Bölüm 335: Güçlü Bir Afrodizyağın Etkisi

avatar
2073 3

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 335: Güçlü Bir Afrodizyağın Etkisi


“Bu da ne? Bir şeyler ters gidiyor!”

 

Jiang Chen’in önsezileri Medyumun Zihni yeteneği sayesinde çok gelişmişti. Aslında odaya ilk girdiğinde bir şeylerin ters gittiğini anlamamıştı fakat çıkarken fark etmişti bunu.

 

“Ne oldu?” Dan Fei merakla sordu.

 

Jiang Chen’in ses tonu soğumuştu: “Sen bu alanda havada uçuşan bir toz olduğunun farkında değil misin?”

 

Dan Fei bir süre dikkatli şekilde gözlemledi: “Hayır, göremiyorum.”

 

“Nefesini tut.” Jiang Chen’in bakışları keskinleşti, dikkatini toparlayıp bunun ne olduğunu çözecekti.

 

Dan Fei’nin bileğinden tutup onu odanın dışına sürükledi.

 

Dan Fei Jiang Chen’in bu ani hareketine şaşırmıştı, fakat Jiang Chen’i iyi tanıyordu, eğer o bir şeylerin ters gittiğini söylüyorsa kesinlikle doğruydu.

 

“Kardeş Kaya, neler oluyor?”

 

“O kadar önlem aldım ama böylesine basit bir şeyi nasıl da göremedim?”

 

Jiang Chen buraya geldiğinden beri çok dikkatli davranıyordu. Etrafındakileri gözlemledikten sonra hareket ediyordu.

 

Birilerinin kendisine bir numara yapacağını, tuzak kuracağını düşünerek önlemler alarak ilerliyordu.

 

Kendi odasında tedbir almıştı fakat ne yazık ki Xiao Fei’nin odası ile çok ilgilenmemişti.

 

Dışarı çıkarak derince nefes alıp verdi fakat damarlarındaki kanın düzensiz şekilde hareket ettiğini fark edebiliyordu.

 

Sanki vücudunda bir alev topu yanmaya başlamış gibiydi. Sanki bir sürü küçük böcek vücudunun içinde dolaşıyordu.

 

“Zehirlendim!” Jiang Chen’in aklına ilk gelen düşünce zehirlenmiş olduğuydu, fakat daha dikkatli odaklandıktan sonra bunun zehir olmadığını fark etti.

 

Fakat, eğer ki zehirlenmediyse bu garip his nereden geliyordu?

 

“Bu çok kötü!” Jiang Chen vücudunun belli noktalarında gariplikler hissediyordu. Odasına doğru ilerlerken vücudu salınarak hareket etmeye başlamıştı.

 

Bağdaş kurarak oturdu ve Boulder’in Kalbi yeteneğini aktif etti, vücudundaki ani dürtülerin neyden kaynaklandığını çözmeye çalışıyordu.

 

Fakat Boulder’in Kalbi sadece aklından geçenleri sakinleştirmeye yarıyordu, vücudundaki dürtüleri sakinleştiremiyordu.

 

Jiang Chen bir süre sonra düşündükten sonra anlamıştı, kendisi her ne kadar kadın-erkek ilişkilerinde saf birisi olsa da, şu anda bir tür afrodizyak etkisinde olduğunu fark etmişti.

 

Vücudundaki kanın müthiş bir hızla dolaştığını hissedebiliyordu, vücudu artık şişmeye başlamış, bir balon gibi hareket etmeye başlamıştı.

 

“Bu nasıl bir zehir ki bu kadar etkili olabiliyor?” Jiang Chen şaşkındı. Kendisi daha önce kişinin iç dürtülerini hareketlendirebilecek ilaçlar hakkında bilgilere sahip olmuştu, fakat bu kadar etkili bir zehirle ilk defa karşılaşıyordu.

 

Vücudu patlamak üzereydi, göbek deliğinin altında bir alev topu hissetmeye başlamıştı.

 

“Beni böylesine garip bir tuzağa çekerek böylesine vahşi bir zehir kullanan kim olabilir?” Jiang Chen streslenmişti. Kendisi ilaç konusunda uzmandı, fakat afrodizyak etkili ilaçlar hakkında elbette araştırma yapmamıştı.

 

Fakat şu anda bu durumun kurbanı haline gelmişti.

 

Bu esnada kapı açıldı, gelen kişi Xiao Fei’ydi.

 

Jiang Chen’in gözlerindeki kanlanmayı ve açgözlü bakışlarını görünce şaşırarak sordu: “Kardeş Kaya, senin neyin var böyle?”

 

Jiang Chen bu kişinin odasına girmesine çok sinirlenmiş görünüyordu: “Sen kimsin?”

 

“Ben…” Dan Fei şaşkındı. Jiang Chen’in kendisine neden böyle bir şey sorduğunu anlamamıştı.

 

Jiang Chen’in gözlerinden neredeyse alev fışkıracaktı: “Ben ne kadar safmışım! Sana güvenmiştim! Sen ise topluluk müritleri ile işbirliği yaparak bana tuzak kurdun!”

 

Dan Fei’nin zihni bu sözlerle çalkalanmıştı. İşbirliği yapmak mı? Tuzak kurmak mı?

 

“Ben, Dan Fei, ölsem bile senin arkandan iş çevirmem.”

 

Dan Fei içinden bunları düşünü, daha sonra sesli şekilde konuştu: “Kardeş Kaya, ben… Ben göklere yemin ederim ki senin arkandan iş çevirmedim, kimseyle işbirliği yapıp sana tuzak kurmadım! Neler oluyor böyle? Gözlerin kıpkırmızı olmuş!”

 

Jiang Chen’in yerde bağdaş kurmuş şekilde oturuyor olması iyi bir şeydi, aksi halde Jiang Chen’in özel bölgesinin korkutucu görünüşü Dan Fei’yi korkutabilirdi.

 

“Sen bana tuzak kurmadın mı? O halde nasıl oluyor da ben zehirlendim ve sende hiçbir zehirlenme belirtisi yok? Bu zehir senin odandan yayılıyordu. Sen şimdi çıkmış bunun seninle ilgisi olmadığını söylüyorsun!” Jiang Chen aurasını ortaya çıkarmıştı. Eğer karşısındaki kişi zarar vermeye çalışan bir hareket yaparsa ya da ses tonunda şüpheli bir titreme olursa Jiang Chen direkt olarak öldürecekti onu.

 

“Zehir benim odamdan mı yayıldı? Tamam, ben zehirlenmiş görünmüyorum ama, ben… Ben gerçekten de sana tuzak falan kurmadım. Ben şu anda buradayım. Eğer ben sana tuzak kurmuş olsaydım neden buraya geleyim? Beni bir vuruşla öldürebilirsin!” Dan Fei neredeyse ağlayacak gibiydi, Jiang Chen’i daha önce böyle bir halde görmemişti.

 

Dan Fei gibi sakin bir karaktere sahip birisi bile korku ile dolmuştu. O kadar şaşkındı ki sesi titremeye başlamıştı.

 

“İmkânsız! Benim savunma kabiliyetlerim seninkinden çok daha üstün, benim zehirlenip senin zehirlenmemiş olman imkânsız!”

 

Dan Fei de bu durumun garip olduğunun farkındaydı. Jiang Chen’in boş konuşmadığını, iyi bir çıkarım yaptığını fark etmişti. Zehir gerçekten de kendi odasından yayılmıştı fakat kendisi gerçekten de zehirlenmemişti.

 

“Kardeş Kaya, sen ne tür bir zehrin etkisinde kaldın? Bu zehrin panzehri yok mu? Gidip gözetmenleri uyarmalı mıyım?”

 

Jiang Chen karşısındaki kişinin hareketlerini gözlemledi, panik ve korku içerisindeydi, bu hareketler rol olamayacak kadar gerçekçiydi. Bu Xiao Fei isimli kişinin gerçekten de bu zehirle bir alakasının olmadığını düşünmeye başlamıştı.

 

Jiang Chen başkalarının hareketlerini gözlemlemekte uzman birisiydi, bu kişinin hareketlerinin rol olmadığını fark etmişti. Eğer Xiao Fei topluluk müritleri ile işbirliği yapmış olsaydı buraya kadar gelip Jiang Chen’in yanında durmaz, uzaktan neler olup bittiğini gözlemlemeye çalışır ve Jiang Chen’den kaçınırdı.

 

Fakat, neden Xiao Fei zehirlenmemişti?

 

Acaba doğuştan bu zehre bağışıklığı mı vardı?

 

Zehir meselesine gelince, aslında Jiang Chen’in vücudu zehirlere oldukça dirençliydi, fakat bu kullanılan şey tam olarak zehir değil aslında afrodizyak etkili bir ilaç olmalıydı, teknik olarak zehir sayılmazdı.

 

Düşmanları direkt olarak Jiang Chen’e değil de Xiao Fei’ye hamle yaparak akıllılık etmişlerdi.

 

Bu durum neyi gösteriyordu? Elbette düşmanların açık şekilde Jiang Chen’e saldırmaktan korktuklarını gösteriyordu. Ancak Xiao Fei’ye saldırarak Jiang Chen’e ulaşabilirlerdi.

 

Söylemek gerekirdi ki bu plan gerçekten de iyi tasarlanmış, kaliteli bir plandı.

 

Dan Fei aklındaki bütün düşüncelerden sıyrıldı, bu işi bir an önce çözmeleri gerektiğinin farkındaydı: “Kardeş Kaya, bu zehrin mutlaka bir panzehri olmalı, bana ne yapmam gerektiğini söyle ve ben gidip panzehri bulayım.”

 

Jiang Chen aniden elini kaldırdı ve Xiao Fei’yi durdurdu: “Yakına gelme!”

 

Dan Fei bir anda durdu, Jiang Chen’in kıpkırmızı olmuş gözlerine bakarken gerçekten müthiş bir rahatsızlık içerisinde olduğunu görebilmişti.

 

Dan Fei olduğu yerde duruyordu, sanki sayısız bıçak kalbini kesmeye çalışıyor gibiydi. Şu an elinden gelse Jiang Chen’in yerine geçer ve onun çektiği acıyı çekmeye gönüllü olurdu.

 

Fakat Dan Fei’nin de anlam veremediği şey neden kendisinin bu zehirden etkilenmediğiydi.

 

“Zehir… Hehe! Eğer zehir olsaydı bu kadar sıkıntı çekmezdim! Fakat bu aslında bir zehir değil, afrodizyak etkili bir ilaç! Bu ilaç vücudumdaki bütün yang enerjisini açığa vuruyor ve vücudumda dolaşmasına sebep oluyor. Eğer bu yang enerjisini bir şekilde dışarı atamazsam vücudum patlayacak! Eğer şanslıysam sadece yetişimim kaybolur ve yaşamıma devam ederim, eğer şansım yoksa direkt ölürüm! Eğer bu ilacın hangi malzemelerden yapıldığını bilmezsem bunun kesinlikle panzehrini üretemem!”

 

“Ne?” Dan Fei şaşkındı, bu tür bir zehirle karşı karşıya olduğunu bilmiyordu.

 

Anında neden kendisinin etkilenmediğini anladı, bu afrodizyak etkisi elbette sadece erkekler üzerinde işe yarıyordu.

 

Kendisi bir kadındı, nasıl etkilenebilirdi ki?

 

Dan Fei neredeyse aklını kaybedecek büyüklükte bir şaşkınlık içerisindeydi. Kendini suçlamaya başlamıştı: “Bu benim suçum! Benim suçum! Eğer camı açmamış olsaydım… O tuzak kuran adam tozu içeri atamazdı! Eğer bağırmasaydım Jiang Chen gelip yardım etmek isterken bir anda zehirlenmezdi.”

 

Bu gerçekten de başarılı bir tuzaktı.

 

Zehrin yayıldığı nokta gerçekten de kendisiydi.

 

“Düşmanlar benim üzerimden hamle yaptılar, çünkü Jiang Chen’e direkt olarak ulaşamayacaklarını biliyorlardı! Ben işe yarama birisiyim! Benim suçum bütün bunlar!”

 

Dan Fei’nin kalbi düzensiz çarpmaya başlamıştı, suçluluk duygusunun verdiği kederle kan dolaşımı hızlanmıştı.

 

“Kardeş Kaya, bu benim suçum. Beni öldürmelisin! Bu benim suçum! Ben işe yaramaz ve dikkatsiz davranmasaydım bunlar olmazdı! Eğer sinirini çıkarmak istiyorsan beni öldürmelisin!”

 

Jiang Chen homurdandı, bu durumun Xiao Fei ile ilgili olmadığının farkındaydı artık.

 

Asıl suçlanması gereken kişiler alçakça planlar yapan düşmanlardı!

 

Fakat aklındaki sorunun hala cevabını bulamamıştı, neden Xiao Fei etkilenmemişti?

 

Jiang Chen’in vücudundaki kan damarları artık köpürmeye başlamıştı. Her ne kadar sakin kalmaya çalışsa da elinden bir şey gelmiyor, etkiyi durdurmakta başarısız kalıyordu.

 

Vücudundaki dürtüler sanki kadim bir canavarın kafesinden çıkmaya çalışması gibiydi. Kendisini akan bir dere gibi salmak istiyordu, içindeki enerjiyi dışarı vurması lazımdı. Bunu başarabilmesinin tek yolu bir kadın ile erkeğin arasındaki ilişkiyi yaşamasıydı.

 

Jiang Chen’in zihni karmakarışık bir hal almıştı, kalp Dao’su bile artık kontrolü yitirmek üzereydi.

 

Vücudunu ele geçiren dürtüler her şeyden üstün bir güce sahip olmaya başlamıştı.

 

Gizemli ruh çeyreğinde elbette kadın uygulayıcılar da vardır, fakat bu saldırıyı düşünenler kesinlikle başka planlar da yapmışlardır. Eğer bir tecavüzcü gibi gidip bu kadınlardan benimle ilişkiye girmelerini istersem kesinlikle daha derin bir tuzağa düşerim. Ayrıca benim gibi ahlaklı birisi nasıl olur da hiç tanımadığı birisi ile böyle bir ilişki içerisine girebilir? Böyle bir ilişkiye gireceğime ölürüm daha iyi!”

 

Jiang Chen’in içten düşünceleri bu noktaya gelmişti.

 

“Sen… Dışarı çık!” Jiang Chen konuşurken gözlerinden alev fışkırıyordu. Bu meselenin Xiao Fei ile ilgisi olmadığına ikna olmuştu fakat yine de bu kişinin kendisini bu durumda görmesini istemiyordu.

 

Dan Fei kararlı şekilde kafasını iki yana salladı: “Hayır, ben gitmek istemiyorum. Bu benim suçum, eğer sen öleceksen ben de öleceğim!”

 

“Ölmek mi? Meselenin ölüm olduğunu mu sanıyorsun? Asıl mesele böylesine zavallı şekilde ölmek! Beni rahatsız eden asıl durum böylesine acınası bir durumda ölmek!”

 

Jiang Chen yavaş yavaş vücudunun kontrolünü kaybediyordu, istemsizce bağırmaya başlamıştı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44307 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr