Bölüm 286: Kalp Gücü Dâhi Olan Birisi Var!

avatar
2727 1

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 286: Kalp Gücü Dâhi Olan Birisi Var!


Ata kişilerin de söylediği gibi, bir uygulayıcının bu kadar kısa süre içerisinde Devasa Hazineler Köşküne gelmesi oldukça zordu, inanılmaz bir kalp gücü gerekliydi.

 

Her ne kadar bu Ata kişiler şu anda çok güçlü olsalar da, gençliklerinde kendileri de bu kadar kısa süre içinde Devasa Hazineler Köşküne ulaşabilecek güce sahip değillerdi.

 

Köşke gelmek demek, asıl testin başladığı anlamına geliyordu.

 

Köşkteki illüzyonun gücü diğerlerinden fazlaydı.

 

Köşkteki illüzyona dayanabilenler gerçekten güçlü kişiler demekti.

 

Sonuçta askeri Dao’da, özellikle fani uygulayıcılar tekniklerden, silahlardan yoksun kişilerdi.

 

İşte bu mahrumiyet bu kişilerin açgözlü davranmasına yol açıyordu ve bu teknikleri ve eşyaları istemelerine sebep oluyordu.

 

“Aralarındaki en güçlü kişi bile Köşk testini üçüncü günde geçebilir mi acaba?”

 

Güneş Avcısı güldü: “Üçüncü günde mi? Küçük kız kardeş Buz Buharı, sen her daim iyimser davranan birisin. Fani bir uygulayıcı Köşk testini üçüncü günde mi geçecekmiş? Bence bu kesinlikle imkânsız bir şey. Sadece toplulukların dâhi müritleri üçüncü günde bu testi geçebilir. Topluluklarda bile toplamda beş kişiden daha az sayıda uygulayıcının kalp Dao’su eğitimi güçlü. Eğer bir uygulayıcı kalp Dao’sundan başka bir şey çalışmadıysa, işte o zaman belki beş günden daha az bir sürede bu testi geçebilir.”

 

Mücadelenin başlangıcındaki kıdemli kişi katılımcıların on gün içerisinde bu mücadeleyi bitirmeleri gerektiğini söylemişti, eğer sekiz gün içinde bitirirlerse ortalamanın üstünde başarı elde etmiş olacaklardı. Beş gün içerisinde bitirenler dâhi sayılacaktı ve üç gün içerisinde bitiren kişi ise eşi benzeri bulunmayan ve yüz yılda bir denk gelebilecek olan bir dâhi kişi demekti. Üç gün içerisinde bu mücadeleyi bitirebilenler elbette Ata kişilerin dikkatini çekecekti.

 

Sonuçta toplulukların güçlü müritleri bile üç gün içerisinde bu mücadeleyi bitiremiyorlardı.

 

“Yaşlı Güneş Avcısı, sen fani uygulayıcılara karşı oldukça saygısız davranıyorsun, üstelik de sen fani dünyada Gök Anka Yaratılışa sahip birini keşfetmiş olmana rağmen. Acaba bu potansiyelde başka bir uygulayıcının var olmasını istemiyor olabilir misin?” Dokuz Aslan gülerek sormuştu.

 

Güneş Avcısı hafifçe güldü: “İstemediğimden değil, ben sadece durumu tarafsız şekilde değerlendiriyorum. Sonuçta bahsettiğimiz şey fani dünya. Fani dünyanın kaynakları toplulukların kaynaklarının yüzde birine bile sahip değil. Bundan dolayı yakın zamanda anlayacaksınız ki fani dünyada dâhi aramak demek aslında samanlıkta iğne aramak demektir.”

 

Bu esnada kontrol merkezinden bir çığlıklar yükseldi: “Bu nasıl mümkün olabilir?”

 

“Bu nedir böyle?”

 

“İmkânsız! Olamaz bu!”

 

“Yok artık! Bir katılımcı Devasa Hazineler Köşkünü mü geçti? Fakat, fakat henüz sadece yarım gün geçti!”

 

“Evet, bir gün bile geçmedi daha! Nasıl olabilir bu?”

 

“Vay be! Ne kadar da eşsiz bir dâhi!”

 

“Fani dünyada böyle güçlü bir dâhinin ne işi var?”

 

“Acaba yeniden doğuş yolunun kendisinde mi bir sıkıntı oluştu? Yarım gün gibi bir sürede bir katılımcının Devasa Hazineler Köşkünü geçmesi imkânsız!”

 

“Evet, kesinlikle imkânsız, kaç kişi buna dayanabilir ki? Sıradan uygulayıcılar nasıl bu hazineleri umursamadan yollarına devam edebilirler?”

 

Ata kişiler mücadeleyi bizzat yönetmiyorlardı.

 

Bu çığlıkları atan kişiler toplulukların kıdemli kişileriydi, mücadelelerin sorumlu kişileriydi.

 

Ata kişiler bu çığlıkları duyunca şaşırmışlardı. Hepsi birden kontrol merkezine baktılar.

 

Eğer bir katılımcı Devasa Hazineler Köşkünü geçerse kontrol merkezi bunun haberini alıyordu, Köşk testini geçen her katılımcı için yeşil bir bildiri beliriyordu.

 

“Saçmalık! Yeniden doğuş yolu kadim zamanlardan kalan bir miras bölgedir, nasıl yanlışlık olabilir?” Bin Akbaşlı heyecanlanmıştı ve kontrol merkezine yönelen ilk kişi olmuştu.

 

Buz Buharı da acele ile kontrol merkezine yöneldi.

 

Dokuz Aslan bu esnada Güneş Avcısına bakıyordu, yüzünde alaycı bir gülümseme ile konuştu: “Yaşlı Güneş Avcısı, mademki sen üç gün içerisinde kimsenin Devasa Hazineler Köşküne gelemeyeceğine çok emindin, sanırım yeniden doğuş yolunda bir yanlışlık oluşmuş ha? Hahaha!”

 

Dokuz Aslan eline geçen bu fırsatı hemen iğneleme yapmak için kullanmıştı.

 

Güneş Avcısı kendisini saf gibi hissediyordu.

 

Köşk testini yarım günde geçmek mi? Bu nereden bakılırsa bakılsın saçmalıktı!

 

Fakat kendisi orijin âlemi uygulayıcısıydı ve biliyordu ki bu yeniden doğuş yolu kadim bir uzman tarafından hazırlanmıştı. Herhangi bir şeyin yanlış olması imkânsızdı!

 

Bu demek oluyordu ki fani dünyadan birisi Köşk testini geçmişti. Bu kişi topluluklardaki çoğu müritten daha güçlü bir kalbe sahipti!

 

Bu kişinin kalp gücü korkutucu seviyelerde olmalıydı!

 

Güneş Avcısı Dokuz Aslanın sözlerini duymazdan geldi ve kontrol merkezine ilerledi.

 

Kontrol merkezindeki kadim kayanın üzerinde gerçekten de yeşil bir parlama görünüyordu.

 

“İnanılmaz! Kesinlikle inanılmaz! Belliki fani uygulayıcılar arasında değerli kişiler de var! Acaba bizim topluluklarımızın dâhi kişileri belirlemekteki yöntemleri yanlış mı? Sanırım fani uygulayıcılar konusunda oldukça önyargılı davranmışız!”

 

Topluluklar kendi müritleri hariç kimsenin yüzüne bakmıyordu, fani dünyadaki uygulayıcıları hep hor görüyorlardı. Kendi nesillerinden başkasına eğitim vermek onların yöntemi değildi.

 

Bundan dolayı fani uygulayıcıların topluluklara girmesi oldukça zordu.

 

Sonuçta topluluklar seçmeler düzenliyordu, ancak bu şekilde fani uygulayıcılar topluluklara girebiliyordu.

 

Fakat seçmelerin ne zaman gerçekleşeceği de belli olmuyordu, yeni doğmuş ve yüksek potansiyele sahip bir uygulayıcı kırk yaşına gelene kadar belki hiç seçme gerçekleşmiyordu, bu durum elbette fani uygulayıcılar arasındaki dâhi kişilerin kendini belli edememesine sebep oluyordu.

 

“Daoist Buz Buharı, senin ileri görüşün kuvvetlidir, sen böyle bir uygulayıcının fani dünyada var olabileceğini görmüş müydün?” Bin Akbaşlının yüzü şaşkınlık ifadesi ile doluydu.

 

Buz Buharının yüzünde garip bir gülümsem vardı: “Daoist Bin Akbaşlı, benim Akan Rüzgar Topluluğum dâhi kişilerin tespiti konusunda uzmanlaşmış olsa da, yine de bunu tespit edebilmek için bir süreç gereklidir. Eğer ben bir kişinin yüzüne bakarak onun ne kadar potansiyele sahip olduğunu anlayabildiğimi söylesem bana inanır mıydın?”

 

“Doğru, bu tarz bir dâhi kişi kesinlikle nadir bulunur. Belliki bu potansiyele sahip olan kişi bir ejderin iskeletine ve ankanın tüylerine sahip.”

 

Dokuz Aslanın yüzünde bir ışık belirdi: “Acaba bu kişi kalp gücünü doğuştan gelen bir yetenekten alıyor olabilir mi? Ben zamanında sadece doğuştan gelebilen bir yetenek duymuştum, ismi Hükümdarın Kalbi! Bu kişiler dışarıdan gelen hiçbir müdahaleye aldırış etmez ve duruşlarını bozmazlarmış, tıpkı bir Hükümdar gibi…”

 

“Saçmalamayın be!” Güneş Avcısı gülerek konuştu: “Bizim on altı krallığımız Devasa Muhitin en güçsüz ittifakı. Ben Devasa Muhit sınırları içerisinde Hükümdarın Kalbi yeteneğine sahip bir kişi bile duymadım daha önce. Şimdi neden böyle birisi belirsin ki?”

 

Dokuz Aslan da gülerek cevapladı: “Aslında, ben hatırlamakta zorlanıyorum, az önce birisi fani uygulayıcıların hiçbirinin üç gün içerisinde Devasa Hazineler Köşkü testine gelmesi imkânsız demiyor muydu?”

 

Güneş Avcısı kederli şekilde konuştu: “Her durumun bir istisnası olabilir. Fakat bu kişinin Köşk testini geçmiş olması final testi geçecek olması anlamına gelmez.”

 

“Köşk testini böyle rahat şekilde ve kısa sürede geçen birisini final testinin durdurabileceğini mi sanıyorsun?”

 

“Bunu kimse bilemez.”

 

“Güneş Avcısı, sen sadece muhalefet olmak için konuşuyorsun gibi geliyor. Ne dersin, eğer gerçekten fani uygulayıcılardan birisi bu testi bu kadar kısa sürede geçebildiyse sizin Mor Güneş Topluluğunuz onu seçmek için çaba sarf etmeyecek ve diğer üç topluluğa bırakacak, ne dersin?” Dokuz Aslan karşısındaki kişiyi nasıl kışkırtabileceğini iyi biliyordu.

 

“Yaşlı Dokuz Aslan, sen bu yaşına rağmen neden böyle şeyler söylüyorsun? Benim şahsi fikirlerim neden topluluğumun seçmelere katılıp katılmamasını etkilesin ki? Rekabetten geri çekilmemi mi istiyorsun yani? Neden dâhi bir kişiyi elimize geçirme fırsatını geri tepelim ki?”

 

“Yani bu kişinin dâhi olduğunu kabul ediyorsun ha?”

 

“Kalp gücünün fazla olması nadir rastlanan bir şeydir. İlerideki performansları etkileyen bir durumdur. Fakat sadece kalp gücü yetersizdir, bu kişinin dâhi sayılması için aynı zamanda fiziksel gücünün de kaliteli olması gerekir.”

 

Güneş Avcısının sözleri mantıklıydı.

 

Orijin âlemine geçişte kalp gücü şarttı elbette, fakat diğer etmenler de bir o kadar önemliydi aynı zamanda.

 

Potansiyel ve güç eşit etkiye sahip sayılabilirdi.

 

Eğer bir kişi yeterli fiziki güce sahip değilse kalp gücü ne kadar üstün olursa olsun yine de başarısız olacaktı.

 

Fakat Güneş Avcısının sözleri her ne kadar mantıklı olsa da, diğer Ata kişiler onun sözlerine çok da önem vermedi.

 

Asıl önemsedikleri şey bu kalp gücü kaliteli olan dâhi kişinin diğer mücadelelerde nasıl bir performans sergileyeceğiydi.

 

Eğer bir kişinin hem kalp gücü hem de diğer alanlardaki gücü üstünse, işte o zaman gerçekten yetenekliydi. Eğer bir kişinin fiziki gücü son on altı kişiye kalmak için yeterli olmasa bile, sonuçta yetişim yaparak fiziki gücünü artırabilirdi.

 

“Acaba bu dâhi kim?” Bin Akbaşlının dile getirdiği soru aslında herkesin aklındaydı ama ilk konuşan o olmuştu.

 

Bu kişi acaba Jiang Chen olabilir miydi?

 

Sonuçta mücadeleler başlamadan önce Ata kişiler üzerinde etkili bir izlenim bırakan tek kişi Jiang Chen’di.

 

Fakat sonuçta içeride dört yüz bin kişi vardı ve tahmin etmek oldukça zordu.

 

Sonuçta katılımcılar maske ve üniforma giyiyordu, katılımcıların kimliğini belirlemek imkânsızdı. Şu an yapılabilecek tek şey bu katılımcının katılımcı belgesindeki numaraya bakıp ileride nasıl bir performans sergileyeceğini gözlemlemek olurdu.

 

Bu katılımcı her kimse, finale kadar belli olmayacaktı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44257 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr