Bölüm 312: Çaresiz Bir Savaş, Herkesin Kendi Planı Var

avatar
2284 2

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 312: Çaresiz Bir Savaş, Herkesin Kendi Planı Var


Bu devasa yaratık aziz dereceli miydi?

 

Jiang Chen kendini uzak bir mesafeye saklamış ve olan biteni gözlemliyordu. Kuzgun Kralın sözlerini duyunca kafasını saklandığı yerden çıkarıp diğer yaratığa bakmıştı.

 

Anında aklına bir isim geldi, Kızıl Kabuklu Alevli Kertenkele.

 

Kadim ejder kabilelerine akraba olan bu yaratıklar, bu ejderlerin kan soylarından izler taşıyordu. Her ne kadar nesiller geçtikçe kan soyu zayıflamış olsa da, Kızıl Kabuklu Alevli Kertenkele ejder kabilelerinin karakteristik özelliklerini taşıyordu.

 

Mesela vücudundaki kabuklar, tıpkı bir ejderinki gibi bir şekle sahipti.

 

Bacakları ejderlerin pençelerinden biraz farklıydı, saldırı gücünü azaltıyordu bu durum, fakat yine de ejderlerin bacak yapısına benziyordu.

 

Kan soyları ne kadar zayıflamış olursa olsun yine de bu yaratıklar ejderlerin soyundan geliyordu.

 

Bundan dolayı Kızıl Kabuklu Alevli Kertenkele olağanüstü bir güce sahipti, potansiyeli de çok üstündü. Aziz dereceli olmak, insanların orijin âlemine denk geliyordu.

 

Aziz dereceli olmak oldukça etkileyiciydi, fakat ejder soyundan geldiği düşünülürse, bu yaratığın seviyesi aslında düşüktü. Barındırdığı potansiyelle seviyesi çok daha yükseklerde olmalıydı.

 

Aziz dereceli olmasına rağmen şu anda ölümle burun buruna olmasının sebebi elbette kan soyundaki ejder kalıntılarının az olmasıydı.

 

Aksi takdirde, ejder soyunun kuvveti ile, aziz dereceli bir yaratık durdurulamaz olmalıydı.

 

Aziz dereceli bir yaratık neredeyse on bin yıl kadar yaşamalıydı.

 

Sonuçta bütün ruh hayvanları insanlardan daha uzun yaşıyorlardı.

 

Eğer orijin âlemindeki bir insan doğaüstü bir olayla karşılaşmadıysa, üç-beş bin yıl kadar yaşarlardı. Şanslı olanlar yedi-sekiz bin yıl kadar yaşarlardı. Hatta on bin yıldan daha fazla yaşadığı söylenen kişiler bile vardı.

 

Söz konusu varlık bir insan ya da ruh hayvanı olsun fark etmez, hayatlarının sonuna yaklaştıklarında yetişimlerinin yavaşça dağılması, ortadan kaybolması söz konusuydu. Gittikçe fani bir varlık olmaya başlarlardı, doğal sebeplerden ölürlerdi.

 

Kuzgun Kralın sözlerinden anlaşıldığı üzere, Kızıl Kabuklu Alevli Kertenkelenin vakti gelmişti. Hayatının son anlarını yaşıyordu.

 

Alevli Kertenkele belli ki hayatının sına ereceğini kabullenmekte sorun yaşıyordu.

 

On binlerce yıl boyunca yaşamış bir yaratık da olsa, ölümle yüzleşirken kayıtsız kalmak mümkün değildi. Ölüm anı gelene kadar yaşam mücadelesi verilmesi normaldi.

 

Jiang Chen kayaların arasında hareket ederken hissettiği titreşimleri hatırladı.

 

Bu titreşimlerin sebebi Kızıl Kabuklu Alevli Kertenkele olmalıydı.

 

Hedefi ise Alev Bulutu Çiçeği olmalıydı.

 

Çiçeği aldıktan sonra Alevli Kuzgunlar tarafından takip edilmişti, yoldaki kuzgun cesetlerinin sebebi bu Alevli kertenkele olmalıydı.

 

Alev Bulutu Çiçeği göksel bir hazineydi, belli ki Alevli Kertenkele bunu yutarak özümseyecek ve ölümünü yavaşlatacaktı.

 

Fakat Kuzgun Kral için de bu çiçek hayati önem taşıyordu, aziz dereceye yükselip yükselememesi bu çiçeğe bağlıydı.

 

Çiçeğin çalındığını öğrenince doğal olarak sinirlenmiş ve bütün Alevli Kuzgun ordusunu bu yaratığın peşine takmıştı.

 

Alevli Kuzgunlar sıkı bir takip sonucu Alevli Kertenkeleyi durdurmuşlardı.

 

Savaşın sonunda iki taraf da ağır yaralanmıştı, tarafların ikisi de yorgundu, diğer tarafa hamle yapma mecalleri kalmamıştı.

 

Kuzgun Kral her ne kadar güçlü olsa da, kendisi sadece ruh seviyesinin tepesinde bir varlıktı, çocuklarının yardımı ise sadece sayı üstünlüğü sağlıyordu.

 

Ruh seviyesinin tepesinde olmak elbette güçlü olmanın göstergesiydi, fakat aziz dereceli bir varlıkla karşılaşınca asıl gücün ne olduğu anlaşılıyordu. Alevli Kertenkeleyi bu yüzden mağlup edememişti.

 

Kızıl Kabuklu Alevli Kertenkeleye gelince, kendisi her ne kadar aziz dereceli olsa da, artık ömrünün son anlarını yaşayan bir yaratıktı. Yetişiminin yarısının kaybolduğu söylenebilirdi.

 

Bu yaratık muhtemelen normal yetişiminin yüzde yirmi-otuzuna sahipti.

 

Aksi takdirde zaten Alevli Kertenkelenin yetişim seviyesi ile bu Alevli Kuzgunları bertaraf etmesi dakikalar sürerdi sadece.

 

“Aziz dereceli bir yaratık kesinlikle düşman olunacak birisi değil. Ömrünün son anlarını yaşıyor olsa da, bu hayvan hala Alevli Kuzgunların yarısını yok edecek güçte. En az Kuzgun Kral kadar güçlü bu hayvan.”

 

Jiang Chen savaşan iki hayvanın da güçlerinin tükenmeye başladığını görmüştü, ikisi de oldukça yorulmuşlardı.

 

Kuzgun Kral Alevli Kertenkeleyi öldürebileceğine tam olarak inanmıyor olmalıydı.

 

Aksi takdirde, Kuzgun Kral elinde barındırdığı kuvvet ile neden böyle boş konuşmalara vakit harcasındı ki? Anında çocukların Alevli Kertenkeleyi kuşatmaları için emir verir ve onu alt ederdi.

 

Yere çökmüş vaziyette duran Alevli Kertenkele kükreme sesiyle konuştu: “Sizi aptal tüylü yaratıklar! Ben Alev Bulutu Çiçeğini çoktan yuttum bile. Eğer üzerime gelmeye devam ederseniz bunun sonucunda iki taraf da zarar görecek, kârlı olan taraf diye bir şey yok! Şuna ne dersiniz, savaşı burada durduralım ve benim çiçeği özümsememe izin verin. Ben bu şekilde yetişimimin bir kısmını geri kazanabilirim. Eğer yaşama şansım varsa, size ileride bu çiçekten on kat daha güçlü bir hazine ile geri dönüş yaparım.”

 

Eğer normal bir zaman olsaydı Kızıl Kabuklu Alevli Kertenkele kesinlikle böyle konuşmalarla karşı tarafı ikna etmeye çalışmazdı.

 

Fakat şu anda hayatı tehlikedeydi, kaybettiği her dakika ömründen azalan bir dakika demekti.

 

Yaşam mücadelesi vermek adına, Alevli Kertenkele konuşarak anlaşma kararı almıştı.

 

Kuzgun Kral bu konuşmaya anlam verememiş gibiydi: “Durmak mı? Senin yaşın sana çok geldi ve bunadın herhalde. Senin gitmene izin verdikten sonra seni nasıl bulacağım ki ben? Ayrıca, sen çiçeği özümseyebilsen bile bunun tek yararı ölümünü yavaşlatmak olur. Sen göksel kanunları yok sayıp sonsuza kadar yaşayabileceğini mi sanıyorsun? Hayata tutunup yetişiminin tamamını geri kazanabileceğini mi sanıyorsun? Hayal kurmayı bırak! Sen hayatını uzatabilip yetişimini geri kazansan bile bana olan borcunu nasıl ödeyeceksin? Yetişimini kazandıktan sonra yapacağın ilk şey zaten gelip beni öldürmek olur!”

 

Alevli Kertenkele acele şekilde cevapladı: “Göklere yemin edebilirim! Sana intikam için hiçbir zaman bulaşmayacağıma dair göklere yemin edebilirim!”

 

“Boş veresene! Göklere yemin etsen bile senin gitmene izin vermeyeceğim! Sen yakın zamanda öleceksin, neden hemen şimdi ölüp benim beslenmeme yardımcı olmuyorsun? Taze et yemem için bana yardımcı olabilirsin. Senin vücudun her ne kadar yaşlı ve yorgun düşmüş olsa da, kan soyu yaşlanan bir şey değildir. Senin soyunun mirası her daim var olacak. Eğer seni yersem aziz dereceye geçişim Alev Bulutu Çiçeği olmasa da kolay olacaktır. Hahaha! Aptal kertenkele! Sen ölmek üzere olduğunu söyledin, işte bu yüzden mağarandan hiç ayrılmayıp ölmeyi beklemeliydin. Fakat yine de buraya gelme cesaretini kendinde buldun! Benim bölgeme geçme cüretini kendinde buldun! Bu durum göklerin benim aziz dereceye geçmem için bana gönderdiği bir fırsat!”

 

Kuzgun Kral kendinden geçmiş gibiydi, gurur dolu konuşuyordu.

 

Görünüşe göre Kuzgun Kralın amacı Alev Bulutu Çiçeği değil, Alevli Kertenkeleyi yemekti!

 

Aziz dereceli bir yaratığın kan soyu oldukça asildi, Kuzgun Kral bunu biliyordu.

 

Kuzgun Kral eğer çiçeği özümserse aziz dereceye geçme ihtimali yüzde elliydi, fakat Alevli Kertenkeleyi yerse bu oran yüzde doksana çıkıyordu.

 

Bunun üzerine bir de Alevli Kertenkelenin hafıza mirasındaki anılara da erişebilecekti. Bu durum Kuzgun Kral için ek bir avantajdı.

 

Bundan dolayı Kuzgun Kral bu hayvanın gitmesine kesinlikle izin vermeyecekti.

 

Alevli Kertenkele konuşmaya başladı: “Benim etimi ve kanımı mı yiyeceksin? Seni gidi salak kuş! Ne kadar da normal bir şeymiş gibi söylüyorsun bunu! Ruh seviyesindeki bir yaratık kadim ejder soyuna mı göz dikiyor yani?”

 

“Haha! Kadim ejder soyu! İşte tam da bu yüzden ben seni yemeliyim! Hafıza mirasını kendime uyarlamalıyım!”

 

Kuzgun Kral konuşurken kafasını ileri geri sallıyor ve arada gaklama sesleri çıkarıyordu.

 

Bu esnada etraftaki Alevli Kuzgunlar kertenkeleye doğru hamle yapmaya başladı, sayıları çok fazlaydı.

 

Görünüşe göre Kuzgun Kral sayı üstünlüğünü kullanarak kertenkeleyi yormayı amaçlıyordu.

 

Alevli Kertenkele ise yerde çömelmiş durumdaydı, yetişiminden geriye kalan çok bir şey yoktu.

 

Kuzgun Kral rakibinin her an ölebileceğinin farkındaydı, fakat yine de kendisi ruh seviyesinde olduğu için açık bir saldırı yapmaktan çekiniyordu.

 

Biliyordu ki bu yaratık her ne kadar hayatının son anlarında olsa da, son nefesini verirkenki saldırısı bile büyük bir yıkım gücü oluşturabilirdi.

 

Kuzgun Kral gururluydu fakat yine de Alevli Kertenkele ile birebir yüzleşmekten çekiniyordu.

 

Bundan dolayı çocuklarına emir vererek kertenkelenin üzerine gönderiyor ve onu yormaya çalışıyordu.

 

Alevli Kertenkele rakibinin saldırısına sinirlenmiş görünüyordu, kalbindeki baskılanmış duygular patlamak üzereydi. Sonuçta bu yaratık hayatı boyunca asil bir kan soyuna sahip olmanın verdiği gururla yaşamıştı, hayatı boyunca böylesine aşağılanmamıştı.

 

Şu anda sırf gücünü kaybettiği için kendisiyle dalga geçiliyordu.

 

Kadim ejderlerin akrabalarından biri olan bir yaratık için Alevli Kuzgunlar tarafından aşağılanmak oldukça kırıcı bir durumdu.

 

“Tüylü hayvanlar! Ölün!”

 

Alevli Kertenkele büyük bir gürültü ile kükredi ve kuyruğunu kaldırdı, kuyruğu adeta bir kırbaç şekline bürünmüştü, yüzlerce metre uzunluğunda ve etrafa kıvılcımlar saçan bir kırbaç!

 

Çat! Çat! Çat!

 

Bu saldırının etkisi ile hava bile titreşmişti. Yaratığa hücum eden yüzlerce kuzgun bir anda parçalarına ayrılmıştı.

 

Bu kuzgunların en düşük seviyelisi insanların başlangıç ruh âlemine eşitti.

 

Fakat yine de yaratığın hamlesiyle hepsi bir anda dağılmıştı.

 

Bu Alevli Kertenkele aziz dereceli olmanın hakkını veriyordu. Kuyruk saldırısının verdiği dehşet kuzgunları tek hamlede dağıtmaya yetmişti.

 

Fakat bu saldırı sonunda yaratığın gücü çok harcanmıştı, iyice yorulmuştu.

 

Alevli Kertenkele ağır şekilde nefes alıp veriyordu: “Kokuşmuş tüylüler! Bakalım daha ne kadarınız ölmek istiyor? Sen! Kral! İşimiz bittiğinde sen yalnız başına kalacaksın! Aziz dereceye yükselsen bile senin etrafında sana hizmet edecek çocukların olmayacak! Sen aziz dereceli olduğunda hükmedecek bir kabilen olmayacak! Hadi durma, gönder çocuklarını! Ben bu savaşta hayatımı kaybedebilirim fakat seni de yanımda götürebilirim!”

 

Alevli Kertenkele bu durumdan çıkışının zor olduğunu biliyordu.

 

Fakat ruh hayvanları doğaları gereği vahşi ve yırtıcı varlıklardı. Kendileri ölse bile rakiplerini de yanlarında götürmek isterlerdi.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr