Bölüm 319: Gizemli Çeyrekteki Dördüncü Seviyeli Katılımcı

avatar
2516 1

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 319: Gizemli Çeyrekteki Dördüncü Seviyeli Katılımcı


Bir kişiye mücadele için meydan okuma sayısı çoksa o kişi dezavantajlı demekti. Bundan dolayı kendisine çok sayıda meydan okunan kişinin sıralama yapılırken üst sırada yer alması mantıklıydı.

 

“Temel kuralları açıkladım. Çoğunuz sarı ruh çeyreğinde başlayacaksınız. Sarı ruh çeyreğinin sorumlu kişisi sizleri katılımcı belgelerinizdeki sırlamaya göre zorluk seviyelerine gönderecek. Zor seviyede olanlar gurur yapmamalı ve düşük seviyede olanlar rehavete düşmemeli. Kaderinizi değiştirmek için üç ayınız var. Gizemli ruh çeyreğine mi geçeceksiniz yoksa diskalifiye mi olacaksınız, işte bu sizin elinizde. Nasıl bir kader istediğinizi göstermek için üç ayınız var. Eğer bu üç aylık döngüde seviye yükselemezseniz, önünüzde on bir adet daha şansınız olacak. Hala fırsatlarınız olacak, bir ejder mi yoksa bir solucan mı olacağınıza siz karar vereceksiniz. Güçlü olanlar kendi kaderlerini belirler ve güçsüz olanlar ise kaderlerinden şikayetçi olurlar. Umarım sizler bu kuralların adil olduğunu anlar ve ileride başınıza gelenler yüzünden kendiniz yerine kuralları suçlamazsınız. Zorluk seviyeleri faklı olabilir fakat sonuçta hepiniz aynı kurallara tabii tutulacaksınız, en adil olan yöntem budur.”

 

Organizatör katılımcıların durumu anlaması için büyük çaba sarf ediyordu.

 

“Pekâlâ, genel olarak kurallar bu şekilde. Her çeyrek birbirinden farklı, her çeyreğin sorumlu kişileri sizlere detaylı kuralları açıklayacak. Şimdi, ilk on sıraya girenler öne çıksınlar. Diğerleri bu patikayı takip ederek sarı ruh çeyreğine gidebilirler.”

 

Organizatör önceki seçmelerin ilk on sıradaki kişilerine bakınca yüzünde bir gülümseme oluştu: “Sizleri gizemli ruh çeyreğine bizzat ben yönlendireceğim.”

 

Sonuçta sarı ruh çeyreği sıradan uygulayıcılarla doluydu, organizatör oradaki kişilere fazladan kibarlık göstermemişti.

 

Fakat şu anda önünde bulunan on kişilik grup ilk kademe seçmelerin en güçlü on kişisiydi.

 

Bundan dolayı organizatörün bir anda kibarlaşması normal karşılanabilirdi.

 

Organizatör ellerini arkasında birleştirerek bir başka tarafa yöneldi, arkasındaki grup onu takip ediyordu.

 

Aradan dört saat geçtikten sonra nihayet bir patikaya ulaşmışlardı. Büyükçe bir kayalık üzerinde ‘Gizemli Ruh Çeyreği’ yazısı görünüyordu, bu yazı kadim zamanlardan kalma gibi eski duruyordu.

 

“Hadi bakalım, içeri girdiğiniz andan itibaren gizemli ruh çeyreğinin katılımcıları olacaksınız. Biliyorsunuz ki burada olmanızın hem avantajları hem de dezavantajları vardır. Dezavantajınız şu, buradaki rakipleriniz topluluk müritleri olacak, seviyeleri düşük olabilir, fakat unutmayın onlar en nihayetinde topluluk müritleridir.”

 

Organizatör durumu açıklamaya devam etti: “Umarım topluluk müritlerinin daha önce karşılaştığınız uygulayıcılara benzemeyeceğinin farkındasınızdır. Buraya gelmeyi başarmış olan topluluk müritleri kesinlikle sıradan kişiler değillerdir. İçeri girdiğiniz andan önce kendinizi hazırlamanız lazım. Sizler için bir alt çeyreğe düşmemek bile büyük bir başarı olacaktır, o yüzden şimdilik aklınızda yükselme planları yapmamaya çalışın.”

 

Organizatör topluluk müritlerinden bahsederken hala gururlu şekilde konuşuyordu. Sıradan bir uygulayıcının üstün başarı elde ederek buraya gelmesini bile önemsemiyor, topluluk müritlerinin bu katılımcıları her türlü yenebileceğini düşünüyordu.

 

Bundan dolayı karşısındaki kişilerin geldikleri gibi bir alt kademeye ineceklerinden emin gibi konuşuyordu.

 

Organizatör aynı zamanda karşısındaki grubun hevesini kırmamak için de uğraşıyordu: “Askeri Dao yolunda her şey mümkündür, kimin kime karşı zafer kazanacağı belli olmaz. Sürekli olarak kendinizi geliştirmek için çaba sarf etmelisiniz. Gerçek bir dâhi kişi ancak bu şekilde gelişebilir. Hadi bakalım, patikaya ulaştık.”

 

Jiang Chen bu sözleri duymuştu fakat bu sözlerden elbette korkmayacaktı. Organizatörün uyarılı sözlerinden korkmadığı gibi cesaretlendirici sözlerinden de etkilenip rehavete düşmeyecekti.

 

Jiang Chen’in kendine has planları vardı.

 

Kendi patikasında kendi kuralları ile yürüyecekti.

 

Yol boyunca ruh enerjisi dalgalanmaları hissetmişti ve Sonsuz Ruh Dağının gerçekten de ismini hak eden bir yer olduğunu düşünmüştü. Ruh qi gücünün yoğunluğu burada gerçekten de çok fazlaydı.

 

Sıradan dünya ile kıyaslandığında burada yetişim yapmak bir zevk meselesi olmalıydı.

 

“Gizemli ruh çeyreğindeki ruh enerjisi dalgalanmaları bile bu kadar güçlüyse acaba yeryüzü ve göksel ruh çeyreğindekiler nasıldır? Oradaki ruh enerjisi dalgalanmaları buradakinden çok daha güçlü olmalı.”

 

Jiang Chen’in yeryüzü ve göksel ruh çeyrekleri hakkındaki beklentileri yüksekti.

 

“Üç ay!” Jiang Chen düşünüyordu: “Üç aylık bu süreçte ilk on kişi arasında yer almalıyım ve yeryüzü ruh çeyreğine girmeliyim. Ancak bu şekilde ileri seviyelerde rekabet edebilirim.”

 

Jiang Chen sadece toplulukların seçkin müritlerinin direkt olarak göksel ruh çeyreğine geçiş yapabildiğini biliyordu.

 

Organizatör göksel ruh çeyreğindeki kişilerin özenle seçildiğini söylemişti, orada sadece yüz kişilik kontenjan vardı.

 

Belli ki oradaki rekabetin derecesi diğer kademelerden çok daha üstündü.

 

“Göksel ruh çeyreği!” Jiang Chen’in hedefi belli olmuştu.

 

“Long Juxue doğuştan gelen bir potansiyele sahip ve bu zamana kadar hep toplulukların kaynaklarından yararlandı. Benimle kıyaslanırsa onun avantajı daha büyük, ayrıca geçtiğimiz iki yıl boyunca onun doğuştan gelen potansiyeli iyice temellerini oturtmuştur. Şu anda kendisi göksel ruh çeyreğinde olmalı. Eğer göksel ruh çeyreğine ulaşamazsam geçmişteki intikamımı nasıl alırım?”

 

Jiang Chen kalbinin en derinlerinde Long Juxue’den nefret ediyordu.

 

Bu nefretin sebebi sadece aralarındaki anlaşmazlık değildi, Jiang Chen bu Long Juxue denen elemanın aslında tam bir akrep karakterli biri olduğunu biliyordu.

 

Eğer bu kadın gücünü artırırsa, asla Jiang Chen’in sağ kalmasına izin vermezdi.

 

Jiang Chen her ne kadar kendine güveniyor olsa da, şu anda bütün Mor Güneş Topluluğu ile tek başına savaşacak güçte değildi.

 

Long Juxue kesinlikle savaşırken topluluğu arkasına alır ve onun gücünü kullanırdı.

 

Sonuçta Mor Güneş Topluluğu bu kadını kaybetmek istemezdi, bu kadının sahip olduğu doğuştan gelen potansiyel, topluluğun en büyük kozuydu, yüz yılda bir bulunabilecek bir hazineydi!

 

Eğer Mor Güneş Topluluğu bu kadına gereken değeri vermezse, başka bir güç gelip bu kadını ellerinden alabilirdi.

 

Bundan dolayı Jiang Chen bu kadını halletmek için bu seçmelerin en büyük fırsat olduğunun farkındaydı.

 

Eğer bu kadını seçmelerde elinden kaçırırsa ve güçlenmesine izin verirse işte o zaman onu öldürmek ileride daha da zorlaşacaktı.

 

Jiang Chen derin düşüncelerdeyken organizatörün sesi bir kez daha duyuldu: “İşte geldik, beni takip edin.”

 

Dağın yamacında devasa bir bina vardı, görünüşü büyüleyiciydi.

 

Sanki içerisinde bir başka dünya var gibiydi bu binanın. Oldukça geniş, dışarıdan bakan kişiye sonsuz gibi görünen bir yerdi.

 

Binanın avlusu çok daha görkemliydi.

 

Bu görkemli ve geniş avlu on binlerce insanı içine alacak kadar büyüktü.

 

Binlerce topluluk müridi bu esnada bir organizatörün sözlerini dinliyordu, yeni gelenler olduğunu görünce duraksadılar.

 

Ortamdaki sorumlu kişi uzun boylu ve iri yapılıydı, yuvarlak bir alnı ve derin bakışları vardı.

 

“Usta Fang, bu kişiler birinci kademe seçmelerde en yüksek başarı elde eden ilk on kişi. Kurallar gereği onları buraya getirdim.”

 

Sorumlu kişi olan usta Fang yeni gelenleri görünce gülümsedi: “Hmm, bırak da gelsinler bakalım.”

 

Organizatör tekrar konuştu: “Pekâlâ, hadi gidin, benim görevim sizi buraya getirmekti. Usta Fang, ben artık gideyim.”

 

Usta Fang kafasını hafifçe salladı.

 

Jiang Chen ve diğer dokuz katılımcı kalabalığın arka taraflarına geçtiler.

 

Yanlarından geçtikleri topluluk müritlerinin hepsinin yüzünde alaycı ve küçümseyici gülüşler vardı.

 

Belliki bu topluluk müritleri dış dünyadan gelen dâhi kişilere pek önem vermiyordu.

 

Dâhi kişilerin sadece topluluklardan çıktığı neredeyse bütün herkesin aklındaki düşünceydi.

 

Sıradan dünya mı dâhi kişilere sahip olacaktı? Bu resmen şaka olmalıydı! Topluluk müritlerinin gözünde fani dünyadan gelen herkes birer köy sığırıydı.

 

Müritler bu şekilde düşündüklerinden, bu katılımcıları gördüklerinde küçümseyici bakışlarını gizlememişlerdi.

 

Nasıl olur da sıradan uygulayıcılar topluluk müritleri ile aynı havayı soluma hakkına sahip olurdu?

 

“Pekâlâ, bu saatten sonra hepinizin kimliği benim için aynıdır. Sizler benim gözümde Gizemli Ruh Çeyreğinin katılımcılarından farklı değilsiniz. Sizlerin önceki seçmelerde üstün başarı elde etmiş olmanız sıradan uygulayıcılardan farklı olduğunuz anlamına gelir. Fakat kurallar herkes için geçerli, sizler dış dünyadan geldiğiniz için dördüncü kademe gizemli ruh çeyreğinden başlayacaksınız.”

 

Beklenildiği gibi, bu kişiler her ne kadar sıradan uygulayıcılardan farklı olduklarını ispatlamış olsalar da, gizemli ruh çeyreğinin en düşük kademesinden başlayacaklardı.

 

Dördüncü kademe demek en düşük seviye demekti.

 

Jiang Chen’in böyle bir ayarlamaya itirazı yoktu. Ne olmuş yani dördüncü kademeye gelmişse? Sonuçta çeyreklerin kademeleri arasında teknik olarak bir fark yoktu.

 

Başarıyı belirleyen asıl şey kaçıncı kademede olmak değil, bir döngüde elde edilen galibiyet sayısıydı.

 

Jiang Chen topluluk müritlerinin kaba bakışlarına kayıtsız kalmıştı.

 

Müritlerin sıradan uygulayıcılara tepeden bakması normal ve doğal bir şeydi. Jiang Chen bu adamlarla uğraşmak istemiyordu.

 

Bu sıkıcı bir işti.

 

Asıl güç savaşmakla belli olurdu!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43989 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr