krallıkta uzun bir süredir kıdemli birisiyim. Sen benim önümde benim müritlerimden birini yaralayabilen ilk kişisin!”

 

Eğer kurallarda gözetmenlerin savaşmaya hakkı olsa şu anda savaşacak olan ilk kişi Usta Shuiyue’ydi, içinde Jiang Chen’i öldürmekten başka hiçbir istek yoktu.

 

Fakat Usta Shuiyue’nin şu anda yapabileceği hiçbir şey yoktu, bunun farkında olduğundan öfkesi daha da çok artıyordu.

 

Jiang Chen omzunu silkti, Usta Shuiyue’nin öldürme arzusu ile dolu bakışlarını görmezden geliyordu. Halkadan atlayarak yere indi.

 

“Eğer gelip ölmeyi istemezlerse ölmezler, bu müritler hala bunu anlayamadı. Umarım bunun gibi aptallardan daha fazlası karşıma çıkar.”

 

Jiang Chen halkadan inerken bunları düşünüyordu, bu esnada sırtını Usta Shuiyue’ye dönmüşü, arkası ona dönükken konuştu: “Usta Shuiyue, size bir tavsiye vereyim. Eğer hareketleriniz adil olmazsa sonuçları da adil olmaz. bana karşı ne kadar ön yargılı birisi olduğunuzu biliyorum ama bu durum sizin müritlerinizi benim peşime takarak onların ölümüne sebep olmanız hakkını size vermez.”

 

Jiang Chen halkadan inerken bir daha kendisine meydan okunmayacağını bilerek rahatça uzaklaşıyordu, kurallar gereği bir katılımcıya gün içerisinde sadece üç defa meydan okunabilirdi, Jiang Chen bugün bu limite erişmişti zaten.

 

Etrafındaki şaşkın bakışlara aldırmadan ilk baştaki oturduğu yere geri döndü, bağdaş kurup kıyafetlerini düzeltti ve umursamaz bir tavırla beklemeye başladı.

 

Olayları izleyen bütün katılımcıların ağzı bir karış açık kalmıştı.

 

Bu fani uygulayıcının sıra dışı birisi olduğunu herkes biliyordu fakat bu kadar olağanüstü bir hamle sergileyeceğini elbette kimse tahmin bile edememişti.

 

Usta Shuiyue’ye tavsiye vermek de ne demekti!?

 

Yeryüzü çeyreğinin herhangi bir katılımcısı bunu yapsa direkt olarak ölümle yüzleşirdi.

 

Usta Shuiyue’nin karakterinin ne kadar baskın olduğunu bilmeyen mi vardı? Bir kere birisine sinirlendikten sonra ileride o kişiyi rahat bırakması imkânsızdı.

 

Fakat bu fani uygulayıcı bunu yapmaya cesaret edebilmişti, acımasız sözlerle Usta Shuiyue’yi eleştirmişti! Hamlelerinin sonuçlarına katlanmak zorunda olduğunu söylemişti!

 

Bunu söylerken elbette üstü kapalı olarak Usta Shuiyue’nin aslında seçmelere hile karıştırdığını ima etmişti. Müritlerini bilerek göndererek fani uygulayıcıyı baskı altına almak istediğini ima etmişti.

 

Fakat katılımcılar bu olay üzerine düşününce Jiang Chen’in sözlerinin aslında mantıklı olduğunu anladılar.

 

Bu fani uygulayıcının öfkelenmesinde elbette geçerli bir sebep vardı, üst üste üç defa kendisine meydan okunmuştu, mücadeleler birbirine çok yakın zamanlarda gerçekleşmişti.

 

Daha bir mücadeleden inerken nefesini bile toparlayamadan bir diğer mücadele için ismi anons edilmişti. Üstelik bu durum üç defa yaşanmıştı. Bunun tesadüf olduğunu söylemek pek akıl kârı değildi.

 

Katılımcılar bunları düşünürken kendi aralarında konuşup dedikodu yapmaya başladılar.

 

“Acaba Usta Shuiyue gerçekten de isim anonslarına hile karıştırmış olabilir mi?”

 

“Eğer böyle bir şey yaptıysa bunun sebebi kesinlikle fani uygulayıcıyı baskı altına almak içindir!”

 

“Ben Mor Güneş Topluluğunun fani uygulayıcılara karşı ön yargılı olduğunu biliyordum fakat bu kadarını da tahmin edemezdim. Bu mücadelelerde kesinlikle bir şeyler dönüyor, bu yaşananlar tesadüf olamaz. Eğer hile karıştırılmamış olsaydı nasıl üç defa üst üste aynı isim çıkabilirdi ki? Bu isim anonsları kesinlikle Ye Han’ı galip getirmek için yapılmış olmalı. Göklerin planının üzerine hileli plan yapmak ne kadar da ayıp, bu durum tam bir utanç kaynağı! Ama bu fani uygulayıcı yine de yılmadı ve buz halkasında ne kadar da iyi bir performans sergiledi öyle!”

 

Jiang Chen zaten Ouyang Jian’ı mağlup ederek dikkatleri üzerine çekmişti bir kere. İzleyenlerin hepsi Jiang Chen’in daha önce ateş elementi ile alakalı bir rastlantı yaşayıp bu alanda kendini tesadüfi olarak geliştirmiş olduğunu düşünmüştü.

 

Jiang Chen’in buz halkasındaki harika geri dönüşü, durumu anında tam tersine çevirip avantajlı duruma geçmesi etraftaki herkesi şaşırtmıştı.

 

Şu anda bu fani uygulayıcının eşsiz bir kişilik olduğu açık şekilde görülebiliyordu.

 

Usta Shuiyue gibi gelişmiş birisi bile bu çocuğun yarattığı illüzyona kanmıştı.

 

İki mücadelenin ardından çok yorgun görünen bu elemanın birdenbire güç patlaması yaşayacağını kim düşünebilirdi ki?

 

Ye Han’ın fani bir uygulayıcı karşısında böylesine çaresiz kalabileceğini kim tahmin edebilirdi?

 

Olaylar sanki tesadüfi gibi görünüyordu ama kesinlikle fani uygulayıcı güçlüydü.

 

Usta Shuiyue’nin sinirli bakışlarını gören müritler bu kadının öfkesinin acısını bir başkasından çıkarmaması için dua etmeye başlamışlardı.

 

Bu esnada Mor Güneş Topluluğu tarafından baskı altında tutulan diğer toplulukların müritleri de bir yandan sevinmişlerdi.

 

Bu zamana kadar Usta Shuiyue’nin hep Mor Güneş Topluluğu müritlerinin yararına eşleşmeler yaptırdığını fark etmişlerdi, fakat elbette bunu kanıtlayabilecek bir delil yoktu ellerinde.

 

Bu müritlerin yapabileceği tek şey bu olaya sinirlenip bir köşede kendi kendilerine şikâyet etme olurdu. Fakat şimdi birisinin çıkıp bu haksızlığa karşı laf söylediğini görünce, Usta Shuiyue ile sözlü tartışma yaptığını görünce bu müritler elbette sevinmişlerdi.

 

Kalpleri istemsiz şekilde bu fani uygulayıcıya ısınmıştı.

 

“Bu fani uygulayıcı kesinlikle eşsiz bir kişi. Görünüşe göre koskoca Mor Güneş Topluluğu bile bu adamı baskı altına almakta zorlanıyor. Bu adamın bugünkü savaşı kesinlikle dört büyük topluluk tarafından duyulacak. Eğer bu olaylar Ata kişilerin kulağına giderse Usta Shuiyue kesinlikle bir uyarı alacaktır.”

 

“Kesinlikle, bu elemanın hem ateş elementinde hem de buz elementinde müthiş bir potansiyeli var. Dört büyük topluluktaki çoğu müritten daha ileride bir yerde bu fani uygulayıcı.”

 

“Ouyang Jian ve Ye Han gibi güçlü müritler bile bu adamın karşısında yenildi, gerçekten de bu eleman çok güçlü!”

 

Kendi aralarında konuşan müritler haklıydı, hem Ouyang Jian hem de Ye Han yaptıkları hamlelerde başarılı olduklarını sanmışlardı.

 

Fakat işler bir anda tersine dönmüştü ve Jiang Chen karşı saldırı ile cevap vererek avantajlı taraf haline gelmişti.

 

Ayrıca Jiang Chen bunları yaparken oldukça rahat yapmıştı, bundan dolayı Jiang Chen’in aslında rakiplerini yenmekten ziyade onları ezerek mağlup ettiğini söylemek daha doğru olurdu.

 

Yeryüzü çeyreğinin birinci kademeli müritleri bile bu adama hayranlık duymak zorundaydılar, bu müritler fani uygulayıcı hakkında karmaşık duygular içerisindeydiler.

 

Bazıları Jiang Chen’e hayranlık duyuyordu, sonuçta bu adam Usta Shuiyue’ye karşı çıkabilecek kadar cesurdu.

 

Elbette bu müritlerin arasında fani uygulayıcıyı kıskananlar da vardı. Nasıl olur da fani bir uygulayıcı bu kadar baskın bir karaktere sahip olabilirdi? Topluluk müritleri varken bu adamın ne haddineydi?

 

Elbette olaylara sadece teknik açıdan bakanlar da vardı, bu kişiler yeryüzü çeyreğinden göksel çeyreğe geçme hesabı yapan, risk analizleri ve durum değerlendirmeleri ile işin içine duygularını katmadan fani uygulayıcıdan nefret eden kişilerdi. Çünkü bu kişiler yaptıkları durum değerlendirmeleri ile fani uygulayıcıdan daha üstün bir performans sergileyemeyeceklerini anlamışlardı.

 

Bu esnada en heyecanlı kişi Liu Wencai’ydi. Daha önce Dan Fei’nin yaptığı gibi alkış tutuyor olmasa da, heyecanlı bakışlarını gizlemekte oldukça zorlanıyordu.

 

“Oldukça güçlü! Böylesine büyük bir momentumu nasıl tanımlamak gerekir? İşte bu aura bir dâhi kişinin sahip olması gereken bir aura! Kardeş Kaya kesinlikle çok güçlü birisi! Biz onu hafife almışız!”

 

Liu Wencai inanılmaz derecede heyecanlıydı, arkadaşının üstün başarısından dolayı aynı zamanda gururluydu da.

 

Şişman Lu da Jiang Chen’in galibiyetine sevinmişti.

 

Şişman Lu biliyordu ki Kardeş Kaya’nın bu havalı hareketleri onun kibrinden değil, bilgisinden ve tecrübesindendi, boş insanlar gibi boş hava atmıyordu.

 

Jiang Chen bu havalı hareketleri dışarıdan ilgi çekmek için yapmıyordu.

 

“Hmm, bu Kardeş Kaya’nın gücü buradaki herkesten üstün, yetenekleri olağanüstü. En ilginç olan şey ise Kardeş Kaya’nın iradesinin gerçekten de bir kaya kadar sert olması. Böylesine bir dâhi kişinin yükselmesi kesinlikle önlenemez.” Şişman Lu Jiang Chen’i övmekten bile hoşlanıyordu: “Ben, Şişman Lu, bu zamana kadar topluluktaki diğer insanlar tarafından hep dışlandım ve bir palyaço yerine koyuldum. Bu zamana kadar bana hiç kimse saygı duymadı. Ben Kardeş Kaya ile tanıştığımda bana normal insanlarla tanıştığında verdiği aynı tepkileri verdi, üstelik vücut hacmimin orantısız ve değişik olmasıyla dalga geçmedi. Böylesine bir insanla karşılaşıp tanışabilmiş olmak sanırım benim önceki hayatımda yaptığım iyiliklerden kaynaklı olmalı. Ben Kardeş Kaya ile olan arkadaşlığımı sonuna kadar sürdürmeliyim. Belki de ileride hazine değerinde bir kadere sahip olurum.”

 

Şişman Lu’nun hayatta kalma politikası belki de çekingen ve karamsar olabilirdi, fakat aynı zamanda mantıkla doluydu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44229 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr