Bölüm 301: Dördüncü Mücadele, Eşsiz Dâhi Devam Ediyor!

avatar
2685 1

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 301: Dördüncü Mücadele, Eşsiz Dâhi Devam Ediyor!


Bir orijin âlemi uygulayıcısının gözlerini üzerine dikmesi, sebebi ne olursa olsun Jiang Chen’i huysuzlandırmıştı.

 

Fakat Güneş Avcısının tavırları ne kadar irrite edici ve agresif olursa olsun, Jiang Chen’e miras bölgedeyken açık şekilde zarar veremezdi.

 

Sonuçta diğer Ata kişiler de buradaydı. İstediği gibi davranamazdı Güneş Avcısı.

 

Üçüncü mücadele sona erdiğinde ilk baştaki dört yüz bin katılımcıdan sadece yirmi bin kadarı kalmıştı.

 

Çoğunluk elenmiş olsa bile yine de bu sayı oldukça etkileyiciydi.

 

Dördüncü mücadele uygulamalı savaş mücadelesiydi, bu mücadele büyük ihtimalle bütün katılımcıların yaralanmasına yol açacaktı.

 

Kalan yirmi bin kişilik katılımcı, buraya kadar gelebildiklerine göre güçlü kişilerdi. Hepsi de kendilerini ispatlamak için buradaydı.

 

“Dördüncü mücadele savaş mücadelesi, yani askeri Dao konusunda olacak.”

 

Organizatör pürüzsüz bir taş parçasını gösteriyordu.

 

“Şu parlayan pürüzsüz taşı görüyor musunuz?”

 

Yirmi bin katılımcının gözü bu taşa dikilmişti.

 

“Mücadele başladığında bu taşın üzerindeki göstergeler ile size ‘Yaşam ve Ölümün Gizli Mührü’ isimli askeri Dao tekniği gösterilecek. Bunu kavramanız ve anlamanız gerecek. Bu tekniği kavrayabilmeniz için en fazla üç gününüz var. Unutmayın, odaklanmanız gereken şey bu tekniği iyice kavrayıp öğrenmek. Bunun anlamı sadece aklınızda bu tekniği nasıl kullanacağınızı düşünmektir, uygulama hakkınız yok. Üç günlük kavrama süreniz bitince ‘Yeraltının Büyük Salonu’ isimli bir yere gireceksiniz ve testiniz başlayacak. Bu salonda sayısız gizli oda vardır. Her odada farklı seviyelerde golemler olacak. Bu golemler sizin üzerinizde sadece ‘Yaşam ve Ölümün Gizli Mührü’ tekniğini kullanacak. Gizli odaların toplamda on seviyesi var. Mücadeleyi tamamlamak için üç seçim yapabilirsiniz. İlk sekiz bin kişi arasına girebilenler sonraki mücadeleye geçiş hakkı kazanacak ve diğerleri elenecek. Sıralamanın nasıl yapılacağını merak ediyorsanız, seçtiğiniz gizli odanın seviyesine göre puanlar alacaksınız ve ona göre sıralamaya koyulacaksınız. Bazılarınızın aklında, eğer iki katılımcı aynı seviyede odalar seçtiyse aralarındaki sıralama nasıl olacak diye sorabilir. Eğer seçilen odaların zorluğu aynı seviyedeyse içeride harcanan süre, değerlendirme aşamasında göz önüne alınacak. Aynı seviyeyi seçmiş iki arasındaki sıralama kişilerin içeride geçirdiği süre ile belirlenecek. Eğer içeride harcanan süreler de eşit olacaksa, o halde Yaşam ve Ölümün Gizli Mührü tekniğini en erken kimin kavradığına bakılacak.”

 

Sadece on adet zorluk seviyesinin olması elbette bazı katılımcıların aynı seviyede rekabet etmelerine sebep olacaktı.

 

İçeride harcanan süreyi de hesaba katmak mantıklıydı.

 

Eğer harcanan süreler de aynıysa, elbette kavrama yeteneği gelişmiş olan, yani Yaşam ve Ölümün Gizli Mührü tekniğini hızlı kavrayan kişinin daha başarılı sayılması da mantıklıydı.

 

Bu durumda sıralama yapmak gayet adil ve kolay olacaktı.

 

Buradaki yirmi bin kişinin de kavrama yetenekleri gelişmişti.

 

Ortamdaki herkes kendini en üst potansiyeline hazırlamaya çalışıyordu. Sonuçta yirmi bin kişiden sadece sekiz bin kişi başarılı olacaktı.

 

Hiç kimse diskalifiye olmak istemiyordu, herkes ilk sekiz binlik kısma girerek sonraki mücadeleye geçmek istiyordu.

 

Bu mücadele birkaç alanı kapsıyordu, askeri Dao uygulaması, kavrama hızı ve odaklanma.

 

Odaklanma meselesi elbette içeride harcanan süre ile ölçülecekti.

 

Sonuçta odaklanma yeteneği yüksek olanlar mücadelede daha dikkatli davranabilecek ve daha erken bitireceklerdi.

 

Bu esnada uygulayıcılar üzerlerinde garip bir baskı hissediyordu.

 

Bu mücadeleye katılanların yarısından fazlası elenecekti, bu durumda rekabetin seviyesi de oldukça yüksek olacaktı.

 

Jiang Chen bu esnada bağdaş kurarak oturmuştu ve zihnini temizliyordu. Olabildiğince düşük bir profil sergileyerek dikkat çekmemeye çalışıyordu.

 

“Yaşam ve Ölümün Gizli Mührü mü?” Jiang Chen hafızasını yokluyordu, bu tekniği hatırlamaya çalışıyordu.

 

“Bu oldukça sıradan bir teknik, bu teknik hakkında hatıramın olmaması normal olmalı.”

 

Kendisinin askeri Dao konusundaki bilgisi ile, bu teknikle daha önce karşılaşmamış olmasını bir problem olarak görmüyordu.

 

Jiang Chen’in önceki hayatından kaynaklanan bir kavrama yeteneği vardı ve çok üstündü. Doğu Krallığındayken de ‘Doğu Ametist Qi’ metodunun temelleri olan ‘Ametist Bulut Yumruğu’ ve ‘Doğu Kralın Ucu’ tekniklerini efsanevi seviyeye ilerletmişti.

 

Bu sayede Prenses Gouyu’yu fethetmişti.

 

Belki de Yaşam ve Ölümün Gizli Mührü tekniği Doğu Ametist Qi tekniğinden daha zordu, ama bu durum Jiang Chen için bir fark yaratmazdı.

 

Jiang Chen aklından bunları geçirip mutlu olurken organizatör tekrar konuştu: “Pekâlâ, dördüncü mücadele şu an başladı!”

 

Pürüzsüz taşın üzerinde yazılar parlamaya başlamıştı.

 

Yazılar bu devasa taşın üzerinde gayet açık ve okunur şekildeydi.

 

Jiang Chen baktı ve bütün metni hafızasına almaya başladı.

 

Jiang Chen’in üstün bilinci ve hafıza yeteneği elbette diğer sıradan uygulayıcıların baş edemeyeceği bir şeydi.

 

On bin kelimelik bu metin Jiang Chen’in aklına bir okuyuşta oturmuştu.

 

Jiang Chen okumasını bitirdikten sonra meditasyona başladı.

 

“Yaşam ve Ölümün Gizli Mührü tekniği bir mühürleme tekniğidir ve göklerin altındaki her şeyin yaşam ve ölümünü gösterebilir. Göklerin altındaki her şey yaşam ve ölüm tarafından kuşatılmıştır…”

 

Jiang Chen bu tekniğin teorisi hakkında fikir yürütmeye başlamıştı.

 

Tam da Jiang Chen’in düşündüğü gibi, bu teknik çok ileri seviyeli değildi ve küçük ruh âlemi seviyesi için uygundu.

 

Bu seviyenin altındakiler bu tekniği kavramakta zorluk çekeceklerdi.

 

Bu seviyenin üstündekiler ise bu tekniği kullanışsız bulabilirlerdi.

 

Fakat elbette, bu tekniğin efsanevi dereceye geliştirilmesi durumu farklı yapabilirdi, yeryüzü seviyeli birisi bile bu tekniği efsanevi dereceye geliştirirse işine yarayabilirdi.

 

Bir tekniğin başlangıç seviyesi birçok şeyi belirleyebilirdi.

 

Fakat aynı zamanda uygulayıcının bu tekniği başlangıçtan ne kadar ileriye götürebildiği de önemliydi.

 

Bu esnada Jiang Chen’in zihni dışarıya kapalı vaziyetteydi.

 

Aklıda defalarca bu tekniği tekrarlamaktaydı.

 

Bu mücadelenin asıl zorlayıcı tarafı katılımcıların bu tekniği asıl uygulamalı kısım başlamadan önce kullanamaması, sadece akıllarında kavramaya izinlerinin olmasıydı. Pratik yapmak kurallar gereği yasaktı.

 

Sadece Yeraltının Büyük Salonu isimli yere gidildiğinde uygulamaya geçilebilecekti.

 

Katılımcılar büyük ihtimalle ilk başta zorluk seviyesi düşük olan odaları seçip bu tekniği ne kadar kavrayabildiklerini test edeceklerdi.

 

Daha sonra ise tecrübe kazanmak için daha büyük bir zorluk derecesi olan odalara geçeceklerdi.

 

Üçüncü denemede ise, yapabilecekleri en üstün zorluk derecesini seçmek zorundaydılar. Mümkün olduğunca yüksek zorluk seviyesini seçmek durumundaydılar.

 

Eğer düşük seviye seçtikleri için son sekiz bin kişi arasına giremezlerse bu durum üzücü olurdu.

 

Söylemek gerekirdi ki böylesine bir test yöntemi oldukça zalimdi. Uygulayıcıların kavrama yetenekleri hakkında büyük talep istiyordu bu test yöntemi.

 

Bütün katılımcılar ciddi bir ifade takınmıştı.

 

Şu anda geçen her dakika ve hatta saniye bile hayati önem taşıyordu.

 

Jiang Chen aradan iki saat kadar geçtikten sonra bu tekniği tam olmasa da anlayabilmişti.

 

İki saat daha geçti ve aklında artık bu tekniği oturttuğunu düşündü.

 

Kendinden amin olmak için iki saat daha harcadı ve toplamda altıncı saatin sonunda organizatöre seslendi: “Ben uygulamalı mücadeleye başlamak istiyorum.”

 

Organizatör şaşırmıştı, elbette böyle kısa sürede bir tepkiyi beklemiyordu.

 

Sonuçta katılımcılara üç günlük süre tanınmıştı.

 

Kavrama yeteneği gelişmiş olan bir dâhi kişi bile en az bir gün harcamalıyı!

 

“Ne? Mücadele mi? Şimdi mi?”

 

Jiang Chen kafasını salladı.

 

“O halde, tamam… Benimle gel” Her mücadelenin farklı bir organizatörü vardı, dördüncü mücadelenin organizatörü ‘kaya kalpli adamı’ duymamıştı.

 

Eğer bu adamın kaya kalpli adam olduğunu bilseydi belki de bu kadar şaşırmazdı.

 

“Bu kadar kısa süre de mi?”

 

“Sadece altı saat geçtikten sonra mı mücadeleye girecek?”

 

“Duyduğuma göre önceki mücadelelerde bir dâhi kişi varmış, herkes ona kaya kalpli adam diyormuş, bu adam o adam olmasın?”

 

“Evet, olabilir.”

 

“Vay be! Dâhi birisi kesinlikle böyle olmalı! Fakat, sadece altıncı saatte mücadeleye girmek, ne bileyim bu biraz kibirli bir davranış değil mi? Diğer katılımcılar kendilerini dışlanmış hissetmeyecekler mi?”

 

“Aman be sus! Mademki onun dâhi olduğunu düşünüyorsun, onun bizim gibi sıradan kişileri düşünmeyeceğini de bilmelisin. Onun rakipleri ancak sonraki seçmelerde karşısına çıkacak olan topluluk müritleri olabilir.”

 

“Öyle mi? O halde izlemek için harika bir şov olacak desene. Sonuçta topluluk müritleri fani bölgelerden dâhi kişilerin çıkmayacağına sonuna kadar inanan kişiler. Nasıl birbirleriyle rekabet edecekler acaba?”

 

Jiang Chen dışarıdan gelen dedikodu seslerine hiç kulak asmadan organizatörle beraber direkt olarak büyük salonun yolunu tuttu.

 

Yeraltının Büyük Salonu elbette oldukça geniş bir yerdi, sayısız oda vardı burada.

 

Toplamda on adet sıra vardı çünkü on farklı zorluk seviyesi vardı.

 

“Şuradaki gizlenmiş odaları görüyor musun? Zorluk seviyesi yükselerek ilerliyor. Üç deneme şansın var, en iyi yaptığın skor kayıt altına alınacak. Fakat unutma, eğer denemelerinden herhangi birinde başarısız olursan diskalifiye olacaksın. Bu yüzden hangi zorluğu seçeceğini iyi düşünmelisin.”

 

Organizatör oldukça sakin ve sabırlı şekilde kuralları detaylı şekilde açıklamıştı.

 

Jiang Chen kafasını salladı, zaten uzun zaman önce planını yapmıştı bile.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr