Bölüm 326: [Başlık Bölüm Sonunda Veriliyor]

avatar
2418 2

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 326: [Başlık Bölüm Sonunda Veriliyor]


Jiang Chen olduğu yerde sabit duruyordu, fakat dış dünyaya da dikkat kesilmişti aynı zamanda.

 

Medyumun Zihni yeteneği aktifti ve etraftan kendisine düşmanca bakışlar geldiğinin farkındaydı.

 

Bu bakışların kaynağının Cheng kuzenler ve onların yandaşları olduğunu anlaması için onlara bakmasına bile gerek yoktu.

 

Bu esnada Jiang Chen, Usta Fang’ın tanıdık bir ismi anons ettiğini duydu, Han Xianke!

 

Han Xianke Kıymetli Ağaç Topluluğunun müritlerinden biriydi, Ye Chonglou’nun doğum günü etkinliğinde Beş Kanatlı Küçük Ejder meselesi ile ilgili Jiang Chen’le ufak bir rekabete girmişti. Fakat bu rekabetten bir arkadaşlık doğmuştu ve Han Xianke Jiang Chen’e sadık birisi haline gelmişti, hatta bunun yanında Jiang Chen’in takipçisi olmak bile istemişti.

 

Gök Ağacı Krallığının başkentinde tekrar karşılaştıklarında Han Xianke Tang Long’un kardeşinin meselesinde yardımcı olmuştu, ilaçları ile hastalığın tedavisine katkı sağlamıştı.

 

Her ne kadar Han Xianke topluluk müritlerinin genel sinirli yapısına sahip olsa da, kendisi verdiği sözlerden dönmeyen birisiydi.

 

Doğum günü etkinliğinde eğer Jiang Chen başarılı olursa onun hizmetçisi olacağını söylemişti.

 

Jiang Chen’in bakış açısına göre Han Xianke’nin karakteri odlukça düzgündü.

 

Fakat Han Xianke topluluğuna döndükten sonra Jiang Chen Kıymetli Ağaç Topluluğu ile düşman haline gelmiş ve onunla tekrar görüşme fırsatını yakalayamamıştı.

 

Şimdi ise gizemli ruh çeyreğinde tekrar karşılaşmışlardı!

 

Jiang Chen bu ismi tanıdığından dolayı normalden daha fazla önem gösterdi, dikkatini bu mücadeleye çevirdi.

 

Garip olan şey ise Xiao Fei’nin de bu ismi duyduğunda Jiang Chen’in gözlerine bakması ve onun da dikkatini bir şeylerin çektiğini gözlemlemiş olmasıydı. Bunu gören Xiao Fei’nin kalbi hareketlenmişti.

 

“Daha önce… Daha önceleri mücadelelere çok dikkatli şekilde bakmıyordu, fakat Han Xianke ortaya çıktığında gözleri parladı. Demekki Han Xianke’yi tanıyor. Eğer yanılmıyorsam, Kaya Kalpli Adam kesinlikle Jiang Chen’dir!” Xiao Fei bunları düşününce kalbinde heyecan duyguları oluştu.

 

Fakat sıradan katılımcılar maske takıyordu ve maskelerin ardında kimler olduğu belli değildi.

 

“Onun Jiang Chen olduğunu biliyorum, fakat o benim kim olduğumu bilmiyor. Oh, sanırım Han Xianke’yi tanıdığında onun kim olduğunu anladığımı da bilmiyor.” Xiao Fei’nin aklında karmaşık düşünceler vardı.

 

Xiao Fei isimli kişi, bu maskenin ardında aslında Dan Fei vardı!

 

Dan Fei seçmelere katıldığını Yaşlı Eğitmene bile söylememişti. Zaten kendisi bile neden burada olduğunu bilmiyordu.

 

Burada olmasının sebebi elbette topluluklara girme arzusu değildi, fakat kalbinin derinliklerinde hiç vaz geçemediği bir şey vardı. Bu şey kalbine ağır şekilde basmış ve kalbini fethetmişti.

 

Aslında içten içe burada olma sebebinin Jiang Chen olduğunu kendisi de biliyordu.

 

Fakat bu gerçekle yüzleşmekten de korkuyordu aynı zamanda.

 

Bu zamana kadar hep kendisine çok rekabetçi birisi olduğu için seçmelere katılmış olduğunu söyleyip durmuştu, topluluk müritleri ile rekabet etmek istediğini söylemişti.

 

Fakat yine de gerçek sebebin gayet farkındaydı, elbette gerçek sebep Jiang Chen’in yükselişine tanıklık etmek istemesiydi.

 

Jiang Chen bu zamana kadar Dan Fei’yi hayal kırıklığına uğratmamıştı. Yol boyunca önüne çıkan engelleri teker teker aşmış ve birinci kademe seçmeleri ilk sırada tamamlamıştı.

 

Diğer kişiler şampiyonun aslında kim olduğunu bilmiyor olabilirdi, fakat Dan Fei Jiang Chen’le çok vakit geçirmiş birisi olarak bu kişinin Jiang Chen olduğu çıkarımını yapabilecek seviyedeydi.

 

Birçok detaydan yola çıkarak bu çıkarımı yapabilirdi.

 

En önemli detaylardan birisi, Dan Fei’nin Jiang Chen’e olan güveniydi. Her daim Jiang Chen’in yükseleceğini tahmin etmişti.

 

Bundan dolayı Kaya Kalpli Adam’ın Jiang Chen olduğuna herkesten çok inanmıştı.

 

Bu tahminlerinden yüzde doksan dokuz oranında emindi ve son yüzde birlik belirsizlik de Han Xianke’nin ortaya çıkışıyla ortadan kalkmıştı.

 

Bunu anlayabilmiş olmasının sebebi Jiang Chen ve Han Xianke’nin rekabetine doğum günü etkinliğinde birebir şahitlik etmiş olmasıydı.

 

Sonuçta şu anki halkalara birçok topluluk müridi seçilerek giriş yapmıştı ve önceki seçmelerin birincisi olan bu kişi hiçbirine bu kadar çok dikkat kesilmemişti.

 

Sadece Han Xianke halkaya çağırıldığında tepki göstermişti.

 

Bu durum her şeyi açıklığa kavuşturmak için yeterliydi.

 

Yaşlı Eğitmenin bizzat müridi olarak, Dan Fei yetişiminin ne büyüklükte olduğunu hiçbir zaman açık etmemişti. Eğitmen sayesinde son iki yılda eğitim seviyesi çok yükselmişti, potansiyeli çok yükselmişti.

 

Eğitim seviyesi açısından gizemli ruh çeyreğindeki ilk on kişi arasına rahatlıkla girerdi.

 

Fakat kendisi kimliğini açık etmek istememişti. Öncelikle şahit olmak istediği şey Jiang Chen’in yükselişiydi.

 

Bu esnada Jiang Chen’in dikkati tamamen Han Xianke’nin savaşına odaklanmıştı. Yanında duran kişinin Dan Fei olduğuna dair hiçbir fikri yoktu.

 

“Han Xianke’nin savaş kabiliyetleri hiç fena değil. Görünüşe göre bu savaşı kazanacak.”

 

Elbette, çok zaman geçmeden Han Xianke rakibini yenmişti, tam da Jiang Chen’in tahmin ettiği gibi, zafer kazanmıştı.

 

Eğer meydan okuyan kişi kazanırsa, mücadeleye devam etme hakkı vardı.

 

Han Xianke hevesliydi, kısa bir süre düşündükten sonra devam etmeye karar verdi.

 

Bu esnada Han Xianke’nin diğer rakibi halkaya gelmişti, Jiang Chen bu rakibi gördüğünde hafifçe gülümsedi. Rakibin birinci kademe zorluktan birisi olduğu görülüyordu, üzerindeki kıyafetlerden ise aynı Cheng kuzenler gibi Mor Güneş Topluluğundan olduğu anlaşılıyordu.

 

“Sanırım Han Xianke bu sefer zorlu birisiyle karşılaştı.” Jiang Chen iç çekerek mırıldandı.

 

Söylemek gerekirdi ki Jiang Chen’in gözlem yeteneği gelişmişti. Han Xianke’nin yeni rakibi hakkındaki tahminleri doğru çıktı, on beş dakika gibi kısa bir sürede Han Xianke yenilmişti.

 

Bu durumda Han Xianke’nin bugünkü mücadele hakkı bitmişti. Bir günde iki mücadele tamamlayarak bir galibiyet bir de mağlubiyet almıştı, bu fena değildi.

 

Fakat ilk sıralara yerleşmeye çalışan birisi için bu skor elbette yeterli olmazdı, bu skor ortalama bir skordu.

 

Jiang Chen daha önce gördüklerine dayanarak Mor Güneş Topluluğunun dört topluluk arasında en baskın olanı olduğunu fark etmişti. Kıymetli Ağaç Topluluğunun müritleri ile karşılaştıklarında savaş daha da şiddetli şekilde gerçekleşiyordu.

 

Diğer iki topluluk ise Mor Güneş Topluluğu ile norma ilişkiler içinde gibiydi.

 

Elbette Mor Güneş Topluluğunun müritlerinin savaş kabiliyetleri biraz daha yüksek olduğundan, onların kazanma oranları da daha yüksekti.

 

“Görünüşe göre Mor Güneş Topluluğu gerçekten de askeri Dao konusunda daha avantajlı olan taraf. Dört topluluğun da kendilerine has uzmanlık alanları var, fakat bu seçmeler savaş kabiliyetleri ile seçim yapıyor. Bundan dolayı Mor Güneş Topluluğunun müritlerinin daha yüksek skorlara ulaşması normaldir.”

 

Jiang Chen’in aklındakiler bunlar olsa da, kesinlikle Mor Güneş Topluluğu ile ilgili olumlu düşünmüyordu.

 

Mesele Dao mirası ve temeller olduğunda, Mor Güneş Topluluğu Jiang Chen’in mirasının onda birine bile eşdeğer olamazdı. Konu askeri Dao’ya gelince, Jiang Chen’in muhtaç olacağı birisi yoktu.

 

Jiang Chen bunları düşünürken isminin anons edildiğini duydu.

 

Bir başka halkada rekabet sonuçlanmıştı ve yer açılmıştı. Bu sefer anons edilen kişi birinci kademe seçmelerin birincisi olan kişiydi.

 

“Kardeş Kaya, senin sıran geldi.” Dan Fei biraz yüksek sesle konuşmuştu. Kalbindeki duyguları kontrol etmekte zorlanıyordu. Bu olayların başından beri istediği şey Jiang Chen’in yükselip seçmelerde parlamasıydı.

 

Şimdi ise, istediği şey yaklaşmıştı.

 

Jiang Chen gülümsedi ve kafasını salladı, halkaya doğru yürüdü.

 

Gözetmenlerden birisi Jiang Chen’i halkaya kadar götürdü.

 

“Kurallara göre meydan okuduğunda rakibin rastgele şekilde seçilecek.”

 

Jiang Chen kafasını salladı, rakibinin kim olduğunu ya da hangi seviyede olduğunu umursamıyordu. Sonuçta üç aylık döngüde bütün rakiplerle birer kez karşılaşmış olacaktı.

 

Değişen şey rakiplerin kim olduğu değil, hangi sırayla Jiang Chen’in karşısına çıkacaklarıydı.

 

Jiang Chen’in ilk rakibi Akan Rüzgar Topluluğundan üçüncü kademe zorluktaki bir kişiydi.

 

Seçilen bu kişi pek mutlu değildi. Sonuçta kendisine meydan okunan kişi kazansa bile pek etkili olmuyordu, önemli olan şey meydan okuyan kişinin kazanmasıydı.

 

Fakat bu kişi Jiang Chen’in sıradan katılımcıların giydiği üniformayı giydiğini görünce yüzünde gülümseme oluştu.

 

“Görünüşe göre ben şanslı birisiymişim, rakip olarak seçildiğim kişi sıradan bir katılımcı! Haha! Ben bu mücadeleyi kazandığımda skora işlenmeyecek olsa da, sonuçta skorları aynı olan kişilerin sıralaması kimin daha çok meydan okumaya maruz kaldığına göre yapılacak. En azından meydan okumaya maruz kaldığım sayı artacak! Belki de bu benim ileri sıralara yükselmeme sebep olur. Umarım bu sıradan katılımcılar her gün beni seçerler!”

 

Topluluk müritlerinin sıradan katılımcılara karşı büyük bir ön yargıya sahip oldukları açık şekilde görülebiliyordu.

 

Hepsinin gözünde sıradan katılımcıların bir vuruşluk canları vardı.

 

Jiang Chen’in rakibi de bu şekilde düşünüyordu.

 

“Hey sıradan katılımcı, senin bu arenada olman insanların gözüne hakaret etmektir. Bence içinde bulunduğun durumun farkına varıp bir an önce pes etmelisin.” Akan Rüzgar Topluluğunun müridi kibirli şekilde konuşuyordu.

 

Jiang Chen bu sözler üzerine ellerini göğsünde birleştirdi ve halkanın kenarında dikildi.

 

Halkaya geldiğinden bu yana rakibinin kim olduğunu zaten umursamıyordu, aklındaki tek düşünce rakibini yerle bir etmekti.

 

“Hadi hamleni yap!” Mürit Jiang Chen’i küçümsüyordu, göğsünü ileri çıkartarak meydan okuyan bir tavırla konuşmuştu.

 

Jiang Chen kafasını salladı ve konuşarak vakit kaybetmedi, bacaklarını harekete geçirdi ve vücudunu şimşek hızında ileri attı. Bir el mührü oluşturdu ve onu alevli şekle büründürdü, bir kaplan gibi vahşi şekilde, müride doğru savurdu.

 

“Heh! Basit numaralar!” Mürit bu hamleyi gördüğünde güldü, bu en temel hamlelerden birisiydi, Yaşam ve Ölümün Gizli Mührü.

 

“Haha! Bu hamle Yaşam ve Ölümün Gizli Mührü hamlesi! Bu sıradan katılımcı acınası birisi, düzgün bir tekniğe bile sahip değil. Hatırladığıma göre bu teknik toplulukların sınavları için bilinmesi gereken en temel tekniklerden birisi.” Halkanın etrafında mücadeleyi izleyenler de Jiang Chen’in hamlesini küçümsemişlerdi.

 

“Fani dünya gerçekten de fakir bir yer. Düzgün bir tekniğe sahip olmamaları gayet normal. Vah vah! Oysaki ben sıradan katılımcıların buraya kadar geldiklerine göre en azından düzgün bir seviyede olduklarını düşünmüştüm. Fakat hayal kırıklığına mahkum gibiyim.”

 

“O halde bu senin hatan, bu sıradan katılımcılara dair bir beklenti içinde olmamalısın. Eğer bu kişiler gerçekten dâhi kişiler olsalardı, neden fani dünyaya tıkılıp kalsınlar ki?”

 

“Evet, doğru dedin, gerçek bir dâhi fani dünyada doğmuş olsa bile oraya sığmazdı. Mesela bizim büyük kız kardeşimiz Long Juxue, kendisi fani dünyada doğdu fakat potansiyeli o kadar yüksekti ki göklere yükselecek!”

 

Bölüm 326: Xiao Fei-Dan Fei, Jiang Chen Mücadeleye Başlıyor!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44253 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr