Bölüm 288: Yetenek Mücadelesi, Jiang Chen’in Kararı

avatar
2582 1

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 288: Yetenek Mücadelesi, Jiang Chen’in Kararı


İkinci mücadele daha basitti ve karmaşık değildi.

 

Jiang Chen buna benzer bir şeyi Doğu Krallığında yaşamıştı.

 

Potansiyel ve eğitim seviyesi ölçmek her ne kadar farklı şeyler olsa da, temelleri aynı sayılırdı.

 

“Acaba hangi testi seçeceğinizi öğrenebilir miyim?” Organizatör kişi Jiang Chen’i direkt olarak tanımamıştı elbette fakat elindeki katılımcı belgesinden anlamıştı karşısındaki kişinin bir önceki mücadelede üstün başarı sergileyen kişi olduğunu. Bundan dolayı olabildiğince kibar davranıyordu.

 

Ses tonundaki en ufak bir kabalıkla karşısındaki dâhi kişiyi gücendirebileceğinden korkmuştu. Eğer bu dâhi kişi organizatörün bağlı olduğu topluluğu hatırlar ve kaba davranışından dolayı bu topluluğa girmeyi ret ederse bu durumda suçlu kişi organizatör olurdu.

 

Askeri Dao, ilaç Dao’su, kadim yazıtları okuma, formasyonlar ve ruh hayvanları eğitimi bu mücadelenin dallarındandı.

 

Kurallara göre ikinci mücadele de on gün sürecekti.

 

Fakat bir kişi birden fazla dal seçecek olsa da yine süresi on gün olacaktı.

 

Bundan dolayı her katılımcı seçim yapmak zorundaydı.

 

Bu on günlük süre içerisinde en çok yatkın oldukları alanı seçip kendilerini ispatlamalıydılar. Eğer bir alanda başarısız olurlarsa diğer alanlardaki başarıları ile değerlendirileceklerdi.

 

“Ben sadece askeri Dao dalını seçiyorum.”

 

Jiang Chen’in amacı belliydi, tek hedefi askeri Dao’ydu.

 

Diğer yeteneklere gelince, onlar için teste girmeyi istemedi. On altı krallık sınırları içerisinde bu dallarda kendisi ile yarışabilecek tek bir kişinin bile olmadığını düşünüyordu.

 

Bu yüzden diğer alanları test etmenin faydası olmadığını düşündü.

 

Organizatör şaşırdı ve gülümsedi: “Güzel, sen kalp mücadelesinin dâhisi olduğunu belli ediyorsun. Senin kalbin bir kaya gibi ve diğerlerinden farklı.”

 

Elbette diğerlerinden farklıydı, Jiang Chen kalp mücadelesini bir günden az sürede bitirmişken, diğerlerinin en hızlısı üç günde bitirmişti.

 

Bu yüzden Jiang Chen’in tek bir dal seçmesi normaldi.

 

Tek bir dal seçmek demek o konuda kendisine çok fazla güvenmek ve başka bir dalda yarışmaya ihtiyaç duymamak demekti.

 

Eğer sonuçları ortalamanın altında olursa bir sonraki adıma geçemeyecekti.

 

Fakat iki ya da üç alan seçmiş olsaydı, eğer birinden başarısız olursa en azından diğerlerinden başarı elde ederek ilerleyebilirdi.

 

Katılımcılar herhangi bir testten gerekli olan standartları sağladıkları zaman geçebileceklerdi.

 

“Sadece bir tane mi?”

 

“Bu dâhi kişi kendine güveniyor.”

 

“Bu kişi elbette bir dâhi.”

 

“Eğer bu adamın kalp mücadelesinde olduğu gibi bu mücadelede de başarısı üstün olursa, on altı krallıkta eşsiz bir kişi doğmuş demektir.”

 

“Elbette, böylesinde fani bir uygulayıcının böyle yeteneklere sahip olması görülmemiş bir şey!”

 

Kalabalık kendi arasında fısıldaşırken Jiang Chen organizatörle beraber bir mağaranın önüne geldi.

 

“Askeri Dao yetenek testi senin doğa kanunlarını nasıl kontrol edebildiğini, doğaya yatkınlığını, uzmanlığını ve doğal güçlerini ölçecek. Doğada beş elementin gücü mutlaktır, bu testin odaklandığı şey ise tam olarak budur. Burada sayısız mağara bölümleri var, her bir mağarada bir elementin gücü hakimdir. Mağaralar üç farklı zorluk bölümüne ayrıldı, kolay orta ve zor. Katılımcılar kendileri belirleyecek bu zorluğu. Zorluk seçiminin ne kadar yüksek olduğu ve içeride ne kadar rahat hareket edebildiğin senin potansiyelini ölçecek. Örneğin, eğer metal elementini seçersen içeriye girdiğinde birçok metal gücü ile karşılaşacaksın. Her şey anlaşıldı mı?”

 

Jiang Chen kafasını salladı, kurallar basitti.

 

“Hmm, madem anladın, testin zorluğunu seç bakalım. Eğer kolay olanı seçip üç gün çeride kalırsan o halde ‘küçük ruhlu potansiyel’ olarak sınıflandırılacaksın. Eğer orta seviye zorluk seçersen ‘orta ruhlu potansiyel’ olarak sınıflandırılacaksın, eğer zor seviyeyi seçersen ve içeride üç gün kalırsan ‘üstün ruhlu potansiyel’ olarak sınıflandırılacaksın. Bunu da anlamışsındır herhalde?”

 

Jiang Chen güldü: “Ne yani, ‘zor’ diye adlandırılan seviye en zoru mu? Peki, doğuştan gelen bir potansiyeli nasıl ölçüyorsunuz?”

 

Jiang Chen her ne kadar doğuştan gelen bir potansiyele sahip olmasa da, merak etmişti.

 

“Haha! Eğer doğuştan gelen potansiyeliniz varsa zaten doğal olarak ‘üstün ruhlu potansiyel’ olarak sınıflandırılırsınız. Doğuştan gelen potansiyel zaten kişiye görülmemiş bir yükselme hızı verir. Ayrıca, toplulukların kıdemli yöneticileri bu doğuştan gelen potansiyeli belirlemek için kendi yöntemlerini uygular. Fakat doğuştan gelen potansiyel yüz yılda bir oluşacak bir şeydir ve öyle kolay şekilde rastlanmaz. Ama duyduğum kadarıyla Mor Güneş Topluluğu böyle bir hazineyi keşfetme şansını yakalamış.”

 

Hazine mi? Jiang Chen gülüyordu. Organizatörün Long Juxue ve onun Gök Anka Yaratılışı hakkında konuştuğunu biliyordu.

 

Aynı zamanda Gök Anka Yaratılış gibi bir doğuştan gelen potansiyele on altı krallık gibi küçük ve basit bir bölgede çok nadir rastlandığını da biliyordu.

 

Fakat söylemek gerekirdi ki Jiang Chen’in gözünde bu mesele çok da ilgi çekici değildi.

 

Önceki hayatında tanıdığı herkeste doğuştan gelen potansiyel vardı.

 

Göklerde yaşayanların doğuştan gelen potansiyele sahip olması oldukça sıradan bir şeydi.

 

“Pekâlâ, seçimini yap bakalım.”

 

“Zor seviyeyi ve Ateş ve Buz gücünü seçiyorum.”

 

“Ne?” Organizatör şaşırmıştı.

 

Karşısındaki katılımcının dâhi ve kendine güvenen biri olduğunu biliyordu fakat bu kadarını tahmin edememişti.

 

Hem ateş hem de buz gücünü seçmişti!

 

Herkes biliyordu ki ateş ve buz birbirinden farklı şeylerdi! Tıpkı su ve yağ gibi, birbirine karışmayan şeylerdi!

 

On altı krallıktaki askeri Dao bilgisi sınırlıydı, çoğu askeri Dao uygulayıcısı sadece bir alanda kendini geliştiriyordu.

 

Sadece özel dâhi kişiler iki alanda birden kendini geliştirebiliyordu!

 

Doğuştan gelen potansiyel denen şey buna elverişliydi, uygulayıcının birden fazla elemen ile eğitim yapabilmesini sağlıyordu.

 

“Bir sorun mu var?” Jiang Chen bir hata yaptığını düşünmüştü.

 

Organizatör elini salladı: “Yok, hayır hayır, sorun yok.”

 

Organizatör bir sorun olmadığını söylemişti fakat içten içe karşısındaki katılımcının inatçı ve huysuz birisi olduğunu düşünmüştü. İlk şaşırdığı şey zorluk seviyesini en üstten seçmiş olmasıydı, ikincisi ise iki farklı element seçimi yapmasıydı. Hem de birbirine zıt iki element!

 

Organizatör içinden düşündü: “Acaba bütün dâhiler böyle deli mi oluyor?”

 

Jiang Chen sabırsızlanmıştı: “Pekâlâ, başlayabilir miyiz artık?”

 

“Elbette, başlayabilirsin, hadi bakalım! Şuraya bak, o taraftaki mağaralar ‘zor’ seviyeli olanlar. Bu mağaralardan birisi göksel zorlukta ateş filizlerine sahip, diğeri ise aynı zorlukta buz filizlerine. Unutma, bu testin zorluk seviyesi üstündür ve içeri girdiğinde karşılaşacağın ortam kesinlikle felaket olacaktır. Eğer çok zorlanırsan geri çekilmelisin, orada hayatını kaybetmeye değmez.”

 

Organizatör iyi niyetli bir uyarı yapmıştı.

 

Jiang Chen manalı şekilde mağaralara göz attı.

 

İlk adımını göksel ateş barındıran mağaraya doğru attı, ateş elementi ile başlamayı seçmişti!

 

İçeri adım attığı anda Jiang Chen sanki zaman bir anda ileri akmış ve yaz mevsimine gelmiş gibi hissetti. Sıcaklık bütün vücudunu sarmıştı.

 

Mağaranın içinde başka bir dünya vardı. Nereye baksa parlak, gül renginde bulutlar görüyordu. Neredeyse havadaki rüzgar bile kırmızı esiyordu.

 

Sanki bir tür volkan dağına gelmiş gibiydi.

 

Jiang Chen yüzündeki gözeneklerin bile sıcak hava ile dolduğunu hissediyordu. Sıcaklık dalgaları etrafını sarmıştı, sanki bu sıcaklık dalgaları birleşip bir oluşum meydana getiriyor ve hortum şeklinde Jiang Chen’e saldırıyordu.

 

Uyandırdığı his dev dalgaların sahile vurması gibiydi, sürekli devam eden, ardı arkası kesilmeyen ve oldukça güçlü bir etkiye sahip dalgalar! Sanki canlı canlı pişiyor gibiydi Jiang Chen.

 

Bu ortamda üç gün boyunca kalmalıydı, ancak bu şekilde bu testi geçebilirdi.

 

Jiang Chen vücudundaki qi enerjisini dolaştırmaya başladı, etrafındaki sıcak hava dalgalarını hafifletmeye çalışıyordu.

 

“Hmm, demek ateş elementinin özü bu kadar safmış.” Jiang Chen bu sıcaklık akımını absorbe etmeye başladığında şaşırmıştı.

 

Jiang Chen bu mağaradaki ateş özünün saflığının aziz dereceli ateş kategorisindeki ruh ilaçları ile aynı seviyede, belki de daha üstün olduğunu gözlemledi.

 

“Organizatörün dediğine göre bu mağaralar göksel ateşin ruh filizlerine sahipmiş, acaba göksel ateş bu mağaranın derinliklerinde mi gizli?”

 

Bunları düşünürken Ateş ve Buz’un Büyüleyici Nilüfer Çiçeğini aktif etti ve altı adet kırmızı renkli dal oluşturdu.

 

Oluşan her dal yavaşça büyüdü ve her birinin taç yaprakları bir insan boyutuna kadar yükseldi.

 

Her nilüferin üzerinde yirmi-otuz tane taç yaprak vardı.

 

Etraflarındaki ruh gücünün besleyiciliğini gören nilüfer dalları sanki yüz yıldır aç kalmış birer gurme kişi gibi canlı ve dipdiri hale gelmişti.

 

Etraflarındaki ateşin ruh özünü absorbe etmeye başlamışlardı, hem de görülmemiş bir iştahla!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44253 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr