Bölüm 323: Zırh Gücünün Artışı, Vücut Sertleştirme Sanatı

avatar
2569 2

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 323: Zırh Gücünün Artışı, Vücut Sertleştirme Sanatı


Jiang Chen bu durumdan korkmuyordu, aksine, heyecanlı hissediyordu. Daha önce de topluluk müritleri hakkında kafa yormuş ve onların kendisine sorun oluşturamayacağına karar vermişti.

 

Görünüşe göre bazı noktalarda yanlış düşünmüş olabilirdi.

 

Mademki gizemli ruh çeyreğine dördüncü seviyeli ruh âlemi uygulayıcısı olan topluluk müritleri vardı, o halde ileri kademe zorluklarda karşısına çıkacak olan kişiler daha yüksek seviyeli olacaktı.

 

Jiang Chen ileride karşısına çıkacak olan mücadeleleri düşününce kanı kaynadı.

 

Böylesine mücadeleleri seviyordu, heyecanlıydı. Önceki hayatında böyle maceralar yaşamamıştı, bu durum yetişim yapabilen kişilere özel bir durumdu. Kendisi her ne kadar her şeyin kitabını okumuş olsa da, sonuçta bizzat yaşamamıştı bu olayları.

 

“Ben kıdemli kardeş Cheng’i bastırmak için auramı kullandım, onun bilincini kontrol edecek şekilde yeteneklerimi sergiledim. Bu yeteneklerimin etkisi oldukça güzeldi, Cheng denen adam kontrolü yitirdi, hareketlerini ve sözlerini kontrol edemez haldeydi. Demekki bu teknik sadece bir kişinin aurasını bastırmaya değil, aynı zamanda onun bilincini kontrol etmeye de yarıyor. Bence zihin ve kalp teknikleri üzerine biraz daha yoğunlaşmalıyım, bunlar oldukça kullanışlı.”

 

Jiang Chen bu zamana kadar karşısındaki kişinin zihnini kontrol edecek yetenekler üzerinde çalışmamıştı. Fakat Boulder’in Kalbi ve Medyumun Zihni yetenekleri üzerine çalışmak bu durumu kaçınılmaz kılıyordu.

 

İster istemez zihin kontrol alanına girmek zorunda kalmıştı ve etkilerini görünce kendisi de şaşırmıştı.

 

Elbette bu yaşanan olay kendisine sadece genel bir yön gösterici olmuştu, seçmeler devam ederken özel olarak bu yeteneklere çalışmak için yeterli vakti yoktu.

 

Birinci kademe seçmelerin beş mücadelesinden kazancı oldukça fazlaydı.

 

Nilüferin ateş ve buz gücü mücadeleler esnasında durmaksızın gelişmişti.

 

Fakat bu durum Jiang Chen gibi beş element üzerinde birden uzmanlaşmak isteyen bir uygulayıcı için avantajlı olsa da, dengeyi sağlamak zor olabiliyordu.

 

Beş Ejderli Kutsal Gök İlacı Jiang Chen’in ruh okyanusunu oluşturmuştu, sınırlarını genişletmişti, beş elemente birden hakim olmasını kolaylaştırmıştı.

 

Biliyorduki, sadece doğuştan gelen potansiyeli olan birisi beş elementin birden üzerinde yoğunlaşabilirdi.

 

Her ne kadar Beş Ejderli Kutsal Gök İlacının verdiği avantaj doğuştan gelen potansiyelin verdiği avantaj kadar büyük olmasa da yine de yarışır derecedeydiler.

 

Diğer üç elementteki ilerleyişi yavaş olsa da yine de gücünü veya savaş kabiliyetini yavaşlatan bir şey değildi bu.

 

Fakat yine de eğer diğer üç elementi de ateş ve buz gibi kavrayabilip ilerletebilse, işte o zaman gerçekten ilerleyişi durdurulamazdı.

 

“Bunlar elbette düşününce iyi şeyler, fakat gerçekler daha sarsıcı olabiliyor. Ben her ne kadar Beş Ejderli Kutsal Gök İlacı ile ruh okyanusumu şekillendirmiş olsam da, kaynaklarımın yetersiz olmasından dolayı beş elementin de üzerinde yoğunlaşamadım. Nilüfer benim ateş ve su elementleri üzerine yoğunlaşmamı sağlıyor, manyetik dağ ise benim metal elementi üzerine yoğunlaşmamı sağlayacak.”

 

Jiang Chen’in odağı nihayet manyetik dağ konusuna gelmişti.

 

Bu mesele küçümsenecek bir şey değildi, oluşturduğu kuvvet sayesinde rakibin hareketlerini yavaşlatabilen bir yetenekti, bu şekilde savunma kabiliyetleri gelişirdi. Eğer bir manyetik fırtına ya da girdap oluşturabilirse, yoluna çıkan her şeyi ezip geçebilirdi.

 

Bu manyetik dağın metalik ruh gücü Jiang Chen’in metal elementine olan yatkınlığını artıracaktı. Sadece bu element üzerinde çalışarak vücudunu yenilmez, parçalanamaz hale getirebilirdi.

 

Eğer Jiang Chen manyetik dağı tamamen kontrol edebilseydi, işte o zaman altın renkli canavarların kendi yanında savaşmasını sağlayabilirdi. Bu canavarların savaş kabiliyetleri çok yüksek değildi fakat toplu şekilde iken yıkım güçleri yüksekti.

 

Daha korkutucu olan ise o ifrit Altın Gözdü, tek bir bakışla insanları taşa çevirebilen bir güç!

 

Elbette aralarında en korkutucu olan ise Altın Mühür Lordunun uyanmış haliydi. Eğer Jiang Chen gerçekten manyetik dağı kontrol edebilseydi ve Altın Mühür Lordunun tam uyanık halini elde edebilseydi, işte o zaman hayal bile edemeyeceği bir güce sahip olurdu.

 

Altın Mühür Lordu zamanında gücünün sadece yüzde onunu kullanarak Jiang Chen’e bir darbe vurmuştu ve bu darbe Jiang Chen için bile kaldırması güç bir darbeydi.

 

Eğer Altın Mühür Lordu tam uyanık haldeyken bütün gücü ile saldırsa, dört Ata kişinin birleşmiş gücü bile bu canavara karşı koyamazdı.

 

Elbette Jiang Chen bu gücü elde edebilmek için öncelikle manyetik dağı kontrol edebilmeliydi.

 

Jiang Chen elbette Yıldırım Bulutu Ağacını ve Ağustosböceğini unutmamıştı.

 

Hem bu böceğin hem de ağacın kan soyları oldukça gelişmişti.

 

Bunların yanında Jiang Chen Yıkım Vadisinden de büyük bir kazançla çıkmıştı.

 

Kuzgun Kral ve Alevli Kuzgunların özü, ateş elementini kontrol açısından çok verimliydi. Kuzgun Kralın tüyleri ise silah yapımında ve geliştirilmesinde oldukça önemliydi.

 

Kızıl Kabuklu Alevli Kertenkelenin kabuğu ise daha değerli bir hazineydi. Altın Yiyen Fareler bu hayvanın kanını ve kemiğini tüketmişti, fakat kemikleri ve kabuğu duruyordu ve bu malzemeler savunma açısından çok ileri düzeydeydi. Kemikler o kadar sertti ki kemirme konusunda uzman olan Altın Yiyen Fareler bile bu malzemeyi tüketememişti. Bu durum bu kemiklerin ne kadar güçlü ve sert olduğunun göstergesiydi.

 

Jiang Chen bu esnada iki adet kabuğu çıkarıp elinde tuttu, bu iki parça bir yetişkinin vücudunu neredeyse kaplıyordu.

 

Alevli Kertenkelenin vücudundan çıkan toplam kabuk ise neredeyse iki yüz parça kadardı.

 

Jiang Chen’in şu anda kendisine ait bir zırhı vardı, bu zırh Doğu Krallığındayken Gouyu’nun kendisine verdiği Gök İpekli Hafif Zırhtı.

 

Bu zırh gerçek qi âlemindeki uygulayıcılar için yenilmez özellikteydi, fakat Jiang Chen şu anda ruh âlemindeydi. Bu zırhın korumacı özellikleri artık değerini yitiriyordu.

 

“İyi bir zırh demek, zorlu durumlarda ekstradan bir cana sahip olmak demektir. Eğer Alevli Kertenkelenin kabuklarını doğru şekilde kullanmazsam yazık olur.”

 

Jiang Chen Gök İpekli Hafif Zırhı geliştirerek, Kızıl Kabuklu Alevli Kertenkelenin kemiklerini kullanmayı planlıyordu.

 

Bu iki zırhın birleşimi Jiang Chen’in zırh savunma gücünü ona katlayacaktı.

 

Alevli Kertenkele kendi yetişiminin sadece yüzde yirmisini kullanırken bile Alevli Kuzgunların saldırılarını karşılayabilecek durumdaydı.

 

Elbette bu kemikler sadece Alevli Kertenkelenin sırtındayken savunma güçlerinin tamamını ortaya koyabilecek durumdaydılar.

 

Jiang Chen’in zırh geliştirme yetenekleri ne kadar üstün olursa olsun, bu kemiklerin orijinal güçlerine ulaşmasını sağlayamazdı.

 

Fakat yine de, kemiklerin orijinal güçlerinin üçte birine bile erişebilmek harika olurdu.

 

Eğer bir gün gelir de Alevli Kertenkelenin özünü kullanışlı hale getirebilirse, işte o zaman bu kemikleri tam gücüyle kullanabilirdi.

 

Fakat Jiang Chen aziz dereceli bir ruh hayvanının özünü kendine entegre edip özümseyerek kullanışlı hale getirmenin hiç de kolay olmadığını biliyordu.

 

Zaten kendisi yeryüzü seviyesine yükselmemiş olsa böyle bir şeyi düşünemezdi bile.

 

Jiang Chen’in yetenekleri ile Gök İpekli Hafif Zırh ile bu kemikleri birleştirmek zor değildi.

 

Jiang Chen sonraki dört saatini bu emikleri zırhı ile birleştirmek için harcadı. İşini bitirdiğinde, Gök İpekli Hafif Zırh eskisi ile neredeyse aynı görünüyordu, görünüşünde çok fark yoktu.

 

Yeni zırhtaki tek fiziksel fark sadece daha ağır olmasıydı, dış görünüşünde fark yoktu.

 

Şu anda bu zırh bir ruh enerjisi barındırıyordu, kendisine bakan kişide eşsiz bir eşyaymış gibi bir his uyandırıyordu.

 

“ Geçmişten beri duyduğumuz ‘kendisini eşya üretmekte uzmanlaştıranlar fakir, askeri Dao’da uzmanlaştıranlar zengin olur’ sözü meşhurdur. Bırak sıradan uygulayıcıları, topluluk müritleri bile böylesine bir zırhı bulmakta zorlanırlar. Askeri Dao yolu kesinlikle zenginlik gerektiren bir yol.”

 

Jiang Chen bir üçüncü dünya krallığında doğmuş birisiydi, başlangıçta para ya da kaynağa sahip değildi. Buralara gelmesinin ardında kendi tecrübeleri ve bilgileri vardı.

 

Mesele Alevli Kertenkelenin kemiklerinden zırh üretme meselesi, eğer Jiang Chen’in tecrübeleri ve bilgileri olmasa bu işi kesinlikle yapamazdı.

 

“Bu zırhın gücünün artışıyla yeryüzü ruh âlemindeki kişilerin saldırıları bile beni yaralamakta yetersiz kalacaktır, fakat elbette bu dünyada imkânsız diye bir şey yok. Bazı güçlü element saldırıları bana yine de zarar verebilir. Ama biliyorum ki, göksel seviyenin altındaki her ateş ve su elementi saldırısı benim üzerimde etkisiz olacaktır.”

 

Alevli Kertenkele doğal olarak ateş elementine yatkındı. Doğal olarak su elementinin saldırılarını zayıflatabiliyordu.

 

Jiang Chen hafif zırhındaki işlemleri bitirince meditasyona başladı, geçmiş hayatındaki hatıralarını gün yüzüne çıkarmaya çalışıyordu. Bir vücut geliştirme tekniği hatırlamaya çalışıyordu.

 

Elbette bu konuda sayısız teknik vardı, fakat Jiang Chen kendisine en uygun olanı arıyordu.

 

“Buda’nın Savaşçısı, Dokuz Dönüşüm? Bu teknik metal özü kullanır, beraberinde ateş ve su da kullanır. Bu teknik harika bir vücut geliştirme tekniği, işte bu!”

 

Tanrı ve Şeytanın Dokuz Dönüşümü aynı zamanda Buda’nın Dokuz Dönüşümlü Savaşçısı olarak da bilinirdi.

 

Bu tekniği hatırlayınca Jiang Chen’in gözleri parladı.

 

Kendinden önceki birçok uzman kişi bu tekniği kullanarak fanilikten efsaneviliğe geçmişti.

 

Bunun sebebi bu tekniğin sayısız mirastan ve çeşit sayısından oluşmasıydı.

 

“Tanrı ve Şeytanın Dokuz Dönüşümü yeteneğinde dokuz adet seviye var. Birinci seviye deriyi sertleştirmek, sonra kan ve et, tendonlar ve kemikler, beş temel organ ve gerçek orijin. Sonraki dört seviye ise kişinin vücudundan da ötesi içindir, tanrı ve şeytanın değişik formlarını barındırır. Bu teknik uçsuz bucaksız bir tekniktir.”

 

İlk beş seviye sadece temel oluşturmak içindi, vücudun hazırlık aşaması sayılırdı. Sonraki dört seviye ise daha gelişmişti, şu anda Jiang Chen’in bile hayal edemeyeceği cinsten gizemler gizliydi.

 

Jiang Chen biliyordu ki eğer bu temelleri doğru şekilde oluşturabilirse, ruh âlemi içerisinde yenilmez birisi olurdu.

 

Orijin âlemine geçtiğinde bile, oluşturduğu vücut hala etkisini koruyor olurdu. Eğer Tanrı ve Şeytanın Dönüşümünü uygulayabilirse inanılmaz olurdu. Kendi seviyesindeki düşmanları bırak, üst seviyedekileri bile alt edebilirdi.

 

“Kesinlikle aradığım teknik bu! Tanrı ve Şeytanın Dokuz Dönüşümü! Elimde manyetik dağ gibi bir kaynak varken zaten metal özü konusunda bir sıkıntı çekmeyeceğim. Nilüfer sayesinde de ateş ve su elementleri konusunda sıkıntı çekmeyeceğim. Sanki bu teknik sırf benim için üretilmiş bir şey gibi!”

 

Jiang Chen hatıralarını araştırmayı bıraktı ve bu tekniğe odaklandı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr