Bölüm 336: Jiang Chen, Yardım Etmeme İzin Ver

avatar
2157 4

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 336: Jiang Chen, Yardım Etmeme İzin Ver


Bu durum ölümden de kötüydü, resmen işkenceydi! Yang enerjisi gittikçe kabarıyordu.

 

Ataların da söylediği gibi, sadece yang enerjisine sahip olan birisi büyüyemez, sadece yin enerjisine sahip olan kişi ise doğamazdı.

 

Eğer bir kişinin yang ve yang dengesi bozulduysa bu durum sadece tanrıların bir mucize gerçekleştirmesi ile giderilebilirdi.

 

Jiang Chen bu yüzden içinde bulunduğu durumun ölümden daha beter olduğunu düşünüyordu.

 

Dan Fei inatçı şekilde kafasını iki yana salladı: “Sen beni ölümüne dövmediğin sürece ben buradan ayrılmayacağım!”

 

“Çık dışarı! Senin burada olmanın ne faydası var? Sadece benim sinirlerimi daha çok bozuyorsun o kadar!”

 

“Ben…” Dan Fei kendisine bu kadar bağırıldıktan sonra artık duygularını açıklamaktan iyice korkar olmuştu. Zihnine şu anda tamamen kaos hakimdi. Kendisini suçlu hissettiği için yardım etme peşindeydi, fakat nasıl yardım edeceği hakkında hiçbir fikri yoktu.

 

Şu anda Dan Fei’nin aklında tek bir düşünce vardı, eğer ölecekse Jiang Chen’le beraber ölecekti!

 

“Bir dakika! Jiang Chen dedi ki bu ilaç afrodizyak etkili bir ilaç! Vücudundaki yang enerjisinin düzensiz olarak kabarmasına sebep oluyor! Eğer bu enerjiyi bir şekilde dışarı vurmazsa vücudu patlayacak! Eğer şanslı ise yetişimini kaybedecek, eğer şanssız ise direkt olarak ölecek! Yani eğer içindeki enerjiyi dışa vurabilirse kurtulacak mı?”

 

Dan Fei’nin aklına bir şeyler gelmişti, maskenin ardındaki yüzü kızarıyordu.

 

Kendisi kadın-erkek ilişkileri hakkında tecrübeli olmasa da bazı temel şeyler hakkında bilgiye sahipti.

 

Kalbi yerinden fırlayacak gibi atmaya başlamıştı.

 

“Acaba yang enerjisini dışa vurması gerektiğini söylerken… Şey mi demek istedi?” Dan Fei olayı yavaşça anlamaya başlamıştı ama yanlış anlammış olabileceği ihtimalinden de çok korkuyordu. Fakat içinde durumun özetinin gerçekten de bu olduğuna dair bir his vardı.

 

Utangaç şekilde Jiang Chen’e doğru yürüdü ve konuştu: “Sanırım… Ben sanıyorum ki… Sana yardım edebilirim.”

 

Jiang Chen bu sözleri duyunca daha çok sinirlendi: “Acele et ve ben gerçeklik algımı kaybetmeden buradan uzaklaş! Eğer burayı terk etmezsem korkarım ki ben kontrolümü kaybedip seni gerçekten de öldüresiye döveceğim! Sen ne yapacaksın da bana yardımın dokunacak? Sen de bir erkeksin! Yin ve yang dengemin ilaç sayesinde bozulduğunun farkında değil misin?”

 

“Yin ve yang… Sen… Sen acaba bir erkek ve kadın arasındaki dengeden mi bahsediyorsun?” Dan Fei sesini alçaltarak sormuştu.

 

Dan Fei daha önce bu meseleler hakkında ciddi şekilde düşünmemişti, şimdi ise açık şekilde konuşuyordu!

 

Az evvel sorduğu soruyu büyük bir cesaret toparlaması sonunda sorabilmişti.

 

Jiang Chen öfke ile konuştu: “Ondan bahsediyorsam ne olacak? Anında bir kadın bulup buraya getirip, bir de üzerine benimle ilişki yaşamaya ikna mı edeceksin? Bunun tecavüzle ne farkı var? Üstelik böyle sinsi bir plan yapan düşman kesinlikle bu durumu da düşünmüştür, eğer bir kadına bunu teklif edersek daha büyük bir tuzağa düşeriz.”

 

Jiang Chen kendisine uygulanan planın büyüklüğünün farkındaydı. Elbette gizemli ruh çeyreğinde kadın uygulayıcılar da vardı.

 

Büyük ihtimalle kadın uygulayıcıların olduğu noktalarda Jiang Chen’i bekliyorlardı, eğer kadınlara yaklaşmaya kalkışırsa bu durumu hemen bağırıp gözetmenlere haber verecek ve onu diskalifiye ettireceklerdi.

 

Dan Fei Jiang Chen’in doğruları konuştuğunun farkındaydı. Aynı zamanda Jiang Chen’e hayran kalmıştı, bu kadar zor bir durumda olduğu halde bir kadına el uzatmaktan çekiniyordu. Bu durum Jiang Chen’in ne kadar kaliteli bir karaktere sahip olduğunun göstergesiydi: “Ben, Dan Fei, ben masum karakterimi Jiang Chen’e vermekle alakalı bir vicdan azabı yaşamam! Yirmi yıldır saklı tuttuğum masum vücudumu onunla paylaşabilirim!”

 

Dan Fei bunları düşündükten sonra bir sivrisineğin sesi gibi kısık bir sesle mırıldandı: “Bu durumun suçlusu benim, eğer benim yüzümden başka bir kadının masum vücudu zarar görürse kendimi affetmem.”

 

“Ne?” Jiang Chen’in son savunması da yeşim taşı kadar pürüzsün bir kadın organının açığa çıkmasıyla düşmüştü.

 

Dürtülerini savunacak bir dalı kalmamıştı artık.

 

Dan Fei’ye gelince, göbek deliğinin alt tarafındaki sıcaklığı ve dürtüyü hissetmeye başlayınca utangaçlığını saklamak oldukça zor bir hal almıştı.

 

 

Gecenin ne kadar uzun sürdüğünü kimse bilmiyordu.

 

Yaşadığı bu yeni tecrübe Dan Fei’nin bitap düşmesine sebep olmuştu.

 

Ortam sakinleştiğinde Dan Fei yanında uzanan adama baktı. Maskesi hafifçe yamuk duruyordu, maskenin ardından Jiang Chen’in keskin yüz hatlarını seçebiliyordu.

 

Bu manzara Dan Fei’nin rüyalarını defalarca süslemişti. Geceler boyunca bir sağa bir sola dönmesine sebep olmuştu.

 

Dan Fei’nin gözlerinden yaş dökülüyordu, hem ferahlık hem de gurur hissediyordu. Karmaşık duygular kalbini sarmıştı.

 

“Jiang Chen, pişman değilim. Hiçbir zaman da pişman olmayacağım.”

 

Dan Fei Jiang Chen’in kendisini nereye getirdiğini bilemiyordu, etrafına bakınıyordu fakat gördüğü tek şey karanlıktı. Görünüşe göre yeraltında bir yerlerdeydi.

 

Dan Fei yavaşça toparlanıp uzaklaşmak istedi, adımlarını atarken ağrı ve acı hissediyordu.

 

Kıyafetlerini tekrar üzerine alarak Xiao Fei kimliğine girdi.

 

“Jiang Chen, umarım bu gece yaşadıklarımız sana ileride herhangi bir psikolojik baskı oluşturmaz.” Dan Fei biliyordu ki Jiang Chen ilacın etkisi ile arzularının kölesi olmuştu ve gece boyunca Xiao Fei’nin aslında kim olduğunu anlamamıştı.

 

Mademki Jiang Chen anlamamıştı, Dan Fei de bu durumu açıklayarak durumu daha fazla garipleştirmek istemiyordu. Elbette hayatının geri kalanını Jiang Chen’le geçirmek istiyordu fakat Jiang Chen’in ilacın etkisinde olduğu durumu fırsat bilip bu şekilde davranmak, onu kendisine bağlamaya çalışmak uygun olmazdı.

 

Jiang Chen’in kendisi hakkında ‘sırf beni elde etmek için vücudunu kullandı’ gibi bir düşünceye kapılmasını istemiyordu.

 

Dan Fei gururlu bir kadındı, vücudunu kullanarak bir erkeği kendine bağlamak yakışmazdı.

 

“Dün gece yaptıklarım sana olan borcumdan dolayıydı, eğer ben olmasam zaten s-zehirlenmeyecektin.” Kadınların genel davranışı bu şekildeydi, bir erkeğe vücutlarını sunduktan sonra onun rahat etmesi için ellerinden geleni yaparlardı.

 

Dan Fei bağdaş kurarak kendisini sakinleştirdi. Fakat kafasını ne zaman Jiang Chen’e döndürüp baksa, içinde bir mutluluk oluşuyordu.

 

Eğer mümkün olsaydı zamanı durdurup sonsuza kadar bu manzarayı izlerdi.

 

“Oh!?” Jiang Chen gözlerini açmıştı, hızlı şekilde zihnini temizledi.

 

“Kardeş Xiao Fei, sen neden buradasın?” Jiang Chen karşısında bağdaş kurmuş olan Xiao Fei’ye bakarken aklından gün geceye dair yaşananlar geçmeye başladı, yavaş yavaş hatırlıyordu.

 

“Kardeş Kaya, sen iyi misin?” Dan Fei duygularını saklayarak sormuştu.

 

“Ben… Ben bir şey mi yaptım? Kardeş Xiao Fei… Sen…?” Jiang Chen’in dün geceye dair anıları belirginleşiyordu.

 

Jiang Chen dün gece gülünç şeyler yaptığını anımsamaya başlamıştı. Karşısındaki kişinin güzel bir kız olduğunu, onunla gece boyunca defalarca ilişkiye girdiğini hatırladı.

 

Ama, bunlar bir rüya mıydı?

 

Jiang Chen bunların bir rüya olamayacak kadar gerçekçi olduğunu hatırlıyordu, sorgulayan gözlerle Xiao Fei’ye baktı.

 

Dan Fei gülümseyerek sordu: “Kardeş Kaya, sen beni nereye getirdin? Saatimiz neredeyse geldi, harekete geçmezsek geç kalacağız.”

 

Jiang Chen’in zihni tamamen karmaşıktı. Xiao Fei’nin sözlerinden bir şeylerin ters olduğunu anlayabiliyordu ama ne olduğunu çözememişti.

 

Dün geceki olayların rüya olmadığından da kesin emindi.

 

“Demek ki, Kardeş Xiao Fei bir kızmış!” Bu düşünce Jiang Chen’in aklına geldiği anda bazı şeyler aydınlandı. Neden sadece kendisinin zehirlendiğini, Xiao Fei’nin neden zehirden etkilenmediğini anlamıştı.

 

Bunun sadece bir sebebi vardı, Xiao Fei bir kızdı!

 

Jiang Chen şu anda kendini suçlu hissediyordu, bir kızın masumiyetine el sürmüştü.

 

“Kardeş Kaya, hadi gidelim.” Dan Fei Jiang Chen’in aklında bir sürü soru olduğunun farkındaydı.

 

Fakat Jiang Chen’in psikolojik bir baskı altında kalmasını istemiyordu, bu yüzden bu meseleyi derinlere gömüp bir daha gün yüzüne çıkarmak istemiyordu.

 

“Kardeş Xiao Fei, dün gece…”

 

Dan Fei ellerini iki yana ayırarak konuştu: “Hayatta kazaların yaşanması kaçınılmazdır. Dün geceki yaşananlar benim sana borcumdu. Eğer suçlu hissediyorsan öfkeni topluluk müritlerinden çıkarmalısın. Eğer sana bu tuzağı kuran topluluk müritlerinin cezasını verirsen işte o zaman ödeşiriz.”

 

Jiang Chen’in düşünceleri düzensizdi. Xiao Fei dün gece yaşananları inkar etmiyordu, demekki kendisi gerçekten de bir kızdı. Ayrıca ses tonundan anlaşıldığı üzere bu konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyordu.

 

“Kardeş Kaya, halkada savaşırken oldukça atılgan görünüyordun, şimdi neden bu kadar durgunsun? Fazla vaktimiz kalmadı, hadi acele edelim ve çıkalım buradan. Eğer bu şekilde kararsız ve durgun kalmaya devam edersen senin hakkındaki düşüncelerim zayıflayacak.”

 

Jiang Chen içinde bulunduğu durumu değiştiremeyeceğinin farkındaydı, kafasını sallayarak onayladı. Nilüferi aktif ederek yeryüzüne çıktılar.

 

Dün gece olaylar başlarken içgüdüsel olarak bu işi odada yapamayacaklarını düşünmüştü, bu yüzden nilüferi aktif etmişti ve yeraltına girerek olayları başlatmıştı.

 

Dan Fei ancak bu manzarayı görünce devasa bir nilüferin yaprakları arasında olduklarını fark etti.

 

Bu durum Dan Fei’nin kalbini bir kez daha titretti. Jiang Chen’i her geçen gün daha az anlayabiliyor olduğunu fark etmişti.

 

Bu nilüfer Jiang Chen’in istediği gibi mi hareket ediyordu? Dan Fei anında Jiang Chen’in Alevli Kuzgunların saldırısından nasıl kurtulduğunu anladı.

 

Bu ilginç nilüferle Jiang Chen yeraltında bir tünel açmış olmalıydı, ne olmuş yani yüz li mesafelik bir yangın çıktıysa?

 

İkili yeryüzüne çıkınca zamanı kontrol etti, arenaya gitmeleri için yaklaşık on beş dakikaları vardı.

 

Dan Fei vücudunu Jiang Chen’e verdikten sonra şahsi kazanç ve kayıplar meselesini çok fazla düşünmüyordu.

 

Bu günden sonra Xiao Fei olarak devam etmesi gerektiğine, Jiang Chen’in psikolojisini etkilememesi gerektiğine karar vermişti.

 

Kadınların karakteri böyle nazikti işte.

 

Dan Fei’nin aklındaki tek şey Jiang Chen’in aklını bulandırmamaktı.

 

Bu yüzden Jiang Chen’e psikolojik problem yaşatabilecek her şeyden kaçınacaktı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44241 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr