Bölüm 345: Yeryüzü Çeyreğinde Komik Bir İlk Galibiyet

avatar
2441 2

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 345: Yeryüzü Çeyreğinde Komik Bir İlk Galibiyet


Hantal katılımcı Jiang Chen ile karşılaştığında güler yüzlü bir ifade takınmıştı, sesini alçaltarak konuştu: “Kardeşim, açık konuşalım, meydan okunan kişi benim, dolayısıyla ben kaybedersem skoruma bir etkisi olmayacak. Bundan dolayı ben bu mücadelede savaşmak bile istemiyorum, rol yapmaya ne dersin? Sen çok ciddi darbeler vurma, ben de rol yaptığımı çok belli etmem. Bir süre savaşıyormuş gibi yapalım ve ben gönüllü olarak halkadan dışarı fırlarım. Bunları söylememin sebebi bu buzlu halkadan nefret ediyor oluşum. İç enerjimi böylesine nefret ettiğim bir yerde harcamak istemiyorum.”

 

Hantal katılımcının gözleri konuşması boyunca yuvarlanmıştı, sanki anlaşmaya varmak isteyen bir iş adamının ticaret yapması gibi konuşuyordu.

 

Jiang Chen daha önce bir sürü türden rakiple karşılaşmıştı fakat açık şekilde hile yapmayı teklif eden ilk kişiydi bu.

 

“Hadi kardeşim, aklından ne geçiyorsa söyle bana.” Jiang Chen’in cevap vermediğini gören hantal adam ısrarcı şekilde sordu.

 

Jiang Chen hafifçe kafasını salladı: “Senin gerçekten rol yapıp yapmadığına göre değişir. Belki de gerçekten de bu savaşı kazanmak istiyorsun, bu yüzden beni rahatlatıp rehavete düşürmek için böyle bir yalan söylüyorsun?”

 

“Şimdi öğrenirsin.”

 

Bunu söyler söylemez kükreme sesi çıkararak Jiang Chen’in üzerine atıldı. Halkanın tamamı bu hantal adamın hareketlenmesiyle sarsılmıştı.

 

Hantal adam az evvel söylediklerinde samimi gibi görünüyordu, çünkü Jiang Chen’e doğru gelirken verdiği açıklar çok belli oluyordu.

 

Elbette açık vermesinin sebebi hantal adamın eğitim seviyesinin düşük olmasından değil, gerçekten de iç enerjisini buzlu halkada harcamak istememesindendi.

 

Mademki hantal katılımcı rol yapmaya başlamıştı, Jiang Chen de rol yapabilirdi.

 

Hantal adam Jiang Chen’in durumu bozmadan rol yapmaya başladığını görünce içinden onun ne kadar iyi bir kardeş olduğunu düşündü. İkili bir süre boyunca birbirlerinin üzerine çullanıp geri çekildiler, auralarını genişletip daralttılar…

 

Savaşa dahil olmayan birisi bu adamların gerçekten savaşmadığını anlayamazdı. Saldırırken attıkları çığlıklar ve savaş naraları çok gerçekçiydi. Fakat en ufak bir iç enerji kaybı bile yaşanmıyordu.

 

Hantal katılımcı aradan on beş dakika kadar süre geçtikten sonra gönüllü olarak halkadan dışarı attı kendisini. Sanki bir yıldırımı tarafından vurulmuş gibi rol yapmış ve yuvarlak vücudunu halkadan dışarı atarken yere sertçe vurmuştu.

 

Jiang Chen bu abartılmış rol yapmayı gördüğünde neredeyse gülecekti.

 

Hantal adam ise halkadan düştüğünde Jiang Chen’e ‘rol yapmamız işe yaradı’ bakışını atmıştı.

 

Jiang Chen böylesine komik bir olayla ilk galibiyetini almıştı.

 

“Yeryüzü çeyreğinin katılımcıları kesinlikle gizemli çeyreğin katılımcılarından çok farklı. Eğer bu hantal herif benimle gerçekten savaşsaydı beni biraz zorlayabilir, birkaç hamlemi savuşturabilirdi. Kendisi her ne kadar sadece ruh âleminin dördüncü seviyesinden birisi olsa da sonuçta mutlak güç ve aura bakımından gizemli çeyrekteki çoğu kişiden daha üstün.”

 

Jiang Chen’in ilk gözlemlerine göre gizemli çeyrekte üçüncü ve dördüncü seviyeli ruh âlemi uygulayıcıları varken, yeryüzü çeyreğinde çoğunluk dördüncü seviyedeydi ve az sayıda beşinci seviyede katılımcı da vardı.

 

Fakat hem gizemli çeyrek hem de yeryüzü çeyreği dördüncü seviyeli katılımcılar içeriyor olsa da yeryüzü çeyreğinin katılımcıları kesinlikle çok daha üstün kaliteye sahipti.

 

“Ben de dördüncü seviyeli ruh âlemi uygulayıcısıyım, fakat benim savaş kabiliyetim normal bir dördüncü seviyeli uygulayıcıya göre çok daha üstün. Yeryüzü çeyreğindeki katılımcılar ikinci kademe insanlar gibi, aralarında çalışarak yükselip birinci kademe olabilecekler de var elbette. Hepsinin uzmanlaştığı alanlar var ve gizemli çeyrekteki gibi karambol usulü savaşmıyorlar. Ben gizemli çeyrekte çok rahat galibiyetler almıştım fakat buradaki kısıtlayıcı formasyonlar sayesinde sanırım bunu yeryüzü çeyreğinde başaramayacağım.”

 

Jiang Chen Usta Fang’ın sözlerini hatırlayarak bir plan oluşturmaya çalıştı.

 

“Bu çeyreğin baş gözetmeni Shuiyue denen kadın. Eğer benim yeteneklerim çok fazla üstün olursa, bu kadın kesinlikle gözlerini bana dikecektir, hatta beni baskı altına almak bile isteyebilir. İşin aslı, buradaki halkalar normal değil, eğer önceki sefer yaptığım gibi üstün galibiyetler almak istiyorsam kozlarımı ortaya çıkarmalıyım. Fakat bunu yaparsam çok uygunsuz olur.”

 

Beş halkanın temsil ettiği şeyler beş temel elementti, metal, odun, su, ateş ve toprak. Jiang Chen eğer bütün alanlarda kazanırsa kesinlikle sakladığı bazı şeyler ortaya çıkacaktı.

 

Sonuçta yetişimcilerin çoğu birden fazla elementte yetişim yapamıyordu. Bunu yapabilmenin tek yolu doğuştan gelen bir potansiyele sahip olmaktı.

 

Bu yaratılışa sahip olmayan kişiler ise eğer beş elementte birden yetişim yapabiliyorsa kesinlikle geçmişte yaşadıkları şeyler çok üstün maceralar olmalıydı.

 

Mesela Jiang Chen, kendisi beş elementte birden yetişim yapabiliyordu çünkü Beş Ejderli Kutsal Gök İlacı ile vücudunu sertleştirmeye başlamıştı, bunun üzerine ise birçok tesadüfi ve üstün kazançlı maceralar yaşamıştı.

 

Eğer bütün halkalarda başarı gösterirse bu ne anlama gelirdi? Beş elemente birden olan yatkınlığı ve dolayısıyla üstün potansiyeli anlaşılırdı.

 

“Beş versene, her ne kadar bütün mücadeleleri kazanabilecek durumda olsam da bu şekilde devam etmek zorunda değilim. Mademki bu halkalar normal halkalar değil, o halde benim skorum da önceki gibi üstün başarılı olmayacaktır. Bu çeyrekteki mücadele sadece katılımcılar arasında değil, aynı zamanda halkaya karşı yapılan bir mücadele de var. Halka da en az rakip kadar zorlu bir durum. Bu yüzden gizemli çeyrekteki gibi sürekli olarak başarı almam pek gerçekçi durmuyor.”

 

Jiang Chen bunları düşündükten sonra daha korumacı bir tavır içerisinde mücadele etmeye karar verdi.

 

Sonuç olarak yüz adet mücadeleyi tamamlamak için önünde üç ay gibi uzun bir süre vardı.

 

Önceki çeyrekte diğerleri tarafından sürekli kışkırtılmış olmasından dolayı hızlı şekilde bitmişti bu yüz mücadele meselesi.

 

Fakat şu anda içinde bulunduğu çeyrekte Usta Shuiyue gibi bir faktör vardı, bu kadın Jiang Chen’e gözlerini dikmişti. Jiang Chen bu kadının kendisini baskı altına almak için bir hamle yapabilecek potansiyelde olduğunun farkındaydı, bu yüzden düşük bir profil sergileme kararı almıştı.

 

Elbette düşük profil sergilemek derken gireceği mücadeleleri bilerek kaybetmeyecekti.

 

Jiang Chen gözetmenin kendisine sormasının üzerine devam etmek istediğini söyledi.

 

Bir sonraki rakibi ikinci kademeli birisiydi, beş yüz kişi arasından yirmi üçüncü sıraya yerleşmiş birisiydi.

 

“Yine Mor Güneş Topluluğu!” Jiang Chen bu durumu garip bulmaya başlamıştı, sanki Mor Güneş Topluluğu ile kaderleri her noktada kesişiyor gibi hissediyordu.

 

Fakat bunu kafasına takmıyordu. İsterse Mor Güneş Topluluğu olsun isterse bir başkası, halkaya girdiğinde aklındaki tek düşünce rakibini yere sermekti.

 

Bu sefer seçilen halka ateş halkasıydı.

 

“Mor Güneş Topluluğu ve ateş halkası…” Jiang Chen seçimi yapan gözetmene bakıyordu, bu durumun bir tesadüf mü yoksa hile mi olduğunu anlamaya çalışıyordu.

 

“İsterse hile olsun isterse tesadüf, Mor Güneş Topluluğunun müritleri benimle karşılaştıkları için çok şanssızlar.” Jiang Chen içten içe gülüyordu bu duruma.

 

Devasa Ruh Topluluğundan olan hantal müritle oynadığı gibi diğer müritlerle de oynayabilirdi. Fakat Mor Güneş Topluluğunun müritleri ile kesinlikle rol yaparak galibiyet alma oyununu oynamazdı.

 

Jiang Chen halkaya çıktığında rakibi çoktan kollarını göğsünde birleştirmiş ve onu bekliyordu.

 

Alevli desenlere sahip bir cübbe giymişti bu mürit, baskı kurmaya çalışan bir tavır içerisindeydi.

 

Bu müridin suratında sinsi bir ifade vardı.

 

“Fani uygulayıcı, senin hakkında bir şeyler duymuştum.”

 

Mürit konuşurken neredeyse gözlerinden alev fışkırtacak gibiydi. Gözlerini bilerek bu şekilde yaptığı belli oluyordu, Jiang Chen’i korkutmaya çalışıyordu.

 

“Ucuz numaralar!”

 

Jiang Chen mırıldandı ve bir yıldırım gibi ileri atıldı, görünmez bir akım oluşturarak rakibinin üzerine ilerlerdi.

 

“Hmm?” Rakibin ifadesi değişmişti, geri çekilerek bu hava akımından kurtulmaya çalıştı.

 

“Geri çekilerek kendini küçük düşürme!” Jiang Chen hafifçe gülümseyerek konuşuyordu. Bu geri çekilme hamlesinin güç toparlayarak saldırıya dönüşebileceğinin farkındaydı.

 

Fakat elbette Jiang Chen bundan korkmuyordu. Ama itiraf etmeliydi ki bu rakibin gözleri ile yaptığı korkutucu hamle eğer mental kuvveti zayıf birisine karşı yapılsaydı kesinlikle etkili olurdu.

 

Elbette Jiang Chen’in sahip olduğu mental kuvvet ile, bu korkutma hamlesi sadece ucuz bir numaraydı.

 

Rakibin hamlesi manyetik dağdaki Şeytanın Altın Gözlü Bakışının yanında onda bir gücündeydi, fakat Jiang Chen yine de buna karşılık olarak hava akımını göndermiş ve bu bakıştan kaçınmıştı.

 

Rakip, hamlesinin işe yaramadığını görünce şaşırmıştı, üstelik Jiang Chen’in hamlesinin üzerine biraz utanmıştı da.

 

Fakat utanmasının etkisini yenerek Jiang Chen’e bakarak konuştu: “Çocuk, benim yaptığım hamle sadece bir ısınma hareketiydi. Henüz mücadelenin başındayken kibir yapma! Duyduğuma göre sen gizemli çeyrekteyken oldukça kibirli birisiymişsin, özellikle de benim Mor Güneş Topluluğuma karşı! Duydum ki karşına çıkan her Mor Güneş Topluluğu müridini yok etmeye yemin etmişsin, öyle mi?”

 

Dedikodular buraya kadar ulaşmıştı ve bu dedikodular doğruydu. Jiang Chen, karşısına çıkacak olan her Mor Güneş Topluluğu müridini yok etmek istediğini söylemişti.

 

Jiang Chen bu sözler karşısında etkilenmemişti elbette, bir kaşını havaya kaldırarak konuştu: “Bütün Mor Güneş Topluluğu müritleri senin gibi lafı gereksiz uzatan insanlar mı?”

 

“Beni kışkırtmaya çalışma! Bunun sana bir faydası olmaz. Ben gizemli ruh çeyreğindeki çöp müritlere benzemem, Guo Ren’e benzemem! Benim adımı hatırla! Ben Ouyang Jian! Cheng Zhen ve Cheng Lan benim genç kuzenlerim, aynı bölgeye tabii olan müritleriz biz! Bugün onlara yaptığının on katını sana ödeteceğim!”

 

Jiang Chen kendini zor tutuyordu fakat sonunda kahkaha ile gülmeye başladı: “Öncesinde biraz uyusam mı acaba? Çeneni çalıştırmak yerine vücudunu çalıştırmaya karar verdiğinde beni uyandırırsın!”

 

Ouyang Jian aslında konuşmayı seven birisi değildi, sadece atmosferi hazırlamaya çalışıyordu.

 

Çoğu Mor Güneş Topluluğu müridi gibi kendisi de alev elementine yatkın şekilde doğmuştu. Ateş halkasındaki atmosferden oldukça fazla zevk alıyordu.

 

İçerisinde bulunduğu ortam yatkın olduğu bir yerdi, bundan dolayı lafı uzatarak atmosferin ritmini kendine göre ayarlıyor ve güç toparlamaya çalışıyordu.

 

Fakat Jiang Chen bunu hiç önemsemiyordu.

 

Eğer Jiang Chen bu adamla laf dalaşına girerse işte o zaman adamın tuzağına düşer ve atmosferin ritmi Jiang Chen için dezavantajlı bir hal alırdı.

 

Fakat böyle numaralar Jiang Chen’in üzerinde etkisizdi. Ouyang Jian’ın atmosfer yaratma numarası başkaları üzerinde etkili olabilirdi ama Jiang Chen bundan etkilenmiyordu.

 

Bir yandan da Ouyang Jian’ın ateş elementine yatkın olduğunu biliyordu, bu ateş formasyonlu halka bu adamın gücünü artıracak nitelikteydi.

 

Fakat Ouyang Jian’ın bilmediği şey ise bu alevli halkanın Jiang Chen için sadece parkta yapılan bir yürüyüş kadar rahat olmasıydı.

 

Bu adamın aleve olan yatkınlığı Jiang Chen’in yanında devede kulak kalırdı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr